hesabın var mı? giriş yap

  • 2 ay önce floransa'da bir hostelde, 2-3 yıl önce türkiye'yi ziyaret etmiş, buenos aires'te yaşayan arjantinli bir genç kızın sorduğu sorudur:

    "siz türksünüz, neden arap gibi yaşamaya çalışıyorsunuz?"

    kız ülkeye ülkenin %50'sinden daha hakimdi.

  • ilk çağ felsefecilerinden elea okulunun en önemli ikinci filozofu (birinci filozof (bkz: parmendies)) zenonun öne sürdüğü bir paradoksdur.

    zenon'a göre haraket imkansızdır, bunu da belirli bir zaman içinde hiçbir mesafenin aşılamayacağını düşüncesi üzerine söyler, bir paradoks yaratır. görsel

    iddia:
    aşil kaplumbağaya her yaklaştığında kaplumbağa da bir mesafe alacağı için başka bir noktaya ulaşacaktır, böylece bir doğrunun sonsuz sayıdaki noktadan oluştuğu varsayımına göre asla geçemez, geçebilmesi için sonsuz bir mesafeyi sonlu bir zaman zarfında alması gerekir.

    çözümü:
    öncelikle basit bir matematikle bu sorun çözülebilir, aşilin hızı 10 m/s kaplumbağanın hızı ise 1 m/s olsun ve 100m avans ile önde başlamış olsun. katedilen süreyi de t olarak belirtelim
    10*(t) = 1*(t) + 100 hesaplamasına göre 11.11 sn sonra aşil kaplumbağayı yakalayacaktır. başlıktaki sonsuz ıraksama yönetimiyle de çözülebilir.

    peki zenon bu çözümü bilmiyor muydu, en nihayetinde pratikte aşilin kaplumbağayı yakalayacağını biliyordu ona göre gözlem-pratik ile matematiksel felsefenin bakış açısının başka başka şeyler olduğu yönündedir.

    çıkarttığımız sonuçlara göre değerlendirmeleri yapalım:
    zenon matematiksel-felsefe açısından kesinlikle haklıdır ama örneği yanlıştır bugün biliyoruz ki uzay zaman içinde matematik ve fizik kullanarak herşeyi hesaplayabiliyoruz. einstenin görelilik kanuna göre tüm hızlar, bir referans çerçevesine göre ölçülür. (bkz: referans çerçevesi)

    ama örneğin programlama yaparken kullanılan recursive fonskiyonlarda zenonun paradoksu çalışır, sonsuz döngüye girer.

    buradan da anlaşılacağı gibi zenonun asla yakalayamaz ifadesindeki asla kelimesi yanlıştır, ortama göre değişebilir.

  • duruşmada iyi halden dolayı ceza indirimi almış.

    hakimin karşısında nispeten düzgün durunca evladına yaptıkları da hafifliyor mu yani?

  • 21 aralık 2017 fatih terim'in gelmesi ile o çocukluğumda tanju diye bağırdığım sarı kırmızılı camianın taraftarı değilim. isteyen devam edebilir ama bizi yarı yolda bırakanı, milli görev diyerek gitti milli takımda milyonlarca euro prim ve tazminat peşinde koşmaktan işini doğru düzgün yapamayan bir insanı buraya türlü oyunlarla getirmesini sindiremiyorum. size bol şans, ben yokum.

    not: artık sadece şehrimin ezilen takımı ankaragücü var.

  • sozlukte ne kadar boktan insanlarin oldugunu gosteren patlamadir. istanbul'da tanidigi ailesi olup sehir disinda yasayan bir suru adam var. panikle basliga bakiyosun nerde olmus ne olmus diye, yok efendim surdan duymus, buradan duymamis, bize ne... gelip espri kasiyor bir de yok izmir'den duyulmamis da bilmemne.

    butun ulke diken ustunde, daha bir ay olmadi ankara'da 100 kisi oldu, adam gelip burda futursuzca espri yapabiliyor ya, insanliginiza tukureyim.

    edit: patlamayla ilgili bilgiler bu entri'de yeterince mevcut (bkz: #56642929)

  • yaz okulu.
    patoloji laboratuvarındayız. mikroskopta incelediğimiz preparatları, defterlere çizmemiz, beş bin tarafından ok çıkartıp neyin ne olduğunu yazmamız gerekiyor falan. ben de baktığım şeyi zinhar çizemiyorum, öyle bir sakatlığım var. önlük giymek zorunlu fakat yaz okulu olduğu için biz gittiğimiz şehre önlük almamışız yanımıza. ben birilerinden rica ettim, buldum bir şekilde. başka kimsede yok.
    asistan bir şeylere sinirlendi, artık gözüne çarpan her türlü eksikliği yüzümüze vuruyor.

    + ciddiye almazsanız, ciddiye alınmazsınız! kimsede önlük yok. bir şu bayan arkadaşınızda var.
    bana dikkatle bakıp, yüzünü buruşturuyor
    +ama... anlaşılan o da başkasından almış. üç beden büyük, içinde kayboluyor
    daha da sinirleniyor.
    + kalem getirin, defter getirin dedik. defteri olanın kalemi yok, kalemi olan ilkokullu gibi çizgili defter getirmiş. kimse çizmiyor!
    gözü benim masama takılıyor,
    +bir şu bayan arkadaşınızı gördüm çizerken!
    yanıma geliyor, deftere bakıyor. bende de çizim yok. ''böyle bulut bulut gibi bi şeyler varsa o tüberküloz, bilezik gibi şeylerin olduğu ruam, preparatın dışından bakınca gölgeler varsa fibrinli pnömoni...'' gibi kopyalar yazmışım.
    +ama... anlaşılan yine umduğumu bulamadım!
    ikidir adama benden tiksinecek malzeme verdim. yanımda durdu, devam ediyor.
    +bir ciddiyetsizlik hakim. utanmasanız terlikle falan geleceksi...
    yere bakıyor, susuyor. ayağımdaki terlikleri fark etmiş tam o an.
    +arkadaşım senin amacın ne?
    -hocam havuza düştüm de ayakkabılar ıslak o yüzden ben de mecburen terlik giymek zorund...
    +hayır üç oldu, hep sen. buraya bana tepki olarak mı geldin?
    -yok hocam...
    +bakın! son kez söylüyorum! yarın kimse önlüksüz, kalemsiz, deftersiz ve (bana dönüyor) ayakkabısız gelmesin!

  • ilahi dinler öncesinden kalma bir inanış. yezidiler ölümden sonraki yaşama inanmamakla birlikte tanrının bu dünya üzerinde bir şekilde etkisi olduğuna inanır ve tanrının varlığının kutsallığından öte, bu dünyadaki yaşamlarını düzgün bir şekilde devam ettirebilmek için tanrıya tapar ve ona dua ederler.

    yezidilik'e göre tanrıyla birlikte bu tanrının iradesinden bağımsız hareket edebilen melekler vardır. asıl tanrı dünyadaki iyi olan şeyleri yaratandır, kötülüğü yaratan ise melek tavustur. bu inanca göre gerçek tanrı iyidir ve ondan sadece iyilik gelir. kendi varlığında herhangi bir şekilde kötülük taşımadığı için kötülük yapmaz, insana zararı dokunmaz. tavus ise kötülüğün, açlığın, kıtlığın kaynağıdır. bu kötülüklerden korunmak isteyen yezidi, kötü olana tapmak ve onun istediklerini gerçekleştirmek zorundadır. bu yüzden yezidiler kötüye tapar ve inançlarının bu kısmı nedeniyle sık sık satanistlerle karıştırılırlar.

    yezidilik içinde çok fazla mistik öğe barındıran ve ilahi dinler öncesi dönemden bir çok parça taşıyan bir inanış olması itibariyle ilgniçtir, incelenmelidir. türkiyede bu öğretiye inanan insanların sayısı oldukça azalmıştır.