• merhaba, ben otisabi’nin çizeri yılmaz aslantürk.

    1992 yılında pişmiş kelle dergisinde çizmeye başladığım otisabi karakterini penguen, uykusuz şimdi ise bavul dergisinde sürdürüyorum. evet saçlarım beyazladı. hayır o hikayelerin hepsi başımdan geçmedi :)

    kanıt

    sorularınıza verilmiş yanıtları görmek için şu bağlantıyı kullanabilirsiniz: (bkz: ben yılmaz aslantürk sorularınızı yanıtlıyorum/@yilmaz aslanturk)

    not: soru cevap etkinliğini ekşi sözlük ios uygulamasından ve mobil/web tarayıcınızdan takip edebilirsiniz.
  • yılmaz abi sözlüğe hoşgeldiniz
    "bilmem hatırlar mısınız?" diye sormak abes olacak ama unutmuş olamazsınız, lakin çizerler unutmazlar...
    sene 1991-92 olsa gerek, yer istanbul mecidiyeköy.
    sabah saatlerinde 30a otobüsüyle beşiktaş'a doğru yolculuk yapıyoruz. otobüs tıklım tıklım dolu. mecidiyeköy durağına gelince ön kapı tııssss diye açıldı. ben de ön kapıda duruyorum. şoför, sanki yıllar sonra "lütfen arkaya doğru ilerleyelim" şeklinde ünlenecek olan anonsun mucidiymiş gibi: "beyler hanımlar arka istikamete hareket edelim." dedi ama adım atacak yer yok. birkaç kişi de kapının önüne doluşmuş otobüse binmeye çabalarken içlerinden biri de biraz kızgın biraz da sitemkar bir sesle: "hadi ama canlanın biraz." diyerek içeridekilere seslendi. otobüsün içinden hazır cevap bir genç de: "hadi ama canlanın biraz, buraya oturmaya mı geldik!?" der demez tüm otobüs kahkahayı patlattı.
    kapıdakiler de nihayet otobüse binince sona kalan 27-28 yaşlarında biri bana doğru bakarak:
    -"affedersiniz, acaba bu hangi otobüs?" diye sordu.
    -otuz a abi.
    -kaç kaç?
    -otuzabi.
    "anlamadım, duyamıyorum" manasında elini kulağına götürdü.
    hemen yanımda duran 12-13 yaşlarında doğulu olduğu anlaşılan bir velet avazı çıktığı kadar bağırdı:
    -otttiiiissssaaaabiii
    o kişi sonra bir hamleyle otobüse atladı ve arka tarafa ilk ilerleyen kafileye katılarak gözlerden kayboldu.
    -----
    olay burada bitiyor. yıllar sonra pişmiş kelle, penguen, uykusuz gibi dergilerde otisabi karakterini görünce, bu olay tekrar canlandı zihnimde. o kişi siz olmalıydınız. yıllarca merak ettim bunu. bu kısa anının birebir canlı şahidi olarak olayı kısaca yazdıktan sonra sorum şu:
    o kişi siz miydiniz?
    otisabi karakterini yaratmanızda bu olayın bir etkisi var mıydı?
    o veledin şiveli bir şekilde "ottiissaabiii" demesi miydi karakteri yaratmanıza ilham veren?
    teşekkür ederim.

    hayal kırıklığı editi: evet hikaye serin hikaye, öyle bir şey elbette ki yaşanmadı. gerçekte yaşanmadı ama benim hayal dünyamda yaşandı. "o kişi bendim" deseydin bir şey kaybetmezdin abi.
    olayın içindeki "hadi ama canlanın biraz buraya oturmaya mı geldik" kısmı gerçektir. söyleyen kişi de iri yarı, kıvırcık saçlı boğaziçili bir gençti. 2006-2007 gibi barbaros bulvarı'nda 43r'de yaşandı.
  • merhabalar ,

    neden çizerlik ?
    • çünkü kendimi en iyi ifade ettiğim araç bu. yani çizgide konuşma olmadığı için, ben de konuşmayı çok seven biri değilim. insanlarla muhatap olmana gerek yok çizerken, şunu yap bunu yap diyen yok. tek başına böyle özerk bir cumhuriyet gibi oluyor.
  • mizah dergileri neden sürekli parçalanıyor?
    • buna hiç kıvırmadan cevap vereceğim. herkes, yeni dergi çıkaranlar, "birazcık da biz para kazanalım" diye bu işe girişiyor. yoksa yeni çıkan dergiler format olarak aynı oluyor, köşe ölçüsü bile aynı oluyor. içerik olarak pek bir şey değişmiyor. parçalanıyor demeyelim buna, çoğalıyor diyelim. kötü bir şey de değil aslında.
  • abi kestane mi çiziyon nasıl meslek o?
  • yılmaz bey merhaba, otisabi ile ilgili başınızdan geçen ve unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?
    • aslında ben karikatür çizmiyorum çizgi roman çiziyorum. :)

      bir kadın okur kendi fotoğraflarını gönderdi, beni çizer misin dedi. ben de çizdim. sonra sevgilisinden ayrılmış. bana hayvan diye mail yazdı. :)

      baştan da otisabi hikayelerini biliyorsun dedim, sonu mutlu bitiyor. :) sevgilisi hoşlanmamış bu durumdan.
  • abi selamlar uykusuz defterini tamamen kapadın mı?
  • uykusuz'dan ayrılma süreci nasıl gelişti ? sizden sonra birçok çizer geldiği gibi birçoğu da gitti. dergi 'bazı' usta çizerleri kaybedince kabak tadı mı verdi yoksa ?
    patreon'dan yayınladığınız otisabi'leri ayda bir tadımlık sosyal medya hesaplarınızdan 'ücretsiz' paylaşmayı düşünür müsünüz ?
    • uykusuzdan ayrılma nedenim; derginin vergi borcu yüzünden telifimi indirmek istediler ben de kabul etmedim, ayrıldık. bu kadar basit.

      benden sonraki, derginin politikası. anlamam o işten.

      ücretsiz yayınlamayı düşünmem çünkü 1 sayfa öykünün çıkması 6 günümü alıyor. bunu da ücretsiz istemeyin benden, benim işim bu. :)
  • hayatınız boyunca işiniz yüzünden maddi olarak sıkıntıyı düştüğünüz oldu mu? olduysa ne yaptınız? genç çizer kardeşlerimiz için ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?
    • komple sıkıntı çektim ya :)

      pişmiş kelle dergisiydi önce ben otisabi diye bir köşe yazıyordum. deyimleri atasözleri bölünce başka bir anlam çıkıyordu onun ismi otisabiydi. sonra çizmeye başladım. ilk 1 yıl para almadım. para vermediler daha doğrusu. o zaman 500 liraya kirada oturuyordum, maaşım 825 liraydı. ben de sahte vapur kartı yapmıştım. neredeyse 1 yıl boyunca harem'den sirkeci'ye geçip milliyet gazetesi'nde yemek yiyordum. özel televizyonlar yeni başlamıştı, levent kırca'ya skeç yazıyordum. sonra otisabi tutunca elimde pazarlık gücü oldu, sonra ben yeni yüzyıl'da grafikerlik yapmaya başladım.

      yaklaşık 15 yıl gazetelerde grafikerlik yaptım. sonra penguen başladı, sonra uykusuz. :)
  • adettendir (bkz: yilmaz aslanturk kim amk)
hesabın var mı? giriş yap