• oyunun konusu ilginç, oynaması zevkli olsa da bir yerden sonra istenen paraları bulmak imkansız hale gelebiliyor. hem devleti hem de isyancıları memnun etmek zaten imkansız ancak ne yaparsam yapayım iki taraf da düşman oluyor. dahası kimin kimin adamı olduğu da belli değil, isyancı diye yardım etmediğiniz adam devletin ajani çıkıyor ve sonuçta iki taraf da sinirleniyor. komşuları görmezden gelince başımız belaya giriyor, şikayet edince yeni kiracı çıkmadığı için parasız kalıyoruz ve ne olursa olsun oyun bir yerde mutlaka tıkanıyor yani ya öleceğiz ya tutuklanacağız ya da ülkeden kaçacağız. sırf aşırı zorlaştığı ve devamını getiremediğim için trainer indirdim ve sınırsız paraya ulaştım ama oyunun sonunu en fazla birkaç gün daha uzatabildim.

    en kötüsü de senaryonun hiç değişmemesi yani yeni oyuna da başlasanız apartmana aynı kişiler gelecek ve başınıza aynı olaylar gelecek. bu da bir yerden sonra sıkıyor haliyle

    her şeye rağmen indirim dönemlerinde 7 lira civarında bir paraya alınabiliyor ki bu parayı da fazlasiyla hak eden bir oyun.

    ayrıca oyunu beğenenler çok daha zengin bir hikaye sunan this war of mine adlı oyuna da mutlaka bakmalı.
  • insanı dert sahibi yapan oyun. stres simulator. 1-2 saat oynadım, kapattım stresten.

    --- spoiler ---

    ilkin kiracıları mutlu edicem, devletim için çalişıcam derken cebe iyi para giriyor. onurlu, dürüst bir şekilde hayatı idame ettirme hayalleriyle başlıyoruz. sonra hanım geliyo sabun al, kıza çikolata al diye başımızın etini yiyor. para yolda mı bulunuyor ne çikolatası? demeden, hanım babamın evine geri dönerim sen de yalnız kalırsın diyince gidip alıyoruz. yolda oğul çeviriyor baba diyor sevgilimle bir yere gidicez para lazım. tamam ne kadar lazım? 550 dolar. e yuh. kızı parise mi götürcen essoğluessek. neyse para çok veriyoruz, üstüne de 20 dolar daha verip, yemek ısmarlarsın diyoruz. gencecik çocuk olacak o kadar.

    hayat güzel devam ederken hanım geliyor, kızımız hasta aspirin lazım. tamam alalım aspirin.
    alıyoruz veriyoruz bi boka yaramıyor. doktor lazım.
    nerden bulucaz doktoru?
    kiracılardan birisi doktor.

    adam hemen kabullenmiyor. çok yalnızım bana karı bulun diyor. görücü usulü nişanlıyoruz adamı. adam gayet mutlu bir şekilde kızı muayene ediyor. kafamız rahat. doktor tedavi etti kızı bitti. tedavi etti ama kız etrafta ölü gibi dolasıyor. kızım diyoruz, nasılsın? baba diyor, nefes alamıyorum.
    3-5 gün sonra doktor geliyor yanımıza, yoldaş diyor. senin kız çok aşırı hasta. ameliyat olması gerek 20.000 dolar lazım ilaçlar için. bak işçilik ücreti de almıyorum diyor. e yuh. yeni kız alırım o paraya.
    ama kanımız sonuçta. illa bulucaz parayı. bulucaz ama legal yöntemlerle bulma imkanı yok.

    lanet olsun onura namusa diyip hırsızlıkla devam ediyoruz. koridorda pusuya yatıp kiracılardan birisinin evi boşaltmasını bekliyoruz. sonra kiracının evine gidip 2 kazak 2 kitap çalıyoruz. hop kapı çalıyor. kim o? polis. lan nerden biliyosun daha kiracının evden çıkmadım. neyse konuşuyoruz ediyoruz polis amca bırakıyor peşimizi. çaldığımız 500-600 dolar ediyor. gerisini nerden bulucaz belli değil ama kızı kurtarmak lazım ne yapıp edip bulucaz. eve gidiyoruz hanım geliyor. suyu elektriği kesmişler 500 dolar istiyor. orosbu karı kendimi mi satayım ne istiyorsun? bi işin ucundan da sen tut. kıza ilaç lazım. ama susuz elektriksiz de yaşanmaz ki. veriyorum elimde ki parayı. elimde kalıyor 0. koca bir hiç. illegal yollarla da yeterince para kazanamıyorum.

    başımızda kara bulutlarla gezerken oğul tekrardan geliyor. aha diyorum. oğlum yardım edecek küçük kardeşine. diyecek ki baba ben çalışır kazanırım para. hayaller ne güzel. gerçekte ise üniversiteden para istemişler. ne kadar istemişler? 15.000 dolar. ulan ibneler okulu tekrardan mı inşa ediceksiniz bu para ne! senin de oğlan gibi adın batsın, ne zaman konuşsak para istiyorsun.

    oğlan diyor ki ben okumazsam madenlere gönderir devlet beni. nefret ediyorum madenlerden diyor. tamam diyorum. çıkıyorum kapının önüne bi nefes alayım hem belki yerde para bulurum umuduyla. doktoru görüyorum, elinde valiz. hop nereye? nişanlısı anadan yadigar yüzüğü alıp kaçmış. kendisi de burada kalamazmış. ulan sen daha benim kızı kurtaracaktın ne oldu? üzgün üzgün bana baktıktan sonra bir şey demeden otobüse binip gidiyor adam.

    o an bana dank ediyor. kızın maksimun 3 günlük ömrü kalmış. bırakın ilaç parasını ekmek param dahi yok. doktor kalsa ne kalmasa ne. ilaç parasını asla toparlayamam. kücük kız ölecek. oğlan aklıma geliyor. bari onun geleceği kurtulsun onun okul harcını ödeyeyim desem nafile. onun ki kızdan da acil. yarına istiyorlar parayı. okuldan atılacak onun da parasını ödeyemem. oğlanın hayatı kararacak, kız ise hayatını kaybedecek. bu acılar üstüne hanımda terkeder beni. ne yapmalı? ne etmeli? illa para lazım.

    bilgisayar başında nefes darlığı yaşıyorum. anlımda bir ıslaklık. elimi bi atıyorum stresten terlemişim.
    ulan oyun değil mi bu? küçükken güle eğlene sokakta oynadığımız saklambaç gibi, seksek gibi eğlenerek oynayacağımız oyun değil mi? ben strese girmek işin mi 2 saattir bilgisayar başındayım? hayatımda yeterince dert yok tasa yok boş vaktimde bi de buna mı dertlenicem. ne ayaksınız olum siz? niye insan üzüyorsunuz?

    --- spoiler ---

    güzel oyundur.
  • şimdi bu bisürü gözlü,hovercraft yutmuş yaratık,her bir gözünden ayrı büyüler atabilir ki bunun içinde power word kill de vardır,"frp aleminin" en çekinilen yaratıklarından biridir.aman dm göstermesin.
  • insanların harap olduğu distopik bir evreni tasvir eden bu oyunun bir bölümünde, kocaman hoparlörüyle devletin bir propaganda kamyonu geliyor caddeye ve bakın lafa nasıl giriş yapıyor:

    "you live in the best country in the world, and other countries are jealous of you."

    tanıdık geldi mi bir yerden?

    edit: bu tesadüfün dışında da akla türkiye'yi getiren çok fazla emare barındıran oyun. bir türkiye simülasyonu bile diyebilirim hatta. oyunda da müzik, dans etmek falan yasaklanıyor çünkü.
  • incil'de "ey bizi izleyenler!" manasını verebilmek için kullanılmış kelimedir.

    ayrıca, frp dünyasının en garip yapıdaki canlısıdır denilebilir, onlarca gözüyle.
  • ülkemizin mükemmel bir şekilde fotoğrafını çeken şaheser oyun.

    ikinci oyunu çıkmış ama ilk oyununu oynarsanız, göreceksiniz ki bu oyunu yapan yapımcılar kesinlikle ülkemizde yaşamış diyeceksiniz.

    kararnamelerle şarkı söylemek yasak, elma stoklamak yasak*, yasak oğlu yasak.
  • bir oyun.

    1984ümsü distopik bir evrende, hükümetin insanları gözetlediği ve sürekli tutuklamalar gerçekleştirdiği bir zamanda, kiralık dairelerle dolu büyük bir apartmanda geçiyor. trailer ı, gameplayi, konusu ve grafikleri umut vaadediyor. oynadığımda editleyeceğim.

    https://www.youtube.com/watch?v=k7ntupgdfze

    edit: oynadım ve yorumluyorum: 1984ümsü değil, direk 1984müş bu. çok keyifli bir oyun, tavsiye ediyorum. biraz para sıkıntısı çekiliyor ama onun dışında gayet eğlenceli ve ilginç.

    edit2: ---spoiler--

    galiba oyunda herkesin ölmesi gerekiyor. gereken para bulunamayacak miktarlarda. defalarca baştan sarıp oynamama rağmen o kadar parayı bulamadım ve her seferinde biri öldü. bakalım neler oluyor diye cheat engine i devreye sokup 100k para yapıp denedim şimdi de oyunda bi halt dönmüyor. kendi hikayeni kendin saç tarzı birşey sanırım, ne olacağı sana kalmış tamamen.
  • oynanış dinamikleri ve arayüzüyle this war of mine'a çok benzeyen fakat bana kalırsa ondan daha keyifli, aşırı eğlenceli bir warm lamp games oyunu.

    bir distopyanın içinde birilerini gözetlemenin, evlerine gizlice girip eşyalarını karıştırmanın ve onlar hakkında rapor tutmanın insana bu kadar haz verebileceğini tahmin etmezdim.*

    oyun bir dikta rejimini konu alıyor ve işe bakın ki o kadar alakasız olmasına rağmen oyunun bir çok farklı yerinde türkiye'yle özdeşleştirdiğiniz şeyler buluyorsunuz.
  • bilgisayar oyunları veya filmlerde taşakoğlanı edilmelerine rağmen esasında taşaklı yaratıklarıdır. ama bu maymun imajları oyunculara kötü bir sürpriz yaşatmak için idealdir.
    -kalenin bodrumuna inince karşınıza yuvarlak, vücutlu, ortada bir etrafında kolların ucunda bir sürü gözü ve kocaman bir ağzı olan bir yaratık çıktı. size pis pis bakıyor.
    -ehaha beholder olm bu mal olur bunnar hani hatırlıyon mu (yukarıdaki üç dört durumdan birine referans verilir)
    -death ray
    akabinde
    -hassiktir.
    sevimli arkadaşlarımızdır. bir de argos gibi canlar eklenirse daha da dadından yinmez olurlar.
  • türkiye v2. şu propaganda aracının hoparlörlerinden duyulan cümleler tanıdık geldi mi türkiyem?
hesabın var mı? giriş yap