final doneminde manik depresif ruh halimle nerden geldiyse aklima gelip, usenmeden torrentini arayip bulup tamamini -3 sezon ve 1 filmden olusur- indirdigim anime. ve ilk yayinlandigindan 5-6 yil sonra simdi bir daha bakinca, kendince de bir havasi olan ama harbiden muthis gubudik bir dizi bu. bir yandan arada "savasci ruhu", "arkadasligin onemi" vs turu ciddi mesaj vermeye calisir, bir yandan da geri kalan donemde 5 yas cocuklarina uygun konusmalar, espiriler yapar. ama bunun sebebi kendilerini hic de ciddiye almamalaridir, gene bu absurt bolumlerde farkli farkli milletlerle ve kimi insan profilleriyle muthis dalga da gecmektedirler aslinda. bu her bolumu 20 dakika boyunca arkana yaslan, eglen, gul, bos bos zaman gecir diye yapilmis bir animedir sonucta.
dizinin "kurtaricisi" konumundaki 2 karakter buyuk ihtimalle basta kai ve biraz da rei'dir. bu ikisi filmin diger karakterlerinin asiri cocukluk, hatta bebeklik duzeyindeki konusma ve davranislarina sahip degildirler. "ciddi" takilirlar, genelde sessiz ve sakindirler. hatta kai genel olarak tum bu absurt tiplere karsi "hepiniz gerizekalisiniz, ne isim var benim sizinle, burada" havasi icindedir. zaten bu karakterin "karizmasi" unludur, kimi anime listelerinde en karizma karakterler arasinda bile adi gectigi olur, bir farklidir digerlerinden.
dizinin esas oglani tyson ise dizinin en dayanilmaz, en sinir bozucu tiplemelerinden biridir. "bir sus allah askina guduk tosun" dedirtir insana, o bicim. obur, geveze, kendini cok bir sey sanan, iqsunun dusuk oldu izlenimi veren, herkese hemen hadi arkadas olalim diye yamanan, asiri iyimser ve ici iyilikler dolu olmasinin da eqsunun yuksek oldugu anlamina geldigini dusunmedigim bir gicik tiptir bu. kai'yi yazan cizen adamlar, bunu nerden nasil yazmislardir, ve neden esas oglan yapmislardir diye dusunurken 2. versiyonunu 3. sezonda daichi adi altinda cikarmalari uzerine anlarsiniz ki, garip olan kai'yi yaratmalaridir bu adamlarin...
1. sezonunu sevmistim ben. o ilk sezonda kai'in onceleri "bas kotu", sonralari ise "isteksiz takim arkadasi" pozisyonunda kendisine bayagi yer bulmasindandi sanirim. ve bir de turkce dublajinin en azindan amerikan dublajindan iyi olmasindan. 2. sezonun bir kismini izledim, "eh"di iste. 3. sezonun ise bazi bolumlerden parcalar gormustum sadece, japonca, hic izlememistim... son bolumlerde unlu bir kai'li sahne vardi, ve bayagi karizma gozukuyor, o "cocukluk" gitmis gibi duruyordu diziden.
3. sezondan simdi izledigim 4-5 bolume bakarsak, diger sezonlardaki gubudiklikler, sacma espiriler, absurdlukler devam etse de, genel olarak bayagi bayagi psikopatlasmis dizi cidden. "savasirken" (cunku artik oyundan cikmis olay) cilgin kahkalar atmaya basliyorlar, kotu adam gulusleri cin cin cinliyor, kaybedenlerin kimisi komalik olup hastanelik oluyor, kimisinin psikolojisi bozuluyor kapkara odalarda yere cokmus, kocaman korkmus gozlerle "niye boyle oldu bana" diye dusunup duruyorlar, sanri goruyorlar...
kai'in "kesin yenerim ben seni" diye karsisina cikan kendine cok guvenen bir tane "kotu" beybladeci yenilince ai'ya kafayi yiyor resmen, daha sonra tyson'la gruplarindan hangisinin kazanacagini belirleyecek maca cikinca tamamen kontrolu kaybedip once beyblade'den aldigi gucle kendisini biraz canavarlastiriyor (kanatlar, vampir disleri cikiveriyor), realitiye el atip seyircilerden mac anlatan adamlardan "uzak" kalmak ve rakibiyle tek basina savasabilmek icin bambaska bir boyut yaratiyor, rakibi tyson da oraya neo-vari bir sekilde ucarak, suzulerek gidiyor falan, arada komadaki bir beybaladeci arkadastan yarim geliyor bu sanal alemde tysona, bu sekilde o da komasindan cikiyor... "ne oluyoruz yahu?" diye kalakaliyor insan, canim kai'cigim nasil da psikopat etmis elalemi diye bir yanda da siritarken....anladigim zaten dertleri oyunu bu sekilde psikopatlastiran bu tiplere karsi savasip beyblade'i gene eski guzel "oyun" gunlerine dondurmekmis kahramanlarimizin bu 3. sezonda.
daha once seyrettigim o kai sahnesini amerikan dublakj ile seyrettigim zaman farkettigim bir sey de, dublaj cok fark yaratiyor. o sahnenin orijinalindeki o karizmatik ve anlamli hava, amerikan dublajinda kesinlikle orjinalindeki yok. amerikalilar "cizgi film seslendiriyoruz" modunda karakterlere bayagi cocukca hatta bebekce sesler veriyorlar, sonra bu seslerle "ciddi sahnelerde" amerikan tarzi kasim kasim konusturmaya calisiyorlar, o sahte gicik power-speechlere benziyor ve muthis garabet ve zorlama duruyor.
sonuc olarak garip bir animedir bu: kimi zaman 5 yasindaki cocuklar icinmis havasinda, baska zaman psikopatlasan; kimi zaman ciddi, kimi zaman absurt; tyson kadar "dusmanimin basina" dedirten antipatikve son derece basarisiz bir esas oglana, kai gibi ugruna tum dizinin indirildigi bir karaktere sahip; oturup tamami falan seyredilmez, hatta bir dahaki delirme donemine kadar belki yuzune bakilmaz ama arsivden de kiyilip silinemez...
edit: beyblade web sitesine baktim simdi linkini gorup, giriste tyson'un degil de kai'nin resmini olmasi pek manidar... cidden bu animeyi seyredilir kilan bas etkendir
kai hiwatari karakteri.
edit2:
icerden cikacak birazdan adam mesaj atmış, "asıl karakterin adı takao değil miydi?" diye. doğru, esas oğlanın orijinal ismi takao. ama amerikan versiyonunda ismini tyson yapmışlardı, benim de aklıma o yerleşmiş...