• fevkalade tuhafima giden bir kampanyadir...

    elbette hepimiz ataturkun yunan bayragina yaptigi saygi duyulacak davranisi dinleyerek buyuduk ama onun gibi olamadik...

    apo'nun yakalanma surecinde kutleler halinde meydanlarda italyan bayragi parcalamanin, cuma namazi cikislarinda amerikan bayraklarini yakmanin, israil bayraklarinin uzerinde tepinmenin spor sayildigi bir ulkede, iki cocuk, dikkatinizi cekiyorum, zira kimse cekmedi su ana kadar, 12 ve 14 yasinda iki cocuk turk bayragini yerlerde surukledi diye ortalik birbirine girdi, bu ulkede catisma doneminde bile yasanmayan toplumsal bir histeriye donustu mevzu.

    evet, bir yakma iddiasi var ama yakildigini ya da yakilmaya kalkildigini goren kimse yok, sadece iddia var, ote yandan bence yakmakla uzerinde tepinmek arasinda bir fark yok! ancak dikkat cekilmesi sart olan durum bu salakca isi yapanlarin cocuk oldugu... bayragin ne ifade ettigini, sehitlerin kanlarini ya da savaslari okullarinda sıkıcı dersler olarak okumus cocuklar, tavsiye ederim, cocuklugunuzdaki tarih derslerinizi animsayin.

    yakilmayan ama cignenen bir bayragin ardindan bayraga sahip cikin kampanyasi yapmak biraz abuk, zira o bayrak yillar yillar once cignendi de, haberimiz olmadi, ruhumuz duymadi... simdilerde iki cocugu lanetleyerek, butun kurtleri sabun yaparak ya da analarina, ebelerine kufrederek o bayragin sayginligini geri almamiz cok mumkun gorunmuyor. evlerimize bayrak asarak da alamayiz o sayginligi...

    hem adama demezler mi sen madem bu kadar bayrak ve vatan duskunusun, memlekette her hafta sirayla bir ulkenin bayraginin kitlelerce yakilmasina neden seyirci kaliyorsun?

    uzgunum, ben hem bu bayrak yakma iddiasinda hem de vatandas bayragina sahip cik kampanyasinda provokasyon kokusu aliyorum... hem boyle kampanyalara cok yabanci degiliz biz, hic biri memleketin hayrina sonuclar vermedi...
    (bkz: vatandas turkce konus)
    (bkz: sayin muhbir vatandas)
  • bir boka sahip çıkamıyoruz şu ülkede, bari bayrağa sahip çıkalım sanrısı..nasıl olsa bayrak asmak kolay..işin yoksa faili meçhule, yolsuzluğa vb. karşı çık. bayrak üretirim malı götürürüm kampanyası olarak da adlandırılabilir...
  • yükselen değerler(!) adına oluşturulmuş, neticesi muğlak, ard niyetli kişilerin elinde oyuncak olacak kampanya. etten önce kazana düşmeye alışmış, her oltaya zıplayan sazanları bir bir avlamaya yönelik, samimiyetten ırak, miadını doldurmuş bir jargonun emir cümleciği. bayrağa sahip çıkmayanları asmak, kesmek, kelle uçurmak tripotu ile cezalandırmaya davet etmek anlamı yüklediğinde bomba etkisi yapacak istek. zira o bombanın elde patlaması büyük bir ihtimal. millet bilinci, yurt sevgisi, tarih bilgisi olan ortalama bir türk insanına yöneltilmesi ise abesle iştigaldir.
  • cumhuriyet yürüyüsünde gaza gelip bayrak sallarken , bayrak sopasini arkadan yürüyen diger yürüyüscülerin gozune sokan insana soylendigine tanik oldugum cümle.

    - türkiye laiiikitirrr laik kalacaaaakkk!
    -ahhh...bayrak gozume girdi..sahip çık lan şu bayraginaaaaa
  • "yahu, bu güne kadar kimse sahip çıkmadı; cumhuriyet falan hikaye, okullarımızda açılış ve kapanışta mozambik bayrağı çekiliyor, devlet dairelerinde japon bayrağı dalgalanıyor, ancak şimdi sahip çıkmamız mı gerekiyor?" dedirttiren kampanya.

    edit: iki kendini bilmez türk bayrağı yaktı diye, durup dururken memlekette gündem değişiyor. kanunen zaten yaptırımı var ve cezası ne ise kesilir.
    sanki memleketi teslim ettik birilerine...
  • ilk saatlerde bayrağa yapılan saldırıyı çok da umursamayan, olsa olsa "hain düşman al sana bomba" hissiyatıyla hareket eden basının, türk halkından gelen tepkinin beklenenin çok üstünde olduğunu görünce gaza basmasıdır, olayı vatan-millet-sakarya kampanyasına çevirmesidir.
    jetonu 24 saat sonra düşen medya "ulan bu önemli bir olaymış. milletin sandığımızdan hassas olduğu bir konuymuş dur şunun bokunu çıkaralım" deyip kolları sıvamasıdır. (bkz: o kaynaktan biz de faydalanalım)
    birkaç istisna* dışında sırça köşklerde yaşayan basının ilk baştaki vurdumduymazlığı nasıl türk halkını vurdumduymaz yapmadıysa şimdiki vatan-millet-sakarya çığırtkanlığı da türk insanını sağduyusuz hale getirecek değildir.
  • 1. televizyonun başından kalkılır.
    2. arka odaya gidip bayrak getirilir.
    3. pencere açılır.
    4. bayrak asılır.
    5. bayrağa sahip çıkmanın verdiği müthiş gurur ile televizyon koltuğuna geri dönülür.

    bu kadar basit..

    (bkz: tepkisiz turkiye/#7200266)
  • mevcut durumun sebep olacağı olayları ise söyle özetleyebiliriz.

    1. ortada elle turulur hiçbir kanıt olmadan, provakasyon amaçlı olması pek muhtemelen olan bir olay yüzünden ülkenizde yaşayan farklı bir etnik kimliğe sahip olan insanları psikolojik bir dışlanmaya itersiniz. köylerinden edilmiş 3 milyon insanı metropollere yollatan bir "demografik muhendislik" politikasının kendi elinizde patlamaya hazır bir bomba olabileceginin farkında dahi olmazsınız. nabız yıkseltirsiniz.

    2. tüm avrupa sizden bu insanların varlıklarını artık kabul etmeniz gerektiğini kafanıza vura vura söylese de siz hala oluşturdugunuz bolge tabanlı milliyetcilik tanımı ile bu insanların varlıklarını kendi görev tanımız içerisinde eritmeye çalışırsınız. amaçsızca bir tükürme duvarı yaratırsınız. gercekten ulkeye yonelik bir tehditin ortaya çıkması sembolik tabanda gerceklerden yoksun bir olayla bağdaştıran bir medyaya inanacak kadar da safsınızdır. bu saflıgı ancak ve ancak bir akrabanız askere gittiğinde askerden zarar görerek dönmesi veya dönememesi sonrasında unutursunuz.

    3. nedense evvelden ugulanan politikaların nasıl sonuç verdiğini unuttugunuzdan dolayı verdiğiniz tepkinin ulkenizin çıkarına olmadıgının farkında dahi olmazsınız. bu kapkaççılardan şikayet ederken bu çocukların nerden geldiklerini önemsememekteki aynı hasssasiyet yoksunluguna sahiptir. ikisinde de neden-sonuç ilişkileri kurulmadan basit bir paranoyak tepki hasıl olmuştur.

    4. bu tür tepkiler verdiğinizde ve yanlız kendi sesinizi duydugunuzdan dolayı ortada başka başka seslerin varlıgından haberdar dahi olmak istemezsiniz. kulağınız yanlızca sizinle banzer tınıda ses çıkaranlara açıktır. sizin oluşturdugunuz milliyetcilik kabugunun karşı tarafa kat kat daha fazla şekilde oluşacagından haberdar degilsinizdir. nefret ettiğinizden daha fazla nefret edileceginizi çogunluk olmanızın guvencesi ile bertaraf edeceginizi sanıyorsanız yanılıyorsunuzdur. nitekim aynı bolge içerisinde yaşarken kesişmek zorunda kalmak en dogal sosyal tkileşimdir.
  • konu hakkında son olarak gelinen noktayı tartışırken sosyo-ekonomik-etnik temellerde dayanmaksızın yapılan heturlu tartısmanın icinin bos kalacagı asikar iken cumhuriyetin kurulusundan bu yana kimlik reddi politikalarının asimilasyon ile çakıştıgı noktalarda peyda olmus herturlu olayı guvenlik sorunu diye aksettiren zihniyetin kulaklara hiçte uzak gelmeyen mavalları yankılandıran hadisedir. evet konunun avrupa birliği, kapkaççılar, insan hakları, ekonomik, modernleşme, guvenlik, kimlik/etniste... gibi degiskenleri mevcuttur.. dogru denklemi bulabilmek icin her degiskeni denkleme dahil etmek elzemdir. aksi taktirde birileri çıkar denklemi başınıza yıkar, herkes aç kalır, herkes bağımlı kalır.

    işin guvenlik boyutu yok mudur? kuşkusuz vardır. sozluk içerisinde farklı başlıklarda defalarca tartışılmış olan kürt sorunu yeniden gundem haline getirirken hangi tabanda tartışıldıgı onemlidir. eger tartışma tabanı histerik guvenlik hisleri ile donatılmıssa munazaranın bir tarafı kendince bir nokta koymuştur. ama bu nokta çözümsüzlük noktasıdır. bir adım dahi ileriye gitmez.

    tam bu noktada çözüme açılım yapmak için guvenlik değişkenini bir tarafa bırakıp işin sosyal boyutuna vurgu yapılmalıdır. zorla göç ettirilmiş, evleri yakılmış insanlar metropollere dahil olmuşlarsa ve sosyal boşluklar bu insanların varlıkları ile doldurulmuş ise tartışılması gereken taban sosyal tabandır.. sosyal taban derken ikincil kaynaklarca dikte ettirilmiş onyargılar degildir bahsettiklerimiz. kendi gerceklerinin keskin oldugunu zanneden bünyelerin dahi başını döndürcek, biliyorum diyenin dahi kıyısından bulaştıgı gerckleri tartısmaya niyetiniz varsa dog.n medya grubunun balonlarının sahteliğinin farkına varmak sizin icin zor olmamalıdır. aksi halde siz balona binmiş yükselirken yaydıgınız konu daha evvel cok gördüğümüz ve bildiğimiz cinstendir.

    konunun tartışma zemini aslında bu iken, artık devlet universiteleri dahi zorunlu göç hakkında makaleler yayınlama başlamış iken birilerinin çıkıp balon savunması yapması kendince iyi niyet göstergesi olmasına ragmen pratikte yanlış ve çalışmadıgına 30bin insanın omesinden sonra anladıgımız bir denklemdir. sorunun adını koymadan tartışmak duvara karşı hamlelerdir.

    işin en tehlikeli yanı ise 15 yıl boyunca komutanlar tarafından ayar almaktan başı dönmüş medya patronlarının orta yolcu haberlerini gercek zannedip tüm bölge insanı hakkında önyargı oluşturmaktır. hakkın savunucsu olduguna inandıkları kurumun ve basındakilerin turkiyede herkes faikrleşirken holding bazında buyumeleri en basitinden bir gercektir.

    sanırım şu çirkin lafı söyleme sırası başkalarında şimdilik: efendim, bunlar munferit olaylardır.
hesabın var mı? giriş yap