• en iyi yabancı film dalında oscar ödülüne aday da gösterilen 1997 iran yapımı bir mecid mecidi filmi.

    ingilizcesi: children of heaven

    basit bir hikaye; ustaca bir dramatizasyon. izlenmeli.

    film hakkında daha detaylı bilgi için bkz.: http://en.wikipedia.org/wiki/children_of_heaven

    iran yapımı ya da iran ile ilgili diğer filmler için (bkz: iran /@derinsular)

    tema:
    (bkz: popüler kültür /@derinsular)
  • defalarca izlemekten sıkılmadığım 1997 yapımı majid majidi filmi. her türlü yokluktan, ufak tefek dertlerimizden yakınıp durduğumuz şu nesilde böyle bir filmin varlığı bile mutlu etmeye yetiyor adamı. bir çift ayakkabıyı paylaşmaya çalışan iki kardeşin hikayesi fazla drama kaçmadan yer yer epey güldürerek çok insani bir temayı anlatıyor.
    --- spoiler ---

    ali'nin yarışta birinci olduğuna bile sevinememesi, zehra'nın küçücük yaşında durumu idare etme çabası ve ikilinin fedakarlığı görülmeye değer. keşke her kardeş ilişkisi bu kadar fedakarlık barındırsa. filmin sonunda babanın bisikletinin arkasında iki küçük ayakkabı gözümüze sokulmadan belli belirsiz gösteriliyor, yönetmen sadece dikkatli seyircilerin görebileceği bir mutlu son yaratmış adeta.

    --- spoiler ---

    izlemeyen varsa mutlaka izlemeli, zehra'nın küçük pembe ayakkabılarına naif bakışları için bile izlenir bu film. çocuk oyuncuların oyunculuğu muhteşem, türkiye'de olsalardı mahsun kırmızıgül'ün eline düşmüşlerdi bile yetenekli ikili.
  • çok basit bir öykünün üzerine kocaman bir gerçek yüklenerek bir çırpıda aktarılıyor bünyeye. evet zehri aldınız. fakirliğin bir dünya gerçeği olduğunu kanıksamışken bireylerin nasıl da acı çektiğini, örselendiğini, geri plana itildiğini gördünüz. hem de o tertemiz çocukların gözünden baktınız dünyaya bir saatlik de olsa. belki yarış sonrası muhammed'le beraber ağladınız, belki bisiklet kazasında kafanızı ağaca siz de vurdunuz, belki zehra gibi siz de ayaklarınızı çantanın altına sakladınız. şeriat ile yönetilen bir ülkede zenginlik ve fakirliğin nasıl normalleştiğini gördünüz. gettoların samimi hayatına karşın burjuvanın ruhsuz dünyasını gözlerinizle şahit oldunuz. üç evin ortak kullandığı muhteşem avluya ve ortasındaki güzelim havuza hayranlık duydunuz, belki de yoksulluğu ve komünal yaşamı tercih ettiniz. bitmek bilmeyen soruların zihne zerk edildiği filmde acaba siz hangi tarafta bulundunuz, gerçekliğin attığı tokat sizi ne ölçüde sarstı, dolambaçlı cevaplarla kendinizi nasıl avuttunuz...

    içimi dışımı sikti bu film, adaletini siktiğimin dünyasında.
  • dünyada bir yerlerde, hatta yanıbaşımızda bile bu hikayelerin gerçekten de yaşanıyor olduğu-olabileceği düşüncesiyle insanı kahreden bir filmdir. tamamen tesadüfen seyrettiğim bu film ise en iyi filmlerim listesine giriş yapmıştır bu arada.
  • en sevdiğim filmler korku ve gerilim filmleridir..

    birrr sürü de izledim şu yaşıma gelene dek.

    ama ben bu filmdeki yarış sahnesinde gerildiğim kadar yemiin ediyorum hiçbi başka filmde gerilmemiştim arkadaş ya....

    gözlerimi kapadım resmen. ay bakamıycam moduna geçtim. nası bi gerilim...
  • mommo kız kardeşim'i al terazinin bir kefesine koy, diğer kefeye de cennetin çocukları'nı. tahminimce terazi şaşırır.

    filmi üç arkadaş izlemiştik. film başladı, bitene kadar çıt çıkmadı. bittiğinde çok net hatırlıyorum, arkadaşların gözleri kırmızı balon gibiydi. üçümüzün de abisi\abileri vardı. onlar olmasa belki de o yurt odasında olamazdık. bir sürü duygusal durumlar.

    spoiler gibi:

    ayakkabı değiş tokuşu yapılan, ayakkabı katili suyun aktığı çocukların ev-okul arası takip ettikleri yol; yağan yağmurun evin avlusunu ıslatmaya başlaması gibi sahneler karşımda gördüğüm abimin görüntüsü kadar net şu an.

    bir de babaya, bahçıvan olarak-tı yanlış hatırlamıyorsam- iş aradığı sırada, ziline bastıkları evin kapı mikrofonuna konuşmaya çalışırken 'kal gelmesi' sahnesi, filmden sonra okulda sunum yapma tecrübeleri edinmeden önce aramızda hatırlanıp 'ya öyle olursak' diye kendimizle feci halde dalga geçmemize katkıda bulunmuştur.

    hey gidi dünler. filmi, arasında kardeşlerinizin de bulunduğu bir toplulukla izlemeniz tavsiye olunur.
  • majid majidi'den 97 yılında gelen hatırladıkça iç burkan garibanlık anısı. yoksul, tok gözlü, dürüst, masum çocuklara, cennetin çocuklarına dair muhteşem bir film.
  • fakirlik üzerine güzel, sade bir iran filmi. çocuklar daha iyi oynayabilirmiş. bir de ben goygoycu teyzemle izledim, çok darlandı o, geyiğe vurdu hep, ondan o beklediğim kadar etkilememiş olabilir beni.

    yönetmenin başarısı, işin içinde çocuklar ve fakirlik olmasına rağmen hiç duygu sömürüsüne kaçmadan bu kadar güzel bir dram yapabilmesindedir.

    rang-e khoda açık ara daha iyi bence.
  • en güzel tanım burda yapılmış (bkz: #37898088) lutoloci tarafından. bir iran masalı. aslında belki de bir orta doğu masalı. ali'nin de zehra'nın da sevinçleri, hüzünleri, korkuları, yüzlerindeki her mimik o kadar tanıdık ki. bunda mecid mecidi'nin içten, bizden anlatımının payı çok büyük, çocuk oyuncuların da kusursuz oyunculukları. hatta oyunculuklar belgesel kıvamında diyebiliriz sanırım. sanki emir ferruh gerçekten ali, sanki bahare gerçekten zehra.
    bir masal dinler gibi heyecanlandıran, sevindiren ama aynı zamanda bu hikayelerin bu coğrafyanın gerçeği olduğunu bildiğiniz için de hüzünlendiren film.
  • kaybettiklerimizi hatırlatan, gönül telimizi titreten bir buruk öykü. insanı çocukluk yıllarına götürüyor, kardeşle/abiyle paylaşılan sırları, korkuları ve mutlulukları bir bir hatırlatarak burnunun direğini sızlatıyor.

    normâlde çocukların ağlaması sinir bozucudur, filmde ya da gerçekte olsun, çoğu zaman duygu sömürüsü etkisi yaşatır, fakat bu filmde ali'nin gözyaşları insanı altüst eder, farkında olmadan gözleri sulandırır; mecid mecidi kanâatin, dayanışmanın ve fedakârlığın masalını anlatırken izleyeni böyle garip hallere sevk eder.

    ali, babasıyla birlikte bahçıvanlık işi için zillere basarken ve nihâyetinde tüm acemi sevimliliği ile derdini bir çırpıda anlatmayı göze alırken, "büyüklerin çocuklardan öğrenebileceği şeyler de var; biraz cesaret gibi..." düşüncesi akıldan geçer.

    filmin müzikleri kayvan jahanshahi imzalıdır. özellikle de baba-oğulun şehre yolculuklarının fonunu süsleyen müzik başka bir güzelliktedir.
hesabın var mı? giriş yap