hesabın var mı? giriş yap

  • üzerinden 11 sene geçtiğine inanmakta güçlük çektiğim konser. siyah t-shirtlerimiz, kovboy çizmelerimiz, körpe ciğerlerimize yeni doldurmaya başladığımız kısa camellerimiz, lise yüzünden uzatamadığımıza kahrolduğumuz kısa saçlarımız, elden ele dolaşmaktan kağıdı hamurlaşmış rock kazanı dergilerimiz, böğürmekten kısılmış seslerimiz aklıma geldikçe iyi ki oradaydım derken hüzünle karışık bir tebessüm yayılıyor yüzüme. stadı dolduran binlerce kişi hiç o kadar genç hissetmemişti kendini herhalde. asla birbirimizden kopamayız sandığım en yakın lise arkadaşımın dizindeki burkulma yüzünden sakatlık çıkmasın diye kapalıdan izlemiştik konseri. arkamda 50li yaşlarda bir adam hatırlıyorum. belli ki daha çok küçük olan kızını tek başına konsere göndermeye gönlü elvermemiş, onunla gelmişti. arada biz bağırdıkça oturduğu yerden ellerini çırpıp çevresine gülümsüyordu. metallica sahne aldığında "geldiler işte geldiler" diye bağırıp omuzlarıma yapışan çocuğu nothing else matters boyunca adını bile bilmediğim halde öptüğüm kızı, üzerime o fosforlu zımbırtıyı bulaştırdı diye itiştiğimiz fade to black çalmaya başladığında da kol kola şarkı söylediğimiz adamı, stat kapısında "ya amma bağırdınız be" diye söylenen köfteciyi, inönüden beşiktaşa kadar şarkılar eşliğinde yürüdüğümüz ve ayrılırken birbirimizi artık ölsek de gam yemeyiz diye uğurladığımız arkadaşları hatırlıyorum sonra. sanırım birçok kişinin hayatında hep hatırlamak istediği en özel günlerinden biri olacak 25 haziran 93.

  • mesele de'lerin da'ların yanlış yazılması değil, bu yanlışın "ne var bunda cnm yha"cılar tarafından savunulması. bunu hala anlamadınız mı?

  • "...ancak dersanelerle başlayan süreçte takınılan anlamsız tavırlar pek çok vicdan ehlini rencide etti" diyerek gerçekleşendir.

    öncelikle hakan şükür "vicdan ehlini rencide etti" kalıbını 3 farklı cümlede kullansın, bugün bilet alıp pensilvanya'ya el öpmeye giderim.

    sonrasında;

    bre adam senin seçildiğin yerde, 6 ay önce, ortalık birbirine girdi. milyonlar sokağa döküldü. o zaman vicdan ehli rencide olmadı da birkaç kişi çıkıp dershanelere laf edince mi oldu?

    insaf yok, anladık bunu da allah korkusu da mı yok?

  • ortada planlı bir şekilde kaçırılmış bir kadın var ve bu olayı gören *arkadaş kolluk güçlerine '' araçla kadın kaçırıldı'' diye ihbar ediyor ama polisler bunu iplemiyor. insan kaçırılıyor ama polis iplemiyor. şaka gibi. kamu spotlarında bile ''görmezden gelmeyin, şüpheniz varsa polisi arayın'' temalı yayınlar varken hazır yaşanmış bir ihbar nasıl takibe alınmaz?

    bu arkadaşın gösterdiği azmin 10'da 1'ini emniyet gösterseydi belki kadın kurtulacaktı veya olayın gerçek yüzü belli olacaktı ama yok.

    gecenin leyli yarısında polislerden çare bulamayınca tee çağlayan'a kadar savcı bulmaya giden arkadaşı da canı gönülden tebrik ediyorum. iyi ki varsınız abi. o polislerden de şikayetçi ol. sakın peşini bırakma! helal sana. adamsın.

  • bıkmadınız mı böyle olaylar karşısında “diyecek kelime bulamıyorum” vs. içerikli, kimsenin umurunda olmayan duygu durumunuzu anlatan sikko entryler yazmaktan.
    diyecek bir şey bulamıyorsan yazma o zaman aq. bırak diyecek bir şeyi, verecek bilgisi olanlar yazsın.
    belki sağlıklı bir şeyler öğrenebilirim diye 10 sayfa entrye göz gezdirdim. çer çöp dolu.
    adamın lübnandaki akrabalarının durumu iyiymiş. aramış konuşmuş. bütün türkiye bunu merak ediyordu, öğrendik rahatladık şimdi. gerizekalı herif, bunu bizimle değil, git o insanları tanıyanlarla paylaş.

    “senin yazdıklarının da patlamayla ilgili bilgi değeri yok” diyenler için edit:
    evet yok. böyle bir iddiam da yok.
    ama bıktım.
    sözlükte yazılanların; haber sitelerinin yorum kısımlarına yazılan, birbirinden klişe çöp temenni ya da geçmiş olsun cümlelerden bir farkı kalmamasından bıktım.
    bu entryi başka bir iç burkucu olayın başlığına da yazabilirdim. buna denk geldi.

  • yaş:6
    cinsiyet:kız
    tür:sarı saçlı ve (hep şaşkın bakan) kocaman ela gözlü.
    yakınlık: yeğen

    yağmurun bastırması ile birlikte apar topar binilen takside şaşkın ve ürkek bakışlarla yüzüme baktı ve yarı fısıldar, korkak bir ses tonuyla;

    -ayıp olmadı mı ya böyle adama sormadan arabasına bindik?

    dedi.*

    yıllar sonra gelen edit; bu çocuğu soranlar oluyor bazen. neden taksiye şaşırdı diye, kendisi küçük bir ilçede büyüdüğü için taksinin ne demek olduğunu bilmiyordu, çünkü ailesi hiç taksiye ihtiyaç duymuyordu. o gün bursa merkeze gezmeye gitmiştik. olay 2006 senesine ait. o kız şimdi üniversitede animasyon okuyor. oldukça gelişmiş bir hayal dünyası ve kendine özgü bir yeteneği var.... vay be zaman nasıl geçiyor. (2019)

    o kız geçen hafta mezun oldu. istanbul'da iş buldu çalışmaya gidiyor. ben 3 sene daha yaşlandım bu arada.

  • insan sevgisiyle dolu bi' hoca, cemaatini de bu şekilde yönlendiriyor. hümanist. evet.

  • son dünya sampiyonlari;
    löw: 3.8 milyon euro
    deschamps: 3.6 milyon euro

    üstelik yukarida saydigim isimlerin maasi cok büyük ihtimalle brüt, yani maaslarinin yüzde 40'a yakini vergiye gider.

    diger yandan almanya ve fransa'da insanlarin kazanclarinin türkiye'ye oranla 5 katina yakin oldugunu varsayarsak senol'un ne kadar sacma sapan bir maas aldigini anlayabiliriz.

    edit: bu isin piyasasi bu diyen kasiyer kardesim. hemen bugün git patronuna, avrupa'da muadilim aylik 2000€ kazaniyor, ben de aynisini istiyorum de.