• yetkili bir abiden öğrendiğim kadarıyla bu işletme rum asıllı vatandaşlarımıza aitmiş ve 6-7 eylül olayları esnasında tehdit altında olan mekanlardan biri imiş. o tarihte malum kalabalık şimdiki boğa heykeli civarında iken, ki iskeleye doğru aşağı iniyorlarmış, yan komşuları olan şekerci cafer erol'un o zaman başında olan aile reisi dükkana dalmış ve birden bire uzanıp tabelayı aşağı indirmiş, bir dakika sonra dükkana dalan vandallara "burası benim artık, bir süre önce satın aldım burayı, sizin için burada bir şey yok" demiş. saldıracak hedef bulamayan bindirilmiş kıtalar dükkanı terk edip gitmişler. mallarından öte belki de canlarını dahi kurtarmış komşularının.
    duyduğuma göre bu işletmenin o zaman ki sahibi çocuklarına ve torunlarına vasiyet etmiş "komşuluk hakkını asla unutmayacaksınız" diye. o günden beri erol ailesinin düğün ve cenazelerinde mutlaka bulunurmuş beyaz fırın ailesi..

    edit:imla
  • bu sabah, hayatımın en büyük kazığını istanbul fenerbahçe şubesinde yediğim zincir fırın. bir simit tosta (bildiğimiz simit içerisinde 3 dilim kaşar ve 5 dilim sucuk) tam 20,5tl verdim. yanlış anlaşılmasın otuup yedim de simiti bir tabakta yanında çayla falan servis etmediler. bildiğiniz kağıda sarılı simit tost ya, aklımı kaçırıcam.

    bir daha kapısından adım atmam, bahsi her geçtiğinde de insanlara gitmemelerini telkin edeceğim.
  • vergi kaçıran şirket. tam adı: beyaz fırın gıda ve ihtiyaç mad. san. ve tic. a.ş.

    görsel burada: http://i.imgur.com/ceqwaml.jpg?1?9239

    bu adamlar birkaç kişi kahvaltı yaptığınızda size "ekmek" almışsınız ve %1 kdv ödemişsiniz muamelesi yapıyor. uygulanması gereken %8 kdv'dir.

    "burada beni etkileyen ne" diyebilirsiniz. serbest çalışıyorsanız, şahıs şirketiniz varsa, bir muhasebeciniz varsa yaptığınız yemek harcamaları şirket gideridir ve onun için ödediğiniz kdv sizin hanenize yazılır.

    yani bu adamlar açık ve net vergi kaçırmakta.

    edit: efenndim zamanında kasa fişi vermedikleri yazılmış. şimdiki pos cihazları önce fiş kestikleri için seve seve veriyorlar fişi ama ekmek fişi. resmen bir fırın ekmek yemiş olduk.
  • burasının çilekli pastası kadar güzel bir çilekli pasta hiçbir yerde yemedim. sağolsun, birisi doğumgünümde bana almıştı. o zamanlar da felaket garibanız. meteliğe kurşun atıyoruz (çünkü paramızı bahiste kaybeden bir dangalaktık.) dedim ki o gün "ulan param olunca gelip gelip buradan pasta alacağım" yine şahane değil durumum ama gelip gelip pasta da alamıyoruz. lanet olası kolestrol.
  • sabah sabah gözümüzü açıp limonlu çay içmeden yollara koyulma sebebi. caddebostanda yer yoksa suadiye'ye kadar koşarak yarşma sebebi. kahvaltıda tuzlu yemek gibi bir alışkanlığı olan bünyeleri çilekli kremalı milföylerle kandırması işten bile değil. mekanda çikolataya bandırılmış çileklere daha yakından bakmak için burnunu ve ellerini cama yapıştıran iki tür insan olabiliyor: biri ben, diğeri de 2 yaşında bir velet. ama onun boyu yetmiyor. hahayt.
  • kadıköy şubelerinde sabah temizliğini saat 11de, müşteriler içerideyken yapmakta sakınca görmeyen kurum. yaz sıcağında terlikle gezen 3 kişinin ayaklarını sevabına deterjanlı suyla yıkamışlardır.
  • deü hukuk fakültesi binasının hemen çaprazında yer alan, gelen kokuların sizi hemen etkisi altına almasıyla kahvaltı gibi kötü bi alışkanlığa sahip olmayan bana bile 'kahvaltısız güne başlanmaz' sözünü benimseten, pizzasının, su böreğinin, kadıköy poğaçasının ve tatlılardan da 'doyuran'ının mutlaka denenmesinin şart olduğu mini pastane..
  • izmir'deki, dokuz eylül üniversitesi dokuz çeşmeler kampüsünün orada yabancı diller yüksekokulu kapısının karşınıda yer alır. bir tane de eğitim fakültesinin orada vardır.

    6 yıllık izmir kariyerimde kendilerini epey bi zengin etmişimdir. peynirli, kıymalı, sosisli, mantarlı, domatesli kaşarlı, patatesli, tavuklu bezelyeli ve envai çeşit talaş böreğiyle ünlüdür. daha başka su böreği, bişeyli bişeyli ev böreği gibi nice börek çeşitleri de mevcuttur.

    karaköyleri, poğaçaları, açmaları, dört mevsim sandviçleri* de güzeldir. bir tek simitlerini beğenmem ki ben simidi çıtır çıtır severim. izmir'de yumuşak, açık sarı renkte olanından yapıyo her yer. burası da aynı şekilde yapardı. ama iyiydi yine de, hakkını yemiyim.

    ilginç ilginç, değişik tatlı kurabiyeleri vardı bi de. her gün farklı bi tanesini denerdim. ama tatlı söz konusu olduğunda en güzel yaptıkları şey ekler ve doyurandır ki o doyuran isminin hakkını gerçekten veren bir arkadaştır. içi dolgun kek, dışı çikolata kaplı. dilim pastaları, fırın sütlaçları da güzeldir.

    bir de en önemli özelliklerinden birisi sürekli yeni eleman almasıdır. her ay yeni bi kızla karşılaşmanız olasıdır. evet çalışanlarının hepsi dişidir, erkek almayorlar idi o zamanlar*. belki şimdi alıyorlardır.

    özledim be ya. kısacası yolunuz düşerse uğramadan etmeyin. pişman olmazsınız.
  • ulan ne mekanlara gidip ne paralar ödemişliğimiz var ama bu ibnelere hesap öderken içime batıyor. yarrak gibi mekan. ataşehir şubesine gideni siksinler.
  • bim'de 2.45, en ala muhallebicilerde de 10 liraya yiyebileceğiniz kazandibi tatlısını 19 liraya itelemeye çalışan ezik mekan. lüks bir mekanda yesen eyvallah dersin sineye çekersin de kadıköyde ayak altında, ataşehirde betona karşı yiyorsun. 19 lira resmen insafsızlık. kadıköy'de önünden geçerken mekanda oturan insanlara gülüyorum valla.

    ben o 19 liraya hem yemek, hem tatlı yer üstüne kahve bile içerim. ha vasat şeyler yiyip içmiş olurum belki ama böyle fahiş fiyata ürün satan yerlere de kazıklanmamış olurum.
hesabın var mı? giriş yap