• aile ve akrabalar ile zaman geçirme hususunda doz aşımı yaşatan günler..
  • kollarımda olduğun günü
    bayram ilan ederim.
    düşlerin en güzelini sunarım sana,
    beyaz bulutları kullanırız,
    uçan halıların yerine,
    güneşe uçarız,
    gülücükler saçan güneşe,
    sonra...
    sonra belki de denize döneriz,
    sen denizkızı,
    bense yalnız bir deniz feneri olurum...
    bana derinlikleri anlatırsın,
    sana uzakları gösteririm,
    denize düşen ışığımda dans edersin
    güneş doğana kadar
    sonra beraber uyuruz.
    yıldızlar bizi uyandırana kadar.
    ne dersin...

    *
  • bayramın en güzel yanı insanın çizgi filme doymasıdır.

    yaşlı bir mahkum: kaçarken beni de götürürseniz, yerini bildiğim gömülü bir definenin yerini söylerim size
    joe dalton: işleri hızlandırmaya ne dersin, şimdi sana işkence yapıp, yeri öğrenip, sonra seni öldürsek??

    çok özlemişim lan.
  • "bugün bayram erken kalkın çocuklar"... hep erken kalktık barış abi, hatta kalkmaya gerek kalmadı çünkü hiç uyuyamadık... heyecanlıydık. çocuktuk işte, yeni elbiselerin yeni ayakkabıların varlığı bile uykumuzu kaçırmaya yetebiliyordu. onları giymek, sabah caka satmak için sabırsızlanırdık. bayram denince bir çocuk gelir her defasında gözlerimin önüne... insanların ne kadar da "insan" olabileceklerini bilmeyen, insanı tanımayan bir çocuk... hayatın ne kadar da "hayat" olabileceğini bilmeyen, hayatı tanımayan bir çocuk... bayramlıklarını giyip uzaklardan gelecek kuzenlerini camdan hiç ayrılmadan bekleyen bir çocuk... kuzenleri de bilmezdi insanları o zamanlar. bilmezlerdi insan olmayı... biri insan olmadan çekip gitti, her soruluşunda "melek oldu cennete gitti" denildi onun için ve hep sorgulandı bu cennetin yeri. diğerleriyse insan olup çekip gitti... şimdi daha iyi anlıyorum barış abi seni, neden bayram şarkısında çocuklara yer verdiğini. bayram çocuk için, çocuksa bayramı her yeni eklenen yaşıyla yavanlaştırmak için var... çocuk büyümek için, bayramsa çocuğun büyüdüğünü anlaması için var...
  • artık her sene benim için farklılaşan günler. şöyle ki; artık el öpmeler yerini tokalaşmalara, harçlıkların senin yerine, kardeşin de toplandığı bir gün haline gelmiştir. eskiden; sizin yarınız kadar para toplayabilen kardeşiniz, sizi rahatça geçebilmektedir bu konuda. önceden komşu komşu gezen siz, evden dışarı adım atmayıp internet başında günü geçirebilmektedirsiniz. anne baba da artık bu konuda pek ısrarcı davranmaz. gelmeyeceğinizi, zorluk çıkaracağınızı bilir. e malum yaşında getirdiği olgunlukla, herkesle gidip bayramlaşmak abes kaçıyor.
    tabi değişmeyen şeyler de yok değil. bunun en büyük örneği bayram namazları. gece geç yatıldığı için güçlükle kalkılır, dondurucu denecek su ile abdest alınır ve cami de her zaman ki gibi dışarı da namaz kılınır.
    tekbir alınırken secdeye yatanları, yine geç kalacağını bildiği için seccadesini getirenleri ise bayramın her zaman neşeleri olmuşlardır.
  • mustafa kemal atatürk'ün yaptırdığı kuran-ı kerim çevirisine göre, "zenginleşme" anlamına gelen arapça sözcük.
    zira "bay" arapçada zengin anlamına gelmektedir, bayram da zenginleşme demektir bu yüzden.
  • çocukları mutlu etmek için büyükler tarafından kurgulanmış mizansen..
  • onuncu nesil çaylak.
  • kaşgarlı mahmut un divan ı lugat it turk ünde; "halk arasında sevinç ve eğlence günüdür, bir yer çiçeklerle bezendiği zaman bayram yeri denir ki gönül açan yerdir. bu kelimeyi ilk kez farslardan işittim. oğuzlar da "beyrem" derler" şeklinde açıklama yaptığı kelime.
  • bayram....

    ne rugan papuçlar var baş ucuma koyduğum
    ne kırbaçlı topaç ne cam bilyeler
    renkli hayaller de yok duvarla oyduğum
    yıkılmışım bu sabah kimseler bilmeyeler.

    bugün bayram sokaktan geçenler seccade taşıyor
    tan yerinde kızıllık uykusuz gözlerimi kaşıyor.

    sandıktan çıkmış kokulu sabunduk bayram sabahları
    kardeşçe kavgalar ederdik harçlıklar üstüne
    anam alırdı biriktirdiğimiz bütün günahları
    masal anlatırdı öksüzlerin açlıkları üstüne.

    bugün bayram yaldızlı şeker güneş yağmur gül suyu
    ezan çoktan okunmuş hadi nasıl uyursun uyu.

    babannemin elleri papatya kokan elleri
    öperdi bir yüzümden kendi öbüründen rahmetli dedem için
    etekleri upuzundu nasırlıydı elleri
    bir erkek görse başını eğerdi bilmem niçin?

    bugün bayram ne el öpenim var ne elini öpeceğim
    bir kez çalınsa kapım sevinçten öleceğim.

    nerdesiniz çocukluğumun çocuk tadında bayramları
    mahallenin delisi musa, çocukların irisi hamza nerdesiniz
    nereye sakladınız saklambaç oynadığım akşamları
    biliyorum dönüş yok bu oyunda gelinmez yerdesiniz.

    bugün bayram içimde ağlayan bir atlı karınca
    her şeye rağmen bayram işte karınca kararınca....
hesabın var mı? giriş yap