• uzun zamandır gördüğüm en rasyonel ve mantıklı teorem. gerçekten güzel bir başlık; yazan arkadaşın eline sağlık.

    cevabı olmayan bir konu aslında çünkü bilinç nedir tam olarak bilemiyoruz. mesela “iç ses” dediğimiz şey belki de dediğiniz gibi aslında beyin harici organların bize yaşama şekli hakkındaki yönlendirmeleri olsa da; beyin kontrol eden olarak hepsini dizginleyen “bilinç” ya da “dış ses” oluyor olabilir.

    tek katılamadığım şey parazit konusudur; parazitlerin yapısı ile beyin pek uyuşmuyor fakat uzaylı dediğimiz şey belki de kafamızda olan ve adlandıramadığımız şeydir. adına ne dersek diyelim mavi-yeşil algler’e benzeyen bir yapıda yaşıyor olabiliriz.

    diğer yandan da deniz analarını düşünmek gerekiyor. bir çok deniz canlısı ile hemen hemen aynı şeyi yaptıkları halde beyin ve kalpleri bulunmamakta. baktığımızda bu canlıların yaşam süreleri ve uyumları beyni olan bir çok canlıya göre daha iyi. üreme konusunda da daha başarılılar. bu durumda beyin yaşam döngüsü kalitesi yerine hakimiyeti tercih etmiş şekilde evrimleşen bir biyo-organizma olabilir.

    bu teoriye sadece beyin olarakta bakmamak lazım; şu anki bilgilerimiz ile beyin kontrolde gibi gözükse de belki de sinir sistemi aynı işi yapıyor da olabilir. beyin ise sadece bilgi dediğimiz olguyu sentezleyen bölümdür. nasıl ki akciğer havayı alıp işliyor ise aynı şeyi beyin de yapıyor olabilir; tüm süreci ise tüm vücudu saran sinir sistemi kontrol ve yönlendirme ile idare edebilir.

    teori gerçekten güzel; yaşam kaynağımız dediğimiz havanın aslında bizi yavaşça öldüren bir kimyasal olabilme ihtimali gibi cevabını muhtemelen bu mesajı yazan/okuyanların göremeyeceği bir zamanda öğreneceğiniz.
  • en güzel örneği için ;
    (bkz: ninja kaplumbağalar'daki beyin)
    (bkz: krang)
  • bardağın yalnızca boş tarafından bakan bir hipotez. oysa ki bardağın sadece yarısı dolu.
  • tam olarak doğru değildir.

    ilkel dürtülerinizin varlığınızı devam ettirebilmek için her şeyi yapabileceğini richard amca(bkz: richard dawkins) gen bencildir kitabında çok güzel anlatıyor.
    dediğine göre belli bir organ değil, o organları oluşturan genetik kodumuz, yani genlerimiz kendisini hayatta tutmak ve kendi devamlılığını sağlamak ve sonraki nesillere aktarmak için ne gerekiyorsa yapıyor.
  • (bkz: alzheimer)
  • ''what if our eyes are really just things to keep us from seeing the entire world'' *

    rasyonel bir cevap vermek gerekirse de beynin evrimsel gelişim tarihine bakmak, bu hipotezi çürütmek için yeterli olacaktır. kabaca şöyle söyleyeyim: beyni oluşturan hücrelerin dnalarına bakarsak -yani nöronlar ve glial hücrelere- bunların yabancı bir ürün olmadığını görürüz. eğer beyin bir parazit olsaydı, bu hücrelerin kökenleri de insanlardan farklı olmalıydı.

    yani eğer beyine parazit diyorsanız, kendinize parazit diyebilirsiniz.
  • bu konu uzun zamandır bilim insanlarının gündeminde ve konuyla ilgili kanıt burada
    beyin parazit mi?
  • uzun zamandır buna benzer şeyler benim de kafamı kurcalıyordu. gayet güzel şekilde açıklamış ve özetlemiş. vücudumuzdaki her bir hücrenin her şeyini ortaya koyarak
    sadece bir bilinci ve buna bağlı canlılığı ayakta tutmak için çabalaması ve bilincin bunun karşılığında pek bir şey sunmaması gerçekten can sıkıcı. kendine yabancılaşmanın sonucunda böyle bir şey düşünmek de mümkün tabii.
  • yasasin parazitlerden arinmis yurdum insani
    not : turk
hesabın var mı? giriş yap