• neo-kemalizm ideologu, liberal sol sentezin atesli savunucusu, sohbeti zevkli , radyousu'da yaptigi sert cikislarla dikkatleri ustune ceken, gozupek, sol bir harekette goreve cagrilirsa doktorayi yarida birakmak pahasina gorevden kacmayacak, munazara ve dava adami...bir kac arkadasi ile turk solunu bozcaada'da bir toplantida tartisip bir hareket plani hazirlamistir. master tezini de sosyal demokrasi ustune yazmistir. su anda avrupa'da degisik programlarda okuyup hem kendini gelistirmekte hem de avrupa'yi gormektedir. burdaki sol akimlari yakindan inceledigi de gelen haberler arasinda.
  • tanıştığımızdan bu yana epey zaman geçmiş olmasına ve kocaman insanlar olmuş olmamıza karşın yılda bir kere görüştüğümüz ve her görüştüğümüzde siyaset üzerine aynı liseli tarzında kavga ettiğimiz dost.
  • eski sabancı üniversitesi sps asistanı. sabancıyla işi bittikten sonra kah almanya, kah luxemburg olmak üzere gezmiş, avrupayı birbirine katmıştır. hedefleri arasında amerika'yı da fethetmek bulunmaktadır.
    bu adamın akademik hayatı inceleme altına alınmalıdır: kendisi hem son derece başarılı, hem de hayatımda görmediğim kadar kapı- yumurta insanıdır. başvurularını bitiş zamanından 5 - 10 dakka önce yapar, "site yavaşladı, amanin" yusufları yaşar... olağan şeylerdir bunlar onun için.
    bunlarla beraber, asistanlığını yaptığı öğrencilerin paperlarını geç vermesi filan umursamaz, ben yapamıyorsam onların da yapamaması normal der, verdiği dersten kalmaya yüz tutan öğrencilerini bizzat arar sorar, "kalacan bak olm, bi paper maper yaz bi iş yap" diye uyarır, böyle güzel insandır işte.
    berk esen'i tanıyan herkes, bir ortamda onun olup olmadığını çevresine göz atmak sureti ile anlayabilir, zira kendine has sesi, tartışan insanların bulunduğu kalabalığın arasından hemencecik yükseliverir. tartışan insanların arasında olacağı da garantidir zaten.
    hak eşitliğini her zaman, her durumda savunur; öğretim görevlilerine yavşadığını düşündüğü herkesi yerden yere vurmak sureti ile eleştirir, istatistikçilere derin bir kılı vardır. akademik dünyada dönen dedikodular kendisini çok eğlendirmektedir.
    son zamanlarda, eskiden daha uzun kullandığı saç ve de sakallarını kısaltma yoluna gitmesi ile, gayet çekici entel görünümüne bürünmüştür, ayrıca da gözlüklerini düzeltme hareketi karizmatik bir karakteristik haline gelmiştir. kendisi aksini idda etse, yok öyle bişey dese de, yere bakan yürek yakan edası ile pekçok kalbi çalacağından oldukça emin insan kitlesi gün geçtikçe artmaktadır. yine de, kendisine yazılan kızları farketmemesi, bir paper yetiştirmeye çalışırken unutması da olasıdır.
    herşeyden önce, berk esen inanılmaz vefalıdır, ve çevresindeki insanlardan da bunu beklemektedir; karşılığını alamadığı durumlarda samimi bir şekilde üzülmektedir. iki eli kanda da olsa, arkadaşlarına yardım etmek için kendi işlerini savsakladığına çok kez tanık olmuşluğum vardır.
    muhteşem bir galatasaraylıdır, her ortamda, mükemmel argümanlarla, en uysal fenerliyi bile kıl etme, sonra da oturup bunla eğlenmesi görülesidir, bendenize kahkahalarda dolu zamanlar geçirtmiştir.
    içki masasında berk esen'le olmak apayrı bir keyiftir, muhabbeti çeker çevirir, eğlendirir, tartıştırır, mutlak suretle keyifli kalkarsınız masadan.
    bunların yanında, rekabetçi bir ruha da sahiptir, kendisine girilen entari sayısı sinan ciddi'den ya da emre hatipoğlu'ndan daha az diye duruma kıl olmaktadır. bu entry'nin sayıca olmasa da nitelikçe onu rakipleri ile eşit konuma getirmesi, bendenizin temennisidir.
    ayrıca, herhangi bir partide, tanıştırldığı çekici bir kıza arkasını dönüp uyumayacağının da garantisi vardır.* (bkz: sinan ciddi)
    tez elden bitirse doktora, tez neyle uğraşıyorsa artık, gelse geri, özletmese kendini, ayda yılda bir görmekle yetinmesek diyoruz içten içe, akademik hayatını tümden desteklesek de.
    seviyoruz bol miktar.*
  • doğum günü kutlu olasıca cancişim... keşke burada olsa da rakı içerek memleketi kurtarsak dediğim...

    *
  • kendisinden birkaç dönem önce "türk dış politikası" dersini alma şansına eriştiğim bir bilkent hocası *. bunun dışında, kendisini değerlendirecek olursak öğrencileriyle son derece ilgili, yardım için kapısını çaldığınızda sizinle ilgilenmekten gocunmayan bir insan. dersi de aynı şekilde severek işlemesi ve alana olan hakimiyetinin bariz ortada olması (en azından kendi adıma) çok güzel bir ders tecrübesi yaratmıştı. sınav okurken bazen biraz kıl olsa da çözülemeyecek bir şey değil *. netekim efenim, kendisinden ders bulursanız kaçırmayınız.
  • bilim akademisi genç bilim insanları ödül programı'nın 2020 için yılın genç bilim insanları ödülüne layık görülmüş akademisyen.

    kendisinden ders alan biri olarak ders anlatımının sürükleyiciliği ile öğrencilerin öğrenmesi için çabası ve her daim anlaşılmayan bir yer varsa tane tane açıklayan hocamı, fazlasıyla hak edilmiş bu ödül için tebrik ederim.

    son zamanlarda kendisiyle yapılmış türk dış politikası'nın ikinci dünya savaşı döneminde ismet inönü'yü ele aldığı bu podcast de mevcut.
  • akademik cv'sine ortaokul sınavlarında birinci olduğunu yazmış, ezik kişi.

    cümle aynen şu: ranked 1st in nationwide middle school examination in turkey among 1.5 million students.
  • tam kendisini şu an twitter'da rezil ediyor diyecektim ki cvsine ortaokul birinciliğini yazdığını gördüm. bunu yapan bunu da yaptı minvalinde birkaç saattir türkiye'de neoliberalizm yok tartışmasina girmiştir kendisi. "neoliberalizm kapitalizmin bir formu ve ilk kez 1973te şili'de görüldü" cümlesine karşı "neoliberalizme kapitalizm aynı şeyse kapitalizm de 1973te şili de mi görüldü" şeklinde algı zorlayan bir tivit atmıştır. bu algısızlıkla bu konuma gelebilmek ancak sınıfsal pozisyonundan ötürü kayırmacılıkla mümkün olabilir.
  • ya biriyle iddiaya girdi, bir gün boyunca gerçek neoliberalizm bu değil diye ağlayabilirim diye ya da ciddi mental sorunları var.
    24 saate yaklaşan, neredeyse kesintisiz, gerçek neoliberalizm bu değil diye ağlayıp zırlamasının başka bir açıklaması olmasa gerek.
  • ben hiçbir zaman kendimi marksist olarak tanımlamadım ancak fatih yaşlı hoca, bu neoliberal kırması, crony kapitalizm alaşımı yeni liberal cephenin alayından daha delikanlıdır. oğlum yoksul insanlar, fabrika işçileri, maden işçileri, mevsimlik tarım işçileri, hizmet sektöründe 3 30 paraya, karın tokluğuna çalışanlar, çocuk işçiler, her gün birer ikişer yaşanan iş cinayetleri umurunuzda değil. akademinin liberal fanusu içinde kendi kendinizi eğliyorsunuz. yazdığınız makalelerin bir sikime faydası yok. cv’niz falan da kimsenin sikinde değil. neydi o belediye meclisinde “ben stanford’da doktora yaptım” diyen iyipli adam, ha o ne kadar karikatürse, siz de o karikatürsünüz.

    fatih hocaya dün twitter’dan destek mesajı attım. sağolsun yanıt verdi. biz fatih hocayla belki yüzde yüz aynı düşünmüyoruz her konuda, düşünmek zorunda da değiliz ama biz yekün olarak çok kalabalığız. lan bizim bir derdimiz var be. titrmiş, cv’ymiş, paraymış, pulmuş umurumuzda değil. sizle farkımız bu.
hesabın var mı? giriş yap