• alan lightman adlı yazarın yazmış olduğu mizahi felsefik bir kitaptır.
    bir tanrının rastgele bir evren yapması sonra içinde gezegenler oluşturması onları izlemesi canlıların gelişimi ve izdiraplari üzerine konuşmalar şeklinde geçen bir kitap.
  • alan lightman romanıdır.

    tanrı'nın evreninde geçen olaylar dizisidir.

    --- spoiler ---

    zeka belirtisi gösteren canlılar yaşadıkları gezegende çoğaldıkça tanrı'nın sonsuzluğunu paylaşması gereken birileri meydana gelir. (bkz: şeytan)

    --- spoiler ---
  • dun itibariyle bitirdigim roman.

    bir fizikci olan alan lightman kaleme almistir. basit anlatimiyla evrenin nasil olustugu, canliligin ne zaman meudana geldigi, nedensellik ilkesi ve gorelilik kuramlarina yer verilmis. kuantum fizigine de girilmis. kitap hakkinda one cikan hususlar asagidadir

    tanrinin canliligi yaratmadigi, canliligin kendiliginden meydana geldigi gorusu kaleme alinmistir.

    insanin karar verme yetisine tanrinin mudahale etmedigi, insan hayatinin verdigi kararlara gore olasiliklar zincirinden birinin ucuna tutunmasi ile sekillendigi kaleme alinmistir.

    tanrinin belhor (seytan) ile konusmalari bulunmaktadir. soz konusu konusmalar iyilik ve kotuluk,din uzerinedir. konusmalar icerisinde insan hayatinin kisa ve degersiz oldugu belhor tarafindan savunulur. tanri ise yaratimlarinin hic bir suretle aci cekmemesi gorusu taraftaridir.

    kitapta evrenin sonuna yer verilmistir. evrenin tamamen deneysel bir calisma oldugu kaleme alinmistir
  • "hatırladığım kadarıyla, evreni yaratmaya karar verdiğimde şekerlememden yeni uyanmıştım.

    pek bir şey olmuyordu o zamanlar. hatta zaman bile yoktu henüz. uzay da. boşluğa baktığınızda kendi düşüncenizden başka hiçbir şey göremezdiniz. yıldızları yahut suyu veya rüzgârı hayal etmeye kalksanız, kafanızdakilere doku veya şekil biçemezdiniz.

    yoktu hiçbiri. pürüzsüz, pütürlü, macunsu, keskin, dikenli, kırılgan... bu tür nitelikler dahi anlamdan yoksundu. hemen her şey, bir ihtimaller hareketsizliği içinde uykudaydı. canımın istediğini yapabileceğimi biliyordum. sorun oydu zaten. sonsuz olasılık demek, sonsuz kararsızlık demekti. sonunda neye benzeyeceğini kestiremediğim şu ya da bu yaratılış şeklini düşünmeye kalktığımda kaygıya kapılıyor, gidip yatıyordum. ama bir an geldi ve... kuşkularımı bir kenara tam atamamakla birlikte, en azından şansımı denemeyi becerdim."
  • "bazen bir şeyin yokluğu, var olana dek fark edilmez." diyor kitapta, zamanı yarattıktan sonra tanrı.

    bu kıt aklımla beni, tanrıyla empati yapmaya; inandığım tanrı'nın* dünyayı yaratırken sahip olduğu motivasyonu anlamaya ve yaptıklarımız hakkında ne düşündüğüne, hissettiğine dair fikir yürütmeye iten; histen hisse sürükleyen felsefeyle fiziğin harmanı şeklinde yazılmış şahane bir roman.
  • tanrı bir gün yaşadığı ölçülemez boşluktaki uykusundan uyanır ve evreni yaratmaya karar verir. küçük bir tanrısal tetiklemeyle evreni yaratır (big bang) ve daha sonra maddenin, yıldızların, güneşlerin, gezegenlerin, galaksilerin, canlı yaşamının, bitkilerin, hayvanların, zekanın ve iradenin nasıl ortaya çıktığını hiç müdahale etmeden izler.

    alan lightman, tanrı'nın tesadüfen yarattığı evrenin varoluşunu ve tükenişini izlemesini oldukça mizahi ama mantık zincirini asla kırmayacak bir dil kullanarak anlatıyor.??kitap oldukça keyifli ve okuyucuyu yormayacak şekilde kaleme alınmış olması münasebetiyle bir çırpıda okunuyor. böyle sanki çocuklar için hazırlanmış evrenin oluşumu ile ilgili kısa ve eğlenceli bir belgesel izlemişim gibi bir tat bırakmıştı bende. ve tabiiki müslüman gözlüğüyle okumamak koşuluyla.
hesabın var mı? giriş yap