• kafamda bir tuhaflık'ın son cümlesi.

    şimdi hepimiz kendimize soralım, bu alemde biz en çok kimi sevdik...
  • kendi adıma ;

    (bkz: ben bu alemde en çok idil'i sevdim)
  • bu cümleyi ilk okuduğumda aklıma direkt can yücel'in şiiri gelmişti.

    (bkz: ben hayatta en çok babamı sevdim)
  • rahiya da mevlut’u çok sevmişti. rahiya mevlut’un mecbur kaldığı dilinin niyeti ve resmi görüşüydü. aslında romanın bu son cümlesinden anlıyoruz ki çoğu zaman dilimizin niyetiyle kalbimizin niyeti; resmi görüşümüzle şahsi görüşümüz birbirlerini tutmaz. ve bunu açıkça dile getirmenin bir maliyeti vardır. kader bizi öyle bir ana denk getirir ki; bir gün kalbimizin niyetine ve şahsi görüşümüze kavuşsak bile bir bakmışız artık resmi görüşümüz şahsi görüşümüze, dilimizin niyeti kalbimizin niyetine dönüşmüştür. orhan pamuk öyle büyük bir romancıdır ki türkiye siyasetini, birey-devlet ilişkisini, türk muhafazakarlığını ve modernizmini ve özellikle 1980 darbesi sonrası dizayn edilen türk toplumunu bu kavramlar üzerinden okuyarak okuyucuya sunar. mevlut’un bu son cümlesi aslında bir meydan okumadır. romanda bunu dikkatli okuyucularım anlayacaktır diye araya girerek anımsatır.
  • hayatında hiç orhan pamuk kitabı okumamış şahsım tarafından bir yılmaz güney repliği zannedilen harika vecize. ama acayip hoşuma gitti. müthiş bitirim bir tınısı var. bence her erkek rayiha’nın yerine başka bir cins-i latif ismi koyarak bu repliği kullanabilir. tuttum bunu.
hesabın var mı? giriş yap