• istenmeyen bir şekilde şans eseri sayı alındığında oyuncunun seviç çığlıkları atmak yerine rakibinden ve seyircilerden özür dilediği güzide bir spor dalı
  • batak bile her mahallede farklı oynandığından bu oyunda da koyulan kurallar değişkenlik gösterebilir. lakin amerikan için doğru bilinen yanlışların bazıları:

    1) oyunda çift vuruş diye bir ceza yoktur. her türlü faullü hareketin karşılığında rakip beyaz topu istediği yere koyar.
    2) siyah topa oynanırken de 1 numaradaki kurallar geçerlidir, beyaz top sahanın her yerine konabilir (oyunun açıldığı yarı sahada bir yerlere koyanlar falan var)
    3) açılışı yaptınız çizgili bir top girdi, bu çizgili topları size vermez, hangi topun hangi deliğe gireceğini söylediğiniz legal bir vuruşla bir seti alabilirsiniz.
    4) evet, normalde sadece siyahı değil her bir top için delik belirtmeniz gerekir, başka bir deliğe girerse top delikten çıkmaz, faulde olmaz, ama oyun sırası rakibe geçer.
    5) beyaz hariç, bir top sahayı terk etmişse sahaya geri dönemez, varsayalım kırmızı top masadan uçtu gitti, onu gidip bir deliğe atarsınız ve rakip faul atışıyla oyuna başlar.
    6) siyah topa oynanırken, yok üst üste aynı delik söylenmez, yok rakibin deliği söylenmez, yok ilk dediğin deliğe atman lazım. bunların hepsi yanlıştır, her atışta herkes 6 deliği de seçebilir.
    7) az bilinen bir kural olarak: beyaz top herhangi bir topa çarptığı anda sizin ıstakanızla iritibatı çoktan kesmiş olması gerekir, o yüzden beyaza yapışık bir topa yapıştığı doğrultuda vurmak çok zordur, cezası faul atışıdır.

    aklıma gelirse daha eklerim.
  • lise defterlerimi süsleyen aşkım. millet platoniğinin adını yazardı defter köşelerine, ben masalar çizip kağıt üstünde sayılar alırdım.
  • geçenlerde annem, babamla tatile gittik. akşamları tavla, 3-5-8 oynamaktan sıkılınca babam bize bilardo oynamayı öğretti. 34 yıllık hayatımda anam babamla geçirdiğim en eğlenceli zamanlardı.
  • bilmeyene çok soğuk gelen bir zeka oyunudur. hep içeride ne döndüğü bilinmeyen salonlarda oynanıyordur çünkü, bilmeyen sadece bu yönünü görür ve oynamayı düşünmez dahi. ama bir kez oynayıp da keyif alırsan bırakamazsın. kendine yeni bir dünya kurmuş gibi olursun.

    ben üç bant veya üç top (karambol) oynamaktan öyle bir keyif alıyorum ki vaktim olsa masanın başında günlerce, haftalarca, yorgunluktan canımı verene kadar oynayabilirim, tek başıma oynasam bile. çünkü bu oyunda bana vaktinde sunulmayan tüm fırsatlar varmış gibi geliyor. zekamı ve bir yeteneğimi kullanıyorum ve sonucunu anında alıyorum. her atış, bu zeka üzerinden tatmin olma fırsatı benim için. çünkü diğer yeteneklerimi bir şekilde kapitalist sistem kendisi için kullanıyor ve emeğimin karşılığını da vermiyor. fakat bu oyun beni zevkten uçuruyor. delikli (pool/amerikan) bilardo için aynısını söyleyemem ama 3 top benim için özel bir yetenek gerektiren, çok özel bir oyun. bulanın babasına rahmet.

    yemek masasını satıp eve standart ebatlarda bir üç top masası almayı düşünüyorum. yemek yeneceği zamanlarda üstünü tahta ile kapatacağım. mis gibi.
  • pek sinir stres atma oyunu değildir. inanmayanlar semih saygıner'in alnının ortasındaki damara sorabilir. oyuncular profesyonelleştikçe tuş ve dolayısıyla şansla sayı alma oranı iyice düşer. üst düzey bir maçta tuşla sayı almak (eğer bilinçli bir tuş değilse) iki oyuncuyu da kötü etkiler, hatta belki de sayıyı alan oyuncuyu daha fazla etkiler. gerek pozisyon ve çözüm sayısının sınırsızlığı açısından, gerek ileriki hamleleri düşünmek ve savunma yapmak açısından satrançtan bile daha komplike bir oyundur. kazanmak için hem zeka, hem maharet hem de çalışma gerekir. çok ama çok zor bir oyundur.

    üstteki entry'lere bakmadım ama şu sıralar türkiye'de izlemesi en zevkli oyuncuları şöyle bir sıralamak gerekirse;

    yılmaz özcan
    adnan yüksel
    ahmet alp
    tahir alp
    semih saygıner
    can çapak
    lütfi çenet
    tayfun taşdemir
    murat naci çolak

    sayılabilir. şahsen benim izlemeyi en sevdiğim oyuncu, gününde olursa pek rakip tanımayan tahir alp'tir.

    edit: tabii yukarıda bahsettiklerim üç bant için geçerlidir.
  • balistik satranç
  • işlevli bi bilardo masası.

    http://i.imgur.com/ycvcn.gif
  • ilk olarak 1453 yılında bilmemkaçıncı louis zamanında oynanan oyun. sonraki yıllarda amerikalılar tarafından geliştirildi.

    not: vay be fatih istanbul'u fethederken adamlar eğlence peşindeymiş, diyor insan ister istemez.
  • uzun zamandır oynamamanın verdiği özlemle, yeni başlayanlar ve oyununu geliştirmek isteyenler için hakkında bir kaç tavsiye vermek istediğim spor dalı. umarım sizler için faydalı bilgiler içerir.

    1) duruş: ayaklar omuz hizasında açılmalı. solak oyuncular için sağ ayak yarım adım ilerde, sağlak oyuncular için sol ayak yarım adım ilerde olmalıdır. eğilirken yarım adım ilerde olan bacak biraz kırılmalı, geride olan ayak ise dimdik olmalıdır. yere ne kadar sağlam basarsanız o kadar rahat pozisyon alırsınız.

    2) pozisyon: masada pozisyon alırken; sizin, beyaz top ve hedef top (cebe gitmesi için temas edilmesi gereken noktası) ile aynı düzlemde olmanız gerekmektedir. yani açısız bir vuruşta cep, hedef top ve beyaz top arasına çekilen hayali çizgiyi, ıstakanızın dümdüz devam ettirmesi gerekir.

    3) eğilme: güzel bir duruş ve pozisyon aldıktan sonra, ıstakanızın masaya olabildiğince paralel olması için masaya olabildiğince eğilmeniz gerekmektedir. ıstaka çenenize değebilir. masaya ne kadar eğilirseniz, hedef topun giderini, yani cebe gitmesi için temas edilmesi gereken yerini o kadar rahat görürsünüz. masaya açılı duran ıstaka, beyaz topa kavis verecek, bu da istenen vuruşu yapmanızı engelleyecektir.

    4) el mesafesi: gaga mesafesi de denir. ıstakanın ucunu tuttuğunuz elinizin, beyaz topa ne çok yakın ne de çok uzak olması gerekir. çok yavaş yapılan vuruşta elin yakın, çok sert yapılan vuruşta ıstakanın ivme kazanması için elin uzak konumlandırılması gerekir. ancak genelde olduğu gibi, orta tempolu vuruşlarda, el mesafesi 10-15 cm olmalıdır.

    örnek resim: https://cdn.shopify.com/…nce_large.jpg?v=1562700003

    5) köprü veya kelepçe: ıstakayı iki çeşit konumlandırma şekli vardır. köprü, baş parmağın, işaret parmağının yanına koyulmasıyla olur. snooker'da genelde bu tutuş kullanılır. görüş mesafesini kapatmaz, ancak sert vuruşlarda ıstaka kontrolünü zorlaştırır. kelepçe, işaret parmak ucunun orta parmağın üstüne ve baş parmak ucunun ise ikisinin buluştuğu yere koyulmasıyla olur. amerikan'da genelde bu tutuş kullanılır. görüş mesafesini biraz kapatır ancak sert vuruşlarda ıstaka hakimiyetini kolaylaştırır.

    örnek resim: https://10sorts.com/…/12/how-to-hold-a-pool-cue.jpg

    6) limaj: ıstakayı topa vurmadan önceki ileri geri yapma hareketidir. aslında her seferinde topa hayali bir vuruş yaparsınız ve vuruşu beğenmeyip tekrarlarsınız. hayalinizdeki vuruşu yaptığınızı düşündüğünüzde, bu sefer topa gerçekten vurursunuz. limaj bu yüzden bilardodaki en önemli faktördür. düzgün bir limaj içinse ilk 5 maddenin her biri çok önemlidir. bu maddelere ek olarak, limaj yaparken omuz ve bilek hareket etmemelidir. limaj hareketi sadece dirseğin bükülmesiyle gerçekleştirilmelidir. ıstaka ne sıkı, ne de gevşek tutulmalıdır. yukarda bahsettiğim hayali çizgiden ıstakanız şaşmamalıdır. limajı geliştirip kas hafızasına atmak için, boş bir şişeye ıstakanızı limaj yaparak sokup çıkarabilirsiniz. böylece ıstakanın ucunu takip edip, kusursuz bir limaj alıp almadığınızı anlayabilirsiniz. kusurlu bir limajdan sonra yapılan vuruşta, beyaz topun istediğiniz noktasına vuramazsınız, bu da beyaz topa falso veya spin gibi hareketler kazandırıp, istenen noktadan sapmasına yol açacaktır.

    artık orta kalibre vuruşları yapıp, oyununu geliştirmek isteyen, sonraki vuruşlara pozisyon almak isteyenler için de bir kaç şey söyleyeyim.

    1) falso: topun bantla temasından sonra, normal açısından daha fazla sola veya sağa sapma durumu. top toptan falso almaz, banttan falso alır. dolayısıyla banda temas etmeyeceğiniz vuruşlarda falso kullanmak gereksizdir. tabi ki falso ile hafif sapmalar olacaktır ancak gözle görülmeyecek kadar azdır. falso kullanımındaki en büyük hata, falsoyu ayarlarken ıstakayı ittiğiniz elinizi sağa sola oynatmaktır. bu hatayı sakın yapmayın. falso verirken köprü veya kelepçe yaptığınız elinizi kaldırıp, beyaz topun biraz daha sağ/sol tarafına koyun. dediğim gibi, falso kesinlikle ıstakayı ittiğiniz elinizle verilmemeli. çünkü bu topun hangi tarafına vurduğunuzdan ziyade, masada hangi yöne gideceğini etkiler, yani beyaz topun masada ilerlerken ne tarafa döneceğini değil.

    2) sapma: falso kullanımında beyaz top sapar. örneğin sol falso kullanarak beyaz topa vurulduğunda, beyaz top biraz sağa kayıp ilerleyecektir. tersi ise sağ falso kullanımında geçerli tabi ki. bu da şu demek oluyor. sol falso kullanırken hedef topun cebe giden noktasının biraz daha soluna, sağ falso kullanırken hedef topun cebe giden noktasının biraz daha sağına vurmanız gerekmektedir. çünkü top zaten falso verilen yönün tersine saptığı için, siz hedef topun biraz daha falso yönüne hedef aldığınızda, beyaz top aslında hedef topun tam cebe giden noktasına temas edecektir. bu tabi ki kullandığınız ıstakanın kalitesine, topların pürüzsüzlüğüne, vuruş hızına ve çuhaya göre değişiklik gösterir.

    3) spin: topun üstüne veya altına yapılan vuruşlardır. üste yapılan vuruşa sırt, alta yapılan vuruşa ise kleps denir. beyaz topun hedef top ile olan temasından sonra, ileriye gitmesini (sırt) ya da tekrar size dönmesini (kleps) sağlar. top banttan spin almaz, top toptan spin alır. çünkü spinde hacim önemlidir. bandın hacmi toptan kat kat fazla olduğu için ne kadar sırt vurursanız vurun, banda çarptıktan sonra ilerlemeye devam etmeyecektir. ya da kleps vursanız da vurmasanız da, top banda çarptıktan sonra, geri sekecektir. ancak açılı vuruşlarda, topun açısının azalmasında ve artmasında çok az da olsa etkisi vardır. sırt ve kleps vuruşlarında, ıstaka masaya olabildiğince paralel olmalı ve ıstakayı vuruş esnasında uzatabildiğiniz kadar uzatmalısınız. ıstaka paralel olmazsa, topa istemeden kavis verirsiniz. beyaz topun banda yakın olduğu pozisyonlarda, ıstakanın arkasını yukarı kaldırmak zorunda kalırsınız, yani eğilemezsiniz, bu da sağlıksız bir vuruş demektir.

    ayrıyetten falso ve spin'in aynı anda kullanıldığı vuruşlar vardır. sağ kleps, sol kleps, sağ sırt ve sol sırt. bu, hem toptan spin almak istediğinizde, hem de banttan falso almak istediğinizde kullanılır. falso maddesindeki faktörlerle tamamen aynı olmasına karşın, spin de kullanıldığı için, normal falsodan çok daha zordur.

    bu 3 maddeyi daha iyi anlamak için de şu videoyu izlemenizi öneririm. falsonun kullanıldığı vuruşlarda, topun sağa sola kayması sizi yanıltmasın. bu videoda oyuncu, sapmayı hesaba katmaktan ziyade, hedef topun numaralandırılmış tarafını hedef alıyor, yani direkt hedef topun ortasına vurmuyor. dolayısıyla beyaz top hedefle buluştuktan sonra sağa/sola kayıyor. bu topun toptan falso aldığını göstermez. sapmadan dolayı, hedef topun ortasına değil, biraz daha kenarına vurduğunu gösterir. dediğim gibi bu sizi yanıltmasın. hiç bir şekilde sapma düşünülmeden hedef topun ortasına sol kleps vurduğunuzda, top geriye ve sağa gelirdi.

    örnek video: https://www.instagram.com/p/cstohxjibb1/

    4) swerve: son olarak ise bu vuruştan bahsetmek istiyorum. masse de denir. beyaz topa kavis kazandırmak amacıyla yapılır. beyaz top, hedef topun cebe gitmesi için temas edilmesi gereken noktasını görmediğinde, swerve vuruşu topların uzaklığına ve açıyı kapatan diğer topun pozisyonuna göre iyi bir alternatif olabilir. bu vuruşu uygulamak için, ıstakanın arkası kaldırılır. ıstaka masaya açılı pozisyondayken, beyaz topun hangi yöne kavis alması isteniyorsa, o yönün tersine, açılı bir vuruş yapılır. mesela beyaz topun, hedef topla arasına girip pozisyon bozan topun sağından kavis alması isteniyorsa, beyaz topun sol tarafına belirttiğim gibi açılı bir vuruş yapılır. kavis derecesi ve beyaz topun hedefle buluşma noktası; ıstaka açısına, vuruş hızına ve çuha kalitesine göre değişiklik gösterir.

    örnek video: https://www.youtube.com/watch?v=89g7sq7znqo

    hem kendime uğraş olsun diye, hem de bilardo ile ilgilenenlere yardımcı olması dileğiyle böyle bir entry girmek istedim. umarım işinize yarar. bir ara lisanslı oyuncuydum. söylediklerim benim tarzım değil, olması gereken diye düşünüyorum. hepinize iyi eğlenceler.
hesabın var mı? giriş yap