• bebak
  • bugün kafama takmamla içlerine dahil olduğum aşiret.

    örgüt falan diyorlar ama ben iş sağlığı için olduğunu zannediyordum
  • suriye ordusu’nun ülkenin güneyine doğru ilerlemesi nedeniyle israil’in desteğiyle üyelerinin aileleriyle birlikte suriye’den tahliye edilmesine başlanan, gönüllü sivil savunma örgütü görünümlü batı destekli manüplasyon ve propaganda aracı.
    resmi web sitesi
    who are they?
    video
  • suriye haber'in paylaşımına göre "suriye’de kimyasal saldırı yalanları kurgulayan, hazırlayan. beyaz baret’liler.
    suriye ordusu israil sınırına dayandığında, golan bölgesinde sıkıştırılınca israilliler 800 beyaz baret’liyi alıp kaçırdı."
  • önce bir alıntı, yalnızca ilgili yerler:

    --- spoiler ---

    ........

    beyaz miğferler, resmi adıyla suriye sivil savunması, 2014 yılında kurulan, 2017 yılında yürüttüğü çalışmalarla dünya çapında üne kavuşan, 4 bine yakın gönüllüsü bulunan bir insani yardım örgütü. içinde eski öğretmenler, itfaiyeciler, doktorlar var. baas ordusunun ve rusya’nın hava kuvvetleri tarafından bombalanan yerlerde enkazların altından insan kurtarmaya çalışıyorlar.

    iddialar baas rejimi ve rusya’ya ait

    taştekin’in yazısında bu örgütle ilgili öne sürdüğü iddialar ise kendisine ait değil. putin rejiminin yayın organları tarafından beyaz miğferler’i itibarsızlaştırmak için başlatılan bir online kampanyanın ürünleri. ve bu bayat propaganda, defalarca yalanlanmış olmasına rağmen, tekrar tekrar önümüze sürülüyor.

    bu kampanyanın türkiye’deki ayağını oluşturanların tümü taştekin kadar kibar değil, örneğin ekşi sözlük’ün banu avar ile sol haber arasında salınan ulusalcı kitlesinin yazdıklarında¹ korkunç bir cinsiyetçi dil görüyoruz. fakat onlarla taştekin arasında bir ortaklık var; belirli bir merkez tarafından seri olarak üretilen, bu yüzden bir kısmı daha ciddi kaynaklarca incelenmiş, yanlışlığı ispatlanmış verileri ezbere yazmaları.

    ......

    oysa örgütün kurgu sahnelerle muhalefet lehine kamuoyu oluşturmak için baas rejimi ve rusya aleyhine yalan söylediğini iddia eden videoların birçoğu yalanlandı.

    france 24’teki the observers (gözlemciler) adlı tv programı ve web sitesi, örgütle ilgili iddialara yönelik incelemesinde, “kamerayı görünce bağırmaya başlayan yaralı”, “makyaj yapılan çocuklar”, “aynı çocuğun birden fazla sahte kurtarma sahnesinde oynaması”, “kimyasal saldırı sahnelerinin film setinde çekildiği” gibi iddiaların tamamını yalan olduğunu farklı kaynaklara dayalı, teyit.org benzeri kapsamlı araştırmalar sonucunda ortaya koymuştu.

    http://observers.france24.com/…gations-fact-fiction

    örneğin, çokça öne sürülen “kamerayı görünce bağırmaya başlayan yaralı” videosu, bizzat beyaz miğferler tarafından, internette onların dışında başlatılan “mannequin challenge” adlı viral kampanyanın bir parçası olarak, suriye’de yaşananlara dikkat çekmek için hazırlanmış bir yapım. “mannequin challenge”, insanların belirli bir anda donmuş olarak durdukları, bir kameranın aralarında gezerek onları bu hâlde görüntülediği online video akımının adıydı. beyaz miğferler de enkaz altından yaralı kurtarma çalışması esnasında donmuş bir sahneyi videoya almış, sonra bir anda herkesin kıpırdamasıyla gerçeğe dönen bir çalışmayla suriye’deki insani acıya dikkat çekmeye çalışmışlardı. örgütü itibarsızlaştırmak isteyenlerin “sahte kurtarma çalışması” iddialarının merkezinde bu video yer alıyor.

    aynı araştırma, örgütün “el kaide ile çalıştığı”, “cihatçı örgütlerin sivil maskesi olduğu” gibi iddiaların kaynaklarının da genellikle ispatlanamamış şeyler olduğunu açıklıyor.

    http://observers.france24.com/…iction-islamic-state
    http://observers.france24.com/…ct-fiction-debunking

    snopes.com adlı teyit sitesi de benzer bir araştırma sonucu “beyaz miğferler’in terörist örgütlerle bağlantısı olduğu” iddiasının yanlış olduğunu yazmıştı.

    https://www.snopes.com/…ite-helmets-are-terrorists/

    “alt right” müttefikliği ve “anti-sorosçuluk”

    the guardian’da 2017 yılının sonunda olivia solon tarafından yazılan makalede ( https://www.theguardian.com/…ts-conspiracy-theories )

    ise bu yalan haberlerden oluşan propagandanın merkezi olarak rusya rejiminin yayın organları tarafından üretildiği, bu çevrelerin twitter’daki trolleri, kendini “antiemperyalist” gören kimileri ve komplo teorilerine tutkun başkaları tarafından yaygınlaştırıldığı ve batı’da alt-right denilen aşırı sağcı ırkçı gruplar tarafından sahiplenildiği anlatılıyor.

    örneğin, beyaz miğferler, nisan 2017’de han şeyhun’da gerçekleştirilen ve üçte biri çocuk en az 83 kişinin yaşamını yitirdiği kimyasal saldırıyı belgelemişti. daha sonra bm de bu saldırının suriye rejimi tarafından gerçekleştirildiği sonucuna vardı. rus yayınları ve başka “alternatif” siteler ise bm araştırmasının bulgularına şüphe düşürmeye çalıştılar. alt-right ırkçıların sitesi ınfowars, işi kimyasal saldırının beyaz miğferler tarafından gerçekleştirildiğini iddia etmeye kadar vardırdı. bu site, örgütün “george soros tarafından finanse edilen el kaide bağlantılı bir grup” olduğunu yazıyor. tıpkı, mültecilere yardım faaliyeti gösteren stk’ları suçlu ilan eden “soros’u durdurma yasası”nı çıkartan macaristan’ın erdoğan’ı viktor orban gibi; tıpkı bundan 10 yıl önce demokrasi ve özgürlük için mücadele eden solculara “sorosçu” yaftası takan türk ulusalcıları gibi; tıpkı bugün “üst akıl” diye bir şeyin türkiye’yi durdurmaya çalıştığını iddia eden akp’lilerin “sorosçuluk” suçlamaları gibi.

    sorun bilgi savaşı mı?

    solon’un makalesinden öğrendiğimize göre, internette yayılan yanlış bilgileri takip etmek için hoaxy adlı bir yazılım üreten ındiana üniversitesi’nden bilgisayar mühendisliği profesörü fil menczer, “beyaz miğferler” diye aratıldığında, örgütle ilgili yüzlerce makalenin sadece birkaç kaynaktan üretildiğinin görüldüğünü söylüyor. benzer şekilde, tüm makalelerde aynı birkaç kişiye “uzmanlar” olarak sürekli referans verilerek, gerçekdışı bir konsensüs varmış gibi gösterilmek isteniyor.

    bir başka analiz firması graphika da beyaz miğferler hakkında tweet atan 14 bin kullanıcının yazdıklarının “çok benzediğini”, bunların bir kısmının kremlin’in bilinen troll hesapları olduğunu raporluyor.

    taştekin ve diğerleri, örneğin örgütün “uzuvları kesilmiş suriyeli askerlerin gömülmesine yardım ederken” görüntülenen bir üyesi olduğuna değinirken, bu kişinin derhal ihraç edildiğine; veya örgütün kimden gelirse gelsin tüm sivil ölümlerini ve infazları kınayan açıklamalar yaptığına değinmiyorlar.

    .......

    --- spoiler ---

    ozan tekin
  • bir başka alıntı

    --- spoiler ---

    bir kaç ay önce, halep’in yoğun bombardımana maruz kaldığı günlerde sol haber portalında şöyle bir haber çıkmıştı: “mısır istihbaratı çocukları kullanarak sahte propaganda videoları çeken 5 kişiyi yakaladı.” başlık böyleydi, ‘haber’in içeriği ise tek bir cümleden ibaretti: “electronic resistance tarafından yapılan habere göre mısır istihbaratının yakaladığı kişiler, 8-12 yaş aralığında çocukları kullanarak sahte propaganda videoları üretiyordu.”

    derken aynı iddia, birgün’ün sitesinde de “sahte halep fotoğrafları çeken kişi tutuklandı”başlığıyla haberleştirildi. haber metni yine tek cümleydi: “mısır içişleri bakanlığı’nın facebook sayfasından yapılan açıklamada, port said kentinde aralarında çocuk oyuncular, sahte ebeveynler, fotoğraf asistanları ile bir fotoğrafçıdan oluşan ve kurgusal ‘halep’te yaralılar ve yıkım’ fotoğrafları çeken bir ekibin yakalandığı belirtildi.” iki sitedeki habere de ‘kurgusal’ olduğu çok belli, yıkıntı önünde oturmuş bir çocuğu gösteren bir fotoğraf eşlik etmişti.

    haberin kaynağı mısır içişleri bakanlığı -yani işkence, baskı ve yolsuzlukları ile halkı bezdirdiği için 2011’deki halk isyanının tetikleyicisi ve bir numaralı hedefi olan polis teşkilatı- olunca, kuşkum iyice arttı. olayı teyit etmek istedim ve işin aslını internet üzerinden öğrenmem 10 dakikadan fazla sürmedi: port said kentinde yaşayan mostafa gabr adlı genç bir amatör fotoğrafçı (işlerini paylaştığı bir facebook sayfası mevcut) halep’te bombardıman altında kalan çocukların durumuna dikkat çekmek için bir kısa film ve/veya fotoğraf serisi çekmeye karar veriyor. bunun için küçük bir kızı model/oyuncu seçiyor, mekân olarak yıkıntı bir bina buluyor ve annesi eşliğinde oraya gelen kız çocuğuyla çekime başlıyor. o sırada, her taşın altında terörist arayan mısır polisi enselerinde bitiveriyor. çekim ekibi derdest edilip bakanlığın facebook sayfasında isimleriyle birlikte “sahte halep videoları çekiyorlar” diye teşhir ediliyor.

    “haber”, bu facebook paylaşımına dayanarak lübnan hizbullahına ait electronic resistance adlı hesaptan twit olarak geçilmiş. onun dışında hiçbir güvenilir haber kaynağında yer almamış, ama “solcu” türk basını dünya medyasını atlatarak bu twitten “haber” çıkarmış. olay kısaca bundan ibaretti.

    gelelim iddialara: haberde belirtilenin aksine ortada “çocuklar” değil, tek bir çocuk var; “videolar” değil, henüz çekilememiş bir film -veya fotoğraf- projesi söz konusu. bunların ne şekilde propaganda aracı olarak kullandıklarına dair tek bir somut delil yok. zaten ekiptekiler ilk günden, yönetmen/fotoğrafçı da daha sonra serbest bırakılmış. belli ki bu genç fotoğrafçı tv’de gördüğü dehşet görüntülerinden etkilenip şiddet kurbanı çocuklar hakkında farkındalık yaratacak kendince bir iş yapmak istemiş. fikrin naif, senaryonun çiğ olduğu falan söylenebilir, ama “sahte video üretiyorlar” demek için insanın ya kötü niyetli bir polis veya suriye’yle ilgili her iddiaya balıklama atlayan bir trol olması lazım.

    hem solcu hem de gazeteci olma iddiasını taşıyan editör arkadaşlar, polisten alınmış bir bilgiyi haber yaparken şu basit soruları kendilerine sormamış: harabeye dönmüş bir kent hakkında kurgusal film/fotoğraf çekmek illegal bir iş mi ki? ortada yüzlerce gerçeği varken -üstelik ucuz makyajlı amatörce çekilmiş- sahtelerini üretmeye kim neden ihtiyaç duysun? polisin çekilmesine engel olduğu video(lar) izlenmeden, bunların propaganda (hem de ‘sahte’sinden) olduğuna nasıl karar verilebilir? bu mantığa göre mesela roberto benigni’nin “hayat güzeldir” filmini “sahte holokost videosu” saymak gerekmez miydi?

    asıl ironik olanı, sol ve birgün’ün bunu haber diye sunarak “sahte propaganda üreten medya”ya dönüştüğünü görememesi…

    beyaz baret-kask-miğfer

    benzer bir haber fabrikasyonu, daha çok beyaz baretliler (white helmets) olarak tanınan suriye sivil savunması adlı acil kurtarma ekibi hakkında yapılıyor uzun süredir. özellikle rusya-suriye güçlerinin halep’e yönelik hava saldırılarının yoğunlaştığı dönemde, gönüllülerden oluşan bu kuruluşa karşı yoğun bir itibarsızlaştırma kampanyası başlatıldı. batıda birkaç haber sitesinde (southfront.org , globalresearch.ca, 21stcenturywire.com) üretilen argümanlar, sorgusuz sualsiz başka siteler tarafından da kopya edildi ve elbette türkiye’deki esadsever medyanın payına da bu haberleri sorgulamadan kullanmak düştü.

    söz konusu haberlerde çocuk kurtarma videolarının sahte olduğu, bazı çocukların defalarca kurtarıldığı, gönüllülerin aslında gündüz kurtarma elemanı gece silahlı terörist olduğu vs. iddia edildi. bir dizi güvenilir sitede iddiaları çürüten analiz yazıları da çıktı, ama bunlar iddialar gibi haber olamadı nedense. örneğin bizdeki teyit.org benzeri, internetteki haberlerin doğruluğunu sorgulama misyonuyla kurulmuş hayli saygın bir site olan snopes.com, haberleri incelemiş ve beyaz baretliler’le ilgili iddiaların kanıtlara dayanmadığını, daha ziyade siyasi motivasyonla şaibe yaratma amaçlı göründüğünü yazmış.

    http://www.snopes.com/…hite-helmets-are-terrorists/

    ayrıca bkz. http://www.macleans.ca/…o-are-syrias-white-helmets/

    https://www.channel4.com/…ims-about-syrian-children

    http://www.snopes.com/…s-hospital-was-never-bombed/

    iddiaların bazıları uzman analizi gerektirmeyecek kadar kolayca çürütülebilecek cinstendi. örneğin enkazdan çıkarılmış çocuk görüntülerinin “geri dönüştürüldüğü”, yani aynı çocukların birçok kez kurtarıldığı iddia ediliyor ve buna delil olarak bir çocuğu farklı adamların kucağında gösteren fotoğraflar gösteriliyordu. işin özü son derece basitti oysa: kurtarma ekibi bir bombardıman sonrasında olay yerine ulaştığında insan zinciri oluşturuyor, enkazdan çıkan çocuklar elden ele geçirilerek ambulansa ulaştırılıyordu. dolayısıyla öyle bir olayın videosundan fotoğraflar keserek, aynı çocuğu 3-4 farklı adamın kucağında göstermek çocuk işiydi.

    çoğu zaman karşı-propaganda haberlerin somut verilere dayanması gerekmiyor, işlevini yerine getirmesi için zihin bulandırıp şaibe yayması yetiyor. vaktiniz ve sabrınız varsa, herkesin yüreğini dağlayan omran daqneesh’in fotoğrafının sahte olabileceğini ima eden, ama bindir dereden su getirdiği halde buna dair kanıt sunamayan şu “haber-analiz”e bir göz atabilirsiniz.

    http://haber.sol.org.tr/…muze-inanmali-miyiz-166226

    bu arada derdi gazetecilik olanlara not kabilinden, beyaz baretliler’in istanbul’da bir ofisleri bulunduğunu, ülkemizde yaşayan birçok gönüllüsüne kolayca ulaşılabileceğini, nitekim bbc türkçe’nin gerçek bir habercilik örneği sergileyip onlarla röportaj yaptığını da ekleyelim.

    http://www.bbc.com/…urkce/haberler-turkiye-37583350

    lafı daha fazla uzatmadan, asıl konumuz olan iki filme gelmek istiyorum. bu sivil savunma kuruluşuyla ilgili iki önemli belgesel yapıldı geçen sene. biri akademi ödülü (oscar) kazanan ve netflix üzerinden yayımlanan “beyaz baretliler” adlı 40 dakilalık kısa, diğeri “halep’in son adamları” (last men in aleppo) adlı 104 dakikalık uzun metraj bir belgesel.

    her şeyi yutan karadelik

    bahsi geçen ilk filme oscar verilmesi, hem birgün hem de sol’da “el kaide’ye oscar verildi” şeklinde yansıtıldı. hatta sol’un haberinde (grubun adı ‘beyaz miğferler’ olmuş bu sefer!), bu yorum direk beşar esad’ın ağzından aktarıldı.

    http://haber.sol.org.tr/…deye-oscar-verdiler-188566

    beyaz baretliler’i cihatçı terörist, sahtekâr vb sıfatlarla etiketleyince, filmlere de aynı yaftayı yapıştırmak baklava börek… enkazdan insan kurtarma görüntüleri “sahte” olduğuna göre, ekip hakkında yapılacak belgeseller de elbette sahte olmalı. bu yargıya varmak için filmleri izlemeye gerek bile yok!

    birgün yazarı mustafa k. erdemol, “beyaz baretliler”in oscar kazanmasına fena kızmış, “oscar goooooes to al qaida” ingilizce başlığıyla uzunca bir yazı döşenmiş.

    http://www.birgun.net/…ooes-to-al-qaida-148732.html

    ’gündüz külahlı, gece silahlı derler’ ya, gerçekte göründüğü gibi olmayanlar için kullanılır. işte şu beyaz kasklılar denen taife tam da böyle tanımlanacak bir grup. suriye’yi kana boğan cihatçılara yardım ettiğini dünya alem biliyor”diye başlıyor ve bol kepçeden komplo teorileri ile bunun düpedüz cihatçı bir oluşum olduğunu “kanıtlıyor” kendince.

    “her şey var bu beyaz kasklılar’da. örneğin savaş alanlarında çekilmiş gibi gösterdikleri ama sonradan düpedüz oluşturulmuş platoda çekildiği ortaya çıkan videoları ile tanınıyorlar. ama en unutulmazı, bombardımanda yıkılmış binadan çıkan (!) sivilllerin (!) üzerlerindeki tozun un çıkmış olması. onlarca örnek var böyle.”

    ortada savaş mavaş olmadığına göre, savaş görüntüsü yakalamak için halep’te plato kurup çuvallarca un kullanmak zorunda kalmışlar yani! kanıt mı? suriye’nin bm daimi temsilcisi’nin gösterdiği bir fotoğraf. ve bir ingiliz gazetecinin russian today’e verdiği demeç. kısaca yazarın elindeki güvenilir referanslar, esad ve putin.

    daha fazla kanıt mı istiyorsunuz? destekçileri arasında soros da varmış, “almanlar ödüle boğmuş”, diğer ülkeler durur mu, danimarka, ingiltere ve hollanda da parasal destekte bulunmuş… anlayacağınız “üst akıl” tayfası komple beyaz baretliler’e çalışmış! bütün bu şaibeli ülkeleri –ki ekip, dünyanın pek çok yerinden bağış aldıklarını inkâr etmiyor– buruşturup aynı çuvala koyunca, büyük iddianızın her şeyi yutan bir kara deliğe dönüşmesi daha kolay.

    “amerikan time dergisi de bu örgütü kapağına taşıdı kuran’dan bir ayetle hem de. tabii insan time sayfalarında bu örgütün el nusra ile birlikte zafer şenliklerine katıldığını, suriye askerlerinin katledilmesinde yer aldıklarını gösteren fotoğrafları da görmek istiyor ama ne gezer?”

    oyun o denli büyük ki, time da işin içinde. yazarın görmek istediği fotoğraflar, ciddi iddialar içeren kendi yazısında da yok gerçi, çünkü aslında öyle fotoğraflar namevcut. ekibin hikâyesini dosya yapan time’ın kapağındaki ayet de şu: “her kim bir can kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur” (whoever saves one life, saves all of humanity). bu cümle time’ı cihat destekleyicisi yapıyorsa, iyi ki ben bu yazıma mesela “başlangıçta söz vardı” gibi bir lafla girmemişim; yoksa incil’e atıfta bulunduğum için haçlı zihniyetinin safında bulabilirdim kendimi.

    peki hepsini geçtik, beyaz baretliler’in ne olduğu tartışmasını bir kenara koyalım; yazar iki cümlede yerin dibine batırıp oscar almasına itiraz ettiği filmi izlemiş mi? ne münasebet, tabii ki hayır; o yüzden filme dair tek bir somut cümle yok. tamamını sinsi bir planı deşifre etmeye ayırdığı yazısını şöyle bitiriyor:

    “amerikan film akademisi’nin ödülü, videoları sahte, fotoğrafları hileli, yardım faaliyetleri maske olan bir örgüt hakkında çekilmiş belgesele verildi. suriye’nin beyaz kasklılar’ı nasıl sevinmişlerdir.
    bizim beyaz bereli’miz ogün samast deliriyordur kıskançlığından.”

    en az mesnetsiz teoriler kadar beni dehşete düşüren, bu zincirinden boşanmış hoyrat üslup… kör bıçakla ameliyat yapmaktan farksız tahlillerini getirip buraya bağlayacak, binlerce insanın hayatını kurtarmış olan sivil kurtarma gönüllülerini bir katille eşitleyecek kadar izandan yoksun olma hali.

    “virunga” adlı bir önceki filmiyle hayli ses getirmiş olan orlando von einsiedel’in yönettiği bu küçük belgeseli izleyip fikir yürütmenin bir anlamı kaldı mı? filmi boş verelim gitsin, erdemol’un üzerimize boca ettiği kanaatler neyimize yetmiyor!

    halep’in son adamları

    beyaz baretliler hakkında yapılan ikinci belgesel, feras fayyad’ın yönettiği “halep’in son adamları” yakında istanbul film festivali’nde gösterilecek filmler arasında. bu bilgi birgün’ün web sitesinde şu başlıkla haber oldu geçen gün: “cihatçıları güzelleyen belgesel istanbul film festivali’nde”.

    http://www.birgun.net/…lm-festivali-nde-151103.html

    “festivalde insan hakları yarışması kategorisinde yarışacak 10 adet filmden biri de cihatçı örgütlerin saflarında yer alan ‘beyaz kasklılar’a güzellemeler düzen… suriye’deki katliamın destekçisi olan ‘beyaz kasklıların’ birer kahraman gibi işlendiği bu belgeselde…”diye yafta üzerine yafta yapıştırdıkları filmi izlememişler, ama festival sayfasındaki sinopsisi okuyup net bir yargıya varmışlar. yetmemiş, filmdeki “her şeyin kurgudan ibaret” olduğuna karar vermişler hatta. kısacası bu filmi de kazıyınca altından cihatçılar çıkmış. (minik bir sır da ben vereyim, filmin hem kurgucusu hem de ortak yönetmeni olan danimarkalı steen johannessen, suriyeli yönetmenden daha “kaideci” bir görüntüye sahip: atkuyruğu yaptığı uzunca bir sakalı var!)

    yine bir “iddia ediliyor” haberciliği; yine kaynak niyetine, bu adamlar için şöyle denilmiş, böyle iddialar ortaya atılmış, vs’den ötesi yok. başlığa yansıyan ve filmi hedef gösteren kocaman iddianın dayanağı bu söylentilerden ibaret.

    “halep’in son adamları” hakkında the guardian’da detaylı bir eleştiri yazısı yayımlandı. “bu yıl izleyeceğiniz en zor belgesellerden biri” demiş charlie phillips ve filmi uzun uzadıya incelediği halde yukarıdaki iddialara hiç değinmemiş. keza, variety’de çıkan yazıda da ne cihatçılardan ne de katliam destekçiliğinden bahis var. bu arada film sundancefilm festivali’nde jüri büyük ödülü almıştı, muhtemelen onlar da –hem festival hem de jüri– “büyük oyun”u görememiş veya oyuna bilerek dahil olmuşlar, the guardian ve variety gibi.

    birgün’deki haberi yapan gazeteci arkadaşıma sosyal medya üzerinden şu mesajı yazdım: kimsenin izlemediği bir filmi böylesine hedef göstermek, “her şey kurgudan ibaret” gibi iddialı ara başlıklar atmak için “şöyle iddia ediliyor”, “böyle suçlandı” demek yeterli midir? medyada dünya kadar iddia dolaşıyor, hele suriye konusunda… çok tehlikeli bir dil bu ve maalesef eleştirdiğimiz havuz medyasının dilinden farkı yok. gazetecilik dersi vermek haddime değil ama, sinemasever bir okur olarak şöyle bir haber beklerdim birgün’den; madem beyaz baretliler o kadar tartışılıyor, oscar falan aldılar, bu belgeseli festival zamanı birkaç suriyeli ile birlikte izlemek ve onların yorumlarını almak, mesela. ama böyle karalamalardan sonra, bunun imkânı ortadan kalkıyor; filmi baştan mahkûm ederek tartışmayı kapatmış oluyoruz. devlet medyasında “bakur” ile ilgili yazılanlar geliyor aklıma…

    post-hakikat bataklığı

    içinde yaşadığımız dönemin en büyük kötülüklerinden biri hakikatin ve hakikat arayışında bilimsel yöntemlerin değersizleşmesi, çevre kirliliğinden beter bir bilgi kirliliği ile internet ağı başta olmak üzere her tür yazılı-görsel medyanın çarpıtılmış bilgi/haber deryasına dönüşüvermesi. ingilizcede 2016 yılının kelimesi seçilen ve türkçeye muhtemelen post-hakikat veya post-gerçek olarak yerleşecek olan post-truthkavramı , trumpgillerin siyaset tarzını veya havuz medyasının garabetini tarif etmiyor sadece; hepimizin içinde debelendiği bir bataklığa işaret ediyor.

    ideolojik mücadeleler, olguların değil kanaatlerin baz alındığı kaygan bir zeminde yürütülüyor artık; üstelik çoğu kez çarpıtılmış bilgi kırıntıları ile oluşmuş kanaatler bunlar. bu durum sağlıklı bir şüpheciliğe yer bırakmadığı gibi merak duygusunu da öldürüyor, ki post-hakikat çağının en acı meyvesi bence bu: bir filmi kıyasıya tartışırken bile, o filmin ne dediğini merak etmemek!

    peki biz halep’te neler yaşandığını öğrenmek istiyor muyuz sahiden? medyanın halinden bunca şikâyet ederken, “rıza üretme” kabiliyeti üzerine onca tespitler yapılmışken, bazılarımız savaş alanında olup bitenleri hakkıyla kavradığından nasıl o kadar emin olabiliyor? emin değilsek, gerçeği nasıl nerede arayacağız? böyle bir hamaset diliyle gerçeğe yaklaşamayacağımıza göre, bu konuda, özellikle suriye’de yaratılan eşi benzeri görülmemiş enformasyon çamuru içinde belgesellerin önemi yadsınabilir mi? bir belgeseli izledikten sonra, bağımsız iradeyle mi (tarafsız demiyorum!) yoksa propaganda amacıyla mı yapıldığını anlama yetimize güvenmiyor muyuz?

    yüzyıl kadar önce antonio gramsci’nin l’ordine nuovo gazetesinin ilk sayfasına koyduğu (yanlışlıkla kendisine atfedilen ama aslında marx’ın arkadaşı isviçreli sosyalist ferdinand lassalle’e ait olan) motto bugün her zamankinden daha geçerli: “gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir.”

    --- spoiler ---

    kaynak: https://www.kulturservisi.com/…-itinayla-karalanir/
  • yalnızca bu bir kaç video ile suriyedeki katliamı aklamaya çalışışan ekşici solcu ve mezhepçi faşistlere binlerce kez yuhh olsun .. yazıklar olsun..

    evet , ak miğferler suriyedeki katliama dikkat çekmek için videolar veya makyajlı fotolar çekmiş olabilir.. dünyada mannequin challenge diye bir akım var böyle donarak video çekiyorlar hatta bazı futbolcular gol sevincini de böyle yapıyor.white helmets suriye deki dehşete dikkat çekmek için çekmiş böyle videolar yapmış olabilir.. ama bu yaptıkları videoların kurmaca olduğunu kendi sayfalarında altına basa, basa, üstünü çize çize söylemiş... munafık ve düzenbaz şii ,solcu ve mezhepçi dezenformasyon siteleri white helmetsin kendi sitesinden çaldıkları bu videoları "ya işte böyle kurmaca videolar hazırlıyorlar" diye servis ediyorlar.. çok üçkağıtçı ve çok şerefsizsiniz..

    buyrun twiter sayfası: https://twitter.com/syriacivildef?s=04

    buradada üçkağıtçı ve düzenbaz yalanlarınız deşifre eden haber:

    https://edition.cnn.com/…e-helmets-syria/index.html

    videoyu yayınlarken mannequin challenge olduğunu belirtmişler ama aşağılık kemalist oda tv, birgün, haber sol ... ve şii dezenformasyon siteleri apaçık bir şekilde videonun suriyede çekilmediğini vidoda belirtilmesine rağmen dahi propaganda yapıyor yinede.

    extra bir kaç bilgi:

    https://tr.euronews.com/…dchvueqxftqkoxj2tg1xnzbfog

    2013 yılından beri 58000 sivilin hayatını kurtarmışlar.. 2014’ten beri 210 gönüllüsü fesat rejimi tarafından öldürülmüş, yalnızca 2017’de havadan bombalar ve karadan füzelerle 112 kez saldırıya uğramış..

    şerefsiz esed piçlerinin söylediklerinin hiçbir önemi yok..
  • buyrun size esadın yaptığı katliamların hem insan hakları raporları hemde birleşmiş milletler raporları ile ispatları..

    olaylar derada tutuklanan çocukların işkence görmesi ve hamza el hatip adlı çocuğun işkence ile şehid edilmesi ile başlıyor..

    buyrun olayların başlangıcına neden olan çocuğun vahşice katledilmiş fotoğrafları:

    http://www.haksozhaber.net/…i-yayinlandi-58937h.htm

    buda wiki ansiklopedisinden alıntı :

    hamza ali el-hatib (arapça: ???? ??? ??????; d. 24 ekim 1997, el-cize - 25 mayıs 2011, dera), 13 yaşındayken, dera'da, suriye iç savaşı'nın sivil ayaklanma safhasında, suriye hükûmetinin gözaltısı altında ölen suriyeli çocuk.[1] 29 nisan 2011 tarihinde bir gösteri sırasında tutuklanan hamza el-hatib'in ağır derecede çürüklerle bezeli, üzerinde yanıklar ve üç kurşun deliği bulunan, cinsel bölgeleri parçalanmış cesedi 25 mayıs 2011 tarihinde ailesine teslim edildi. hamza'nın ailesi, cesedin fotoğrafları ve videosunu gazetecilere ve aktivistlere dağıtmasının ardından görüntülerden etkilenen binlerce kişi internet'te ve sokak gösterilerinde aileye desteklerini bildirdi.

    ölümünün ardından çekilen bir videoda ceset üzerinde pek çok çürük, kırılarak vücudun dışına çıkmış kemikler, kurşun yaraları, yanıklar ve koparılmış cinsel organ görüntülenmekteydi.[4] the globe and mail hamza'nın cesedini "çenesi ve diz kapakları ezilerek kırılmış halde. eti sigara yanıklarıyla kaplı. penisi koparılmış. yaralardan anlaşıldığı kadarıyla elektroşok cihazıyla elektrik verilmiş ve kalın kablo ya da sopalarla dövülmüş." ifadeleriyle aktardı.[2] cesedin görüntüleri yayınlandıktan sonra suriye'de tansiyon daha da yükseldi ve hem internet üzerinde hem de sokak gösterilerindeki kalabalık arttı.[2]

    https://tr.wikipedia.org/…mza_ali_el-hatib'in_ölümü

    banyas bayda katliamı:

    esed teröristleri ile mihraç ural adlı kanlı ve kancık teröristin yaptığı dünyanın en insanlıkdışı en vahşi katliamı. "alçaklığın evrensel tarihi"n de esed/ hamaney rejimini ve mihraç ural teröristini 1 numaraya oturtacak olan canavarca bir katliam.

    banyas-bayda: çatışmaların başlangıcından bu yana herhangi bir silahlı çatışmaya tanık olmadığımız banyas'ta dün silahlı çatışmalar sonrası halk katlediliyor. insanların çoğu bıçak ve palalarla öldürülüyor. halen ölmemiş insanlar araçlarla eziliyor, cesetler yakılıyor. şu an için ölü sayısı 150-300 civarı. başka bir habere göre ise 415. bu şehirde sünniler azınlıkta ve kontrol noktalarında nusayri köylerinden gelenlerin oluşturduğu "halk komiteleri" üyeleri bulunuyor.

    katliamın komutasının tuğgeneral hassan khalil olduğu söyleniyor.

    bir anlatım: küçük bir kız evlerinin yatak odasında saklanırken bulunup saklandığı halde defalarca sırtından defalarca bıçaklanarak öldürülmüştü.

    https://www.youtube.com/…yer_embedded&v=hibilluwrws

    insanlar kadın çocuk demeden evlerinde öldürüldü

    http://www.youtube.com/…ayer_embedded&v=gx5_jbgllbm
    rejim tvsi versiyonu
    teröristleri öldürdük diyorlar

    iran alam tvsi versiyonu:

    https://www.youtube.com/…yer_embedded&v=gyonqrhch6o

    http://suriyedenhaber.blogspot.com.tr/…-banyas.html

    öldürüldükten sonra yakılan cesetler katliam sonrası:

    https://www.youtube.com/…yer_embedded&v=fizh1hafb8k

    katliamdan bir video:

    https://www.youtube.com/…yer_embedded&v=gjuuq3oqum8

    tartus-banyas: beyda'dan türkçe altyazılı bir video.

    https://www.youtube.com/…yer_embedded&v=5jelyzfhr4i

    bayda'dan 2011 yılınna ait görüntüler

    https://www.youtube.com/…yer_embedded&v=cl1wi4lliso

    olayla ilgili telegraphın haberi:

    https://www.telegraph.co.uk/…alawite-heartland.html

    kaynakça: http://suriyedenhaber.blogspot.com.tr/…-banyas.html

    extra : https://www.timeturk.com/…-sahit-oldugu-vahset.html

    banyas katliamı! bebekler yakıldı anneler bıçaklandı!

    https://www.islahhaber.net/…-bicaklandi--37165.html
  • hula katliamı

    https://webcache.googleusercontent.com/…=clnk&gl=tr

    https://www.theguardian.com/…acre-syria-interactive

    https://www.mepanews.com/…ilari-hala-taze-6036h.htm

    http://www.tuicakademi.org/…la-katliami-ve-sonrasi/

    https://www.islambirligi.org.tr/…mi_9_0_1.html#foto

    bbc görgü tanıklarına ulaşmış:

    http://www.bbc.com/news/world-middle-east-18240460

    haberden alıntı:

    "şebiha milisleri evlere saldırdılar, merhametleri yoktu. 10 yaşından küçük çocukların fotoğraflarını çektik, ellerini bağladık ve 10cm den 10cm kadar yakın mesafeden ateş ettiler. tam olarak boynunun tamamı değil, ama boyunda bir delik açıyorlar, gözlerinde bir delik var.”

    abu amr katliamı :

    https://www.youtube.com/watch?v=hsmbgx18ou8

    https://www.youtube.com/…q5n8ugkiu&bpctr=1523968428

    https://www.youtube.com/watch?v=1fq7hqpa85s

    https://www.youtube.com/watch?v=f1r9boap5zk

    https://www.youtube.com/watch?v=kwcsakt7hgg
    https://www.theguardian.com/…aba-amr-timeline-syria

    http://beyazgazete.com/…-bebek-katliami-253696.html

    extra bonus vahşet:

    http://suriyedenhaber.blogspot.com.tr/…enceler.html

    +18 işkence ve tecavüz edilen kadın şebbihalar tarafından yem diye kullanıldı

    https://www.youtube.com/watch?v=nqzloebpa8c

    https://www.youtube.com/watch?v=mzxpokex_s8

    suriyeli şehidi bıçaklayıp parçalayan vahşi şebbiha

    https://www.youtube.com/watch?v=o8q0-k7v9mc

    şebbihalar yakaladıkları genci diri diri yakıyor ve kesiyorlar.

    https://www.youtube.com/watch?v=q_bndtu5m0s

    "beşardan başka ilah yoktur" demeye zorlanan kişiyi diri diri gömüyorlar.

    https://www.youtube.com/watch?v=uk4bzwj2kcc

    yavaş yavaş bıçaklayarak yaraladıkları sivillerin kafalarını taşla ezen şebbihalar.

    https://www.youtube.com/watch?v=edy0vtxbbi0

    https://www.islahhaber.net/…k-katledildi-87276.html

    hızını alamayan esed askerleri ikişer üçer çocuğa işkence ederken videonun sonunda yüzü aldığı darbelerden ötürü şişen ve kanayan çocuğun akıbetinin ne olduğu bilinmiyor.

    https://www.islahhaber.net/…ayak--video--75995.html

    kimyasal katliam

    https://www.youtube.com/…hmh7vavlgdl-hoqncdlkg3w59a

    varil bombası :

    "varil bombası bir çeşit doğaçlama patlayıcıdır. genellikle bir varilin içine çeşitli yanıcı ve patlayıcı malzemelerle şarapnel parçalarının konulmasıyla üretilir. özellikle yüksek miktarda patlayıcının kullanılabilmesi, ucuzluğu ve yapımının kolay olması nedeniyle tercih edilir. bu çeşit bir bombayla hedefi vurmak zor olsa da yüksek tahribat gücü bu eksikliğini kapatır. sivillere karşı ve hiçbir hedef gözetmeksizin kullanılmasından dolayı pek çok ülke ve birleşmiş milletler güvenlik konseyi bu bombayı kullanan devletleri kınamıştır."

    "şarapnel olarak da hurda metal, çivi, somun gibi metal malzemeler kullanılabilir."..

    "2011 yılında başlayan suriye iç savaşı'nda da varil bombası kullanılmıştır. isyancı güçlerin elindeki şehirlerde sivillerin de bulunduğu bölgelere atılan bu bombalar çok fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştur. ayrıca mülteci kampları da bu bombaların hedefi olmuştur.."

    https://webcache.googleusercontent.com/…=clnk&gl=tr

    görüntüler:

    hedef gözetmeksizin atılan varil bombaları..

    https://www.sabah.com.tr/…si-goruntuleri-yayinlandi

    rejim 31 bin ton 907 bomba atmış sivillerin üzerine..

    2018 de hesaba katarsak sivillerin üzerine atılan 70 bini geçen varil bombası :

    http://www.gazetevatan.com/…ullandi--1129496-dunya/

    herhangi bir hedef gözetmeden atıldığın kanıtı bu görüntüler:

    https://www.youtube.com/watch?v=fynxbjyxfty&hd=1

    https://www.youtube.com/watch?v=fynxbjyxfty&hd=1

    zaten yukarıda wikide açıklandığı ve görüntülerden de görüldüğü gibi varil bombaları güdümlü akıllı bombalar değildir.. hedef tutturulamaz..

    esad da bu hedef alinamayan bombalarla pek askeri hedef bombalamiyor, sivil hedeflere dogru atiyor.

    atılan yüzbinlerce varil bombasından sadece bir örnek :

    https://www.youtube.com/…87letcuicz05kgafba54uoqeog

    bu iki mazlum anne ve kızı hizbullat/hizbulesed tarafından yermuk mülteci kampından alınmış.. ölesiye işkence ettikleri kadınları daha sonra çırılçıplak soyarak canlı canlı yakıyorlar.

    https://twitter.com/…qin/status/1015610435557609472
hesabın var mı? giriş yap