• kışın doğum yapmış bir anneyseniz ve bebeğiniz sanayi tipi bir tüp kadar gazlı olup sabahlara dek morararak ağlıyor, üst kattan tak tak komşu vuruyor, denediğiniz hiçbir çare işe yaramıyor, etraftan herkes ne yedin de bu çocuğun sütüne geçip gaz yaptı diye vır vır ötüyorsa dünyanın en lanet, pis şeyidir bebek uyutmak. öyle bembeyaz giyinip saça kurdele sarıp dupduru bir tenle, yüzünde bir gülümseme ile bebek bezi reklamlarında çocuğunu uyutan kadının hayatı değil bu, duyun bunları.
    bunun melek gibi masum olması gerekmiyor mu kel kafası, yumuşak bıngıldağı, makarna gibi parmaklarıyla? tüy gibi yatağına bırakırsın besleyip, uykudan bayılmak üzeresindir, daha yastığa başın değer değmez o melun tıksırma sesi gelir önce, sonra kahha kahhha diye patlayarak yükselen o ünlü ağlama. susmaz, susturamazsınız. bir de morarır, bir de buruşur görseniz. ömrüm bitti dersin, sonra bu düşünce büyür, büyür boğar seni. bir arkadaşıma "keşke ölsem de o sesi duymasam, kim susturursa sustursun" demiştim.
    geçen yüzyıl çocuk doğurmuş bir kadın olarak sosyal medyada annecilik babacılık oynamanın dayanılmaz cazibesine kapılmamış şahsımın bebek uyutma anılarım böyledir. kızımı çok seviyorum ama kusura bakmasın kimse, fedakarlığı aşırı romantize dip cıvıklaştırarak prim toplamak niyetinde olmadım hiç. bebek uyutmak belalı, sinir bozucu, eşleri kavga ettirici, pis bir iştir.
    tam şu anda bağıra bağıra ağlayan, ana baba ömrü törpüleyen tüm bebeklere meşazımdır: uyuyun sıpalar, kitap mushaf aşkına bi ara verin şu sese.
  • eğer eşref saatini denk getirmiş ve yatağına yatırıp on-onbeş dakika boyunca "hadi annecim, mışıl mışıl uyu şimdi, bak maymun da uyuyacakmış" filan gibi telkinlerle dokuz buçuk civarında uyutmayı başardıysanız ve ertesi sabah 7 buçuğa kadar deliksiz uyuduysa, vapurda ayağa kalkıp telefonunuzdaki fotoğrafını herkese göstererek, "bayanlar baylar, iyi günler. herhangi bir şey satmayacağım, para filan da istemeyeceğim. bu elimde fotoğrafını görmüş olduğunuz şirin şey benim oğlumdur. kendisi dün gece kendi kendine yatağında uykuya dalmış; sabaha kadar hiç uyanmadan bir güzel uyumuştur; bu sürecin mimarı gecelerdir yatağında tek uyumaya alışsın diye uykusuz kalan, omurgaları yamulan, hadi annecim, hadi oğluşum demekten ve dandini dandini das dana ninnisinden dilinde tüy biten şahsımdır; böyle de şahane bir insanla aynı vapurdasınız, kıymetini bilin" diyesiniz gelir.
    yani en azından bu sabah bizde durum buydu, kehkeh.
  • nisan hakan'ın bir postunu gördüm konuyla alakalı. 3 ay önce çocuğu olmuş, çocuk doğduğu günden bu yana doğru düzgün uyku uyuyamıyorlarmış, ehehe ve de meheheymiş. biraz büyüyünce ikinciyi yapacaklarmış. anne babalar durur mu? vay efendim "çocuğum 10 yaşına gelene kadar uyuyamadım ahahahaa", "bende ikiz var hayatımız mahvoldu puhahaha" bilmem ne. bu tür mizah çalışmalarında benim göremediğim bir şey var herhalde.

    ben bebeyken hiç uyumuyormuşum. annem benim yüzümden saçkıran olmuş, babam sinir krizleri geçirmiş. tüm bunları mutlu mutlu, aşkito aşkito anlattıktan sonra beni gösterip "ama değdi" diyorlar. ben de değdiğini düşündükleri insana, yani kendime bakıyorum, değmiş mi cidden*? eğer bir mizah ustası değilseniz günde iki üç saat uyumanın gülünecek nesi var yav? dinlenememekten kafada saç kalmamış, gözlerin altı mosmor yine de "minik kuşum için değer".

    valla bence hayatta değmez.
  • an itibari ile 12 aylık bir oğlum var ve bu velet 12 aydır uyumuyor, belediyeye gecekondusunu yıktırmayan ev sahibi gibi sürekli alert, yüklü miktar borcu varda icraya geleceklermiş gibi her an panik atak, insomnia oldu herhalde daha da uyuyacagina inanmiyorum.

    hanım daha bitik durumda tabii gece gündüz kalmadi sevdicegimde, depresyonlarin biri bitmeden digerine giriyor. sinir hastası oldu, gastrit oldu, trikotilomani oldu her halt oldu daha da olur.

    hanımda bende çalışıyoruz hele ben it gibi calisiyorum gecem gündüzüm belli degil, zaten sınırlı olan boş zamanlarimizi da bu velet işgal etti, tam bir istilacı, işkenceci ve tek başına bir terör örgütü. sosyal hayat nedir unuttuk biz. hicbir yere gidemiyoruz, hicbir sey yapamiyoruz, kurtarın lan bizi...:(

    hanımla da vakit gecirtmiyor, tilki gibi evin ücra köselerinde gizli gizli bulusmaya calisiyoruz ama surekli pesimizde, ben bunu bi ara sokağa atayım, cami avlusuna falan bırakıp kacayım diye bayaa bi'düşundüm ama heryer kamera arkadaş...! hemen yakalanır aksam haberlerinde tüm türkiyeye ifşa olurum diye korktum. konuyu hanıma açmadım ama açsam o kadar vicdansızlık yapmaz evlatlık vermeyi falan teklif eder herhalde, seviyor neticede oğlunu sokağa atamaz...

    edit: oğlum 4.5 yaşına geldi, yeni yeni düzene soktuk uyku işini, bazen kendisi;
    "-uyku vakti geldi yatağa gidelim baba" diye beni çağırıyor yemin ediyorum ağlıyorum sevinçten.

    4.5 yıl sabrederseniz uyuyorlar.
  • yorucu, tüketici, bazen hayattan bezdirici olmasına rağmen o minik kafa omzuna ya da göğsüne düşüp de huzurlu nefeslere dönüşünce adamın aklını alan olaydır. hele o minik eller tutunmuşsa üstündeki kıyafete, bırakamazsın. oturursun bir yere, uyuduğu kadar uyusun kollarında istersin. böyle de tatlı bir şey işte. bağımlılık yapar.
  • bu bebek uyutma aktivitesiyle yaklaşık 3-4 ay gibi kısa bir sürede reinhard stumpf gibi ulrich van gobbel gibi hayvani bacak kaslarına kavuştum. diz ağrılarım falan geçti hep. geçen bir halısaha maçında tatbik ettim. "zbamm" diye abanabiliyorum artık. topun dağlara taşlara gidişinden yola çıkarak kontrolsüz güç güç değildir atasözünü hatırlatarak aranızdan ayrılıyorum.
  • sabir kelimesinin anlamini ogreten eylem
  • en çok tercih edilen yöntem kuşkusuz ki bebeği sallayarak uyutmaktır. sallama esnasında iç kulaktaki kanallarda bulunan ve dengeyi sağlayan sıvının çalkalanması sebebiyle bebek sersemleşip uykuya dalar. hızlı ve şiddetli sallamak uzun vadede bebeğe zarar verebilir. bunun nedeni ise iç kulak kanallarında bulunan sıvının dokulara çok hızlı çarpıp zarar vermesidir. şiddeti iyi ayarlanmazsa bebeğiniz ileride kör veya felç olma riski taşır ki aman diyeyim.
  • 2 gün once tecrübe ettim. arkadaşımin bana bıraktığı 9 aylik oğluyla adeta savaştık.

    1. aşama
    ayağımda salladim uyudu 20 dk sonra uyanip ke di kendine oturup bana güldü.
    2. aşama
    kucagimda salladım, biraz mizlandi ama bi şekilde daldı, yatagına koyduğum an uyandı, esneyen ağzı ile gülücük atmaya çalıştı.
    3. aşama
    göğüsüme yüz üstü yatırdım, o kadar kipir kipir ve ayaklanip emekleme derdinde ki yatakta dört döndük, gögüsten göbeğimde kaydi o sirada sıkıca tutup salaldığımdan uyudu kaldı. yatağa bırakıp ayağimı yere koyduğum an uyandı o anda annesi geldi kapıyı çaldı da beni nakavt olmaktan kurtardi.

    arkadaşım nasıl geçti diyince cevabım netti "ilk defa bir erkek yatakta beni bu kadar yordu, vay bunu alacak kıza" *
  • dünyanın en güzel şeyi olarak tanımlanabilir. tabii bebek usluysa diye de devam etmeliyim sanırım.

    herkesin değişik bebek uyutma şekilleri var. benimki yatağa birlikte girmek şeklinde gerçekleşti. onun yatağına değil, ebeveyn yatağına.

    odanın ışıkları iyice karartılır. o kadar karartılır ki, sadece emziğinin florasanlığı belli olur o ortamda. o bir yandan cup cup memesini emerken, siz bir yandan uyu artık şeklinde onu telkin etmeye çalışırsınız. ama o bir o yana bir bu yana atar kendini. bir yandan da uyku sesleri çıkarır. sanki her an uykuya dalacakmış gibi. ama aslında iş o kadar da kolay değildir. yorgunluktan öldüğü halde aklı hala oyundadır. yatakta ters yatar, ayağını ağzınıza uzatır. öpersiniz, çeker, bir daha uzatır öpmeniz için. sonra tekrar kalkar, yanağını yanağınıza dayar. ordan gitmesin istersiniz. o anı dondurup sonsuza kadar o şekilde kalmak için nelerinizi vermezsiniz ki. ama o hala oyun peşinde olduğundan, o bölgede bir dakikadan fazla kalmaz. tekrar kalkar, bu sefer karnınıza yatar. işte doğru noktayı buldu, orada uyuyacak şimdi derken, kendi kendine şarkı mırıldanmaya başlar. siz de ona eşlik edersiniz, birlikte ninni söylemeye başlarsınız. sonra yavaş yavaş sesi kesilir. bir bakmışsınız uyuyakalmış. bir süre daha onunla yatakta takılıp sesini dinlersiniz. gerçekten uyudu mu diye. uyuduğundan iyice emin olduktan sonra kalkar, onu karyolasına götürürsünüz.

    biten, onunla geçen bir gün dahadır. beklenen ise, bir gün bunu kendi bebeğinizle yapabilmektir.
hesabın var mı? giriş yap