hesabın var mı? giriş yap

  • "avrupa görmemiş öküz türkler." demişim gibi olacak biliyorum ama vallahi amacım türkiyedeki alkol fiyatlarına dikkat çekmek.
    şu pakete verilen 169 tl ile çek ripablikte mandıra alınıyor.
    iki ortak daha bulursanız bira fabrikası kurup bira dolu havuzunuzun keyfini sürebilirsiniz.

    geyiği bir tarafa bırakırsak ölümü gösterip sıtmaya razı ediyorlar insanı türkiyede.
    o fiyata içki mi olur lan.

    sırf nasıl düdüklendiğinizi daha açık anlayın diye aynı yahut muadil markaların fiyatlarından örnek vereceğim.

    bira, 60 kuruş. (onlu pakette alınırsa 50 kuruşa kadar düşüyor)
    votka 70lik 19 lira
    johnnie walker black label 32 lira
    şarap 11 lira (tekrar baktım da bugün 11'e çok daha kaliteli şaraplar alınıyor. standart sofra şarapları 6 lira)

    içki içmeyi lüks hale getiren politikaya sokayım.
    onu kanıksayan halkın da dibine vurayım.

  • bunu beğenmeyen, bunu eleştiren maldır. yemek ısmarladığınız kız böyle birşeyi ima dahi etse, onu orada bırakın. yemeği de önünden alın. (bkz: swh)

    amerikan filmlerindeki zengin sevgilileri arıyor arkadaş. daha çok bekler.

    böyle düşünen kızlara, bununla ilgili şu özlü sözü hatırlatmak istiyorum;

    prens'i bekleme, seyis'e razı ol, yoksa at'a kalırsın.

  • adamın biri doktorun karşısına çıkmış: "aman doktor bey, yaman doktor bey; bende bir sorun var ki sormayın - şimdi bende feci bir gaz sorunu var afedersin: oturuyorum osuruyorum, kalkıyorum osuruyorum, yatıyorum osuruyorum falan fıstık... işin tuhaf yanı ne biliyon mu, gaz ne kokuyor ne de duyuluyor - hani yani kimse durumu çakmıyor allahtan da, diyeceğim, bende yarattığı rahatsızlık öyle böyle değil! derdime bir çare..."

    doktor sessizce başını sallamış ve hemen bir reçete yazıp hastanın eline tutuşturmuş; demiş "bu ilacı al, bir ay sonra beni yine gör..."

    bir ay geçmiş, aynı adam girmiş kapıdan, burnundan soluyor: "ulan doktor ben senin ağzına sıçayım! gazım var dedik, duyulmuyor dedik; sen bize bir ilaç verdin - hala aynı gaz var, üstelik şimdi ses de çıkarıyor!"

    doktor gülümsemiş: "oo iyi, kulakları açmışız demek; şimdi sıra burnunda!"

  • hantavirüs, doğada bulunan pek çok virüsten zararlı olan bir virüs çeşidir. bunyaviridae ailesinden bir rna virüsüdür. kırım kongo kanamalı ateş ile aynı familya'da yer alır. koronavirüs ile çok fazla kıyaslayanlar var, aralarında çok büyük farklar var.

    fareler ve diğer bazı kemirgenler hantavirus taşıyıcısıdır, kemiricilerde kronik asemptomatik bir enfeksiyon oluşur. virüsler en yoğun olarak hayvanın dalak, böbrek ve daha çok da akciğerlerinde yerleşir. virüsü taşıyan kemiricilerin idrarı, dışkısı ve sekresyonları çevreyi ve ortam havasını enfekte edebilir. bu sebeple de insanlara bulaşabilir. özellikle farelerin olduğu bölgelerde çok sık görülür, yeni bir virüs değildir.

  • covid-19 aşısı olmayı reddettiği için davulcuları pete parada ile yollarını ayırmış grup.

    bilmeyenler için, grubun vokalisti dexter holland moleküler biyoloji alanında doktora yapmış ve mrna hakkında yazdığı makale 2013 yılında yayımlanmış birisi :)

    sabah sabah keyfim yerine geldi. bi americana patlatılır bunun üstüne.

  • olay tamamen sosyal ortam ile alakalı. bilgisayar oyunu her ne kadar asosyal bir aktivite gibi görünse de tadı arkadaşlarla beraber çıkar. 20li yaşlara kadar her oyunu birlikte oynayacağınız arkadaşlarınız vardır. internet/play statiton kafelerden evde online oynamaya kadar birlikte takılabileceğiniz birçok ortam mevcuttur. tek başına bile oynadığın bir oyunda yaşadığın her türlü anekdotu anlatabileceğin pek çok arkadaşın vardır. bir rts* oynarsın muhabbeti bir hafta sürer. pes'te bir maçta 7-0 yenersin 10 senede unutulmaz..

    ancak zaman geçtikçe bu tarz olayları paylaşabileceğin kişi sayısı bir bir azalıyor. yaşın artmasıyla birlikte hayata dair sorumlulukların artıyor. e haliyle senin de artık eskisi kadar boş vaktin olmuyor.. bu durumda da oyunlar artık eskisi gibi eğlenceli gelmiyor.

  • almanların adeta amerikanlara "fantastik bir dizinin finali nasıl yapılır, bakın ve öğrenin" gibisinden ders verdiği muhteşem dizi.

    --- spoiler ---

    bazıları jonas ve martha'nın ana evrende kazaya sebep olacak bir paradoks yaratmasının diziyi daha etkileyici kılacağını iddia etmiş. kesinlikle katılmıyorum. böyle bir tercih hikayeyi oldukça anlamsız ve herhangi bir amaca hizmet etmeyen bir hale getirirdi. böyle bir tercihi muhtemelen amerikanlar sırf diziyi daha fazla uzatmak için yaparlardı ama alman disiplini kesinlikle böyle çocuksu fantezilere izin vermez. ne yalan söyleyeyim izlerken aklıma geldi hatta korktum böyle bir tercih yapacakları için ama neyse ki korktuğum başıma gelmedi.

    yukarıda birisi zaten bu tercihin mantıksızlığını yazmış. kazaya sebep olmaları için en başta jonas ve martha'nın bulundukları evrenlerin olmaması gerekiyor. bir de böyle bir tercih, paradoksun ana evrene taşınmasına sebebiyet verirdi ve hikayeyi ucu bucaksız bir hale sokardı. muhtemelen 5-6 sezona yayılacak bir hikaye ortaya çıkardı ve en nihayetinde lost gibi boka saran bir finalle biterdi.

    sonuçta bu bir dramatik kurgu ve 3 sezon boyunca bize anlatılan düğümlerin ve paradoksların mantıklı bir şekilde sonlanması gerekiyordu. şimdi tv dizileri için, hele ki bu tür fantastik paradoksların olduğu bir dizi için final kısmı çok önemlidir. çünkü bu tür dizilerde her zaman final akılda kalır. tatmin edici bir final yapamazsanız, seyirci sizi hiçbir zaman affetmez. dark bu konuda şüphesiz sınıfı yıldızlı pekiyi ile geçmeyi başarıyor. final bölümüne kadar artarak sıktığı o düğümü, tereyağdan kıl çeker gibi çözüyor adeta.

    son olarak zaman yolcuğu konusunu genelde amerikanların popcorn bakış açısı ile izledik. dark sayesinde ise bu konuyu hem bilimsel hem de felsefi şekilde izleme fırsatı edindik. bir anlamda avrupalıların amerikanlara göre her duruma felsefi ve sorgulayıcı bakış açılarını görmüş olduk. umarım dark gibi hem seyir zevki yüksek hem de insanı düşünsel anlamda zorlayan, sorgulatan yapımları daha çok izleriz.

    --- spoiler -—