• din kültürü hocasının * duvara yapıştırdığım yarı çıplak ville valo posterine şüpheyle yaklaşıp, "ingilizce ödevim hocam." cevabıyla rahatladığı fantastik okulum.
  • her geçen gün daha çok özlediğim okulum. yok bunun üniversiteyi sevmemekle alakası, yok bunun lise arkadaşlarımla görüşmemekle alakası. üniversitemi sevmeme ve lise arkadaşlarımı görmeme rağmen, baal özlenmeden olmuyor işte. belki koridor'u özlüyorum başımı kapıdan çıkarıp koridoru izlemeyi... belki çatıyı özlüyorum, loş ortamda hangi ayna daha zayıf gösteriyo tartışmasına girmeyi, mis gibi çatı kokusunu koklayarak... belki hamza hocaya takılmayı, ''kızım sen beni mahvettin, ömrümü yedin'' dedirtmeyi özlüyorum, belki mali hocanın puro kokusunu,belki kızım bağırsaklarını* topla diyen hocaları özlüyorum...belki iddialar sonucu alınan ve tabak çanak kullanılmadan herkesin kafa,çatal gömerek yediği pastaları özlüyorum, belki öss möss dinlemeden testleri mestleri bırakıp çektiğimiz bir filmi ve uğruna girdiğimiz halleri özlüyorum...belki senede iki defa öğle tenefüslerinde yapılan futbol turnuvalarını özlüyorum, çıkan kavgaları özlüyorum, arkadaşlarım için tezahurat yapmayı özlüyorum... belki sınavlarda tüm okulun oturma düzeni ayarlandığı için kopya uğruna katlar koridorlar boyunca taşınan sıraları özlüyorum, belki servisi, belki ben artık büyüdüm edaları heyo taksim sedaları ile barbarostan üç mevsim inmeyi özlüyorum, parkta mutlaka durup kız kulesine bir hayran bakış atarak... o günleri özlüyorum, ''geçti bitti elinde kalan bir yığın anı ile bir avuç insan'' diye kendi kendime tekrarlayarak. aslında o zamanki beni özlüyorum, şimdiki benden ne kadar uzak olduğunun farkına vararak.
  • şimdi nasıl olduğunu bilmiyorum ama geçmişte bence oldukça cinsiyetçi idarecileri olan bir okuldu. 1993'te, lise sondaydım. okul da o zamanlar çok süper bir okul, kadıköy anadolu ile yarışıyor. yeni uygulamaya konan kredili sistemin pilot okulu, herşey güzel güzel işliyor. bu sistemi tıkır tıkır işleten idarecilerin de yarısından fazlası kadın. müdür kadın, baş müdür yardımcısı kadın ve toplam müdür yardımcılarının da sadece ikisi erkekti, galiba üç tane kadın müdür yardımcısı vardı. tuvalette sigara içerken ispiyonlandık, yakalandık. içeriden altı kişi çıkmıştık, ama sadece ben sigara içiyordum. neyse, gittik disipline, ne ceza vereceklerse razıyım, (zaten gençlik başımda duman, iktidarın her türüne karşıyım). üç tane de erkek öğrenci vardı sigara içerken yakalanan. müdür'anım erkek öğrencilere içmeyin çocuum ciğerlerinize yazık gibi medikal tavisyelerde bulundu. ben de o sırada yanlarında duruyorum. öğrenciler tamam hocam bir daha içmeyiz falan diyerekten uzadılar. bana gelince müdür'anım bir gün okuldan uzaklaştırma cezası aldığımı söyledi. ben de neden erkek öğrencilerle ayn cezayı almadığımı, ya onlara da uzaklaştırma vermesini ya da beni de kınamakla yetinmesini söyledim. o da bana, "ama sen kızsın" dedi. ben de ona "siz de kadınsınız ama kimse bu kadın, bunu müdür yapmayalım dememiş" dedim. ben toplumsal cinsiyet ayrımcılığı yapmaması için söyledim bunu, ama artık o ne anladıysa benim ceza 3 güne çıktı. umarım artık baal'de ödül ve cezalarda toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık yapılmıyordur.
  • çatısında boğaza karşı gitar çalınmış başka lise var mıdır bilmiyorum.
    çok güzel günlerimiz geçti orada.
  • ergün isaoğlu gibi muhteşem bir hocayla tanışmamı sağlamış lisem.

    (bkz: üstüne başına köpek sıçsın senin su sığırı)
  • tam manasıyla gençlik yıllarımın geçtiği okul. 89 senesinde girdim bu okula, 96 senesinde çıktım. ben ve benim gibi birkaç tip haricinde istisnasız herkes mezun olduğu ilkokulun birincisiydi. 89 senesi itibariyle puan sıralamasında istanbul lisesi ve gs lisesinin ardından 3. idi. o kadar özel insanlar mevcuttu bu okulda. zaten yine ben ve benim gibi birkaç tip dışında neredeyse tamamı üst düzey firmalarda yönetici konumunda şu anda. ancak, duyduğum kadarıyla, hazırlık kaldırılıp eğitim 4 seneye indirgendiğinden beri tüm özelliğini yitirmiş, kadrolaşma yüzünden değerli hocalarını kaçırtmış (!), gayet sıradan bir anadolu lisesine dönüşmüş. kahrolarak alıyorum bu havadisleri.
    velhasıl, hayatımın en güzel günleri bu okulda geçti. 7 sene boyunca ilkleri aynı insanlarla beraber yaşama fırsatı bulan bizim gibi nesiller çok şanslı. 5 şube, her şubede otuz kişi desen, aynı 150 kişiyle geçen 7 sene. adını hatırlamasan bile suretini görür görmez hepsine aşina olmak çok enteresan bir duygu. ve de edinilen dostluklar tabi ki. 11 yaşından 18 yaşına kadar beraber takıldığın insanlarla hayatının geri kalanında görüşmüyor olman imkansız zaten.
    bu okulda, henüz 11 yaşındayken haftada 26 saat ingilizce gördük biz. sömestr ve yaz tatilinde verilen ödevler ciddi şekilde ağırdı. biz böyle öğrendik işte lisanı. ne demişler, ağaç yaşken eğilir. şimdilerde ise hazırlığı kaldırdıkları yetmiyormuş gibi 11 yerine 15 yaşında adama ingilizce öğretmeye çalışıyorlar, üstelik te normal olarak sınırlı saatlerde. yazık, çok yazık. tıkır tıkır işleyen eğitim sisteminin içine eden malum şahısların validelerine en samimi duygularla selamlarımı iletiyorum.
  • 2005 mezunlarından olduğum bi ton anımın geçtiği güzide lisem.. bizim dönemde cacık yoktu pek ama bi üst dönem efsaneydi.. baaltayfa denilen grup üst dönemlere bile kafa tutup ortalığı sallıyordu gerçekten çoğuyla da aynı serviste olmamdan ötürü muhabbetlerine biraz ortak olurdum gerçekten baaltayfa efsaneydi..

    ama çıkışlarda taksime içmeye giderdik o açıdan çok iyiydi.. lise 2 ye kadar adeks ordan sonra da taksim grubuna dahil oldum.. davutpaşada bu ortamın ve mühitin 10da birini bulamadım.. unide herkes hedefine odaklanıyor ondan belki eski taşşak ortamı kalmıyor

    hocalarına gelirsek edebiyat hocaları bi başkaydı sonradan gs lisesine giden bir hoca vardı erkek.. onun dışındakileri at çöpe resmen faülün mefaülün soruyorlardı bize test sınavında sanki hababam sınıfındayız...

    fizik hocaları çok bombaydı ergun olsun hamza olsun gerçekten takdire şayan kişilerdi.. zaten 30 kişilik sınıflarda bol bol geyik yapardık..

    selami diye bir ingilizce hocası vardı dersinde kağıt yaktıkları bile olmuştu.. içten içe üzülürdüm bu adama ne kadar çektirsek de..

    bir de asla unutamayacağım bir efsane adam vardı.. o da hıdır adlı mardin şivesiyle almanca öğretmeye çalışan vasıfsız öğretmendi.. beni zor geçirmişti almancadan şimdi almancanın toefl ını aldım almanyada yüksek lisansa gidiyorum.. çok öngörüşlüymüş kendisi gerçekten (:
  • istanbulun en köklü liselerindendir.
    üniversite başarısı hep iyidir.
    kendi halinde conrad'ın arkasında ağırbaşlı ve mütevazıdır.
    evet hocaları ağır laiktir. hatta zekiye diye bi hoca kızlara deneyin kızlar diyordu. hıhıhıh
    baaloy diye bir şey vardır okulda, güzel oyunlar oynardılar.
    neslihan diye bir tarihçisi vardı eğer çocuğunuzun tarih dersine o kadın gelecekse hemen başka bir şubeye kaydırın. şelale diye bir tarihçi var o nisbepen iyidir. tüm ders yazı yazdırır bir şey anlatmaz.

    bizim zamanımızda okulun bir reisi vardı. beşiktaş lisesi (şimdi anadolu lisesi oldu) ile dövüşürdük. nerde görülmüş bir düz lise ile bir anadolu lisesinin dövüştüğü. ama vardı yani.

    eski 10'lar vardı. adamlar kraldı. futbol turnuvalarında küfürlü tezahürat yapardık. bir çocuk memeeeee diye haykırırdı. her şey gelenekselleşmişti. dışardan kılçıksız bir serseri gibi duran abiler boğaziçini galatasarayı kazanıp kazanıp gittiler. lan bunlar ne ara ders çalıştı da üniversiteyi kazandı lan dedik hepimiz. sonra biz de kazandık.

    bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın,(baal)
    hâlâ dağları karlı yıldız'da mısın?
  • bugünkü manifestosu ile liselerin durumunu özetlemiş lise.
    baal manifestosu
  • m:hangi lisede okuyorsun?
    ö:beşiktaş atatürk anadolu lisesi
    m:o deniz kenarında olan mı? aa çok güzel yerdeymiş.
    ö:hayır bizim okul condrad otelinin arkasında
    m:hmm

    bütün öğrencilerinin yukarıdaki muhabbeti duyması muhtemeldir. condrad oteli ile istanbul mit arasındaki bölgede yer alır.
hesabın var mı? giriş yap