• geçen hafta sonu ile sona eren festival. gelelim yaşananlara.
    - bu sene festivalde bir ilk yaşandı ve yer verilen sahaflardan ücret alındı. (bildiğim kadarı ile bağış adı altında). kapalı olanlardan (yarı kapalı demek daha doğru olur herhalde) 1.000 ve açık tezgahlardan 500. 2 hafta için. (uzatmada ek ücret alındı.)
    - hemen her sene (özellikle mi yapılıyor bilinmez) yağmur mevsimine gelen (getirilen) festivalde bu senen de gelenek bozulmadı. yine yağmur ve sert rüzgarlar sayesinde kitaplar, dergiler vb. ıslandı, yıprandı, tezgahı olanlar iş yapamadı.

    -tepebaşı'nda iken sadece (hadi büyük çoğunlukla diyelim) gerçek okurun geldiği bu festivale bu sene konumu itibari ile herkes geldi. sabah işine gidip akşam dönenden hafta sonu gezmesine çıkanlara kadar her kesimden insan geçerken uğrayarak kuru kalabalık oluşturdu.

    - program adı altında yapılan söyleşilere çağırılan konuklardan kimi kitap konusu ile ilgisizdi. hatta bunlardan biri (bulunduğu yerin, ortamın, festivalin farkında bile olmayan ama dizi sektöründe çalışan bir genç kızımız (eh diziler zaten millet kitap okumasın diye yapılmıyor mu cuk oturdu işte)) konuşması esnasında kitap okumadığını elindeki mikrofonla cümle aleme ilan etti.

    - özellikle gün batımından sonra yapılan, son derece gürültülü, alakasız sözde müzik programları kulakları sağır etti. sahaflar bir karış mesafeden kitap soran okuyucuları duyamadılar.

    -festivale en çok damga vuran şey ise bir komedyen eskisi oldu. sunucu olarak görevlendirilen zat-ı muhterem her lafın içindeydi. her şeyi bildiğini, her şeyden anladığını göstermek için sık sık konukların sözlerini kesti. hatta zaman zaman o kadar çok konuştu ki kim sunucu kim konuk anlayamadık. bu süre içinde doğduğu yerden gittiği okullara, bütün iş hayatından çoluk çocuğuna kadar her şeyini kendi ağzından öğrendik.hani deselerdi ki (belki de dediler) '' bu festivalde bu programları sırf sen kendini pazarla diye yapıyoruz'' ancak bu kadar olurdu.

    kısacası bir ''dostlar festivalde görsün, yaptık mı yaptık allah kabul etsin'' mantığında yapılan bir sahaf festivali daha gelip geçti.
  • diğer bir tanımı ile 10.beyoğlu sahaf festivali. evet beyoğlu belediyesi 10 yıldır aksatmadan yılın 2-3 haftasını sahaflara/ikinci el kitapçılara ayırıyor. gerçi bu yıl antika festivali ile başlayan bir dizi festival projesinin arasına sıkıştırılmış gibi oldu ama olsun. pazartesi günü standların kurulmasına ayrıldı ve salı günü ile birlikte satışa başlandı taksimde kurulan festival alanında.

    üsküdar sahaf festivalinde yaşanan fiyaskolar beyoğlu sahaf festivalinde de yaşandı maalesef. üsküdar sahaf festivaline yıllardır bu işle uğraşan bir takım sahafların alınmaması, onların yerlerinin ise bir yıldır, 6 aydır ya da düne kadar çeyizcilik yapmış kitaptan ve kitapçılıktan anlamayan kişilerin doldurulması damgasını vurmuştu. festivale başvurmasına rağmen alınmayan bir çok insan da hem festival için yaptığı hazırlık gereği harcadığı paranın boşa gidişine hem de ömrünü verdiği mesleğinde sırf muhalefetini göz önünde yaptığı için itibarsızlaştırılmasına bozulmuştu haklı olarak. aynı durum beyoğlu sahaf festivalinde de yaşandı. bu yılki festivalin ilk fiyaskosu beyoğlu belediyesi tarafından düzenlenen bu şenliğe katılmak için sahafların para ödemek zorunda bırakılması oldu. belediye o meydanda kurulan tezgahlarda kitap satması ve beyoğlu reklamı yapması için para istedi sahaflardan. şaka gibi yahu hakikaten şaka gibi. o da yetmezmiş gibi üsküdar festivalinde yaşandığı gibi yıllarını bu işe vermiş pek çok hatırı sayılır sahaf festsivalde tezgah bulamadı.

    eğer yanlış bir bilgi edinmediysem şehir dışından gelen sahaflara da bir set çekme gerçekleşti. ankara başta olmak üzere pek çok şehirden katılımcı olurdu beyoğlu sahaf festivaline ama bu yıl benim bildiğim bir tane var. istanbulun içinden olup festivalde kuraya dahi sokmadan eledikleri sahaflara "isterseniz yarı fiyatına masa açmanıza izin veririz" dedi belediye ve resmen semt pazarında elma satar gibi festival alanına masa açtırıp kitap sattırıyor adamlara. festivali gezenler ya da gezecek olanlar, o orta yerde bir masanın arkasında bu soğuk havada kitap satmaya çalışan insanlar var ya, onların bir kaç tanesi dışında çoğu ömrünü bu işe vermiş adamlar. yıllardır tüm yıl boyunca tüm işlerini bu festivale göre ayarlamış mal alacaksa buna göre almış satmış adamlar bu yıl böyle madara edildi beyoğlu belediyesi tarafından.

    bu yürek burkan sinir bozan "abicim bunun da mı bokunu çıkardınız ama ya" dedirten detayların dışında beyoğlu sahaf festivali, festival gibi festival. 3 yıldır ara vermeden tepebaşında düzenlenen festival bu yıl taksim meydanda gerçekleşiyor. altı kasıma kadar da devam edecek. arka fonda sürekli bir müzik var, insanlar kapıya kadar gelip "kürk mantolu madonna var mı", "oğuz atay var mı" vs. deyip gitmiyor. içeri giriyor rafları karıştırıyor, tezgahları karıştırıyor, özel bir şeyler arıyor. beyoğlu sahaf festivalinin kitlesi bu anlamda hala iyi.elbette arada sadece bir şeyler sorup geçen kitleden de var ama bu oran üsküdardaki kadar yüksek değil. bir de iki gün oldu başlayalı ama katılım çok az ziyaretçi oranı geçen yıllara göre fazlasıyla düşük. yeteri kadar reklamı mı yok yoksa insanların kitap alası mı yok anlamadım henüz. ama söylemeden geçemeyeceğim arapların da ilgisi yoğun festivale. iki gün olmasına rağmen arabik buuks'lara yok demekten yoruldum yemin ederim.

    sadece bu yıl için dikkatimi çeken bir diğer detay, ciddi anlamda güzel kitaplar için çok uygun tezgahlar açıldı bu yıl. bence bunun sebebi -büyük olasılıkla- bu yıl beyoğlu festivalinin üsküdardan sonra olması ve sahafların üsküdarda dizip topladığı ve hemen ardından beyoğluna dizdiği kitapları tekrar toplayıp dükkanına taşımamak istemesi. bu işe yaramaz kitapları elden çıkarmak demek değil çünkü tezgahları gezenler ya da gezecek olanlar görecek ki hakikaten iyi kitaplar var tezgahlarda. ve çok uygun fiyatlara. özetle beyoğlu sahaf festivaline gelin. ortam şahane. açık hava, tezgahlar güzel, alan geniş, kitaplar güzel ve ucuz vs.
  • biz gidemiyoruz diye üzülüyoruz, 20 milyon insanın yaşadığı şehirde 15-20 kişi gidiyor söylenene göre... yazık!
  • 13 kasım'a kadar uzatılmış.
  • yıllardır tepebaşında sıkışık bir alanda yapılan festival bu sene gezi parkı ile gümüşsuyu arasında yeni oluşan beton boşlukta (başka isim bulamadım) düzenleniyor, yer geniş olunca ortayı boş bırakmışlar oldukça ferah olmuş, yine çok kitap var, az efemera ve plak var, sahaf ahalisi çok çalışmış raflar ağzına kadar elif şafak, ahmet ümit, orhan pamuk vb dolu, üç beş sahaf hariç kayda deger malzeme getiren olmamış gibi duruyor,
    gezegen sahaf'ta imzalı ihap hulisi var bomba olarak gördüklerimi sayarsak, sahaf edebi hayat acayip bir plak koleksiyonu getirmiş, istanbul öykü sahaf ciddi bir türkçe edebiyat seçkisi getirmiş, elinde yaklaşık 300 farklı kitaptan oluşan türkçe öykü antolojileri arşivi varmış satılıkmış. osmanlıca kitap çok yoktu, olanlarda çok sıra malzemelerdi ama imge sahaf bol miktarda osmanlıca dergi getirmiş fiyatları da oldukça uygundu. kartpostal/evrak/belge vs pek göremedim, satılmadıysa cihannuma sahafta osmanlıca haritalar vardı dikkat çekecek.
    genel olarak fiyatlar geçmiş yıllara oranla bence düşük, pazarlığı abartmadan yapılırsa sonuç alınır gibi bir ortam da var. herkese iyi avlanmalar.
  • sahaf festivalidir, çamurdan olsa sevilir, nerde ne şekilde olsa gidilir. önce bunda anlaşmak gerek.

    oraya o sahneyi koyduran salakla o ücretsiz tuvaleti koyduran güzel insan aynı kişi mi, en çok merak ettiğim bu oldu bugün. ya bi muhabbet olacak ordaki insanlarla ne biliyim ben alıp bir iki göz gezdiricem ürüne ama sahnede devamlı çok gereksiz bi hareket var. gerçekten sinir bozucu.

    bu yan unsurları geçecek olursak standlarda adam gibi adamlar ve yüzüne bakmayacağın tipler duruyor. arası nadir.

    fiyatlar cidden ucuz. bakmasını bilene güzel ürünler var. günümün zaferi, tek bir sahafta bulduğum bir welsh romanıydı. umarım iki gün sonra gittiğimde bir iki taneye daha denk gelirim.

    bu arada ben bi kitabevinde çalışıyorum, bi ay kadar oldu başlayalı. orda sattığımız bi ürün var. alacaktım ama dedim belki daha ucuzunu bulurum.maddi sıkıntım var her zamanki gibi. internette bizim fiyatımızdan 13 lira aşağı rakamda satışı var, buldum. bugün festivalde de buldum. bizimkinden 10 lira daha uygun. almaya niyetlendim, ta ki ilgili şahıs, baskısı yok onun bulamazsın kaçırma diyene kadar. ben bu bir ay içinde bi tane bu üründen sattım, hemen ertesi gün yenisi geldi. yarın iş yerimde kontrol edicem netleştirmek için ama eminim ki baskısı var. yoksa editliycem zaten.

    bugünün en kötü olayı bu ve sahneydi.

    velhasıl gidin, ziyaret edin, alışveriş yapın. sahaf festivali dediğim gibi çamurdan olsa gidilir ama deli soğudu hava, kalın giyinin de gidin. yoksa benim gibi yarım tur atar tuvalete gider gider durursunuz, keyfiniz kaçar.
  • geçmiş yıllarda odakule'nin arkasında katlı otopark 'ın üstünde gerçekleştirilirdi yeni yeri taksim meydanı olarak revize edilmiş.

    1 tl - 2.5 tl - 5 tl'ye kitaplar olmasına rağmen rağbet görmemiştir.

    8 kasım tarihinde canlı gerçekleştirilen sohbet etkinliğini izleyen sayısı 10 civarında idi.

    edit : kemal tahir'in devlet ana'sını 10 tl'ye temin etme imkanım oldu. ( bilgi yayınevi 73 yılı / 4 basım )
  • zaman ayırıp dolaştığınızda çok uygun fiyata sıkı kitaplar bulmanız mümkün. sözgelimi aynı dergi 2 tl.ye de 5 tl.ye de 10 tl.ye de satılabilmekte çünkü.

    uzun zamandır festivale katılıyorum, ama sanırım en çok kitap aldığım festival bu seneki oldu. fiyatlar da geçen senekilere nazaran daha uygun geldi bana. nâzım'ın yeni şiirler'ini 5 liraya, engin geçtan'ın insan olmak'ını 2 liraya buldum mesela. bu yüzden, gitmek istiyorsanız vakit ayırıp gitmenizi tavsiye ederim. kitapları incelemek bir nevi anti-depresan zaten, saatlerin nasıl geçtiğini fark etmiyorsunuz bile.

    yine de, yukarıda bahsedildiği gibi elindekini, yeni baskısıyla aynı fiyata satan dalavereciler, kibarca sorulan sorulara karşındakini tersleyerek cevap verenler de var. geçen gün, artık problemi her neyse, acısını da aklınca benden çıkarmak isteyen bir teyzeyle muhattap olmak zorunda kaldım. görevli olduğu stantta rengin sahaf ismini görünce de çok şaşırdım, çünkü normalde sahafların ismine pek dikkat etmem. çok azının ismi hatırımdadır, rengin de onlardan biriydi. daha önceden kadıköy'deki dükkanlarına uğradığımda çok naif bir beyfendinin ilgilendiğini anımsıyorum. isim de bu yüzden hafızamda kalmıştı. artık gerçek sahibi kim bilmiyorum ama festivaldeki görevli teyze, sattığı kitapları önce kendisi okuyup insanca diyalog kurmasını öğrense de yaptığı işin hakkını verebilse keşke.

    her şeyi “mal”, her şeyi paradan ibaret gören zihniyetten iğrendiğim kadar pek az şeyden iğreniyorum.
  • tanesi 5 tl ve 10 tl den çok sağlam plaklar, 30tl ve 50 tl den 100+ yaşında kitaplar alabildiğim iyisiyle kötüsüyle sahaf festivalidir.

    ayni kitabin fiyatını ikinci sordugumuzda zamlayan satıcılar olduğu gibi, hoş sohbet ve kitapsever dostu satıcılar da vardı. 13 kasıma kadar uzatılsa bile bazı stantlar için bugün son gündü.

    sahaf kültürünün tökezlediği ama ölmediğini görmemi sağlayıp sevindirmiştir.
  • "ulan üsküdar sahaf festivali önceki gün bitti, şunları koordineli planlayın "dediğim festivaldir. bu kadar saçmalık olur mu ya. pazar kurar gibi festival mi *olur.
hesabın var mı? giriş yap