• "atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun " deyip eski foça'ya yerleşmek aklınızdan geçti mi hiç?
  • merhaba, ben kerem cankoçak.

    her tür sorunuzu yanıtlamaya hazırım. burada süre yetmeyeceğinden veremeyeceğim cevapların uzun yanıtlarını youtube kanalımdan da bulabilirsiniz.

    kanıt

    edit: soru cevap için süremiz bitti ancak sorularınızı silmeyin. boş vakitlerimde girip cevaplayamadıklarımı cevaplamaya çalışacağım.

    sorularınıza verilmiş yanıtları görmek için şu bağlantıyı kullanabilirsiniz: (bkz: ben kerem cankoçak sorularınızı yanıtlıyorum/@kerem cankocak)

    not: soru cevap etkinliğini mobil ve web tarayıcınızdan takip edebilirsiniz.
  • alfa yayınları bilim serisinden harika kitaplar çıkıyor. ancak bazılarında çeviri felaket. yeni kitaplar var mı yolda? çeviri kalitesi hakkında ne düşünüyorsunuz? bu konudaki emekleriniz için de ayrıca teşekkür etmek isterim.
    • alfa yayınlarında bilim serisinde editörlük yapıyorum fakat bazı çeviriler kötü geliyor cidden. düzeltmeye çalışıyoruz. sadece alfa için değil, genel olarak türkiyede bazı çevirilerin kötü olmasının nedeni yine de okurlar... uyduruk bir kitap 1 milyon satıyorsa, bilim kitabı 2 bin satıyorsa bu bilime ilginin azlığını gösteriyor. böyle olunca da yayınevlerinin kar marjı düşük oluyor. onlar da çevirmenlere az para ayırıyorlar. çevirmen aylarca uğraşıyor ve 3-4 bin lira kazanıyor. ayda bin lira anca kazanabiliyor. bu parayla geçinmek de zor olduğundan profesyonel çevirmenler bilim kitapları çevirmek istemiyorlar. bu nasıl düzelir? çevirmene bunun 10 katı para verilirse kalite artar. dolayısıyla bol bol kitap alın, kitap sayısı artsın, çevirmene de fazla para verilsin.
  • kuantum adı altında herkesin aklına geleni yazması konusunda ne düşünüyorsunuz?
    • ntv bilim dergisinde bu konuda bir yazı yazmıştım kuantum yalanları diye. kuantum popüler bir konu. nedeni de şu: kuantum çok küçük boyutlardaki nesnelerin fiziği. bu nesneleri çok ilginç bir şekilde ele alıyoruz. mesela bir nesne biz ölçmediğimiz zaman her yerde aynı anda olabiliyor. hem burada hem ankara'da olmam gibi. ama makro boyutlarda böyle bir şey yok. henüz bu gizem çözülmedi. mikrodan makroya geçiş gizemi. çözülmediği için ilginç bir durum var. bu konu da istismara açık oluyor. herkes aklına geleni yazıyor.

      başka bir olgu daha var "dolanıklık" denilen bir olgu. parçacıklar aynı kaynaktan çıkanlar, birbiriyle dolanık olabiliyor. biri bir tarafa giderken biri öteki tarafa giderken anında birbirini etkileyebiliyor. bu da istismar ediliyor. şöyle oluyor: benim beynimdeki elektronlar amerika'daki bir adamın beynindeki elektronlarla dolanık gibi. bunun nedeni kuantum fiziğindeki henüz çözülmemiş problemler. aslında çok güzel işliyor ama bizim alışmış olduğumuz felsefi terimlerle kuantumu ifade edemediğimiz için, biz makrodaki gerçekliğe alışmışız, bu problemi çözemeden bu istismar devam edecek. kuantum fiziğinin gerçeklik algısı farklı özetle.
  • hocam merhaba. aramıza hoşgeldiniz.

    cern, nasıl telaffuz ediliyor? bu konuda hep bir tartışma oluyor. bu konuya açıklık getirirseniz çok sevinirim.
    • fransızca bilmeyen ama ingilizce konuşanlar, sörn diye okuyorlar ama yanlış. doğrusu sern.

      cern'in açılımı avrupa nükleer araştırma konseyi. bu avrupa konseyinden de önce kurulmuş bir konsey. savaştan yorgun çıkanlar artık savaşmayalım birlikte bir şeyler yapalım diyorlar. savaştan yıkılmış çıkan ülkeler bilimsel konsey kuruyorlar. bilim sayesinde çıkıyorlar o yıkık durumdan. tekrar sıfırdan ayağa kalkabildiler. bilim çok önemli. bu sayede avrupa şu anki konumunda.

      tekrar konuya dönersek. fransızcada c e r n yazılışı sern diye okunur. ama fransızca bilmeyenler bütün e'lerin ö diye okunduğunu zannederler ama bu yanlış. doğrusu sern.

      hatta bir hikaye anlatayım. cern'e ilk gittiğim yıllarda, 25 sene önce cenevre'de insanlara sörn dediğim zaman orası neresi diye soruyorlardı. ancak sern diyince anlıyorlardı. dolayısıyla cenevre'ye yolunuz düşer de ve sörn derseniz kimse bir şey anlamaz. :)
  • karanlık enerjinin sırrını çözebilecek miyiz?
    • belki. şimdiden bir şey söylemek mümkün değil. karanlık enerji 1998'de keşfedildi. aslında şu anlama geliyor: evrenimizin genişlediği biliniyordu ama gözlemsel olarak hubble bunu ispatladı 1929'da. galaksiler bizden uzaklaşıyor. ne kadar uzaktalarsa o kadar hızlı uzaklaşıyorlar. dolayısıyla evrenimiz çok uzak bir geçmişte, 13.7 milyar yıl önce çok küçük bir noktadaydı. atomdan da küçük bir noktadan genişlemeye başladı. bu biliniyordu. 1998'de evrenimizin dışa doğru ivmelenerek genişlediği keşfedildi. buna karanlık enerji idiyoruz. kütle çekimin tersi gibi bir şey. kütle çekim hep içe doğrudur. ama bu tersine bir çekim gibi. evreni dışa doğru hızlandırarak genişleten etki. ne olduğunu bilmiyoruz. öneriler var. en akla yatanı boşluk enerjisi idi. fakat o da hesaplarla uyuşmuyor yani kuantumdan yapılan hesaplamalar on üzeri yüz yirmi kat yanlış sonuç veriyor. korkunç bir farklılık bu. özetle şu anda bilmiyoruz bunu ama tabii ki keşfetmeye çalışıyoruz. dünyadaki bütün fizikçiler bir noktada karanlık enerji problemi ile de uğraşmak durumunda kalıyorlar. umuyorum ki bir noktada çözülecek. videolarda da uzun uzun anlattım. şu andaki fiziğin en büyük sorunu kuantum ile genel göreleliliğin uyuşmaması. büyük patlamayı genel görelilik ile açıklıyoruz. ama genel görelilikte madde uzay zamanı büküyor. oysa kuantum farklı bir gelenekten geliyor. tıpkı çekim kuvveti gibi, arka planda bir uzay zaman var. onun içinde bir kuvvet etkileşimi var. buradan köken alıyor. dolayısıyla bu iki kuram birbirinden farklı. büyük patlamanın başlangıcında ya da kara deliklerin tekilliklerinde kuantum devreye girmeli ama şu ana kadar pek başarılı kuantum kütle çekim kuramımız yok. eğer bu ikisi birleştirilebilirse, buna her şeyin teorisi diyor fizikçiler, o zaman kara enerjinin sırrı çözülebilecek. videolarda daha uzun anlattım.
  • hocam merhaba
    ülkemizdeki üniversitelerdeki eğitimin bilimsellik kalitesini nerede görüyorsunuz ?
    çok ütopik düşünürsek ülkemizden bir "nobel fizik ödülü" çıkar mı ?
    • birkaç cümle daha ekleyeyim. daha önce cevap verdim ama.

      yakın zamanda çıkmaz. çünkü üniversitelerdeki eğitimin bilimsellik kalitesi çok düşük. nedeni de bilime bakış yanlış ülkede. bilim meraktan çıkar, üretmek için çıkmaz. oysa türkiye'de mühendislik üretim gibi görülüyor. ayrıca tabii birkaç iyi üniversite dışında üniversitelerin hali çok kötü. aziz sancar var nobel ödüllü türk insanı diye lanse ediliyor ama nobel sitesine girerseniz aziz sancar'ın altında amerikan bayrağı görürsünüz. tamam burada doğmuş, lisans eğitimi almış ama abd'ye gitmiş, amerikan vatandaşı olmuş, oradaki çalışmalarıyla almış. burada kalsaydı kesinlikle nobel alamazdı. dolayısıyla bir türk nobelimiz yok hali hazırda. bu gidişle yakın gelecekte de olacağı yok.
  • merhaba hocam,

    türkiye'de fizik bölümü okuyan insanlar, okul sonrası ne iş yapabilirler? ve bilimin bu memlekette karşılığı nedir?
    • bizde üniversite puanları açıklanınca öğrenciler geliyor. bölümler için hocalarla konuşuyorlar. o sıra bu soru çok geliyor. bazıları çok yüksek puan alıyorlar ve fizik istiyorlar ama aileleri istemiyor. puanın yüksek daha iyi yere git diyorlar. bu bile türkiye'de bilim hakkında bilgi veriyor. yurt dışında tam tersidir bu durum. kendine daha az güvenenler mühendisliğe giderler. bütün her şeyi temel bilimciler geliştirir. tv'ler olsun bilgisayarlar olsun bütün bunları temel bilimciler geliştirir. en basitinden internet bile bilimsel meraktan ortaya çıkmıştır. cern'de geliştirildi. fizikçilerin kendi aralarında bir iletişim aracı olarak geliştirildi aslında.

      sonuç olarak türkiye'de durum tam tersi. en iyiler mühendisliğe gidiyor fizik istedikleri halde. çünkü gelecek kaygısı, meslek kaygısı. toplumsal bir sorun. cevap vermek zor ama fizik okumak isteyen fizik okusun. işsiz kalmazlar. her alanda iş bulabilirler. bankalardan sağlık fiziğine kadar değişik alanlarda fizikçiye ihtiyaç var. çünkü fizikçiler iyi matematik, veri analizi bilirler. cihazlardan anlarlar. işsiz kalmazlar. ama fizikçi olarak kariyerlerini devam ettirip ettirmeyecekleri kendilerine bağlıdır.

      çok fazla kadro yok türkiyede. yurt dışı da bir seçenek. bu toplumsal bir problem. çok fazla bir şey tavsiye edemem.
  • türkiye'yi bilimsel araştırmalar açısından geleceği parlak bir ülke olarak görüyor musunuz?
    • hayır. asla.

      türkiyede hala anlaşılamayan konu şu. 10 yıldır itü'deyim. cern'deki deneyden türkiye atom enerjisi kurumundan destekleniyor ama çok küçük destek. almanya'nın parçacık fiziğine harcadığı paranın 1000'de 1'ini harcıyor türkiye. almanya bizden 1000 kat daha zengin mi hayır. 20 kat zengin diyelim. belki o kadar değildir. bizden 20 kat zengin bir ülke neden 1000 kat fazla para harcıyor. orada bir kültür var bu bizde yok. taek bize küçük bir para yolluyor ama sonra da diyor ki biz size para veriyoruz, karşılığında siz ne verdiniz? bir ürünle gelelim istiyorlar. bilimi bir mühendislik işi olarak görüyorlar. teslayı ele alalım mesela. altenatif akımı tesla icat etmiş değil, tesla'nın babası bile hayatta değildir belki. 1859'da faraday icat ediyor. ve faraday ilk defa elektrik dinamosunu icat ediyor. ona soruyorlar ne işe yarayacak diye. hiçbir işe yaramaz ama vergilendireceksiniz diyor. şimdi elektrik çağındayız. elektrik icat edelim diye icat edilmez elektrik. meraktan çıkar. onun yan ürünü olarak akım, dinamo icat edilir, tesla da bunun patentini alır. ondan önce newton, faraday gibi bilim insanları olmasa tesla hiçbir şey icat edemez. türkiyede bunu anlamıyorlar bir ürün istiyorlar karşılığında. bilimsel merak yok. dogmalarla ilerleyen bir ülke oldugumuz icin merak diye bir şey yok. dolayısıyla geleceği çok karanlık görüyorum.
  • kuantum bilgisayarlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
    uygulanabilmesi ve evlerimize gelmesi yakın gelecekte mümkün olacak mı?
    • yakın zamanda olur mu bilmiyorum ama bir gün mutlaka olacak. yapıldılar ama kapasiteleri çok küçük. 01 01 teknolojisi ile çalışıyorlar, kuantumda kübit var. şu anda 50 kübitlik bilgisayarlar yaptılar. çok soğuk ortamda çalışmaları gerekiyor vs. bu tarz problemler var. ama gelecekte bu problemler çözülecek ve masaüstü bilgisayarlar haline gelecekler ama bu yakın gelecekte mi uzak gelecekte mi olur emin değilim.
hesabın var mı? giriş yap