• "bir şey başka bir şeyi doğurur" düşüncesidir.
    her olayın, bu olayı doğuran nedenler zincirinin, sonsuza kadar geçmişe geri giden bir zincirin zorunlu bir sonucu olduğunu savunur.
  • iki büyük fenomen-kural var: diyalektik ve belirlenimcilik (determinizm). tanrı, zamandan bağımsız oluşuyla belirlenimcilikten bağışıktır, sırdır. öz veya kavram olarak tekil olduğu için diyalektikten bağımsızdır, tersi/zıttı** yoktur. bu durumda tanrı'yı kişileştirme, maddeleştirme fantezilerimiz ciddi taşa çarpmış oluyor. kutsalın bilgisine varmada bu tip kural yönsemelerinin çıkışsızlığı, biricik ve bazen anlatılamaz/açıklanamaz kalan kişisel deneyimle dengelenebilir. ben bilmem beyim bilir.
  • ayrım gözetmeksizin dünyadaki tüm olayların daha önce gerçekleşmiş başka olayların sonucu olduğunu, söz konusu bu olayların zorlamasıyla yeni olayların oluştuğunu savunan görüş.

    olaylar arasında nedensellik ilişkisi olduğunu savunan belirlenimcilik'te gelecekte ortaya çıkacak olaylar, geçmişte ortaya çıkmış olayların kesinliği ve değiştirilemezliği oranında kesin ve değiştirilemez olaylardır. böylelikle william james'in "demirden evren" dediği büyük bir bütünlük sergileyen bu evrendeki her şey olması gerektiği gibi olur; başka türlü bir gelecek beklenemez.

    belirlenimcilik'in felsefe açısından önemi, insanların da evrenin her yerinde ve her olayında varolduğu düşünülen bu düzenin bir parçası olup olmadığı noktasında düğümlenmektedir. insanın davranışlarının, kararlarının belirlenimci bir evrenin koşulları altında özgürce ortaya konmasının istencine ayrıcalıklı bir yer açma çabası felsefe tarihi boyunca canlılığını korumuştur.

    17. yy.'dan başlayarak filozoflar belirlenimcilik ile ilgili savlarını, zamanın en iyi fizik kuramlarını dayanak göstererek güçlendirmeye başlarlar. bu çerçevede newtoncu fizikte kuvvetin ve kütlenin bilinmesi ivmenin hesaplanmasını, dolayısıyla hareketin nasıl oluştuğunun açıklanmasını sağlar. bir saat gibi tıkır tıkır çalışan böylesi bir evrende kuramların sonuçlarının öngörülmesi belirlenimcilik'i güçlendirir. laplace, newtoncu fiziğin belirlenimci olduğunu ileri sürmekle kalmaz; belirlenimcilik'i ilkin nedensellikle daha sonra öngörme kavramlarıyla tanımlamaya girişir. sonuçta evrenin şu anki durumu geçmişin ürünü olarak değerlendirilirken, geleceğin evrenini ise bugünün belirlediği görüşü pekişir.
    ancak, 20.yy.'da parçacık ve görelilik kuramlarının klasik fiziği yerinden etmesi belirlenimciliğin konumunu önemli oranda etkiler. newtoncu kuramların tersine, eğitimli kamuoyu bu kuramları hiçbir zaman bütünüyle sindirememiş olsa da genellikle görelilik kuramının belirlenimcilik yanlısı olduğu düşünülür.

    belirlenimcilik, olanaklı tek bir evren tarihi olduğunu ileri süren her türden metafizik öğretiyi adlandırmak için de kullanılır. sözgelimi, her olayın nedeni olduğunu ileri sürerek tüm koşullar ve tüm doğa yasaları bilindiğinde evrenin geleceği üzerine öngörüde bulunmak bilimsel belirlenimciliktir. buna ek olaral tanrı'nın evrendeki her şeyi kusursuz bilgisiyle tasarladığını, her şeyin o'nun çizdiği yönde olduğunu öne süren tanrıbilimsel belirlenimcilik ile mantıksal doğruların üzerine tarihsel düzenin zorunluluğunu oturtan mantıksal belirlenimcilik anılabilir.
    insanın çabalarından ya da isteklerinden bağımsız olarak her şeyi belirleyen güçler olduğunu savlayan yazgıcılığı belirlenimcilik'in insanın çabalamasını göz ardı etmediği vurgulanarak karşı çıkılır. ancak, insanın davranışlarının birtakım etkenlerce önceden belirlenmiş olduğu düşüncesi, belirlenimcilik ile özgür istenç çatışmasını doğurmuştur.
  • insan eylemlerinin, aynen doğa olaylarındaki gibi doğal süreçlerle belirlendiğini savunan görüştür.
  • (bkz: determinizm)
  • varlıkları, onların öznelliklerini belirleyen şeyin dışındaki neden ve durumlara
    tamamen bağımlı kılan tahakküme bağlı kavram. belirlenimciliğin karşısına
    liberter düşünce belirlenimi çıkartır.
hesabın var mı? giriş yap