• merhabalar :)
    haydi başlayalım...

    kanıt

    sorularınıza verilmiş yanıtları görmek için şu bağlantıyı kullanabilirsiniz: (bkz: ben dücane cündioğlu sorularınızı yanıtlıyorum/@ducane cundioglu)

    not: soru cevap etkinliğini ekşi sözlük android & ios uygulamalarından ve mobil/web tarayıcınızdan takip edebilirsiniz.

    edit: ekşi sözlük'ün acemi bir yazarı olarak sorularınıza olanaklı olduğu ölçüde ilk fırsatta yanıt vereceğim. sorularınızın yüksek niteliğinden ve ciddiyetinden ötürü hepinize şükranlarımı sunuyorum. kendi adıma önyargının ne denli yanıltıcı olabileceğini bir kez daha anlamama yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim.
  • seneler evvel atatürk'ün ismini zikretmeye çekinirken günümüzde atatürk'ün ismini sık sık zikretmenize sebep olan faktör nedir? bir de hangi şampuanı kullanıyorsunuz?
    • ben şampuan kullanmıyorum, normal zeytinyağlı denilen sabun kullanıyorum.

      atatürk'ün ismini zikretmekten çekinmiyordum. atatürk yerine mustafa kemal demeyi tercih ediyordum çünkü orada kabullenemediğim şeyler vardı. hala sık sık zikrettiğimi söyleyemem, kasten değil ama dediğim gibi ben çok genç yaşta kişilere bağlanma yeteneğini yitirmiş biriyim.
  • "yasadır: erkek sahip, kadın ait olmak ister." buyurmuşsunuz.
    açıklar mısınız?
    • aslında bu çok yıllar evvel yazdığım bir yazının başlığı. ait olmak da sahip olmak da bir mülkiyet biçimidir. aslında orada freud'un dişilik ve erilliği aktif ve pasif uçlar olarak tanımlamasıyla ilişki kurmuştum. sonra seneler sonra twitter'da sözün başına "yasadır" koydum. sonra ekşi sözlük'te linç yemeye başladım. aslında çok hakikatli bir sözdür. keşke daha önce biri sorsaydı bana ne kastediyorsunuz diye. aslında ben de kadın erkek arasında mülkiyet biçimini anlatmaya çalıştığımı söylerdim.
  • siyasal islamin kaybetme nedeni nedir?

    sizce islamcilar ahlaki ustunluklerini ne zaman yitirdiler?
    • siyasal olmayan bir islam yoktur. doğdun, dinin kendisi siyasal bir kurumdur, önce böyle bir düzeltme yapayım. kaybetme nedeninden bahsedemeyiz çünkü kazanması da yoktur. islamın siyasallaşmasının bir kurgu olduğunu düşünüyorum. sadece işlevini bitirdiğinde sahadan çekilecektir. islamcılık normal olarak dindarlığa ya da muhafazakarlığa evrilecektir. bu onun kaçınamayacağı bir sonuç.
  • mahallenizi neden terk ettiniz hocam?
    • aslında mahalleyi terk etme tabiri, sosyal bir grubun içinden ayrılmak olarak anlaşılabilir. benim o mahallede bulunmamı mümkün kılan ideolojiyi terk ettim. bazen hangi mahalleye taşındınız diye de soruyorlar ama arkadaşımız buna nazik bir biçimde gerek duymamış. "sahilsizim" diyen adamın mahallesi mi olur? ben dünya görüşümü ters yüz ettiğim için ister istemez sosyal ve ideolojik bir toplumdan ayrılmak gibi görünüyor ama benim burada yapacak çok bir şeyim yok.
  • merhabalar, öncelikle hoş geldiniz.

    çağın en nevrotik algı söylemleri sizce neler?
    • tabii önce teşekkür ederim. algı söylemleri deyince, farklı bir şey kastedildiğini anlıyorum ama yine de bir küçümseme ya da hakaret kastı taşımaksızın, çağımızda dindar bilincin nevrotik söylemi elinde olmadan ürettiğini düşünüyorum. 20. yy'daki gibi somut düşünceler ortada bulunmamasına karşı, kendi ülkemiz özelinde ya da islam coğrafyası için böyle bir tanımlama yapabilirim zannediyorum.
  • sizi ilk defa okuyacak insanlara hangi kitabınızı önerirsiniz hocam?(imzalı kitabınız varsa talibim)
    • yanımda yok ama söz, bir şekilde, nasıl ulaşacağımı söylerseniz memnun olurum.

      ben felsefe üçlemesini öneririm. yani sanat ve felsefe, sinema ve felsefe, mimarlık ve felsefe. şu an kendimi daha yakın hissettiğim düzlemden başlamasını isterim yeni okurlarımın.
  • ne gerek var?
  • hoş geldiniz.

    isminizin kafiyesinin hikayesi nedir? çok zor telaffuzu yok mu sizce de?

    bir de, felsefe bana göre cümleleri devrik kurmaktır. hep böyle tanımladım ben.
    çocukluğumda okuduğum felsefe kitaplarında sanki hep bu yönde bir izlenime kapılırdım. sonraları da durumun aslında bundan ibaret olduğuna kanaat getirdim. sizce de felsefe kulağı ters elle tutmak gibi değil mi?

    teşekkürler.
    • zor mu... çok kibar davranıyorsunuz...

      çok güzel bir soru. bu arada çok gergindim ama soruların ciddiyeti ve derinliği müthiş, beni keyfilendirdi.

      hakikaten ismim büyük bir sorundur. yani dü-ca-ne... o da yetmiyor bir de soy adım var cün-di-oğ-lu... d-c-n harflerinin birbiriyle bitişmesi problem yaratıyor. bir fırsat olarak değerlendirerek şöyle söyleyeyim: benim ismim aslında ebu dücane. bir kuran çevirisi okurken, o bende hala duruyor, oklar peygamberin çadırına kadar geldiğinde ebu dücane peygambere sarılmış. babam da ebusu arapların olsun, benim oğlum olursa adını dücane koyacağım demiş. nişanyan sözlük'e göre de babam ilk kez kullanmış bu ismi. araplarda da pek rastlanan bir isim değildir. benden sonra 70'lerde bir kere daha konulmuş. sonra bir arkadaşım oğluna koydu, sonra arttı. ebu dücane lakabı ortalarda dolanmaya başladı. aslında bununla ilgili bir fıkra da var ama onu şu an anlatmayalım... yani ben babamın seçtiği açıklama tarzını anlatmayı severim. şöyle: ilk ben arapça öğrenirken ilk kural "isimlerde mana aranmaz"... bardak sözcüğünün kalem sözcüğünün anlamı yoktur o bir şeyi gösterir. dü farsçada iki demektir, can... iki canlı ruh ve beden anlamına gelir. tabii arapça bir sözcüğü farsça manalandırmaya çalışırdı. :)

      foucalt'un öyle bir sözü var, batıda filozof kabul edilecekseniz söylediklerinizin anlaşılması gerekir. felsefede böyle bir anlaşılmama sorunu var. ben bu soruyu yıllarca sordum. bu soruyu soran arkadaşın kaygısını iliklerime kadar hissediyorum. bunlar atıp tutuyorlar mı, laf ebeliği mi yapıyorlar, ben mi anlayamıyorum diye. bir kısmı çevirilerden kaynaklanıyor, çeviriler felsefe okuyucusu için işkence. ama benim önerim, 60 yaşına gelmiş bir öğrenci olarak problem bizde, felsefe bize uzak bir diyar olduğu için o metinlerle irtibat kuramıyoruz. o nedenle önerim sabırlı olun, okumaya devam edin. kendinizi yetiştirmeyi becerirseniz felsefi metinleri daha iyi anlarsınız. felsefi metinler kulağı tersten değil direkt tutmaktır. felsefe kavramın dünyasıdır, kavramın içinde kavramdan başka bir şey yoktur. kavram gerçekliğin ta kendisidir.
  • merhaba, hos geldiniz.
    kimdir bu cift canli dücane cündioğlu?

    edit: be birader! buraya gelmissin ve benim bu entry'me ilk siralarda olmasina ragmen cevap vermiyorsun. hayir yani insan en azindan bir "hi" der*, neden geldin ki o zaman?
    adam daha yazdigim "cift canli dücane" ifadesindeki manayi anlayamamis bir de kalkmis manadan bahsediyor. hey allahim ya!
hesabın var mı? giriş yap