• bir maksim gorki kitabı.

    --- spoiler ---
    insanı insan yapan şeyin çevresine gösterdiği direnç olduğunu çok erken anlamıştım.
    --- spoiler bitti ---
  • (bkz: maksim gorki)
  • rus yazar, şair, düşünür maksim gorki'nin öz yaşamından kesitler sunan romanı. eser, yazarın 15-16 yaşlarındaki üniversite okumak amacıyla kazan'a doğru yola çıkışı ile başlıyor. gorki 1868 doğumlu olduğu için roman 1880'lerin ortasından sonuna kadar bir dönemi kapsıyor aslen.

    18. yüzyılın ilk yarısını ve daha eski zamanlara ait olan rus eserlerinden köylülerin nasıl bir açmaz nasıl bir yokluk içinde yaşadıklarını bütün gerçekliği ile görürsünüz. daha sonraları 1861 yılında köylüler çıkan yasa ile adeta kölelikten azad ediliyorlar. 1866 yılında yayınlanan dostoyevski'nin suç ve ceza adlı eserine bakılırsa o dönem rus milletinin sosyoekonomik yaşamına ait net bir fotoğraf görebilirsiniz. bolşevik devrimi ise 1917 yılında başladı, yani suç ve ceza'nın yayımlanmasından sonra arada 50 yıl var. gorki'nin romanı ise bu zaman diliminin tam ortasını kapsıyor. gorki'nin bu eseri devrimin ayak seslerinin artık nasıl yüksekten duyulduğunu net bir biçimde yansıtıyor. sürekli okuyan, araştıran, örgütlenen, daha iyi bir yaşam arzusu ile yanıp tutuşan ve büyük bir özlemle bekledikleri devrime kendilerini adayan öğrencileri, işçileri anlatma konusunda gayet başarılı oluyor yazar.
  • (bkz: moi universitety)

    kanaatimce türkçedeki baskılar içinde en güzel kapağı 70'li yılların remzi kitabevi baskısındaki kapağıdır.

    gençlik, umut, gelecek ve cesaret çok iyi resmedilmiştir:

    görsel
  • benim üniversitelerim, gorki'nin çocukluğum'la başlayıp ekmeğimi kazanırken'le devam eden ve rus dilinde yazılmış en güzel otobiyografilerden biri olarak kabul edilen üçlemesinin son kitabıdır.

    gorki'nin üniversiteleri, ona kendi hayatlarının acımasız gerçekliğini öğreten gerçek insanlardır… toplum dışına itilmiş yersiz yurtsuz aylaklar ve serserilerdir… açlığı, zulmü ve baskıyı; devlet ve kiliseyle ilişkilerini sorgulayan devrimcilerdir… kürek mahkûmları gibi sürekli çalışan, hayatlarını aklın rehberliğinde yaşamak isteyenlere düşman olan mujiklerdir…

    devrime yol açan fikirlerin filizlenmeye başladığı bir dönemde yazarın sosyal çevresini bu kesimlerden insanlar oluşturur. çocukluğundan itibaren yazgısı olan sefil ve hoyrat gerçekliği daha güzel, daha insani bir hayata dönüştürme çabasındaki gorki, rus toplumunun devrim öncesindeki umutlarının cisimleşmiş halidir adeta.
  • gorki'nin devrimci mücadeleye katılış sürecini kendi gözünden anlatan kitabı.

    üçlemenin ilk iki kitabının aksine hüzünlü bir anlatımı yoktu. daha çok içinde bulunduğu hayatta yolunda olmayan şeylerin farkında olan bir insanın, bu durumun nasıl düzeltilebileceğini çözmeye çalışması süreci anlatılıyor.
    günümüz sol düşüncesinin de kurtulamadığı bir hastalık olan -halkı sevmek- olarak adlandırılan boşa çabasını; "halk sevilmez, kendi ekmeğini-onurunu kazanmak için mücadele etmesi gerektiği öğretilir" diyerek eleştiriyor.

    ayrıca devrim yolunda ufacık bir menfaat uğruna saf değiştirenlerin aksine, devrimin getireceği yeni düzene ihtiyaç duymadan kendi hayatını kolaylıkla kazanabilecek kadar akıllı öncülerinin her seferinde yitip gitmesi ve meydanın bu aptal çıkarcılara kalıyor olması ne kötü. şu an ülkede siyaset yapan 45-50 yaşın üstündeki herkes, parti ayırt etmeksizin bu gruba giriyor ve bunlar ölüp gitmediği sürece esaslı bir değişim olmasını beklemek saflık olur.
  • “halktan söz ettiklerinde şaşkınlıkla ve biraz da kendimden kuşkulanarak, bu konuda onlar gibi düşünmediğimi hissediyordum. onlar için halk, içinde bütün güzel, adil, yüce şeyleri birleştirmiş; bilgeliğin, ruh güzelliğinin, iyi yürekliliğin timsali olan, neredeyse tanrı benzeri bir varlık demekti. ben böyle bir halk tanımıyordum.” *
  • “bir yargıya varmakta acele etmeyiniz! yargıya varmak hepsinden kolaydır; buna alışmayınız! her şeye sükunetle bakınız ve şunu unutmayınız: her şey geçer, her şey daha iyiye doğru değişir. ağır ağır mı? daha iyi ya, sağlam olur. çevrenize bakınız, her şeyi inceleyiniz, cesur olunuz, ama yargılamakta acele etmeyiniz! yine görüşelim, aziz dost!”
  • --- spoiler ---

    rus devrimi'nin edebiyatçısı denince akla gelen ilk isim gorki'dir.benim üniversitelerim, yazarın otobiyografik romanıdır. gorki daha 16 yaşındayken kazan'a üniversite okumak amacıyla gelir. fırınlarda,kitapçılarda,bakkalarda çalışıp; çatı katlarında yaşayarak yoksullukla mücadele eder. işte bu sıralar; ihtilal fikriyle tanışır; çevresini,hayatı ve halkını bu dönemde tanımaya başlar.

    kendini ihtilal yanlısı çevre içinde bulur. lenin'le dostluğa kadar uzanacak yol; burada başlamıştır. yaşamının sonunda tabutunu taşıyacaklarından biri de stalin'dir.

    okumaya karşı saf bir zihin;etrafında yaşanacak her şeye karşı merak içindedir. konuştuğu insanlarla yaşam adına büyük dersler alır ve bunu "...ünlü düşünürlerin fikirlerinin çoğunu; ilk önce yaşam mücadelesi veren küçük insanlarda buldum." şeklinde ifade eder. gorki yaşamının bu dönemini tüm gerçekliği ve çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir.
    --- spoiler ---
  • gorki'nin otobiyografik üçlenesinin son kitabı. onun bir üniversite macerası için geldiği şehirde yaşadıkları, hayal kırıklıkları, umut ve umutsuzluklarının basit ve sade bir dille anlatıldığı eserdir. 15 yıldan fazla bir zamanda tamamlanmıştır bu üç kitap. ama fikrimi sorarsanız ilk iki kitaba göre hayli durağan geçmiştir. tam bir ana konu olmaması sebebiyle de yer yer beni sıkmıştır.

    gorki için yaşadığı dönemi en iyi analiz eden ve geçiş dönemi rusya'sının ortasında kaldığı için de iyi bir gözlemci olduğu öne sürülür. alt takımı anlatışındaki ustalık ile kullandığı dil ve betimlemeler son derece yerindedir. ancak kendi hayatını anlattığı ve yaşadıklarını olduğu gibi aktardığı için insanı içine çeken yazarsal kurgudan yoksundur. ve sıradan ve yalın ilerler. boş zamanlarda okunabilir.
hesabın var mı? giriş yap