• bugün kitapçıda gezinirken karşıma çıkan, en kısa zamanda okumayı planlamayı ciddi olarak düşündüğüm* ilginç bir kitap. serkan karaismailoğlu yazmış. şöyle bir karıştırdım, dili basit, esprili ama içerik gayet dolu. arka kapaktan bir kuple;

    "şu an, siz, yani yaklaşık 30 trilyon hücreden oluşan canlı, elinizde kitabın arka kapağını okurken, sadece bağırsaklarınızda yaklaşık 40 trilyon mikroorganizmanın yaşadığını biliyor musunuz? yani sizi siz yapan hücrelerin sayısından daha fazla sayıda mikroorganizma içinizde yaşıyor. üstelik bu mikroorganizmalar sayıca fazla olduğu gibi beyninizi, karakterinizi ve kararlarınızı doğrudan etkileyen kimyasallar üretebilmektedir. kilo alma probleminden tutun davranışlarınıza kadar, hatta sıkı durun kimi kendinize eş olarak seçeceğinize bile bu mikroorganizmaların karıştığını söylesem herhalde çıldırmış olduğumu düşünürsünüz. ama akademik olarak beyin çalışan ve sinirbilim doktorası yapmış bir kişiye bağırsaklarla ilgili bir kitap yazdıracak kadar çılgın bir konu mikrobiyota. bu kitabı okuduktan sonra bağırsaklarınıza ve içindeki canlılara bakışınız çok ama değişecek."
  • organlar başkan seçse en güçlü adaylardan biri olur bağırsak.
  • (bkz: serotinin)
  • "namus iki bacak arasında aranmaz yeavvvvva " diye türkü çıgıran lakin ilişkiye girdigi erkeklerle istese ilk 11 kurabilecek olan kızdır.

    laik ve çagdaş ülkemize yakışır, medeni bir kızdır. namusu iki bacak arasında aramamış, gitmiş beyinde aramıştır. ha namusu beyinde ararken 11 ve daha fazla sevgilisi olmuştur, ama olsun çagdaşlıgı yeter.

    az bulunur vesselam böyle çagdaş ve laik kızlar. atatürk'ün kurdugu cumhuriyeti ilelebet götürecek, çagdaş ülkemizi diger medeniyetlerin seviyesine yükseltecek.

    zaten dogru olanı yapmıştır kızımız. hem ne o öyle hayatta sadece bir erkekle yatmak, her gün pilav yenir mi arada makarnada yemek lazım dimi ama.
  • bana bağırsağımı en az beynim kadar sevdiren kitap.

    serkan karaismailoğlu yine çok çok güzel bir kitap yazmış, ellerine sağlık. kitapda hem okuyucuyla sohbet ediyor hem de kaliteli bilgileri aklımızda kalacak örneklerle anlatıyor. sayesinde bağırsağıma bakış açım değişti.

    bu kitabı ile birlikte şuna emin oldum, bu adamın tüm kitapları koşulsuz alınır ve okunur.

    dip not: insan beynine ve bedenine meraklı olan herkesin okuyup anlayabileceği bir kitap. kendi adıma şunu diyebilirim. öğrenmediğim birçok yeni bilgi öğrendim. kulaktan duyma bildiklerimi de bu kitap ile birlikte teyit etmiş oldum.
  • (bkz: büyüleyici bağırsak) kitabı ile ne akrabalığı olduğunu merak ettiğim kitaptır. umarım "nasılsa onu kimse okumamıştır" kafasıyla bağırsağın şaşırtıcı ve müthiş yönlerini bir kez de türkçe anlatan bir yerli taklit değildir. çünkü büyüleyici bağırsak bunu yeterince iyi yapıyordu.
  • ''türkçe taklit'' diyerek itelemeden önce en azından bir göz gezdirilmesi gereken, faydalı, güzel bir kitap.
    anlatım dilindeki kolaylık ve akıcılığın yanı sıra biraz zorlama da olsa mizahi izah da barındırıyor.
  • kadın beyni erkek beyni” kitabının yazarı serkan karaismailoğlu’nun ikinci kitabı
    ilk kitap gibi akıcı ve eğlenceli bir üslupla kaleme alınan kitap ilginç sorulara cevap arıyor. kitapta cevap bulabileceğiniz bazı soruları şöyle saptamak mümkün:
    *tam olarak neyiz? milyarlarca mikrobun toplamı mı?
    *sadece kirli işlerle meşgul olduğunu düşündüğümüz bağırsaklar beynimizi nasıl etkiler? nasıl olur da eş seçimini bile bakterilerin etkisi altında yaparız?
    *biz öldüğümüz için mi hücrelerimiz ölür yoksa hücrelerimiz öldüğü için mi biz ölürüz?
    *zamanında hepimiz birer dut muyduk?
    *neden bazı insanlar toprak, kâğıt, saç, sabun, yün, küçük çakıl parçaları, kiremit ve kömür gibi size sıra dışı gelecek şeyleri yerler?
    *mutluluk hormonu olarak bilinen dopaminin yarısı, seretoninin ise büyük kısmı nerede üretilir?
    *karbonhidrat temelli beslenmenin beyin üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?
    *hangi bakteriler fareleri depresyona sokar?
    *korkak fareler nasıl birer kahramana dönüşür?
    *psikobiyotik gıdalar nelerdir?
    *"rapunzel sendromu” nedir?
    *başarının anahtarı elimizde, peki kilit nerede?
    *sinirbilimciler, nazım hikmet'in "sen mutluluğun resmini yapabilir misin abidin" sorusunu nasıl cevaplıyor?
    ve daha pek çok ilginç saptama.

    bir sağlıklı beslenme kitabı olmasa ve yazar beslenme önerisi vermekten titizlikle kaçınsa da beslenme konularında önemli saptamalar içeren bir kitap.
  • zorlama espriler olmasa güzel kitap aslında.
  • (bkz: zira)
    sanıyorum yazarın bu kelimeye karşı engel olamadığı platonik hisleri var, zira (!) her sayfada en az üç kez zira kelimesinin geçmesinin ve kitabı okurken bu kelimenin beynimi tırmalamasının başka bir açıklaması yok. galiba kitabın son sayfasını okurken zira kelimesini sonsuza dek kullanmamaya and içeceğim! yazarın gizli amacı böyle böyle kelimeye karşı nefret oluşturup kullanımdan kaldırmak mı acaba!?
    kitap lise biyoloji bilgilerimin tekrarı gibiydi. mikrobiyota bölümünü yeni okuyorum, anladığım kadarıyla asıl mesele orada anlatılacak ancak önceki bölümleri genel olarak atlayarak okudum. zira (!) bu bölüme kadar kitap lise biyoloji bilgilerinin yüzüklerin efendisi’nden soslar katılarak sunulmasıydı. galiba bu yüzden yazarın anlatım heyecanı bana geçemedi. o değilde lisede ne biyoloji öğretmiş sevgili öğretmenlerim aradan geçmiş 18 yıl hala hatırlıyorum hepsini :))
    ayrıca kitabın dili sohbet mi desem stand up mı desem öyle bir yazılmış ki kitabı okurken adamı dinliyormuşum gibi bir hava estiriyor.
hesabın var mı? giriş yap