• elektroensefalograf (eeg) cihazı ile dört çeşidi keşfedilmiştir.

    beta: zihnin uyanık olduğu, mantıklı düşünülen, somut problemler çözülmeye çalışılan zamanlarda ortaya çıkan dalgadır. hızlıdır, sert iniş-çıkışlıdır. dört dalga arasında frekansı en yüksek olandır. bir konuyla meşgulken, heyecanlanıldığında ve çevre faktörlerinden fazlaca uyarı alındığında oluşur.

    alfa: biraz rahatlama, heyecanın yatışması, bilincin serbestleşmesi durumlarında görülür. hayal kurulduğunda veya herhangi bir şey görselleştirildiğinde de bu dalgalara rastlanılabilir.

    teta: zihnin bilinçsiz olduğu durumlarda, uyku halinde ve derin meditasyonda ortaya çıkar. bu dalgalar, aynı zamanda, bastırılmış duyguların ortaya çıkarılmasında veya yaratıcılık için gerekli bağlantıların kurulmasında önemli rol oynar.

    delta: bilinçsiz zihnin derinliklerinde, uykunun en derin evrelerinde görülen; düşük frekanslı, düzensiz dalgalardır.

    yatakta kitap okurken beta, uyku geldikçe düşük frekanslı beta, kitabı bırakınca alfa, uyku bastırdıkça teta, uyku derinleştikçe delta dalgaları daha çok görülür. beyinde aynı anda tek bir dalga yoktur. bir tür dalga baskın olsa bile, tüm dalgalar üretilir.

    öğrenme betada değil, alfada daha başarılıdır. beynin alfa dalgaları yayması, sakin ve huzurlu hissedildiğinin kanıtıdır. bununla beraber, uykuda yabancı dil öğrenme teknikleri, teta ve deltada da beynin öğrenmeye açık olduğunu gösterir.

    yaratıcılık; alfa, teta ve delta hallerinde yüksektir. uyanma esnasında bu dalgalar görüldüğü için, uyanma anı ve uyandıktan hemen sonrası yaratıcılık açısından verimlidir.

    rene descartes, bu durumdan fazlasıyla yararlanmıştır. zayıf ve çelimsiz bir çocuk oluşu, 8 yaşından itibaren 10 yıl devam ettiği cizvit okulundaki müdürün ona acımasını sağlamıştır. okulda istediği saatte kalkma hakkı olan descartes, büyüyünce de bu alışkanlığını devam ettirmiştir. analitik geometriyi, bir sabah yatağında uzanırken, tavandaki sineğin hareketlerini izlerken geliştirmiştir. tavanın köşesine yaklaşan sineğin uzaklığını hesaplarken köşeyi oluşturan tavan ve odanın iki duvarının koordinat düzlemleri olabileceğini düşünmüştür.
  • * alfa, beta, delta, teta ve gama olarak beş dalga formu tanımlanmış durumda. bu dalgaların dışında epilepsi hastalarında ortaya çıkan abuk elektriksel deşarjlar var. beyin dalgaları kompleks nöronal aktivitelerin yansıması olduğundan belli bir forma oturtmak ve yorum yapmak oldukça zor. (bkz: eeg)
  • uyanık ve hareketsiz bir insanın beyni saniyede 10 kez salınım yapan alfa dalgası yayar.
    hareketli bir insanın beyni ise saniyede ortalama 12 kez salnımı yapan beta dalgaları yayar.
    uyuyan bir insanın beyni saniyede 7 ile 3.5 kez arası salınım yapan teta dalgaları ve saniye 3.5 ten daha az salınım yapan teta dalgaları yayar.
    insanın uykusu derinleştikçe beyni daha yavaş dalgalar yaymaya başlar, beyini delta dalgaları yayan kişinin uyandırılması oldukça zorlaşmıştır.

    bütün bu şeyler elektroensephalograf denilen bir aletle ölçülür ki bu aleti bulan kişinin ona neden böyle bir isim verdiği ayrı bir tartışma konusudur.
  • diğer dalga boylarıyla da çok şey yapılabiliyor ama ben delta boyutuyla ilgili birkaç şey yazacağım.

    şimdi delta boyutunda beyin 0-4 hz arasındaki frekanslar baskındır. 0 zaten zamansızlık ve mekansızlık boyutuna geçiştir. oradan buraya geri dönüş var mıdır bilmiyorum lakin 1 hz boyutuna yakalandığında zamansızlık ve mekansızlık boyutuna yaklaşılmıştır. bu dalga boyutunda kişi tüm kainatla iletişim halindedir. şu the secretdediğimiz çekim yasasının faaliyete geçtiği nokta işte.

    hani şu aksiyon dolu saatlerce süren rüyalarımızın aslında 1-2 saniyeyi geçmediği. bir nevi bluetooth teknolojisi ile cihazlar arası iletişim gibi bir şey.

    mantıksız gelenler için şöyle bir paragraf laf edeyim:

    newton der ki:
    her bir noktasal kütle diğer noktasal kütleyi, ikisini birleştiren bir çizgi doğrultusundaki bir kuvvet ile çeker.bu kuvvet bu iki kütlenin çarpımıyla doğru orantılı, aralarındaki mesafenin karesi ile ters orantılıdır. ha diyeceksiniz ki burada bir kütle yok. ben de diyeceğim "babayı yok hea". elma armut gibi bir kütle yok evet ama bir enerji var ve enerjisi olan her şeyin bir kütlesi var. çok cahilsinizbunu ben demiyorum aynşıtayn amcamız cevap olarak der ki `e=mc^2. evet, referans vererek inandırıcılığı %76,8 oranında artırdık evet hatta küsüratlı verdim değeri de.

    neyse, yani özetle diyoz ki işte var yani bu fazda, bu dalga boyunda kainatla daha yoğun şekilde iletişime geçiyoz işte. yani sonsuz kere sonsuz yoğunluk ve sıfır hacimde bir şeyin patlaması ile oluşan kainatta metrobüs denen yüzyılın icadıyla işe gidilebileceğine inanıyorsun ama insan beyninin bu dalga boyunda tüm kainatla iletişim halinde olduğuna inanmıyorsun, çok mantıklıymış evet.

    neyse işte bu dalga boyunda sen inansan da inanmasanda bir şeyleri etkiliyorsun, bir şeyler de seni etkiliyor. bir nevi z raporu alıyorsun, günlük bilonço özetlerini geçiyorsun. bu olay delta frekansında daha yoğun bir şekilde oluyor ancak uyanıkken de, yemek yerken de, metrobüste yer bulmaya çalışırken de devam ediyor arka planda ana server ve alt ağ sunucularıyla sürekli veri alış-verişi yapıyorsun. sen fark etmiyorsun ama işletim sisteminin arkasında çalışan uygulamaları göremediğin gibi o aslında orada çalışıyor.

    dua ettiğinde de _neydi newton yasası kütlelerinin çarpımı ile doğru orantılıydı çekim kuvveti_ istediğin mevzuları kendine doğru çekiyorsun. küçük şeyleri için daha az iman gücü gerekiyorken büyük şeyleri kendine çekmek için dinazor gibi taşşaklı olmak gerekiyor. işte o yüzden galiba topluca dua edilmesi bu sayede çekim etkisini artırılması amaçlanıyor.

    kur'an diyor ki yalnızca benden sabırla dua ederek isteyin, dilediğimize sınırsız rızık veririz diyor. rhonda byrne diyor ki sabah akşam onu düşündüm, işte mantar panayo istediğim evin fotoğrafını koyup her sabah ona baktım filan sonra evin aynısını aldım ya la diyor.

    ikisinde de mantık aynı ama rhonda byrne'nı da yaratan allah. işte sen hangisine inanırsan ya da inanmazsan. bu arada what is the matrix'te kaşığı büken çocuğun ta amına koyim.
  • nörokimyasal hareketliliklerin yarattığı düşük frekanslı elektriksel sinyallerdir.

    eeg ile örneklenmesi mümkün olduğu gibi, eeg ile alınan değişiklikler işitsel ya da görsel hatta sinyaller olarak örneklenebilir, sunulabilir, duyulabilir. uygulamadaki gerçekçiliği tartışılabilir olmak üzere kendisini kullanmak suretiyle harekete geçirilen oyuncak araçlar, modeller, rc böcekler ya da oyunlar bulunmaktadır.
  • (bkz: brain.fm) ile rahatça değiştirdiğimi düşünüyorum. zira uyku müziğini seçince sabah zinde uyanmam, ders çalışırken odaklanmamın sebebinin bu olduğunu düşünüyorum
hesabın var mı? giriş yap