• reform hareketleri gerçekleştirmiş olmaları.

    aynılarını doğu yaşasa bir fark olmazdı. türkiye'nin diğer doğu ülkelerine göre çok aydın kalmasının sebebi de bu reformu yaşamasıdır. fakat bu reformu halk isteği ile değil atatürk'ün kararı ile yaşamıştır.

    bu yüzden halen o aydınlık yüzde 100'e erişmedi. ve hatta karartmaya çalışanlar var.
  • insanın kendini tanıyabilmesi için, geliştirebilmesi ve kendi başına düşünebilmesi için yalnız kalması gerekir.
    batı toplumu bireysel olduğu için bu eylemleri yapabiliyor.
    ama doğu toplumu,kabile gibi hep göt götedir.her boku birlikte yer. haliyle de hep toplum ne düşünüyorsa onu düşünür.
  • özel mülkiyet ve bunun kardeşi aristokrasi var batı'nın kökünde. hükümdar ve devlet dışında birileri mal sahibi olduğunda bireylere de hukuk gerekir mülkleri korumak için.
    doğu'da ise mülk devletindir, yasalar daima devleti korumak için yapılmıştır. son iki yüzyılda doğu özel mülkiyetle tanıştı dense yeridir. bence bu tanışıklığın düzeyi de tartışmalı. mao ve lenin devrimlerini doğu'da yaptı, kapitalist diktatörler hala geçmişte mülkün devlete ait olduğu yerlerde türüyor.

    üstünlüğün sebebi adalet ve adalet mülkün temeli.

    bir ek;
    mülk allah'ın olunca adalet de öte dünyaya kalıyor haliyle.

    edit: mesajla iletilen bazı yorumlar nedeniyle bir ekleme yapmak istiyorum.
    geri kalmanın bir tek sebebi olamaz, ekşi sözlük entry'si ile bulunup keşfedilecek basitlikte bir konu olsa zaten geri kalmak diye bir şey olmazdı.
    bugünlerde "çökme" diyerek anlatılan süreç etrafında gelişen her olayın geri kalmanın bir yansıması olduğunu düşünüyorum.
    entry de bu bakış açısından yazılmıştır. bireysel hukuk ve adaletin bazı ülkelere neden geç geldiği hakkında bir fikri içerir.
  • daha once de yazmistim. batinin bizden ileri olmasinin yegane sebebi protesto etme istekleri ve yetenekleri.

    elbette ciddiye almayacaksiniz biliyorum ama "western canons" denen fikirler birligi bireye "sorunu kimliklendir, cozum icin teori uret, protesto et ve cozumler icin uretilen teorileri pratige dök/var olani degistir" der.
    bu yuzden dinlerini bile protesto edip protestanligi kurmuslardir.

    ınsan akli dusundukce evrilir ve gelisir, dusun dunyasinda felsefeye yer olmayan toplumlar bilimsel olarak da geri kalmaya mecburdurlar.

    bati dunyasi bu bilinicle birlik olmanin gucunu aydinlanma prensipleri ile kavramis ve bu baglamda ilerlemeye devam etmistir.

    dogmalara saplanip kalmama konusunda verdikleri inanilmaz mucadelenin sebebidir tum bu basarilarinin sebebi.
    dogu toplumlari ise tabu ve dogmalar altinda curumekle mesgul olmuslardir.

    yani kisacasi zihniyet.
  • çok basit bir dille, aşama aşama anlatacağım. osmanlı imparatorluğu'nun çöküş nedeni ile aynı sebepler yüzündendir. cevap, batı'nın coğrafi keşifleri yapması, ipek yolu'nun yeni atlantik ticaret yolu karşısında üstünlüğünü kaybetmesi ve avrupa'nın sömürgecilikle elde ettiği sermaye birikimi ile kapitalist reformu başlatabilmesidir.

    batılılar sadece inka ve aztek medeniyetlerini yok etmekle kalmamış, aynı zamanda afrika kıtasından topladıkları 900 bin köleyi de 16.yy'da plantasyonlarda çalıştırılmak üzere amerika kıtasına götürmüşlerdir.

    bu durumun sonucu olarak batı avrupa'lı tüccarların elinde yoğun bir sermaye birikimi olmuş, bu birikimle ilk manüfaktürler kurulmuş ve 16.yy ile 18.yy'lar arasında doğu'ya ciddi tekstil ihracatı yapılmıştır. bu ilkel üretim ilerleyen süreçte* yerini büyük fabrikalara bırakacaktır.

    avrupa'nın ekonomik ve sınai alandaki bu gelişmesiyle birlikte, doğu, bir hammadde pazarı haline gelmiş ve buradaki üretim eski canlılığını kaybetmiştir. kapitülasyonlarla beraber iç pazar iyice kendi içine gömülmüş ve batı'ya karşı olan rekabet gücünü yitirmiştir.

    elbette xvı. yy osmanlı ileri gelenleri, avrupa'nın amerika, hindistan ve basra körfezi civarlarına yerleşmelerinin getireceği tehlikelerin farkındaydılar. 1625 yılında, ömer talip, tehlikeyi şu sözlerle dile getiriyordu:

    "artık avrupalılar, bütün dünyayı tanıyorlar. gemilerini her yere gönderiyorlar, önemli limanları ele geçiriyorlar. önceleri, hindistan ve süveyş malları, süveyş'e gelmekte, oradan müslümanlar eliyle bütün dünyaya dağılmaktaydı. fakat şimdi bu mallar, portekiz, hollanda ve ingiliz gemileriyle frengistan'a taşınmakta, oradan bütün dünyaya dağılmaktadır. bunlar, ihtiyaç duymadıkları malları, istanbul'a ve öteki islam memleketlerine getirerek beş katı fiyatla satmakta ve böylece çok para kazanmaktadırlar. bu sebeple, islam memleketlerinde altın ve gümüş kıtlığı hissedilmektedir. osmanlı imparatorluğu, yemen kıyılarını zaptetmeli ve oradan geçen ticarete el koymalıdır. bu yapılmazsa, çok geçmeden islam ülkelerine avrupalılar hakim olacaktır."

    bu acı reçete üzerine faaliyete geçen doğu'nun, hint okyanusu'nda portekizlilerle mücadelesi olumsuz sonuçlanmış, osmanlı donanması yok olmuştur. böylece atlas okyanusu'na açılış çabaları da sonuçsuz kalmıştır.

    altın ve gümüş bolluğunun avrupa'da yarattığı fiyat yükselmeleri, osmanlı iç pazarını da etkilemiş, anadolu bir hammadde pazarı haline gelmiş; devlet ise gelir kaybına uğramaya başlamıştır.

    sonuç olarak, fetihler rantabl olmaktan çıkmış, sömürgeleriyle zenginleşen batı devletleri ateşli silahlarla donatılmış profesyonel ordular besleyebilecek hale gelmiştir. osmanlı içinse, seferler ciddi bir yük oluşturur duruma gelmiş, devlet gelirleri erimiştir. merkezi ve bürokratik yapının bozulması sonucu meydana gelen celali isyanları ile de doğu, artık kendi iç meseleleri ile uğraşacak duruma düşmüştür.

    çok özet bir şekilde aktarmaya çalıştığım batı'nın doğu'ya üstünlüğünün ana sebebi temelde atlantik ticaretinin anadolu ticaretini baltalaması ve ilerleyen süreçte sömürgecilik ile elde edilen sermaye birikiminin kapitalist avrupalı devletleri oluşturması ile alakalıdır. 19.yy'da osmanlı artık yenilgiyi kabul etmiş ve ıslahatlarla avrupa'yı taklit eder bir duruma düşmüştür.

    günümüze gelindiğindeyse, batı'nın doğu'ya olan üstünlüğü halen bakidir. bununla ilgili en çarpıcı tez ise şudur:

    (bkz: azgelişmişliğin sürekliliği)

    ileri okuma:

    (bkz: postkolonyalizm)
  • rönesans, reform, aydınlanma çağı, fransız ihtilali, endüstri devrimini yaşamaları, bu dönemlerde ortaya çıkan kavramları benimsemeleri (kanlı ve travmatik de olsa, hatta belki bu yüzden bu kadar derine işlemiştir).
    sömürgecilikle zengin olmaları tabi ki çok büyük etkendir ama para her topluma fayda etmez. öyle olsa petrol zengini ülkeler şimdi üretim/teknolojide öncü olurdu.
    halk parayla arsa satıp zengin olan din adamlarına da, fakirlerin vergisiyle iyice zenginleşen üst tabakaya da karşı çıkmıştır. ticaretle zenginleşen burjuvalar parayı ilime bilime sanata ayırmıştır. yani para önemli olsa da asıl olay onu nerede kullandığındır.

    edit: gelişmelerin düşünsel altyapısını oluşturan çeşitli gelişmeler ve arkaplanı ile ilgili @tirendaz17 güzel bir hatırlatmada bulundu; (bkz: #112192105).elbette medeniyetler birbirleriyle etkileşerek, birbirinin bilgi birikimine ekleyerek gelişir, batıyı tek başına ele almak konuyu indirgemek olur. batı özellikle eski yunan ve roma imparatorluklarından etkilenmiştir. (özellikle rönesans döneminde ortaçağın karanlığından kurtulmak için geçmişe dönülür ve roma eserlerinin özü anlasılmaya çalışılır. bu eserlerdeki matematik anlaşılıp(matematikten bilimsel düşünceye yönelim) mükemmelleştirmek istenir(altın oranın kullanılması)). para mevsuzunda olduğu gibi, bunları işleyip üst noktaya taşıyabilen ilerlemiştir.
  • felsefedir.

    siyaset felsefesi bilmeden devlet işi, hukuk felsefesi bilmeden hukuk, bilgi felsefesi bilmeden bilim, ekonomi felsefesi bilmeden iktisat yapılamaz. dünyayı anlamlandıramayan yönetemez. bu kadar basit.

    bu fikrin sağlamasını yaptırayım hemen size; doğu'nun batı'ya üstün geldiği bilinen en belirgin dönem ne zamandır? orta çağ. neden? çünkü batı'da hıristiyanlığı felsefenin yerine koymaya çalıştılar. medeniyetin anası ağladı. vebadan kırıldılar, baktılar kilisenin bir bok bildiği, bi sike derman olduğu yok yeniden doğmaları gerektiğini anladılar.

    aynı dönemde doğu'da ibn-i rüşd, ömer hayyam, ibn-i sina, farabi gibi adamlar biraz tekfir edilseler de yetişebiliyor ve düşündüklerini konuşabiliyorlardı. sonra
    gazalici nihilist zihniyet kazandı ve sonucun içinde yaşıyoruz maalesef.

    dünyanın kalanının çektiği yoksunluk felsefe yoksunluğudur. cehalet diyoruz kabaca. mesela islamcılar dünyadaki bütün sorunları islam yoksunluğuna bağlarlar bu yüzden. kadınlar öldürülüyor islam'dan uzaklaştığımız için, yolsuzluk hırsızlık almış yürümüş islam az gelmiş o yüzden, deprem oldu orada islam yok zikiş var ondandır... neyin neden olduğunu, çözümün nerede olduğunu bilemezler, bilginin boşluğunu islam'la tıkayabileceklerini sanırlar. açık konuşacağım nah tıkarsınız.

    dünyayı yönetebilmek için meseleleri temelinden iyi kavramak, kurumları ona göre inşa ve idare etmek lazım. liberalizmi bulan batılı, komünizmi bulan batılı, feminizmi bulan batılı, psikolojiyi sosyolojiyi bulanlar batılı, demokrasi zaten batılı... bunlar hayatımızı en çok etkileyen sosyal etmenler. teknolojik gelişmelere girmiyorum bile. bunları üretebildiler çünkü paranın işleyişi, sosyal değişimler, "insan doğası", devlet hakkında bilgiyi sistematikleştirdiler. doğulular ne olup bittiğini anlamıyor, anlamaya da çalışmıyor. paranoyak gibi kısa yoldan batı'nın oyunlarını görmeye çalışıyor sadece.

    yukarıda biri ev fotoğrafı koymuş. doğulular böyle bir şey yapamıyor demiş. çünkü güzel bir bina yapmak için bile estetik felsefesi lazım. floransa'nın sokaklarında gezerken gördüğünle istanbul sokaklarında gezerken gördüğün arasındaki farkı yaratan, binaları yapanların arasında kültür ve anlayış farkı.

    bu fark kapanmaz. isteyen istediği kadar batı medeniyeti ufalanıyor, çöktü beyler çıkıyoruz diye kendini kandırsın. dünyaya gelen hiçbir nesil batılının felsefesi olmadan taş taş üzerine koyamaz. ancak dünya tamamen küreselleşir ve göçler sayesinde doğu-batı ayrımı anlamını tamamiyle kaybederse bu üstünlük kendiliğinden biter.
  • romalı mı kaldı mal?

    roma dinciymiş, engizisyon mahkemesi de vardı mesela... eee...

    adamlar 400-500 yıl önce dinciydi, sen hala dincisin.
  • ıslam.
    avrupalilar ronesans ve fransiz devriminden sonra bilime sarilirken, biz peygamber sidigi icmenin faydalarini konusmaya devam edince, kadinlari sosyal hayata entegre etmeyince, bati kalkti biz geride kaldik.
    edit: kufur eden gonul dostlarina cok sevdiginiz cubbeli'den geliyor peygamber sidigi ve kani nasil cehennemden korur
  • sorunun cevabını bulmak için edward said'in oryantalizm adlı eserini okumak büyük fikir verecektir. üstünlük fikrinin oluşum aşamaları için de 18. ve 19. yüzyıllarda osmanlı topraklarına gelen batılı gezginlerin seyahatnameleri okunmalı. objektif bir bakış açısı kazandırıyor insana bu bağlamda.
hesabın var mı? giriş yap