ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yufkacıya kaçan eltiler
-
inanılmaz olan fantastik hadise kadar, iki eltinin de isminin hamide duman olması olan hadise. resmen a glitch in the matrix, elon musk bunu incelesin.
ek: programı izlediğini iddia eden birinin aktardığı kadarıyla üçüncü bir hamide duman varmış hikayede, yufkacının bir akrabasının karısıymış. olamaz lan böyle bir şey.
2030'a kadar gerçekleşecek olan 32 tahmin
-
global olarak düşünürsek benim düşünceme göre:
insanlar robotlaşacak.
gelişmiş ülkeler marka marka şekil şekil biyonik kol bacak kalp böbrek geliştirecek. kusursuz çalışacaklar.
diyelim ki sen kolunla maksimum 20 kg kaldırıyosun, bi kol takacaklar sana 40kg hiç zorlanmadan kaldırabileceksin. akşamları şarj edeceksin falan. olacak bunlar. kanada, abd, fransa, almanya bu sektörü coşturacak.
şimdi de ülkemizde olacak şeylere bakalım:
4. boğaz köprüsü
adanaya hızlı tren
konyaya kainatın en büyük camisi.
5 kavanoz bal 120 tl olacak.
edit: bykush uyardı sağolsun kainatmış kahinat değil.
yaran inci sözlük entry'leri
-
entry: devlete dava açmak üzereyim yardım edin
entry: aranızda avukat var mı bilmiyorum, inşallah vardır ve bana yardım eder.
beyler nüfus cüzdanımda kangurubu diye bi ifade yer alıyor, ben kanguru değilim!
bi kaç avukata mail attım cevap bekliyorum..
sahibinden.com ölücüleri
-
fiyatı 6.000 tl olan oldukça kaliteli bir koltuk takımını alıp salona yerleştiremedim. boyutlar showroomda görünene göre oldukça büyük çıkınca doğru düzgün kullanmadan satışa koydum.
mağaza belli, satış fiyatı belli, ürün faturalı. sahibinden.com'da açtığım ilanda fiyat 3.500 tl.
gelen mesaj aynen şu (yazım hataları ile birlikte):
"selamlar ozz bey sanırım az kullanılmış bir ürün.. fiyat çok pahallı 2. elciyim. biz en iyi müşteriye bunları 2. el 1000 lira civarında satıyoruz. son ne olur?"
"tamam gelin alın 1.000 liraya" diye cevap attım.
eskiden kullanıp epeydir kenarda duran cep numaramı verdim. aradılar konuştuk, evin karşısındaki özel güvenlikli bir sitenin adresini verdim. adamlar yarım saat sonra rulo naylon yüklü koca bir kamyonetle karşı sitenin kapısına geldi.
artık kullanmadığım ve kullanmayı düşünmediğim hattımın sim kartını kırıp çöpe attım. kahvemi sigaramı ayarlayıp elemanların güvenlikler tarafından yaka paça siteden kovalanmasını izledim.
ölücülere ölüm..
not: bunu sonuna kadar sabırla okuduysan elini vicdanına koy ve türkiye'de ölüme terk edilen sma hastası yavrulara bir imzayla destek ol: https://www.change.org/…etition&utm_medium=copylink
kadınların lüks yaşam sağlayan herkese aşık olması
-
bizzat olayı yaşayan biri olarak saçma bulduğum düşünce.
üniversite zamanında kız arkadaşımla bir keresinde sinemaya gitmiştik. bilet kuyruğundayken bana "bilet paralarını sen ödeyeceksin değil mi?" diye sormuş, ben de çekinerek "o kadar param yok bugünlük herkes kendi bilet parasını ödese olur mu?" demiştim.
yüzünde iç ısıtan sıcacık bir gülümsemeyle birlikte " tabi, olur" diyip, anlayışla karşılamıştı. hatta içeriz diye suları bile o ısmarlamıştı.
işte o an, onun masmavi gözlerine dalmış ve böyle anlayışlı, paraya değer vermeyen bir kız arkadaşım olduğu için o kadar mutlu olmuştum ki anlatamam. hatta o gün hayatımda en çok keyif aldığım sinema deneyimlerimden birini yaşamıştım sayesinde.
ertesi gün sebepsiz yere ayrılmasaydı benden, eminim çok da güzel bir ilişkimiz olacaktı.
hala merak ederim niye ayrıldı acaba diye.
ömür dediğin
-
trt 'nin gelmiş geçmiş en iyi yapımı. antakya 'lı 85 yaşında bir dede. eşini göstererek anlatıyor; "kalp hastası bu, şeker hastası, gözleri görmüyor, ama napayım, ölünceye kadar sırtımda taşırım, ölürse ne yaparım ben, ölmesinden korkuyorum" diyor. " 6 çocuğum var, hepsi sağa sola evlendi gitti, bakmazlar bize, iğrenirler artık"
dedeme bakıyorum, babaannem kalp hastası, onun ölümünden çok korkuyor, dilinde hep aynı dua "beni onun ardına koma ya rabbi". ben de korkuyorum, 27 yıldır yanımızdalar, bir gün birisinin ölümüne şahit olmaktan çok korkuyorum, yine de dedemin duasına iştirak ediyorum, o öyle istiyor diye. antakya 'lı dede ve nineye bakıyorum, kendi dedem ve babaanneme bakıyorum, bu çizgilerden bende de olacak, nasıl iğrenir ki insan diye düşünüyorum.
televizyonda program bitiyor, hepimizin gözleri yaşlı, dedem köyden şehre gelişini bilmem kaçıncı kez anlatıyor. gülüyoruz, iç çekiyoruz, ne güzel diyorum, bizde her gün canlı canlı ömür dediğin...
edit: babaannemi 2019 nisan’ında, dedemi 2020 şubat’ında uğurladık. program bitti. inşallah şimdilik...
cnbc-e'nin kapanması
-
peki o zaman ben butun cbnce dizilerini izliyorum nickli yazar ne olacak. birak eksik biraz hüzünlü biraz güdük kalmayacak mı?
peki mahfi eğilmez nereye gidecek. ya o türlü forex firmalarının uzmanları nereye bağlanacak?
hele o sigaraların ucundaki çiçekler. solacak mı onlar :(
eniştecimle akşam akşam delirmeler
-
tek mantıklı açıklamasının, adamın adının "eniştecim" olduğu fotoğraflardır.
astımım var deyip duman konserine gelmeyen kız
-
makyaj yapmadım diyerek ayna konserine gelmeyen kızın sınıf arkadaşıdır.
dünyanın en kısa mutluluk hikayesi
-
telefon çalar
-efendim anne
+akşama yemeğe geç kalma
-ne yemek yaptın
+senin sevdiğinden