• bilge adam, türkiye'nin en kötü bilgisayar kursu kesinlikle değildir. hatta dünyanın en kötüsü hiç değildir.

    tekrar ediyorum, en kötüsü bilge adam değildir. afrika'da çok çok daha kötü eğitim veren yerler olduğunu söyleyenler var. en kötüsü olduğunu söyleyenlere inanmayın.

    bilge adam en pahalı eğitim kurumu değildir. japonya'da ve norveç'te bilge adam'dan daha pahalı eğitim kurumları olduğu iddialarını ciddiye almak gerekir.

    bilge adam, muteber bir eğitim kurumudur. bilge adam en az en az iktidar partisini destekleyen basın organları kadar muteberdir. itibarını zedelemek isteyenlere prim vermemek gerekir.

    bilge adam nefistir nefis. harikuladedir.

    .
  • https://drive.google.com/…ispruqaj/view?usp=sharing

    kursiyeri olarak yer aldığım yazılım ve veritabanı uzmalığı eğitiminde derlediğim notlar yukarıdaki linkten indirilebilir. (linkte sorun olursa her daim güncellerim, özelden msg atmanız yeterli)

    chapter one:
    zamanında işimi bırakıp bu kursa yazılmıştım. zira kendi mesleğimde ilerleyip kariyer yapacaktım. çünkü çalıştığım iş, benim o güne değin aldığım eğitim ile alakalı değildi. ama aldığım eğitim düzeyiyle de söktörde kimse iş vermiyordu. iyi bir üniversitenin 2 senelik olan "bilgisayar teknolojileri ve programlama" isimli bir bölümünden mezun olmuştum. iş aramalarım, iş görüşmelerim hep olumsuz geçince artık sektör mektör dinlemeden bi yerde iş bulayım da ne olursa olsun diyerek gözü karartmıştım. ve bir arkadaşın vasıtasıyla bir fabrikada orta düzey yöneticilik pozisyonunda iş buldum. ama orada da olumsuz bi çalışma ortamı olunca işten ayrılmayı düşündüm.. ayrılsam ne yapabilirdim?? aldığım eğitimle yazılım alemine adım atamıyordum bile, herkes kıdemli eleman istiyordu ki verdikleri parada bildiğin asgari ücret. türlü türlü alternatifleri düşünürken bu kursu keşfettim. gittim, görüştüm. yarım saat kadar konuştuk güzeller güzeli satış temsilcisi nagihan hanımla (hala o kurumdamı bilmem ama harbi çok güzeldi be abdullah abi!) neyse, konuşmalarımızdan hatırladığım kadarıyla lise mezunlarının bile gelip çok güzel meslek sahibi olduklarını, benim gibi temeli olan yada mühendis arkadaşların buradaki eğitimlerle gerçek bir profesyonel olduklarından bahsediyordu, gelecek burada diyordu. çok etkileyici konuşmasının ardından, düşüneceğimi söyleyerek müsade istedim.. aradan bir kaç ay geçtikten sonra iş yerimle olan tüm bağlantılarımı sonlandırıp ayrıldım. tekrardan esmer güzeli satış temsilcisinin yanına gittim.. az muz biriktirdiğim paralarla tüm umudumu bu kuruma bağladım ve 7.5 milyara aileminde maddi ve manevi desteğiyle kayıt oldum.. eğitim zamanında başlamadı, şu oldu bu oldu, onlara hiç girmeyeceğim çünkü o durumlar bilgeadam'a özgü değil. her kursta bir grup oluşturup eğitime başlamak başlı başına bir sıkıntı zaten. o ayrı konu dediğim gibi. evet bilgeadam da olsa kurs yeri, sizi bekletiyorlar da bekletiyorlar.. ilk konuştuğunuz zaman ki tarihte başlamıyor o eğitim. neyse,

    chaptar two:
    eğitim teknik ingilizce ile başladı ve 2 ay sürdü. ben yine diğer arkadaşlara oranla tek üni. mezunuydum (2 senelik olsamda kral gibi hissediyordum onların aralarında kendimi) ve sınıfın en başarılı öğrencisi olarak üstün başarı sertifikası ile eğitimi tamamladım. zannediyorduk ki, hemen asıl eğitim (yazılım ve veritabanı uzmanlığı) başlayacak. ama nerdee.. tam 2 ay sonra eğitim başladı. ilk başta satış temsilcisi bunlardan bahsetmemişti, orada ilk bug'ını verdi bilgeadam. hani 8 ayda tamamlanıyordu eğitim?? e sen 2 ay ara verdin şimdi? n'oldu benim planlarım şimdi? tamam ilk başlangıcı zaten ertelediniz onu anlayışla karşıladım, grup oluşturulamadı, şöyle oldu böyle oldu tamam ama. başta o zaman bunları anlatacaktın ki bende ona göre bilip, kendimi ayarlayacaktım.. hatta belki hiç başlamayacaktım.. bu konuya başta değinmeyeceğimi belirtmiştim ama bu 2. defa tekrarlanınca yapılacak birşey kalmadı.. benim kursa yazılmadan evvel oluşturduğum bir plan-program vardı. açık öğretimden 2. üniversiteyi de bitirmeyi hedef almıştım. bunların hesapta olmayan 2 aylık arası benim planlarımı bozdu tabi..

    chapter three:
    yazılım eğitimi başladı, ilk gün itibariyle sıkı bir sunum ve giriş yapan hocaya herkesin kanı kaynadı. soner yaşar isimli gayet sempatik ve öğrenciler olarak akranımız olan bir hoca ile 10 numara bir giriş yaptığımızı hatırlıyorum. teknik ingilizce eğitimi ardından giren 2 aylık boşlukta heyecanını kaybeden bünyem, daha ilk dersten tekrar eski neşesine kavuşmuştu. eve gidip o gün anlatılan şeyleri notlardan bakıp, inceleyip internetden araştırmış, okumuşda okumuştum. ve 2. günki derse gittim.. 3. gün, 5. gün, 10. gün derken hoca yükleniyorda yükleniyordu. eve gittiğimde 3-4 saat tekrar ediyordum konuları ama yinede tam oturmuyordu. ne kadar 2 senelik programcılık okumuş olsamda üniversitedeki gösterilen teknolejilerle bunların alakası yoktu bile. 15-20 gün geçtikten sonra eğitimin gerçekten çok ağır olduğunu anladım. ben ne kadar çalışırsam çalışayım, sürekli havada kalacaktı o konular. tamam uygulamalı olarak öğreniyorduk, her konuyu bir örnek program ile somutlaştırıp öğreniyorduk ama ertesi gün yine çok yoğun konu(lar) öğretiliyordu. hangi birini aklımda tutacağımı kestiremediğim o noktada kursun bize sağladığı kursiyer avantajlarında olan "eğitim tekrarı hakkı" yardımıma koştu. dedim ki ulan ben bu eğitim ardından tekrar bedavadan bi eğitim daha hakkım var nasısa onuda alayım, anca o zaman oturur bunlar bünyeme diyerek kendimi rahatlattım.. artık derslerde %50 ilgiyle katılım içindeydim. zaten daha fazlasını versem anlayamayacaktım o yüzden boşuna hevesimi kırmak istemiyordum.. hocanın da tabi yapabileceği bir şey yoktu bu konuda.. yani ona bir süre, bir plan dahilinde belirli konuları anlatması istenmiş ve o da bunları yapmaya uğraşan bir insandı sonuçta.

    chapter four:
    2. eğitim başladı.. diğer kursiyerler de 1. eğitimi almış ve tekrardan eğitime gelenler olduğundan gayet hızlı ilerledik.. herşey gayet güzel, hızlı ve oturaklı şekilde gidiyordu.. e o zaman şu meşhur sertifikaları da (mcpd, mcts) alayım bari dedim. sınavlarına girip aldım da. kursta sonlandı, bitti.. artık kendimi tam bir yazılım profesyoneli olarak görüyordum. tam 2 sene süren bilgeadam yazılım ve veritabanı uzmanlığı eğitimi bitmişti benim için. aradan geçen zaman itibariyle bende açık öğretim işletme bölümünde son sınıfa kadar gelmiştim. hem bilgeadam hem de 2. üniversiteyi başarılı bir şekilde götürmeyi başarmıştım ve son sınıf final sınavları yaklaşmıştı. bende yazılım, veritabanı işlerinden eli ayağı çekip tüm yoğunluğu bölümün sınavlarına ayırdım.. başarıyla sonuçlanarak 2. üniversiteden de mezun oldum. aradan 3 sene geçmişti tam olarak ve ben yine iş hayatına atılmak üzereydim.. güzel bir cv ile başvurduğum firmalardan bir türlü cevap gelmiyordu.. niye gelmiyordu anlamadım ama sanırım o ara yeryüzünde ilk defa olan küresel kriz mevzuundan ötürü böyle birşey vardı. 3 ay kadar hiçbir iş görüşmesine çağrılmayınca ve yaş da geldiği için, askerliğe gitmeye karar verdim. o ara asker alımlarıda tam denk geldiğinden, başvurumu yaptıktan 2 ay sonra askerlik görevime başladım. kısa dönem olarak yapmış olmam benim için şanstı. zira yazılım aleminden uzaklaşmamıştım diğer uzun dönem asker arkadaşlara göre. görevi tamamlayıp ana ocağına döndüğümde yine yazılım ve veritabanı uzmanı olarak iş aramaya başadım.. bu sefer kriz mriz kalmamıştı memlekette, haftada 1 görüşmeye gidiyordum ama adamların istedikleri şeyler benim altından kalkabileceğim şeyler değildi.. "tıkır tıkır kod yazan eleman lazım bize, işlerimiz çok.. biri gidip biri geliyor.. o yüzden en az şu an ki diğer yazılımcı arkadaşımız kadar iyi birini arıyoruz" şeklinde beklentiler içindeydi iş verenler. ben ise tıkır tıkır kod yazmayı bırak, aldığım eğitimlerden not ettiğim bilgiler doğrultusunda kodları copy-paste yapabilirdim anca.. ki bunu hocalar da söylüyordu bilgeadamda, ilk yıllar copy-paste yaparsınız, sonra sonra oturur o kodları manuel yazma deyü.. ama piyasa dinlermi bunu? adam 2010 yılında 800 tl para veriyor, yol, ssk yok ve tıkır tıkır kod yazan, kıdemli eleman arıyor. 3-4 ay kadar gidip görüştüğüm firmalardan hep aynı beklentileri görünce boşuna kürek çektiğimi gördüm.. belki istanbulda olsam neyse idi ama yaşadığım ve iş aradığım şehirde kimse daha yazılım dünyasına ilk adımını atmış birine, sertifikaları da olsa iş vermiyordu..

    chapter five:
    şu an itibariyle yazılım, web, veritabanı olaylarından elini eteğini çekmiş, işletme mezunu olarak o background'ıyla iş bulmuş biriyim. yine orta düzey yöneticilik pozisyonunda bir iş sahibiyim. bilgeadamın bana zaman kaybettirmekten başka bir anlamı olmadı. umarım gitmeyi düşünenler var ise aramızda onlara faydalı bir anlamı olur. ama ilk başta verdiğim linkten, gitmek isteyip de maddi gücü elvermeyenler benim "mükemmel açıklamalı" olarak gördüğüm notlarımdan aynı düzeyde eğitimi alabilirler diye düşünüyorum.

    the end:
    işin özü; bu bilgeadam (başka kurumlarda da aynı şeyin geçerli olacağını söyleyebilirim) umut sömürüsünden başka birşey yapmıyor..

    yıllar sonra gelen edit: ne bu kurum, ne de herhangi bir şeyi öğrenmek için gidilen herhangi bir kursa kişi, kursun haricinde olağanüstü çaba sarf etmeli abi.. kurs sadece kişiye yolu gösteriyor. bakın yol bu! diyor. ve biz bu yola sadece bir adımı ( o ilk adımı ) atmanız için ön ayak oluyoruz diyor. bu tür kurslara gidiliyorsa, kurs haricinde de doğa üstü bir çaba sarf etmeli kişi ki o işi kapsın. herşeyi kurstan beklememeli. hasılı: bilge adam için söylediğim yukarıdaki yazılar hem gerçek hemde yanlış. yıllar sonra gelen editi anlamaya bakmak lazım.
  • kendilerinin kursuna gitmek istiyordum ama, itüsözlükteki entriler yüzünden bir türlü gidemiyordum. ohh bee! sonunda silinmiş ve bende artık gidebilirim. dünyanın bu en nadide, en müstesna, bill gates'i bile eğitmiş kurumundan bende faydalanabilirim. yaşasın.
  • vakti zamanında "sizi yazılım mühendisi yapacağız" diyerek, normalde 4 yıllık üniversite bölümü okuyarak elde edebildiğiniz ünvanı, bir kaç ayda verdiklerini iddia edip, insanları resmen salak yerine koyuyorlardı. tabi daha sonra yazılım mühendislerinden haklı tepkiyi yiyince, eğitimin ismini "yazılım uzmanı" gibi bir şeye çevirmişlerdi.

    işte kendileri bir üniversite kurumu olmadığı halde, 4 yıllık üniversite bölümü eğitimi verdiğini iddia edebilen bir yer. kalitesini siz düşünün.

    p.s: nedense bu olayı yazmak daha önceden aklıma gelmemişti. kanzuk'un şurdaki kafa yapısını hala sürdürmesinden aklıma geldi, yazayım dedim. keza sansürlemenin, yazılanları silmenin daha büyük tepki doğurduğunu maalesef anlamıyor bazıları.
  • kendileri hakkında yazılmış bir blog yazısını kaldırabilecek kadar olan şirket.

    yazan kişi de herkesin aslında bildiği ve yaşadığı şeyleri yazmış.
    millete kolpadan umut dağıtıp sefa sürerken içleri rahat ama.
  • referanslarını yaptıkları kaliteli işlerle değil de, paralı besili avukatlarla duyurmaya çalışan şirket. hala anlamadınız mı lan, böyle faşizan tutumlar artık işe yaramıyor sokaktaki insanı kandırmak için? kendinize gelin işinize odaklanın, yoksa ticari itibarınızı kilolu nüktedanlarınız bile kurtaramayacaktır.**
  • bak itham etmiyorum sadece soruyorum.

    2005 yılında kadıköy ve beşiktaş şubelerinizde eğitim alan öğrencileriniz yüksek puan çeksin ve bilge adam'ın başarı puanı yükselip reklamı olsun diye dumps çalışmaları (geçmiş dönemde çıkmış soruları ezberlemek. bu yolla 1-2 sınavda tam puan almanız gayet olası. google'da "dumps for mcse" diye aratın anlarsınız ) yapıldı mı?

    eğer yapıldıysa; çalışmalar sonucu o sınavlardan kaç kişi tam puan aldı? zira soruları bile okumadan, sadece cevap şıkkı ve cevap arasında bir bağ kurup ezberleyerek sınavlardan tam puan alınabiliyor.

    ve yine eğer yapıldıysa; hala öğrencilere soru-cevap ezberlettiriliyor mu?

    burası daha güzel mesela;
    2005 yılında sadece cevapları ezberleyerek girdiği sınavlarda başarılı olup, bilge adam'a eğitmen yapılan öğrenciniz var mı?

    merak ediyorum sadece. ilgililer cevaplarsa memnun kalırım.
  • bilgeliği sadece eğitmenleriyle sınırlı olandır.

    --- burada yazılanların gündemle hiçbir alakası yoktur ---

    burdan ortaya karışık bir kur almıştım. işte yazılım ingilizce office ağ sistemleri cart curt. yaklaşık 12-13 milyar para bayıldım. yalnız satıştaki kızları tebrik etmek lazım, karşısındaki insanların; özellikle anne babaların kafalarına çok iyi giriyorlar. siz de "e çocuğum okusun geleceği olsun" diye ayıla bayıla ödüyorsunuz o parayı.

    eğitmenleri fena değil ama klavyede "@" karakterini dahi yapamayan bir insanla, gözü kapalı kod yazan birini aynı sınıfa koymak gibi enteresan bir sistemleri var. tamam kişiye özel hoca tutmana gerek yok ama en azından bilen-bilmeyen ayrımı yap. ona göre ayarla sınıflarını.

    gerçi amaç sertifikayı almak olduğu için hocalar her türlü geçiriyorlar sizi. e boru değil tonla para döküyorsunuz.

    ha bir de şimdiye kadar çalıştığım yerde bu adamların referansını dikkate alanı görmedim. işkur'la aralarında pek bir fark yok yani. o kadar para dökmenize değmez, elinizin altında internet var açın okuyun, izleyin, öğrenin ne öğrenmek istiyorsanız.

    böyle özel dersle falan olmaz bu işler. kimse 6 ayda ne yazılımcı olabilir ne de it manager. boş laflarla dolduruşa gelmeyin benim gibi.

    --- burada yazılanların gündemle hiçbir alakası yoktur ---
  • asuman'ın selam söylediği firma.

    verdikleri sertifikaların itibarını, ciddiye alınırlığını, yaratabileceği iş imkanlarını falan birçok kez çeşitli ortamlarda tartışmışlığım, irdelemişliğim var. hiçbi zaman kesin bilgim olmadı, ne kadar faydalı, ne kadar kullanılır diye. ancak artık anladım ki, geçmişte bir süre işe yarayıp isim yaptırmış olmasına rağmen, artık bu sertifikalar bir naneye yaramıyor. zaten komik bir şekilde sözlükten entry sildirecek kadar düşmeleri de bu savımı destekliyor. lan işinize bakın da yaptığınız şeyi düzeltmeye çalışın, itibar böyle mi kazanılır, iş böyle mi yapılır? bu kafalar bu ülkeden nasıl paralar kazandı arkadaş.

    işe yaramaz sertifikalar veren "küçük" zihniyetli sözde büyük firma. uzman muzman olunmaz bunlarla, yazık etmeyin paranıza, ne itibarları kalmış ne bir şey, baksanıza zedelenmiş hep itibar safşkjas. komikler.
  • eleştirilmekten hoşlanmayan firma. kerizleri uyandırmamak lazım tabii.
hesabın var mı? giriş yap