beyaz'ı televizyondan tanıyanlar pek bilmezler. sanırım 94-95 idi. beyaz her gece radyo klas'ta
gece tavuğu diye bir program yapardı. şimdilerle kanka olduğu sanatçıları fena hicvederdi. radyonun standart playlistini sallamazdı. mükemmel şarkılar çalardı.
bulutsuzluk özleminin
yaşamaya mecbursunşarkısını sık sık çalardı mesela.
cezaevinde bayram görüşmesini dinlerken tüylerimiz diken diken olurdu.
ezginin günlüğü ,
yeni türkü neşet ertaş çalardı. klasik radyoculardan tamamen farklı bir bağ oluşturmuştu dinleyicisiyle. biriyle tanıştığınızda adam beyaz'ı diniyorum diyorsa hiç tanımadığınız bu kişiyle hemen kankaya bağlayabilirdiniz. arada o zaman sıkı dostu olan
tito yu alırdı yanında. klas'tan radyo d'ye transfer oldu sonra. lise üniformamızla ortaklar caddesi'ndeki kanal d binasına giderdik, beyaz'ı görmeye geldik derdik. her seferinde aşağı inip yayına kadar sohbet ederdi. ancak nedense o zaman yakışıklı gelmezdi. hatta ilk gördüğümüzde pörtlek gözlerinden korkmuştuk. tv'ye çıktıktan sonra yakışıklı şovmen diye anılmaya başladı. birkaç da rötuş yaptırdı tabi kendine. beyaz'ın radyoda program yaptığı dönem hayatımın en keyif aldığım ve en çok özlem duyduğum dönemlerinden biridir.