• olağanüstü bir trajikomik bilimkurgu*. bilimkurgunun sadece olağandışı varlıklar ve olaylar silsilesinden ibaret olmadığını anladığım film. john malkovich olmak yeterliymiş.
  • bir güldürüp bir üzen bir masalımsıdır. fakat o ne güldürüp üzme, kahkahalar ve hüzünlü sessizlikler hiç bu kadar göt göte olmamıştı.
  • bu filmde, saç modelinden midir nedir maxine karakterine hayat veren catherine keener tamamiyle seda akman'ı anımsatıyor.
    ayrıca o 7 1/2uncu katta geçen sahnelerde hanginiz içi daralmadıysa kaleye mum diksin. nihayetinde film de olsa, o ortamda çalışan insanların hiç birine normal insan gözüyle bakamadım.
  • harikulade bir film. 7 buçukuncu kat, bilinçaltında kovalamaca vs gibi şahane sahnelerinin yanısıra bence enn müthiş sahne, maymunun geçmişi hatırlama sahnesiydi.
  • eger bir 7 1/2'uncu kat var ise, o zaman 7'nci katın da yarım olması lazım diye dusunduren film.
  • türkçesi çekilecek olursa isim olarak "erol taş olmak" önerilebilirdi erol taş hayatta olsaydı. heykel atölyesinde geçerdi ve erol taş duygulu bir heykel sanatçısı kimliğiyle üzerine yapışan kötü adam imajından kurtulma fırsatı bulurdu.

    (bkz: taş olmak)
  • filmle ilgili nacizane yorumlarım.

    --- spoiler ---

    film craig in yanındaki maymuna bilinç hakkında söyledikleri sözle başlıyor ve filmin ana mesajı filmin en başında veriliyor.

    "-maymun olduğun için ne kadar şanslısın bilemezsin
    -farkında olmak gerçekten çok büyük bir bela
    -düşünüyorum, hissediyorum ve acı çekiyorum"

    bilincin -ve kuklacı olmanın- verdiği acı ortaya konuyor böylece. düşünüyor, hissediyor ve acı çekiyoruz. film temel olarak kuklacılığı -ve getirdiği yükü- kaldıramayan insanların kukla olmaya özenişini konu aldığı söylenebilir.

    john malkovich olmak için girilen kapı ve ulaştığımız ekranın televizyon/medya oluğunu düşünürsek maxine nin herkese mavi boncuk dağıtan medya patronu olduğu fikrine ulaşabiliriz. para işlerini maxine nin yönetmesi, ruhsuzluğu ve -filmde birkaç kere addedildiği üzre- şeytanlığı maxine'nin popüler ve seviyesiz haber/program yapan medya imgesi olduğunu görebiliriz. ayrıca john malkovich kuklacılar yani seyirciler tarafından yönlendirilen kukladır fikri çok yanlış olmayacaktır. özel hayatı tüm seyircilerin önünde yaşanmaktadır. bu arada craig in john malkovich i kukla olarak oynattığı sahne sinema tarihine geçmeye adaydır, muhteşemdir.

    filmin etkileyiciliği burda ortaya çıkıyor. kuklacıların, yine kuklacılar tarafından yönlendirilen kukla olma isteği gözümüze sokuluyor. yöneten, bilinçli, hisseden olmak yerine yönetilen ve seyircileri etkileyen bir kukla olma isteği. magazinlerde gördüğümüz ve özendiğimiz kuklaların hayatlarına sahip olma isteği. kuklacılar kukla olmak için bedel ödeyedursun, kuklalar ise kendi bilinçleri ile hareket edememekten muzdarip.

    modern insanın içinde bulunduğu bu ironik ikilemi oldukça güzel bir şekilde ortaya koyuyor film.

    düşüncesini sınırlardan kurtarmış bilinçli insan için geliyor:

    " o son zinciri hiç kırmayacaktık hacı"

    --- spoiler ---
  • malkovich'in beyninden görüş açısı daralmaktadır. ever want to be someone else? now you can.
  • az önce izleyip bitirdiğim ve sonunda yazılar akarken charlie kaufman yazısını gördüğümde " başka kim olabilirdi ki.. " duygusu yaşatan süper film
  • absürd bir filmdir kanımca ama işte bu da filme bayılma sebebimdir.
hesabın var mı? giriş yap