hesabın var mı? giriş yap

  • 2021 sonunda türkiye'deydim. aklımda kalan fiyatlar:
    magnum dondurma 6 tl - 25 olmuş
    kıyma 60 tl - 300 olmuş
    700 gr içim kaşar 40 tl - 140 olmuş
    polonez sucuk kg 110 tl - 600 olmuş
    muhitteki kiralar 3500 iken benim çıktığım ev 1600 tl - 15000 olmuş

    şu olaya tamam diyebilecek yerküredeki tek ülke kuzey koredir. bunun nedenlerinin başında ise daha önce internete bile girmemiş, başka ülkeleri bile görememiş, dünyadan bağımsız doğan nesillerin olması yer alır. çok afedersiniz, pasaport 1100 liradan 3700'e, yurt dışına çıkış haracı 25 liradan 300 lere, yurtdışından ürün getirme haraçları %300'lere fırladı. hala seçim mi konuşuyorsunuz? kime vermeniz gerektiğini anlamıyorsanız, sandıklara gitmeyin.

  • bu aralar türkiyeliler deyimi çok moda oldu sözlükte. bence video, milletin adamın iyi niyetini suistimal etmesi iken, başlığın böyle açılması düşündürücü.

    bu söylemin paraleli yönde almanyalılar, fransalılar, ingiltereliler vs. diyemiyorsan, böyle zevzekçe başlıklar açmayacaksın.

  • şu soruyla olayı derinlemesine tepiklemek istediğimiz bir yargı : kaç gecelik ilişki aldatmaktır peki? ahksahgkgfk hesaba bak, gece sayısına göre pansiyonculuk yapıyo sanki adam. dostum o iş gündüz de olsa, gece de olsa, 3 saat de sürse, 5 dakka da sürse, yanında da yatsan, kalkıp evine de gitsen aldatmaktır. yani aldatmanın manifestosu var da biz mi bilmiyoruz? yapmayın gözün sevem. bazı şeylerde felsefe aramayı bıraksanız aslında yaşamak için bir hayli zaman dilimi artıyor.

    yani bir de bunu söyleyen adamın bu tür açıklamalar yapacak tıynette olduğunu sanmıyorum. doğrusunun bu olduğuna inanıyorsa kimseye laf anlatmak için uğraşmaz ki?

    ama tek gecelik ilişki aldatmaktır yani onu diyim ben.

    insanımız modernleştikçe niye bu kadar salaklaşıyor anlamak mümkün değil

  • montun kapşonunu kapatmak için elleri cepten çıkarmaya tedirgin eden soğuğu sevmektir.
    çok üşüyünce mağazalara girip bir şeylere bakıyormuş gibi yapıp ısınmayı sevmektir.
    banyo yaptıktan sonra kurutma makinesiyle vücudu da ısıtmaktan keyif almaktır.

    ve ve ve

    harley davidson botunu giymeyi sevmek ve 4-5 cm daha uzun boylu olmaktır.

  • biraz kendim birazda araştırma sonucu birinci sezon için kafadaki sorulara bulabildiğimiz cevaplar şöyle ;

    ---spoiler---

    son bölümde büyük jonas gençliğine sığınaktaki odada kapalıyken olayların büyük bir kısmını açıklıyor. sığınaktaki elektrikli sandalyeye benzer şey bir zaman makinası prototipi. o sığınağın altından ise mağaradaki solucan deliği geçiyor. solucan deliğinden çıkan enerji tam olarak noah'ın zaman makinasının olduğu odadan geçiyor. noah o elektrikli sandalye ile enerjinin geçtiği sırada çocukları denek olarak kullanıp zamanda yolculuğu ele geçirmek ve kontrol etmek istiyor böylece istediği gibi dünyanın ve insanlığın seyirini değiştirebilecek.

    çocukları mağaradaki solucan deliğini kullanarak kaçırıyorlar ama çocukların ölümünden de anlaşıldığı üzere zaman makinası hala prototip ve tam anlamıyla çalışmıyor. ölen çocukların cesetlerini helge aracılığı ile solucan deliğinden diğer zamanlara gönderiyor ki o sığınağa yakın yerlerde bulunmasınlar. mesela yasin isimli kayıp çocuğu 8. bölümdeki 1953 yılının nükleer inşaat alanında başka bir çocukla birlikte buluyorlar.

    mikkel ve gretchen'in(claudia'nın köpeği) yolculuğu enteresan mesela. çünkü köpek 1953'te mağaraya giriyor ve 1986'da claudia'nın yanına geliyor. zaten claudia orada parçaları birleştirmeye başlıyor zamanda yolculuk ve mağaradaki solucan deliğiyle ilgili. o tarihten sonra claudia'nın eylemleri tamamen gizem. hadi mikkel yanlışlıkla buldu diyelim solucan deliğini peki köpek nasıl o kapıları açıp 33 yıl ilerisine yolculuk yaptı.

    noah ve claudia zaman yolculuğunu kontrol etme savaşındaki iki taraftır. noah'ın da dediği gibi bir taraf iyi diğer taraf karanlıktır. her ne kadar noah kendini iyi taraf olarak bartosz'a tanıtsa da izleyici olarak hissettiğimiz noah kötü claudia ise iyi taraf gözükmektedir. noah'ın aksine claudia'nın gençliğini 1953 yılında görürüz ama noah'ın nereden geldiği nasıl büyüdüğü belli değildir. bartosz'un kendisinin gençliği olduğu yani arabada gelecek için kendisini safına kattığı düşünülmekte ama bunu kanıtlayan güçlü kanıt bulunmamakta.

    noah'ın şeytan olduğunu simgeleyen en büyük gönderme 4. bölümde okulda sınıfta geçen johann wolfgang von goethe muhabbeti. goethe'nin en bilindik eserlerinden biri "faust". faust(bartosz) şeytana(noah) bilgi ve güç karşılığında ruhunu satar. eserde olan diğer karakterler şeytanın yardımcısı mephistopheles(helge) ve faust'un sevgilisi gretchen(claudia'nın köpeğinin ismi). bu kadar benzerlik ve gönderme noah'ın şentanın ta kendisi olduğunu büyük oranda kanıtlıyor.

    dizideki başka bir ilginç nokta ise claudia ve yunan mitolojisindeki ariadne benzeşmesi. yunan mitolojisinde ariadne crete'li kral minos'un kızıdır. adada bir labirent bulunmaktadır ve minos kızına bu labirentin sorumluluğunu verir. labirentin ortasında minotaur(yarı insan yarı boğa canavar) bulunmaktadır ve kurban etme törenlerinde kullanılmaktadır. rivayete göre theseus adında bir şövalye minotaur'u öldürmek için labirente geliyor ve ariadne bu şövalyeye aşık oluyor. theseus'a labirentte kaybolmaması ve geri çıkabilmesi için bir top iplik veriyor. birlikte crete'ten kaçıyorlar ama theseus ariadne'yi terk ediyor. hatırlarsanız martha(ulrich'in kızı) okulda tek kişilik bir tiyatro gösterisi sergilemiş ve sonunda göz yaşlarına boğulmuştu. oradaki monoloğunda şöyle bir kısım geçer;

    "çıkrık bir yuvarlak içinde döner de döner. bir kader diğerine bağlıdır. amellerimizi bölen bir iplik, kan kırmızısı. kimsenin çözemeyeceği düğümler.

    ama koparılabilirler. o bizimkini en keskin kılıçla kopardı. ama geriye koparılamayacak birşey kaldı. görünmez bir bağ."

    claudia ve jonas arasında da tematik olarak yunan mitolojisindeki hikaye'ye benzerlikler var. claudia mağaradaki solucan deliğinin koruyucusu gibi gözükmekte. jonas'a mağarada solucan deliğini bulması için yardım ediyor.(kırmızı iple yol takip etme aynı ariadne'nin theseus'a labirentte kaybolmaması için verdiği iplik gibi) jonas sonrasında theseus gibi labirentin ortasındaki canavarı(solucan deliği/noah) kendisinin öldürmesi gerektiğini hissediyor. ayrıca martha'nın halası olduğunu öğrendiğinde aralarındaki bağı koparıyor ve martha'yı terk ediyor. bölümlerden birinde büyük jonas'ın otel odasındaki duvardaki koparılmış bir resimde ariadne, labirent ve ortasında theseus'un minatour ile savaşı gözükmekte.

    kafada sorular hala mevcut ve mevcut kalacakta zaten dizinin en güzel yanı bu kısmı. bir bölümü izlerken bile her dakikasında kafanızda sorular ve cevaplar ile boğuşuyorsunuz.

    son bölümde büyük jonas solucan deliğini yok edeceğini düşünerek mekanizmayı çalıştırdığında aynı mekan ama farklı zamanlarda olan küçük helge ve genç jonas arasında bir solucan deliği açılıyor. bir birlerine dokunduklarında küçük helge 1986 yılına jonas ise bir 33 yıl daha ileri giderek 2052 yılına gidiyor. helge'nin yaralı halde prototip zaman makinası odasına gidip noah'ın yardımcısı olduğunu çıkarabiliriz ama jonas'ın nasıl 2052 yılına gittiği ve çevrede olan nükleer felaket hakkında bir sonraki sezonu beklemek zorundayız.

    ---spoiler---

    gerçekten ses ve müzikleriyle verdiği gerilim ve sinematografisiyle almanlar müthiş bir iş çıkarmış. her bölümü sürükleyici ve temponun bir an bile düşmediği bu enfes diziyi kesinlikle kaçırmayın.

    bir sonraki sezonda beyinlerin yanmasını iple çekiyoruz.

  • büyüdüğünde büyük ihtimalle dünya üzerinde 2 tür müzik olduğunu sanacaktır:

    1- hareketli çalışmalar
    2- duygusal çalışmalar

  • cem yılmaz gösteri yapıyor, film yapıyor, dvd'lerini piyasaya sürüyor para kazanıyor. kendisinin bu arabaları almasını istemezsen gelir kaynaklarına katkı sağlamazsın olur biter.

    sıkıntı benden zorla alınan paralarla 900 bin lira araba kirası verenlerde.

    edit. ayrıca ilberci nedir yahu?

  • ulan gene gelin buraya yok kobane yok özgürlük yok ana dil deyin de tertemiz yedi ceddinize söveyim.

    namusunuz, şerefiniz, insanlığınız hiçbir şeyiniz yok. hepiniz cehennemliksiniz. öyle görünüyor ki bu tarafta bulmayacaksınız belanızı ama öbür tarafta sizi sımsıcak bir ortam bekliyor.

    adi yaratıklar.