bazilika
-
atina pazar yerinde başyargıç basile'in içinde adaleti uyguladığı yapı; romalılarda adaletin uygulandığı dikdörtgen planlı yapı. kısa yanda hakimin oturacağı bir yer ve içine imparatorun veya herhangi bir ilahın heykelinin yerleştirildiği yuvarlak bir hücre bulunur. salon, ahşap çatıyı taşıyan iki sıra sütunla üç sahna ayrılır. bazilikalar sonraları "bazilikal planlı" diye tanımlanan kiliselere örnek olmuşlardır.
-
grekçe imparator anlamına gelen basileos'tan türemiştir. imparator mekanı anlamına gelir.
-
bergama'da adi kizilavlu olarak da gecen tarihi yapit; 2.yy.'da yapilmis, hiristiyanligin ilk yedi kilisesinden biridir.
son 6 yila kadar her yil orada saraplarla, ayin yaparlardi fakat artik yapmiyorlar.* -
hristiyan mescidi
-
baslarda dikdortgen biciminde tasarlanip kullanilan kiliselerin zaman icinde yanlardan 2 odacik daha acilip hac bicimine getirilmesiyle hristiyan camiasinin begenisini kazanmis kilise mimarisi.
-
bir ilhan berk siiri..
sen çalmayan çan kulem sana
sen ağırlıksızım sana
sen kapalı çarşım sen çıkmaz sokağım sana
sen uykusuzum sen çeçen sineğim sana
sen yirmi üç yaşım sana
sen amazonum sen beyazım sana
sen yoncalıktaki su akıntım sana
sen yarı gecem sana
sen eteği akanım ekmek bıçağım sana
sen cebelitarık boğazım sana
sen gizemli şatom sen çin fenerim sana
sen söküğüm çengelliiğnem sana
sen melankolüm sana
sen tirsi balığım sen barok şiddetim sana
sen morfinli hücrem sen kumzambağım sana
sen pürüzsüz ovam ağrı dağım sana
sen bataklıktan çıkamayanım sana
sen güzel magriblim sana
sen çitlenbik ağacım sen lavtam sana
sen oksijen çadırım sen sari hastalığım sana
sen uzakdoğum sana
sen zırhlı birliğim sana
sen körkuyum sen iç avlum sana
sen öğrenilmezim sana
sen çatma orkestram sana
sen peçelim sen açık pencerem sana
sen hırçın coğrafyam sen asit şişem sana
sen kağıt mendilim sen metropol iğnem sana
sen tıfılım sen onmazım sana
sen kanaviçem sen asi hücrem sana
sen havagazı musluğum sana
sen ham ipeğim sen su yolum sana
sen ranzam sen yer yatağım sana
sen umut burnum sana
sn rüzgarlı tepem sana
sen çamaşır ipim sen keçi yolum sana
sen beyaz sargı bezim sana
sen sabaha karşım sana
sen yaralı ikonum sana
sen akdikenim sen yün çorabım sana
sen öğle sonum bulutsuz göğüm sana
sen asma köprüm sana
sen yirmi dört saatim sana
sen sayrılığım sen açık yaram sana
sen bozuk su sayacım sana
sen her yerinden akan damım sana
sen yaş kağıdım sen kuru mürekkebim sana
sen küçük kareli defterim sana
sen himalayam sen içme suyum sana
sen çin ipeğim sana
sen tavernam sen aladoğanım sana
sen som yokuşum sana
sen kaçak tütünüm sen suterem sana
sen alfa omegam sana
sen çakıltaşım sen t cetvelim sana
sen haçlı seferlerim sana
sen karanlık prensesim sana
sen sodom/gomorram sana
sen bazilikam sana -
ilki romalılar tarafından m.ö. 2. yüzyılda inşa edilmiş olan, ilk kullanım amacı mahkeme ve toplantıların yapılabileceği bir mekan olan ancak daha sonraları bizans döneminde ve ortaçağda birer ibadet yapısı olarak kullanılmaya başlanan kiliselerdir.
ibadet yapısı olarak kullanılabilmelerinde, plan şemalarının hristiyanlığın istediği dini törenlere uygun olması en önemli faktördür. hristiyanlıkta dini yapıların hac şemalı olması, ayinlerin/törenlerin işleyişi ile ilgilidir. kiliselere kısa kenarlarından birinin tam ortasından (bkz: orta nef) giriş yapılır. üst örtüsü çoğunlukla tonoz olan orta nef, yan neflere göre daha geniş olan, uzun ince bir koridor gibidir. yan neflere göre daha yüksektir ve bu kot farkı sayesinde içeriye orta nef tonozunun yanlarından ışık alınabilir. sağında ve solunda yer alan yan neflerde, günümüzde töreni izleyen kişiler için oturaklar bulunur. geçmişte ise yan nefler tören hazırlıklarının yapıldığı bir alan olarak kullanılmıştır. orta nefe, tavanından yanlardan ışık alınması, ışığın mekana süzülerek, eğik bir açıyla girmesi demektir. bu da hristiyanlığın istediği mistik, karanlık mekanı elde etmeyi sağlar. yine, duvarlarındaki pencerelerde de düz cam yerine vitray kullanılmış olması aynı amaca hizmet eder. orta nefin diğer neflerden yüksek olması, giren kişiyi yükseklik altında ezer. hristiyanlıkta, bu ince, uzun koridordan yürüyerek ibadet edeceği yere ulaşmak, tanrıdan korkmak, ibadete hazırlanmak anlamına gelmektedir. nefleri dikine kesen, hacın kısa kenarını oluşturan yapıya transept adı verilir. transept genellikle koronun bulunduğu alandır, yine tören hazırlıklarına da hizmet edebilir. orta neften girildiğinde diğer uçta ise rahibin bulunduğu absid yer almaktadır. bütün bu aks boyunca kişi içinde tanrı korkusunu hisseder, ibadetine loş, ezici bir koridorda yürüyerek hazırlanır ve rahibe ulaşır.
bazilikaların dış mekan-iç mekan bağılantısı ise açık alan-yarı açık alan-kapalı alan örtüsü ile sağlanır. ana salona yani iç/kapalı mekana ulaşım, atrium adı verilen avlu, yarı açık dış narteks ve iç narteks aracılığıyla sağlanır.
temel prensipler anlamında, islam dininin ibadet anlayışı ve istekleri hristiyanlıktan tamamen farklı olmakla birlikte;
açık alan, (bkz: dış avlu), (bkz: şadırvan)
yarı açık alan, (bkz: iç avlu), (bkz: revak), (bkz: son cemaat yeri)
kapalı alan, (bkz: sahın) örgüsü camilerde de görülebilmektedir. -
basileos kelimesinden degil basilikos kelimesinden gelir, kraliyet ile ilgili olan demektir.
-
hıristiyanlık öncesi antik roma'da adalet işlerinin işleyişine ayrılmış dikdörtgen planlı yapı. erken hıristiyanlık döneminde ise uzun kenarlarına eklenen yan sahınlar ve doğusuna yerleştirilen dış bükey apsis ile yeni bir form kazanarak bazilikal planlı kilise formuna bürünmüştür.
-
lisedeki sanat tarihi dersinden akıllarda kalan ender şeylerden biri. yan nefler ,orta nef ve bikaç bişeyden daha oluşan ortacağ kilise modeli.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap