• top alacaksan naylondan kız alacaksan cylondan.
  • izlemeyen kişilerin zannettiği gibi bir uzay/bilimkurgu dizisi olmaması.

    din, felsefe, kader, siyaset, askeri darbe, ahlak, sosyoloji, psikoloji, azınlık hakları, özgür irade, etc..

    uzay mekanı bir konsept olarak kullanıp yukarıda yazdığım ve insanı insan yapan bütün konuları içerisine yedirerek sunan bir sanat eseridir battlestar galactica.
  • "when god's anger awakens even the mighty shall fall."

    orijinali daha iyiydi demek sizi havalı değil gülünç yapıyor, onu da söyleyeyim. bu kadar edgy olmayın belli ki yaşınız geçkin, torun sevin.
  • çekik gözlü cylone abla (boomer mıydı adı?) galactica'nın sistemlerine bulaşan virüsü yok etmek için sisteme bağlanmayı teklif eder adama'ya. kaptan adama ok der. boomer'da "bana güvenebileceğini nereden biliyorsun?" diye sorar. kaptanımız "bilmiyorum. güven zaten bu demek" der.

    bu sanırım güven ve insanlardan beklentilerle ilgili olarak duyduğum en güzel açıklamalardan biriydi.

    büdüt: tek millet tek dil tek yuzuk uyardı sağolsun, ilgili replik virüs saldırısından sonraki bir bölümde (s03e2), sharon "athena" agathon'un bir casusluk görevi için subay yapılması sırasında yer alıyor. düzeltme için kendisine teşekkür ederim.
  • (bkz: frak you!)
  • battlestar galactica'da akılda kalacak, unutulmayacak yüzlerce sahne var.

    ama benim zihimin tepesinde olan:

    --- spoiler ---

    gaius baltar 12 koloninin en fakir, en az gelişmiş tarım gezegeni aerilon'da doğar. hırslı bir adam olduğu için çiftçi ailesini geride bırakıp taşı toprağı altın caprica'ya göçer. hatta öyle bir göçer ki o çiftçi gezegenden gelen geçmişini tamamen silip atar, aksanını bile değiştirir. tamamen unutur aerilon'un uçsuz bucaksız tarlalarını.

    dehası sayesinde biyoloji, tıp, bilgisayar bilimleri gibi pek çok alanda tanınan bir otorite olur, ödüller alır. savunma bakanlığının üst seviyelerine yükselir, 12 koloni başkanıyla kanka olur, tüm 12 koloni filosunun teknolojisi ona emanet edilir.

    sonra number six'in girişiyle başlayan 12 koloninin yok oluşuyla ve insanların "dünya gezegenini aramak" üzere yola çıkışıyla devam eden olaylar zincirinde bir sürü rol üstlenir çatışmaların içinde. umut kaynağı olur, hain olur, başkan olur, mahkum olur, bilim adamı olur, peygamber olur. o kargaşanın içinde insanlarla saylonlar arasında gidip gelir, yıllar önce her şey normalken hayatının zirvesine ulaştığına ve kendini gerçekleştirdiğine inanan baltar sağ kalma mücadelesi içinde, iyi ve kötünün silikleştiği atmosferde karakterini tekrar keşfetmeye başlar.

    tüm bu yorucu hayatta kalma serüvenin ardından aranan gezegen bulunur. her şeyin sonunda aranan gezegende ne caprica'nın gökdelenleri ne bilgisayarlar ve robotlar ne de uzay gemileri vardır.

    sadece uçsuz bucaksız tarlalar vardır.

    giaus baltar gözleri dolarak number six'e döner:

    "çiftçilikten anlarım biliyor musun"

    --- spoiler ---
  • her iki seriyi de baştann sonaa izlemiş olarak öncelikle diyeceğim, burada önceki seriyi ciddiye alıp, ikinciye çakma, köpük diyenler bsg. bunlar kara şovale serisine (2005-2012) 1989 versiyonunun çakması da derler. ancak bu kadar işte... arkadaş, ilk serinin finalini bile getiremediler, zırvalayıp batırdılar.

    neyse efendim, konumuza dönelim: gemilerde güvenlik mesele olunca, başkan komutan adama'ya gelip "polis gücü lazım, asker var elinde zaten, bunlar polisin işini yapsın" gibisinden bir talepde bulunur. adama gene kral bir cevap verir:

    "asker ve polisin ayrılmasının bir sebebi var. biri devletin düşmanlarıyla savaşır, diğeri halkı korur. asker ikisi de olursa devletin düşmanları halk olmaya başlar" demiştir. benim de sonra adama'nın karşısında gene hazır olda durup, "jandarmayı ordudan ayırın, komple içişleri bakanlığına bağlayın! diye evin duvarına emir vermişliğim vardır.

    daha ne demokrasi, hukuk, darbe, din, insan ilişkileri muhabbetler. böyleydi "gerçek" bsg. bir de müzikleri. benim hasta olduğum prelude to war .
  • ilk bölümün ilk sahneleri olması lazım.sarı saçlı uzun boylu başrol abla yeni doğan bir bebeğin tutayım derken çıt diye boynunu kırmıştı.2004’te yayınlanmaya başladı yani o zaman 13 yaşındaydım hala aklımda bilinç altımda çok travmatik çok.
hesabın var mı? giriş yap