• geçen sene adına gerçekleştirilen etkinlikte arkadaşımın yanıma gelip 'aaaaaa behice boran ölmüş mü?'deyişi halen kulaklarımda.
  • gerçek bir yurtsever.

    o kadar gerçek bir yurtsever ki dtcf'den ihraç edilen arkadaşları gibi rahatça yurt dışına çıkma imkanı varken burada kalıp, mücadele etmeyi seçmiştir.

    onurlu, cesur ve yılmayan bir kadındı.onun bu özelliklerini daha iyi anlamak için şu konuşmaya göz atmak yeterlidir diye düşünüyorum ;

    "-çıktınız mı?
    -çıktık.
    -ne yapacaktınız?
    -taksim’e doğru yürüyecektik.
    -peki neden çıktığınız?
    - 1 mayıs emeğin bayramı, mücadele günüdür. biz de o sınıfın partisiyiz, çıktık.
    -nereden çıktınız?
    -merter’den çıktık.
    -nereye gidecektiniz?
    -taksim’e.
    -merter neresi taksim neresi, uzun yol; siz yaşlısınız nasıl gideceksiniz?
    -dinlene dinlene…”http://www.odatv.com/…vrimcinin-hikayesi-0105101200
  • türkiye işçi partisi genel başkanı.

    kendi sözlerinden gelsin;

    "....milli selamet partisi' nin dinciliği ve diğer partilerin de değişik ölçülerde dinsel öğeleri politik amaçlarla kullanmaları halkın dinsel inançlarına, duygularına, taleplerine cevap vermek için değildir. halkın dinselliği, dinsel tutum ve davranışları bilinçli olarak geliştirilmeye , güçlendirilmeye çalışılmaktadır. bugün yaratılan dinsel hava ve ortam, halk kitlelerinin geleneksel ve bir anlamda doğal dinselliğinin üstündedir. solculuğa, sosyalizme karşı burjuvazi ideolojik düzeyde dinden medet ummaktadır..."

    yalçın küçük
  • degerli, akilli, sevecen bir insan olabilir... kendisini yakindan tanimiyorum, haksizlik yapmak da istemem. ama hatirladigim 1970-80 arasi siyasal olaylar isiginda su elestirisel gözlemleri yapabilirim:
    1) mehmet ali aybarlar'in, sadun arenler'in o muhtesem tip'ini ele geçirip sig ve sablon sosyalistlik yapmis, partiyi kürtçü ve moskovaci ideolojiye teslim etmistir.
    2) 10-15 milletvekili çikarabilen tıp'i küçülte küçülte marjinal haline getirmis, diger sosyalist partilerin seçimlerde isbirligi çagrilarini inatla "biz sizden 500 küsur oy fazla aliyoruz; bizim partiye katilirsaniz isbirligi olur" diye geri çevirmis, kendi de seçimlerde hava almistir.
    3) o siralar radyodaki seçim propaganda konusmalarina son derece bet bir sesle "isçilerrrrrr köylülerrrrrrr emekçilerrrrrrr" çigligi ile baslayarak bizi hem radyodan hem de sosyalizmden sogutmustur. allah için bir gün de "memurlarrrrr" kelimesini kullanmamistir. çünkü memurlar devlet malidir ve onlardan sosyalist çikmaz, o nedenle oylarina da gerek yoktur.
    4) ama en büyük ayibi, 12 eylül darbesi olur olmaz türkiye'den kaçip solugu belçika'da almasidir (niye moskova degil acaba ?). türkiye'den çikmasina generaller tarafindan göz yumuldugu süphesi vardir. arkasinda biraktigi binlerce genç tıp'li ise iskence sehpalarinda, hapislerde, mahkelemerde sürünmüstür.
    umarim vicdani rahat göçmüstür bu dünyadan. kendisine haksizlik ettiysem affola...
  • 26 yil önce bugün hayata gözlerini yummus devrimci.

    ugur mumcu'nun, türkiye'nin ilk ve tek meclise girmiş, sosyalist tüzüklü partisi türkiye isci partisi genel baskani olan behice boran'la röportajindan olusan bir uzun yürüyüs, okunasi bir kitaptir.

    --- spoiler ---

    "...dostu ve düsmani sunu kabul etmelidir ki boran, sosyalizm kavgasinda en soluklu ve direncli olanlardan biriydi. sosyalizm inancından bir an bile geri dönmedi. uzun savasim yillarınin son günlerinde celiskili cizgiler cizse de, genel dogrultusundan hic ödün vermedi; cileli ve acili oldu.

    1 mayis olan dogum tarihi, bir bakima, boran'in marksizm'le bütünlesen siyasal ve ideolojik cizgisini de belirlemis oldu...

    ..(tip olayı) yaşandı. aynı olayı bir kez daha yaşamak artık olası değildir. fakat yaşanan bu olaydan, aradan geçen bunca yıldan sonra ders çıkartılmaz mı? sanıyoruz, arayanlar için, bu röportajlarda böyle dersler de -hem de bol bol- var!.."

    ugur mumcu

    --- spoiler ---
  • savaşçı kadın.

    behice boran hatko yu anarken.

    behice hanım, t.i.p.nin mehmet ali aybar başkanlığında efsane olmuş merkez yürütme kurulu üyesi. kimler yoktu o efsane merkez yürütmede; sadun aren, tarık ziya ekinci, nihat sargın, cemal hakkı selek...

    behice hanım, ömrünü türkiye sosyalist hareketine adamış bir kadın savaşçı. zaman zaman türkiye komünist partisiyle yolları kesişmiş, kimi zaman dost, kimi zaman muarız olmuş.

    1968 yılında sovyetlerin çekoslavakya müdahalesi sonrası yaşanan kargaşada; müdahaleye karşı tavır alan aybar'a karşı sadun arenle beraber muhalefet hareketine dahil olmuş, öncülüğünü yapmıştır.

    o yıllarda, aybara kategorik olarak karşı çıkan, parti içi-parti dışı bir kısım sol muhalefet; aren boran ikilisini, aren boran oportünist kliği olarak yaftalamaktan geri durmamıştı.

    yaşanan bu politik depremde aybar genel başkanlıktan istifa etmiş, önce mehmet ali arslan ve daha sonra 1970 kongresinde genel genel başkan olmuştu behice hanım.

    12 mart muhtırası sonrası günlerde t.i.p. kapatılmış, boran ve arkadaşları tutuklanmışlardı binlerce partili partisiz; sosyalist-komünist insan gibi.

    behice hanım, parti yöneticisi olarak; parti dışı muhalefete ve özellikle gençlik örgütlenmelerinin başını çektiği eylemlere sıcak yaklaşmazdı. gençlerde aren boran ikilisini hayırla yad etmezdi. hatırladığım muhtıra öncesi son istanbul il kongresinde kürsüye çıkıp zorlukla hitap etmişti delegelere.

    muhtıra sonrası günlerde sol hareket onlarca yiğit insanını şehit verdi. o yıllarda türkiye komünist partisinin atılım yıllarıydı. istanbul ili eminönü ilçesinde bir araya gelen partililer, "partizan dergisi" sayfalarında parti içi ve dışı muhalefetle teorik-pratik mevzularda tartışma yürütürken; maltepe tekel fabrikasında gıslaved lastik fabrikasında "gerçek" ismi altında işçi gazeteleri çıkarıyordu. yine bir kısım partili arkadaş başta oya sencer olmak üzere muhtıra sonrasına hazırlık bağlamında yeni bir parti çalışması içindeydiler.

    1974 yılında çıkarılan genel mahiyetli afla bir çok tutuklu-hükümlü sosyalist özgürlüğüne kavuştu. henüz behice hanımlar tahliye olmadan kurulan türkiye sosyalist işçi partisi (tsip) açıkçası şaşkınlık uyandırmıştı.

    behice hanım ve arkadaşları da türkiye işçi partisini yeniden kurmakta gecikmediler. böylece türkiye sosyalist hareketi iki partili geleneğini bozmuyordu. hatırlayın, 1946arda da aynı şeyler olmuştu.

    tarihte 2.türkiye işçi partisi diye anılan behice boran siyaseti; 12 eylüle kadar ve hatta sonrasında bile devam eden diğer sol partilerle-legal, illegal- şiddetli çatışma halindeydi.

    dev yol, kurtuluş gibi hareketlerle, tsip, tkp gibi partilerle çekişerek gelinen 12 eylül günlerine kadar başını çektiği parti, birinci tip kadar kapsayıcı ve egemen bir görüntü verememiştir.

    darbe sonrası yurt dışındadır behice hanım. yorgundur ve sağlığı bozulmuştur. sovyetlerde esen gorbaçov dalgası, tıpkı çek olayları gibi türkiye solunu kargaşaya sürüklemişti.

    ülkenin en güçlü sosyalist hareketi dev yol, dağılmış; kadroları sempatizanlarına kadar tutuklanmıştı.

    siyasi hareketler merkez kurulları itibariyle büyük ölçüde yurt dışında. ilk yıllar başarısız güç birliği denemeleriyle geçer. 1987 yılına yaklaşırken tkp-tip-tsip arasında yakınlaşma artar.

    bu yakınlaşma birlikle netice bulur. behice hanım bu "mutlu" birliğe şahit olur. bir iki gün sona hayata veda eder.

    behice hanımın naaşı ülkeye getirilir. uzun yıllar görev yaptığı tbmm önünde bir tören yapılır. akabinde istanbula gelir naaşı. yüzbinlerin katıldığı bir yürüyüşle son yolculuğuna uğurlanır. behice hanımın vedası aslında türkiye sosyalist örgütlü hayatının da bir vedasıydı sanki. onu toprağa verirken bir maziyi toprağa verdiğimizin de farkında değildik. yıllar içinde tkp tip kendilerini lağv ederek yeni bir senteze ulaştığını sanırken, sentez, örgütsüzlüğün bir başlangıç tarihiydi. tbkp nin kapatılmasından sonra kaç parti kuruldu, o partiler ne oldu, neye-nereye evrildi hafızalarda bile yok aslında. şimdi insanlar derin örgütsüzlükte debeleniyor.

    12 eylülle başlayan büyük kürtaj, nihayetinde solun kendi eliyle bir imha sürecine evrilmiştir. bir vakit örgütlerde yönetici olanlar-basit üyeler ve hatta sempatizanlar nerede-nereye gitti.

    evvel zaman içinde bir tarihti sol, şimdi yeni sahiplerini mi arıyor; ne yalan söyleyeyim bilemiyorum.
  • kendisini anlatan bir belgeselde çayan ve arkadaşlarına karşı tavrını fazla öğretmen bulduğum ve bu öğretmen tavrın takipçilerinin bir kısmı tarafından fazlasıyla benimsenerek kibre dönüştüğünü gördüğüm kişidir. mihri belli'de de bu öğretmen tavra rastlayınca yaş kemale erende eski tüfekler ders vermeye başlıyor diye de düşündürmüştür. tabi çayan ve deniz ile simgeleşmiş olan dönemin devrimci gençliği bu dersleri sağır kulakla dinlemiş ve kendi deliliklerinin peşinden koşmuştur. bu dersleri iyi dinleyenler ise ömürlerini anlatan sosyalizm pratiğine adamıştır.

    berker, boratav ve boran'dan oluşan ''üç b'' ekolü ise memlekette sosyolojiye bilim gözüyle bakarak çalışmanın nasıl sonuçlandığını gösterir. üniversitelerde barındırılmayan ve öldürülmeleri planlanayazan üçlüden berkes kanada'ya, boratav (emin değilim) abd'ye göçmüş iken ülkede kalan boran ise farklı bir sosyoloji kulvarı yaratmıştır. siyasi parti sosyolojisi gibi.

    niyazi berkes'in anılarında bolca anlatılır bunlar ve boran'a sitem ettiği yerleri ilginçtir.
  • bir ara dil-tarih'deki çardak'a adı verilmesi düşünülen aydın kişi. okulda en azından bir yerde adı geçse hiç fena olmazdı.

    ölümün 26. yıl dönümüdür.
  • behice boran'in başında olduğu türkiye barışseverler cemiyeti tarafından yayınlanan adnan menderes hükümetinin kararına karşı yayımladığı kore’ye asker gönderilmesini kınayan bildiri nedeniyle, 15 ay hapis cezası almış ve oğlu dursun’u hapiste dünyaya getirmiştir. bu doğum üzerine dostu melih cevdet anday, “dursun bebeğe ninni” şiirini kaleme alır. daha sonra ruhi su bu şiiri besteler.

    (bkz: barışseverler derneği)
  • sovyetler birliği'nin çekoslovakya müdahalesi sonrası mehmet ali aybar'la araları açılmış (1968) -ki boran bu müdahaleyi haklı buluyordu- 2 yıl sonra da aybar ekibinin tasfiye edilmesiyle parti başkanlığına yükselmiştir. bu dönemde türkiye işçi partisi'nin öne çıkan isimleri olarak boran ve sadun aren'i görmekteyiz. ülkemizde salt siyasi yönüyle bilinse de, aslında dönemine göre önemli çalışmaları olan çok değerli bir akademisyendir.
hesabın var mı? giriş yap