• sezai karakoç imzalı, 1959 yılında yazılmış bir şiir.

    ben kandan elbise giydim
    hiç değiştirsinler istemezdim

    kendinden birşeyler kattın
    güzelleştirdin ölümü de
    ellerinin içiyle aydınlattın
    ölüm ne demektir anladım

    yer değiştiren ben değildim
    farklılaşan sendin
    sendin bana gelen aynalarla
    sendin bana gelen sendin

    artık ölebilirdim
    bütün istanbul şahidim
    ben kandan elbiseler giydim
    bundan senin haberin var mı
  • karakoç için ölümü güzelleştiren muhtemelen şurada da bahsettiğidir:

    "senin kalbinden sürgün oldum ilkin
    bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
    ...
    sevgili
    ey sevgili
    en sevgili
    uzatma dünya sürgünümü benim"

    ve bizce, ölüyorum haberin yok demenin şaircesidir;

    ben kandan elbiseler giydim
    bundan senin haberin var mı

    arz-ı hal etmektir, sessiz bir figan duymayana...
    duyarsa ne ala.
  • sezai karakoç, üniversitede bir kıza aşık olur. muazzez. monna rosa şiirini yazdığı kadın.
    ikisi de çekingen gençlerdir. birbirlerine açılamazlar. muazzez ikinci sınıfa geçtiğinde, ailesi tarafında evlendirilir.
    sezai karakoç'un arkadaşları muazzeze olan aşkını bilirler ve mezuniyet gecesinde yazdığı monna rosa şiirini okumasını isterler.
    sezai karakoç şiiri okuduktan sonra muazzez yanına gelir ve "bu şiiri benim için mi yazdın" der.
    sezai karakoç, "evet" der.
    birbirlerine sevdalı ama ayrıdır bu aşıklar.
    muazzez kendini asar.
    sezai kandan elbise giyer.

    zambaklar en ıssız yerlerde açar...
  • (bkz: lady gaga)
  • sirkeci infilakı sırasında (sanırsam 1958 ya da 1959 yılında.) olay mahalline yakın bir kahvede oturan ve yaralanan sezai karakoç'un infilaktan sonra yazdığı şiir. patlamadan birkaç yıl önce 52 yaşında vefat eden annesinin hatırası ile ölüm üzerine çağrışımlarla ilgi kuran bir şiirdir.

    gerçekten de özellikle 'ben kandan elbiseler giydim' dizesi mevzubahis infilakı bir imaj halinde şiirde çok çarpıcı bir şekilde işler.
hesabın var mı? giriş yap