• akp'nin başörtüsünü vezir edeceğim derken rezil etmesinden kaynaklanan, dinî her yerde kullandığı ve artık insanların midesinin bulandirdigi için çok normal olan durum.
  • başını açmak istemesine rağmen yeterince güçlü olamadığını kendisine itiraf edemeyen bir bireyin çevresindeki bu gücü kendinde bulabilmiş kişileri kıskanıp madem ben açamıyorum, onlar da açmasınlar şeklindeki yardım çağrısı olmuş. ablacığım açmak istiyorsan sen de aç başını, utanma, kimsenin umrunda olmaz. kapalı kalmak istiyorsan da kapalı kal, ona da kimsenin lafı yok. bırakın insanlar istediğini yapsın. ister kapansın ister açılsın, yıl olmuş 2020 geçin artık bu işleri ya.
  • hep söylemişimdir. ben bile sakalımı kesip dışarıya çıktığımda herkes bana bakıyormuş gibi hissedip geriliyorum. yıllardır kendisini başörtülü gören çevresine karşı böyle kararlı bir duruş sergileyip böyle radikal bir değişikliği yapma cesaretini gösteren her kadını saygıyla selamlıyorum.

    başını örten kadınlara saygı duymakla birlikte, bunu yapan kadınların yüzde 90'ının bunu isteyerek yapmadığına adım gibi eminim. anne tarafı sülalesi kadınlarının yüzde 70'i başörtülü olan biri olarak söylüyorum bunu. gözlemlerimden de oldukça eminim. o yüzden varsın yaygınlaşsın.
  • “baş açma mevzusu o kadar ciddi bir boyuta geldi ki, çevremde çok düzgün aile kızlarının patır patır her gün birer ikişer açılma haberlerini alıyorum”

    düzgün aile kızlarının açılma haberlerini alıyormuş. işte bu habis zihniyetin kökünün neden kurutulması gerektiğini anlamanız için bir örnek. kafayı sarmayan kadınlara nasıl baktıklarının en hafif ifadesi.
  • beklentiyle kapanan daha bunlardan bir bok olmaz diye açıldığı için normal olan şeyler. daha saklanan kadehler masa altından tekrar üste çıkacak poz verirken, yakındır :)
  • istanbul ve ankara’da seçimi kaybeden siyasal islamın sosyal hayattaki yansımalarıdır.
    bu modaya uyanlar devrin adamaları/ kadınlarıdır.
  • o insanlar başörtüsünü niye taktı bu arkadaş bilmiyor sanırım.

    benim tanıdığım 3 kişi, işlerinin artması için taktı, inandıklarından değil.

    şimdi iş yok başlarını açıyorlar, iş olunca yine kaparlar merak etmesin.

    burası türkiye, müslümandan çok müslümanmış gibi yapanların ülkesi, artık bunu anlayın.
  • beni asıl tiksindiren şey, islamcıların bu seçeneği çarpıtarak anlatması.

    başını kapatmak kadar başını açmak da bi tercih, karar meselesidir ve herkesin buna saygı göstermesi gerekir.

    ama yok.

    başını açanlar sanki sokakta üç kuruşa kendini satıyor muamelesi görüyor ben de buna tutuluyorum(kaldı ki bu da tercih meselesi, sana giren çıkan olmadığı sürece sana laf düşmez).

    şu ülkede vergi kaçıran, hırsızlık yapan, dini siyasete alet eden, ülkede 40 milyon insan açlık sınırında yaşarken götüne buzlu badem sokan, sahilde bi lahmacuna 100 tl domalan adamlar, başını kapatan ya da açan kadar reaksiyon görmüyor ve türk halkının bu yavşaklığından tiksiniyorum.
  • "sanki ellerimden dinim kayıyor gibi hissediyorum. tek başıma gibiyim; benimle birlikte başını açmayı düşünmeyen geri kalan kesimle bunu paylaştığımda da ‘insanların görüşleri bizi ilgilendirmez’ deyip umursamıyorlar. yapayalnız kaldım çevremde. ağzını açan kimse yok; kimse ‘ne oluyor’ demiyor. sanki tüm sorumlusu benmişim gibi hissediyorum. bunu görüyorum ve müdahale edemiyorum. "

    işte siyasi teizm denilen çürük, kokuşmuş ideolojinin tam açıklaması bu cümleler. başkalarının dini pratiklerine müdahale edememenin, kendi dini eylemlerini başkalarına da norm olarak kabul etirememenin verdiği sıkıntı ne kadar da iyi anlatıyor bu kafa yapısını...
  • süper olay. yusuf kaplan'ın "bir okuyucum" maskesi altında kendi düşüncelerini okuduk. (bkz: bir arkadaşım ekolü)

    müslüler islam'ı bir takım oyunu sanır. yanındaki müslüman islam'a uygun olmayan bir davranışta bulunursa kendine dert eder. uyarmayı hak görür. "haddimi aşıyor muyum?" demez. bu akıl tutulmasının altında yatan şey: (bkz: tebliğ)

    tebliğ islam'ı islam yapan, bugünlere böyle gelmesini, cemaatlerin işlemesini sağlayan şeydir. müslü kendini diğerlerinin günahlarından sorumlu tutar. o yüzden "üstüme vazife mi?" diye sormadan komşunun kızının başörtüsüne, sınıf arkadaşının namazına, sokakta gezen kızın şortuna, elalemin içkisine karışır. üstüne vazife çünkü. siz bakmayın hiç kimsenin yaşam tarzına karışmadık demelerine, henüz yeterince güç bulamadıkları için. iran ve afganistan gibi ülkelere bakarsanız şartlar oluşunca nasıl karıştıklarını görürsünüz.

    böyle bir toplum içinde yaşayan insan da bunu kanıksar. tanımadığı teyzelerden saçın göründü diye fırça yiyerek büyüyen kız, ileride aynı şeyi başka kızlara yapar. insan psikolojisi böyledir maalesef. dini sistemler, böyle kilit kavramlarla çok zekice tasarlandığı için bu kadar galip gelmiştir.

    islam da bugünlere bu yüzden böyle yobazlıkla özdeş biçimde geldi. karşıdakine "ne karışıyosun" demek kimsenin mi aklına gelmedi? geldi ama bir cevabı var. cumhuriyet'e borçlu olduğumuz din ve vicdan özgürlüğü zırvası sayesinde tc müslümanı tebliğ cevabının farkında değil sadece. herkes istediğine inanmakta özgür de, ya sonra? o kadarla bitiyor mu? bitmiyor işte. başörtüsüyle üniversiteye giremedik, orduya giremedik... girdik. şimdi de kızlar başörtüsünü çıkarıyor. bunların sıkıntısı hiç bitmez ki. taliban'a kadar varır bu iş böyle.

    imam hatip liseleri garip bir şekilde benim de umudum. türk insanı islam'ı tanımadığı için tehlikesini de tam anlamıyor. kemalist bir kuruntu sanıyor. ihl'lerde okuyan parlak çocuklardan, başını açan kızlardan birkaçı islam'ın ne olduğu bu topluma anlatır umarım. önümüzdeki 20 senede turan dursun tarzı 10 ateist çıkarsak bu topluma yeter.
hesabın var mı? giriş yap