• gocun anacim. mumkunse yarin gocun. onceliginiz bok gibi para kazanmaksa ve teknik becerileriniz varsa arap yarimadasina gidin. nasil olsa dusunce ozgurlugu bakimindan falan cok da farkli degil turkiye.

    yok eger ben medeni bir ulkede yasamak isterim derseniz o zaman avrupa ya da amerikaya gidin. amerika'da bes sene yasadim ve suna emin olabilirsiniz turklere karsi on yargi kesinlikle avrupanin cogu yerinden daha azdir.

    belcika, avusturya, hollanda gibi su aralar turk alerjisinin azdigi yerler ilk tercihiniz olmasin. almanya'da berlinde oylesine metropolitan bir hayat var ki fazla irkcilik sorunu yasamazsiniz. ama koln dusslefdorf gibi yerlerde biraz sikinti olabilir.

    ıtalya, fransa, ıspanya nasildir bilmem. ama issizlik oralarda da aldi yurudu o yuzden harbi ihraclik bir beyniniz yoksa oralarda is bulmak zor olabilir.

    amerikan sirketleri bu aralar cok zor calisma izni alabiliyor o yuzden genelde global subleerinden transfer yapiyorlar. eger amerika kapisini acik tutmak istiyorsaniz avrupada falan ise basvururken amerikan sirketlerine oncelik verin. yarin bir gun san fransisco falan gibi bir yere transfer olmus bulabilirsiniz kendinizi.

    eger free lance calisiyor ya da uzaktan is goruyorsaniz kosta rika ya da panamaya tasinin evler ucuz, hayat ucuz, tropik cennet, demokratik yonetim. eger biraz daha guneye gideyim derseniz uruguay'in gocmenlik sartlarini arastirin. ayda 1000 dolar gelir garantiniz varsa kalici oturma izni alabiliyorsunuz. ınsani gelismislik listelerinde en ustlerde yer alan, pasaportuna hemen hic bir ulkenin vize uygulamadigi muhtesem bir ulke.

    bu arada ihmal etmeden her sene green card basvurusu yapin
  • kafaniz calisiyorsa ve azimli bir insansaniz, abd ve avrupa'da istatistik, data science, computer science, business intelligence, business analytics, finans gibi alanlarda master veya doktoraya gidin.
  • amerika'ya gitmeyin. ilk tercihiniz finlandiya olsun.
  • vücudun kalan kısmı da birlikte götürülmeli; gerekecek.
  • türkiye'ye göçmeyin.
  • - her şeyi kendin yapacaksın, alış

    - her şeyin bir saati var, değil yemek yemek, yemek yapmak için birşeyler almalık bile açık yer bulamazsın. yok geçirdinse bu saatleri merkeze inmek zorundasın, ki orası da pahalı.

    - insanlar sabah koşuya, sporuna, sağlığına dikkat ediyor. haftaiçleri akşamları pek birşey yapmayı tercih etmiyorlar. kafa yapın olgun ama akşamları da sıkılmayayım, birileriyle konuşayım diyorsan üniversitelilerle takılacaksın.

    - gene de çıkan varsa iş arkadaşlarından haftaiçi sadece iş konuşacaklar.

    - haftasonu içmeceleri ritüel gibi, pek eğlenceli değil ama, en azından iş konuşmayı bırakıyorlar. gene de üniversitelilerle takılmak ilk tercih. özellikle başka ülkeden gelenleri. yerliler her daim bi tık daha sıkıcı.

    - kışlar çok soğuk, depresif. hava paintten gri basılmış gibi. güneş görmeyi unut. akdeniz iklimlerindeki gibi değil bulutlar vs. bildiğin sadece gri tek bir parçaya bakıyorsun arka fon gibi.

    - aslında avrupadaki şehirlere keyif getirenler turistler. ancak turist dönemlerinde de çok kalabalık oluyor ve şehir yükü kaldırmamaya başlıyor.

    - ve en önemlisi adı sanı duyulmamış bir bölgeye gideyim çalışayım vs dersen, kabul etme. inanılmaz sıkılacaksın.

    şimdilik aklıma gelenler bunlar, herşey keyfinize göre olur umarım, ama istanbul bırakılması gereken bir şehir değil bence. yaşam koşullarınızı burada iyileştirmeye bakın.
  • beyin göçü yapmış yazarlar bilgilendirirse, yapmayı düşünenler için güzel bir bilgi kaynağı olur burası.
  • yemek, hava su gibi türkçe konuşulan bir ortama yani vatana ihtiyacınız yoksa göçün. yoksa 4-5 yıllığına gidip bilgi görgü artırıp para da kazanırsanız hemen dönün vatana. kafası çalışanlar giderse memleket iyice elden çıkacak.
hesabın var mı? giriş yap