• pişmanlık anıtım.
    vefa lisesi uzak diye, beyoğlu kız lisesi yine uzak diye ve bahçesi yok diye, çağaloğlu lisesi yine yine uzak diye ve yabancı dili almanca diye; bayrampaşa anadolu lisesini tercih ettim. hem bahçesi vardı, hem yabancı dili ingilizceydi, hem de eve yürüyerek 20 dakikaydı... evet 20dk. hem de fabrikaların arasından, servise para vermiyeyim diye cimrilik yüzünden yürüdüm. ilk 2 sene servisle gittim, o da ayrı bir mantık.! e madem servisle gidicem ya da yüriycem diğerlerini neden tercih etmedim, dimi? yakınsa neden servis kullandım dimi? nasıl bir yakınlık algım varsa. coğrafi olarak yakınlık, ulaşım olarak yakınlık anlamına gelmiyor. bi de ben bu mesafeler yüzünden, kozmoza yanlış mesaj mı gönderdim ne, kazandığım üniversitenin kampüsü bize 3 otobüs-yaklaşık1.5 saat uzaklıktaydı. hey maşallah.! şehirdışını da, yine konforumu bozmamak için yazmadım. ama okurken öğrenci evinde kaldığım çok oldu.

    bişey başından yanlışsa, onu takip eden şeyler de yanlış işte...
  • 09 mart 2000 tarihinde hürriyet'te okul hakkında çıkmış bir haber:

    okul bahçesi işgal altında

    bayrampaşa'daki anadolu lisesi tam 34 yıldır okul alanını istila eden gecekondulardan toprağını kurtarmak için mücadele veriyor. veliler bu rezalete bir an önce son verilmesini istiyor.

    bayrampaşa tuna lisesi ile bayrampaşa anadolu lisesi'nin uzun yıllar süren mücadelesi sonucu parsellerden ancak 14'ü boşaltılabildi. işgalden arındırılan alana tuna lisesi'nin yeni binası yapıldı. tuna lisesi'nin eski binasına ise yeni kurulan bayrampaşa anadolu lisesi taşındı. fakat il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri, kaymakamlık, okul idaresi ve velilerin mücadelesine rağmen arazinin büyük bir bölümü işgalcilerin elinden alınamadı.

    milli emlak müdürlüğü'ne, yani devlete ait olan ve 1960'ta milli eğitim bakanlığı'na okul alanı olarak verilen 12 dönümlük arazideki işgallerin kaldırılması için ilk resmi yazışma 2 şubat 1966'da yapıldı.

    bayrampaşa eski belediye başkanı necdet özkan, okul alanındaki gecekondu sahiplerine ilçede arsa tahsis etti. ama gecekondu sahiplerinden sadece 14'ü tahsis edilen arsalara karşılık işgal ettikleri alanı boşaltmayı kabul etti. kalan 12 dönümlük yedi parselin sahipleri ise, bu pazarlığı reddetti.

    milli eğitim'in açtığı davaları kaybedeceğini anlayan işgalciler geçtiğimiz yıl kendilerine ilçede yer gösterilirse gecekondularından feragat edeceklerini açıkladı. bayrampaşa belediyesi ise ellerinde arsa kalmadığını söyleyerek, işgalcilere başka bir alternatif sundu. belediye, yedi gecekondu sahibine toplu konut alanı içinde yapılan dairelere taşınmalarını önerdi. ama, gecekondu sahipleri bu yeni mülklerin bedelini, uygun taksitlerle de olsa ödemek zorunda kalacakları için belediyenin önerisini reddetti.

    ellerindeki koz

    gecekondu alanının tahliyesinin önündeki en büyük engel bedrettin dalan döneminde, işgalcilere ‘‘tapu tahsis belgesi’’ verilmiş olması. bayrampaşa anadolu lisesi okul aile birliği başkanı nilgün keleş, yasaya göre sağlık ve eğitime ayrılan alanların başkasına peşkeş çekilmesinin mümkün olmadığını söyledi: ‘‘üç dört fazla oy almak uğruna yapılan bu yasadışı hareketten ötürü, yüzlerce öğrenci mağdur edildi. işgalciler, kendilerine yasal dayanak elde ettiler.’’

    okul koruma derneği başkanı nuri yiğit, ‘‘adamlar 40-50 yıl boyunca hazine'ye ait okul alanının üstüne konmuş, bunun için devlete bedel ödemek zorunda oldukları halde şimdi gelmiş devletle pazarlığa oturmuşlar’’ dedi.

    istanbul milli eğitim müdürü ömer balıbey de işgal edilen alanın okula kazandırılması için çaba sarfedenlerin başında yer alıyor. deprem konusunda açılan şiir yarışmasının üçüncüsü olan, bayrampaşa anadolu lisesi öğrencisi fikriye susam'a ödülünü balıbey verdi. fikriye susam, ‘‘bize verilebilecek en iyi ödül okul alanımızın işgalcilerden kurtarılmasıdır’’ dedi. ömer balıbey, fikriye'ye elinden geleni yapacağını söyledi.

    yedi dönümlük arazileri işgalcilerin istilası altındayken öğrenciler, 50 metrekarelik bahçede soluklanmaya çalışıyor. koruma derneği başkanı yiğit, gecekonduların sahipleri tarafından bekarlara kiraya verdiğini, burada kalanların çocuklara teşhircilik yaptığını söyledi. okulun öğretmenleri de yiğit'in bu iddiasını doğruladı.

    kaynak:http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/…aspx?docid=-138858
  • fabrikalarla sırt sırta , cins hocaların olduğu ,ilk girdiğimde bahçesi bile olmayan , öğrenciler dışarı çıkmasın diye 2 metrelik tel örgülerin gerildiği nezih bir yer..
  • öğrencilere dışarı çıkma yasağı koyarak iğrenç kokuşmuş kantin hamburgerlerini yemeye zorlayan okul...ayrıca yemek belasına o dapdaracık etekle bahçe duvarından atladığım mekan..aaah ah ne günlerdi...
  • (bkz: hüseyin kara)adında oldukça disiplinli bir edebiyat hocasını bünyesinde barındırırdı..bir dersinde şaşı gözleriyle bize bakarak ve bi yandanda el sallama hareketi yaparak kitaptan "biz bu diyardan gider olduk kalanlara selam olsun" dizelerini okumuştu..hiç unutmam dersten atılmamak için gülme krizimi tüm ders ellerimi ısırarak bastırabilmiştim..sonuç acıdan sızlayan diş izleriyle dolu eller...
  • çocuklar uğraşıp yapmışlar; çok da güzel yapmışlar..

    http://www.ballilar.com/
  • 3. senemi yasıyorum bu okulda.hayatımın en guzel yıllarını geçiriyorum.herkesin gidebilecegi bi okul deil.içinde zor bulunan arkadaslıklar,dostluklar barındırıyor....ne mutlu bize...
  • ilkokulu bitirdikten sonra,'aha burası senin okulun'dedikleri,ilk başta hacı ilbey ilköğretim okulu denen bir yerin koridorunda eğitime başlamış,yeşil sarı üniformasıyla öğrencilerini enginara benzeten,7 sene okurken herkesle kanka olup bittikten sonra 2 sağlam elemanla yoluma devam ettiğim,2.mezunlarından olduğum,7 sene boyunca adam gibi tek güzel kıza rastlamadığım,son 3 seneye girerken üniformasını laciverte çeviren,ayhan hocasıyla,hüseyin kara'sıyla eğlenen,7 sene sonunda şamatadan başka birşey yapmadığımı anladığım,özlemediğim okul ve okulum...
  • aydın abiden azman tost yemeyen de burdan mezunum demesin lütfen.
hesabın var mı? giriş yap