hesabın var mı? giriş yap

  • dua'ya inanıyorsanız dua, enerjine inanıyorsanız enerji.. neye inanıyorsanız inanın ama yeterki iyi bir niyette bulunun.. en azından insanlık bunu gerektirir ve ben hala insan ! olduğumuza inanıyorum.

    edit: düşüncelerimiz biraz değişti.

  • şunun için türkçesi ''anan da öyle diyordu'' demeyin. çünkü değil. that's what she said herhangi bir kişiyi spesifik olarak belirtmez. saygısız bir komedi olmamasının sebebi odur. ama ''anan da öyle diyordu'' dünyanın en iğrenç söz kalıplarından biri.

  • arayüz nedeniyle satılan ürünü bulmanın zorluğu.

    ürünü google'da filanca ürün amazon şeklinde aratarak bulabiliyorum.

  • röportajın en güzel yanı michael jordan'ın kendisinden para isteyen oğluna yaptığı babacan konuşma lezzetindeki üslubu, adeta hulusi kentmen tadı var jordan abimizde. "elbette para kazanılır. ama önce oyuncu basketbol oynamayı istemeli. işler paraya geldi mi belirli bir noktadan sonra olmalı."

    bu "ben sana adam olamazsın dedim" tandanslı cümleden sonra olay bambaşka bir boyuta geliyor, "yani benim gibi. attığım adım para." cümleleri. acaba jordan bunları ingilizce'de hangi cümlelerle ifade etti. hani esat yılmaer de kendini frenlemeseymiş "trink para, tak, anadın mı?" diye ifadeleri de yedirecekmiş röportaja.

    "sana şimdi bunları söylüyorum, bunlar da para olmalı," cümlesi ne demek oluyor, onu hiç anlamadım.

  • astrafobi, gök gürültüsü ve şimşek korkusudur. her yaştan insanı etkileyebilir, ancak çocuklarda yetişkinlere göre daha yaygın olabilir. hayvanlarda da görülür. bu korkuya sahip birçok çocuk nihayetinde onu aşar, ancak küçük bir bölümü yetişkinlikte de fobi yaşamaya devam eder.

    fırtınaya veya aşırı hava koşullarına hazırlanmak makul düzeyde endişe veya korku yaratabilir. ancak astrafobisi olan kişilerde, fırtınalar zayıflatıcı olabilecek aşırı bir reaksiyona neden olur. bu fobiye sahip olan insanlar için, bu duygular yıpratıcı olabilir.

    astrafobi, tedavi edilebilir bir anksiyete bozukluğudur. diğer birçok fobi gibi, amerikan psikiyatri birliği tarafından belirli bir psikiyatrik tanı olarak kabul edilmez.

    semptomlar nelerdir?

    yaklaşan bir fırtına haberi, kişiyi, dışarda yapacağı planları değiştirmek zorunda bırakır ya da kişi gök gürültülü bir fırtınaya aniden yakalanırsa kendine barınak arayabilir. yıldırım ihtimaline karşı uzun ağaçlardan uzaklaşabilir. yıldırım düşme ihtimali zayıf olsa da, bu eylemler potansiyel olarak tehlikeli bir duruma uygun hareketlerdir.

    fakat astrafobisi olan bir kişi, görünüşte uygun olan yukarıdaki eylemlerin ötesine geçen bir reaksiyona sahip olacaktır. bir fırtına öncesi ve sırasında kendilerinde panik duyguları oluşacaktır. bu duygular tam gelişmiş bir panik atak haline gelebilir ve aşağıdaki belirtileri içerebilir:

    -tüm vücudu sallama,
    -göğüs ağrısı,
    -uyuşma,
    -mide bulantısı,
    -kalp çarpıntısı,
    -nefes darlığı.

    astrafobinin diğer belirtileri arasında şunlar olabilir:

    -avuçların terlemesi,
    -fırtınayı ve gökyüzünü izlemek için takıntılı arzu,
    -dolap, banyo veya yatağı kullanarak gök gürültüsünden saklanma ihtiyacı,
    -korunmak için başkalarına sarılmak,
    -özellikle çocuklarda kontrol edilemeyen ağlama.

    bu belirtiler hava durumu programı, şimşek veya gök gürültüsü gibi uyarıcılarla tetiklenebilir.

    astrafobi için risk faktörleri nelerdir?

    bazı insanlar bu fobi için yüksek risk altında olabilir. sadece çocuk olmak da bir risk faktörü olabilir. fırtınalar, çocuklar için özellikle korkutucu olabilir, ancak çoğu ilerleyen yaşlarda bu duygulardan kurtulacaktır. işitsel bozukluk, otizm ve duyusal işlem bozukluğu olan bazı çocuklar, fırtına sırasında duygularını kontrol etmek için daha zor zamanlar geçirebilirler.

    anksiyete bozukluklarının bazen genetik bir bağı vardır. ailede anksiyete, depresyon veya fobi öyküsü olan bireyler astrafobi için daha büyük risk altında olabilir.

    havaya bağlı travma yaşamak da bir risk faktörü olabilir. örneğin, şiddetli havanın neden olduğu travmatik veya olumsuz bir deneyimi olan biri fırtınalara fobi kazanabilir.

    astrafobi nasıl teşhis edilir?

    fobiniz altı aydan uzun sürerse veya günlük yaşamı etkilerse, bir doktordan veya terapistten yardım almak size yardımcı olabilir. doktorunuz, fırtınalara karşı tepkilerinizi ve duygularınızı sözlü olarak açıklayan bir tanı ve semptomlar için varsa tıbbi bir temeli ayırt etmek için sizi muayene edecektir.

    astrafobi için özel bir tanısal laboratuvar testi yoktur. amerikan psikiyatri birliği'nin ruhsal bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı'nın yeni baskısı, tanı koymaya yardımcı olmak için belirli fobilerin kriterlerini belirlemiştir.

    spesifik fobiler, irrasyonel korku ile gösterilen bir anksiyete bozukluğudur. doktorunuz sahip olduğunuz şeyin bir fobi olup olmadığını belirlemek için semptomlarınızı kriterler listesiyle karşılaştıracak ve teşhisinizi yapacaktır.

    astrafobi nasıl tedavi edilir?

    fobileriniz için etkili olabilecek çeşitli tedaviler vardır:

    1- bilişsel davranışçı terapi(cbt):

    cbt bir çeşit psikoterapidir(konuşma terapisi). kısa vadeli bir yaklaşım. bir terapistle veya grup ortamında bire bir yapılabilir. cbt, belirli bir konu üzerinde derinlemesine odaklanmaktadır ve hedefe yöneliktir. olumsuz ya da hatalı düşünme modellerini değiştirmek ve onları daha rasyonel düşünme biçimleriyle değiştirmek için tasarlanmıştır.

    2- maruz kalma tedavisi:

    maruz kalma terapisi bir tür cbt tedavisidir. fobisi olan kişilere, zaman içinde onları korkutan şeye yavaş yavaş maruz kalarak korkularıyla yüzleşmeleri için fırsatlar sağlar. örneğin, izlenirken veya kontrollü bir ortamda fırtına veya şimşek ile ilgili uyarıcılarla karşılaşmanız istenir.

    3- diyalektik davranışçı terapi(dbt):

    bu problem çözme yaklaşımı, cbt'yi meditasyon ve diğer stres azaltıcı tekniklerle birleştirir. anksiyeteyi azaltırken insanların duygularını işlemelerine ve düzenlemelerine yardımcı olmak için tasarlanmıştır.

    4- kabul ve bağlılık terapisi(act):

    act; farkındalığı, baş etme becerilerini ve benlik ve durumların kabulünü arttırmaya çalışır.

    5- anksiyete ilaçları:

    doktorunuz tedaviye ek olarak anksiyete ilaçları da önerebilir. bu ilaçlar fırtınalardan önce veya fırtına sırasında hissettiğiniz stresi azaltmaya yardımcı olabilir. ilaç, fobi için bir tedavi değildir.

    6- stres yönetimi teknikleri:

    meditasyon gibi stres yönetimi teknikleri, fobiyle ilgili kaygıyı gidermede veya azaltmada etkili olabilir. bu teknikler fobinizi uzun vadede yönetmenize yardımcı olacaktır.

  • 5g ye gecmek icin uydu modulu degistirmeye gerek yoktu. 4g ayni zamanda 5g ninde altyapisini olusturur.
    cehalet kotu sey. cok kotu.

    edit: lte, yatirim maliyetlerinden yakinan servis tasiyicarinin ihtiyaclarini karsilamak icin tasarlanmistir. yazilim ve ctcss optimizasyonuyla artik jenerasyon degisiminde ciddi farkliliklar ortaya cikmamaktadir.

  • kayıtlara geçsin diye söylüyorum, kendisi benden çok daha yakışıklıdır, kız olsam şu anki halime vermeyip direkt rüzgar'ı tercih ederdim. ciddiyim.

    28 m turkey.

  • siteleri üzerinden cuma günü akşam saatlerinde herhangi bir mağazalarında guinness bira satılıp satılmadığını sordum. cumartesi günü öğle saatlerinde arandım; mağazalarından birinin yetkilisi ürünün ne yazık ki herhangi bir macrocenter'da satılmadığını, migros stoklarını da kontrol ettiğini ve onlarda da bulunmadığını iletti. sonrasında ise ürünün türkiye'deki dağıtıcısıyla (tuborg) görüştüğünü, bu ürünün firma tarafından şişe ya da kutu formunda ithal edilmediği, sadece publarda satılmak üzere buna uygun şekilde getirildiği bilgisini aldığını iletti. üstüne de yine tuborg'dan aldığı bilgiye göre kutu, şişe guinness satışının 2014 sonuna doğru ya da 2015 başında başlayacağını söyledi.

    açıkçası "maalesef yok" şeklinde bir mail geri dönüşü bile benim için yeterliyken yukarıdaki cevabı almış olmak fazlasıyla sevindirdi. buna direkt müşteri memnuniyeti bile diyemiyorum zira ortada bir satıcı-müşteri ilişkisi de kurulmuş değil. dolayısıyla "potansiyel" müşteri memnuniyeti konusunu ciddiye almaktalar diyebiliyorum, bugün bunu gördüm.

  • önce pişmanlık nedir onu iyice bir öğrenmek. yoo dostum, her hayıflanmanız pişmanlık değildir. günün birinde içine sine sine yapmış olduğun şey başka bir gün başına kabaklar patlattığında yaşadığın üzüntü de değildir pişmanlık.

    pişmanlık en başta kendinden ve yaptığın şeyden tiksinmeyi, alternatifleri reddedip kendini o hale bile isteye sokmuş olmanın getirdiği yabancılaşmayı içerir. hayatta üzülecek, baya bi kırılıp dökülecek, zaman zaman sürüneceksiniz, bunların kaçarı yok, ama pişmanlığın kaçarı var: içinize sinmeyen hiçbir şeyi çok büyük bir mecburiyetiniz, hayat memat meseleniz yoksa yapmayın.
    kişiyi en acıtan yabancılaşma kendine olandır, kendinizi yine ta kendinizden yıpranmış, ter kokmuş, yakası paçası kaymış bir tişört gibi çıkarıp atmak istemiyorsanız -işte pişmanlık tam olarak budur- yaptığınız her şey önce sizin içinize sinecek. ananızın, babanızın, kuzeninizin, komşuların, whatsapp kanka grubunuzun, iş yerindeki fatma'nın değil.

    her eyleminizde bir crush on durumu yaşayın, bu sadece aşk değil, iş, arkadaşlık, yeni bir kıyafet, gezilecek görülecek bir yer, eve alınacak bir koltuk da olabilir, ama ona tutulun.
    herkes akın akın evleniyor diye "benim bundan çocuğum olsa nasıl güzel olur" hissi yaratmayan biriyle evlenmeyin, herkes oraya gidiyor diye size çivili koltukta oturuyor hissi yaratacak yere gitmeyin, herkes alıyor diye "eve gitsem de şunu üzerimden fırlatıp atsam" diyeceğiniz o rahatsız bluzu almayın. herkes size "aaa biraz manyak galiba" diyor diye onların diliyle konuşmaya başlamayın. düşecek ama kalkacaksınız da, kimsenin yara izi bir başkasında sızlamaz, kaşınmaz, sadece uzaktan bakıp "acıyor olmalı" dersiniz, (burada yara ve iz kelimelerini yeni nesil ağlak edebiyatçılar gibi sadece aşk meşkle iniltili kullanmıyorum) sizin kendi yara izleriniz olsun yoksa öğrenemezsiniz, hem "yara izi yarayı açan kılıçtan daha etkilidir"* tecrübeyi gösterir. kendiniz olun ve sonunda batsanız da çıksanız da vurulmadığınız hiçbir şeyin peşinden gitmeyin, tercihlerinize laf söyleyen insanlara karşı mottonuz da şu olsun: "sa-na-ne a......."

  • biziz.
    mutsuzuz olm. hep bi arayıştayız, hep bi yarışta.
    amaçsızız. bizi peşinden sürükleyecek bi ideoloji yada hedef yok.
    tatminsiziz. herşeyi denedik, herşeyi tükettik.
    yalnızız. etrafımız kalabalıkken de yalnızız. yalnız hissetmedigimiz tek yer kardeşlerimizle uyuduğumuz odada "susadım" diye uyandığımızda bi bardak suyu koşarak getiren o melekle yaşadığımız zamanlardı.
    kandırıldık. hepimize yalan söylediler. hepimize süperstar olacaksın dediler. şimdi ekşide yazıyoruz.

    ne edebiyat çağına yetiştik ne felsefe çağına. ne savaşı gördük ne büyük buhranı.

    fotoğrafı bile içinde olmak için, oradaydım demek için çekiyoruz. yazık oldu bize be... iyi çocuklardık aslında. ziyan olduk.

    zorunlu edit:
    debe olsun diye yazmadım ama iki yüz küsür defa favlanınca dikkati mi çekti ve diğer entryleri de okudum. fight clup eleştirisi getirenlere; bu sözlükte fight clup taki o sahneyi kimsenin bilmediğini, öylece yutturabileceğimi düşünmeniz enteresan. buna arak yada çakma değil gönderme denir. işin ekstra hazin yanı bildiğimiz en sistem muhalifi eleştirinin de yine bir pop kültür ürünü olan hollywood yapımı bir film olması.

    kandırıldık. hepimize umut vaadeden delikanlı dediler, şimdi ekşi de yazıyoruz.

    ne edebiyat çağına yetiştik ne felsefe çağına. büyük buhran... hani şu gazap üzümleri'ndeki dönem... yaşamadık.
    çarıklarımızı da yemedik.
    mutsuzuz.
    amaçsızız.
    tatminsiziz.
    yalnızız.
    ve dün gece bütün bunların etkisiyle, format falan da takmadan, dilime geldiği gibi yazdım.
    canım sıkıldı şimdi... şu farklı renkte bağcıkları olan converse’lerimi giyeyim de kulağımda kulaklık, aklımda derin düşünceler, hiç dikkat çekmeden, çekmek de istemeden istiklal’de biraz yürüyeyim.