• zaman geçsin diye bekle, zamanı gelsin diye bekle.
    anlatmak için bekle, anlaşılmak için bekle.
    bulmak için bekle, bulunmak için bekle, buluşmak için bekle.
    başlasın diye bekle, bitsin diye bekle.
    sabahı bekle, geceyi bekle, baharı bekle, yazı bekle, yarını bekle, yeni yılı bekle.
    daha iyisi için bekle, daha yenisini bekle.
    sabırdan bekle, çaresizlikten bekle, panikle bekle, vazgeçerken bekle.
    plan yap bekle, hayal kur bekle.
    değişsin diye bekle, dönüşsün diye bekle.
    bir bekle, iki bekle.
    hayat geçsin önünden
    geçip gitsin,
    sen bekle.
  • erdemdir.

    beklenti oldukça hayal olur, hayal oldukça hayal kırıklığı, hayal kırıklığı oldukça kalp kırıkları, kalp kırıkları oldukca can kırıkları,can kırıkları oldukça acı, acı oldukça daha çok acı...bu zinciri kırmaya en iyisi en baştan başlamak gerekir..
  • kendine özgürlüğü hediye etmektir.
  • seremoniyle yapmak gerekir bazen.

    2005 yılı ekim ayında beklerken sıkılmamak için bir iran kedisi, beklemekten vazgeçme zamanım gelirse gezmeye gitmek için bir lonely planet - iran almıştım.

    ne güzeldir ki o iran kedisi, 2006 ve 2007 yıllarındaki dönüşlerini beklerken de, döndüğünde de yanımdaydı. hala da yanımda. ama 2007'den beri 4 yıl geçtiğini düşününce, aldıklarımın ikinci yarısını kullanmaya karar verdim.

    ismini * çok söyledim. hakkında konuştuğumdan değil, iran'da en sık kullanılan isim olmasından. insanlar, oteller, tarihteki önemli kişiler... o kadar çok söyledim ki, söylerken bir şey hissetmemeyi öğrendim. o kadar saçma sapan şeyler yaşadım ki, beklemekten önemli şeyler olduğunu fark ettim. o kadar güzel yerler gördüm ki, ileride bir gün olur da karşılaşırsak anlatırım diye kafama hepsini yazmamın artık mümkün olmadığını kabul ettim.

    özetle beklemekten resmen vazgeçtim.

    not: senin hakkında entry girdiğimde o entryde bunu belirteceğime söz vermiştim. bu sana son entrymdir. hoşça kal.
  • beklenilen, ister bir insan olsun ister bir hâl, sahip olduğu değer ile ona atfedilen değer arasındaki makas açılıyorsa "artık demir alma vakti gelmiştir limandan".

    bilinmeyene dopru hareket etmekten ürküp, sancılı da olsa tanıdık ve alışıldık bekleme sürecinde kalmayı yeğlemektense "seyahat ya resülallah" demek insana, bir hayatın içerisine bir çok hayat koymasını sağlayabilir.

    strateji, vazgeçmeyi bilmektir.

    bazen.
  • yaşamını bir şey beklemeden yaşayacaksın.

    ne çok şey beklediğini biliyorsun;
    gene bekleyeceksin onları (elinde değil bu);
    ama beklentilerinin ne ifade ettiklerini,
    ne anlama geldiklerini - beklediğin, beklediklerin de,
    bir gün tutup gelirlerse, onların da
    ne ifade edeceklerini, ne anlama geleceklerini -
    bilerek yaşayacaksın.

    ne beklediğini bilerek - ama, beklemeden -
    yaşayacaksın: en çok beklediğinin de, gelse bile birgün, hiçbir zaman beklediğin anlamda gelmeyeceğini bilerek...

    yaşamın bir bekleme olacak - ama, beklemeden yaşayacaksın.

    (bkz: de ki işte)
    (bkz: oruç aruoba)
  • olmuyorsa zorlamayacaksını kabul etmektir. ve tabi bir de daha sert ve daha realist haliyle başka bir şeyin farkına vardığını gösterir: umut işkenceyi uzatır.
  • her babayiğidin harcı değildir.
  • bir tek güzel laf söylenseydi belki düzelirdi her şey. ama ne senin duymaya mecalin var artık ne de karşı tarafın düşünmeye, konuşmaya. öyle yorulmuşuz ki hepimiz saçmalamaktan, aptal işlerimizden. boş veriyoruz işte. öyle bir anda vazgeçiyoruz. hayatımızın fırsatını, ne bileyim en önemli mutluluğunu, şahane geleceğimizi, kusursuz aşkını işte adı her ne olursa olsun, öylece unutuveriyoruz. bencilliğimizden, üşengeçliğimizden, düşüncesizliğimizden.sanki uyuyoruz öylece ve bir daha hiç uyanmıyoruz. işte tam o an o ana kadar beklediğimiz tüm otobüsleri kaçırıyoruz. batışını izlemek istediğimiz güneşler biz varmadan çekip gidiyor. çocuklar vakitsizce doğuyor, insanlar vakitsizce ölüyor. çılgınlar gibi izlemek istediğin film vizyondan kalkıyor, internete düşmüyor, korsanı çıkmıyor, orijinali yapılmıyor. hayatının tüm şanslarını kaybetmiş gibi hissediyorsun. içecek bir bomonti bile kalmamış sanki dünyada. öyle çaresiz. tam o sırada otobüs geliyor, binip eve gidiyorsun. ertesi gün hiçbir şeyin aynı olmayacağını bilerek uyuyor, bambaşka bir hayata uyanıyorsun. bir nevi arınıyorsun. biraz zor oluyor ama ona da alışıyorsun.
  • vazgeçildiği an beklenen şey gerçekleşir. bu da hayatın sen bakarken soyunamıyorum deme şeklidir.*
hesabın var mı? giriş yap