• ülkede hangi teknik servise güveniliyor ki bilgisayar servisine güvenilsin.

    henüz lisede öğrenciyken büyük bir markanın teknik servisinde çıraklık yapmıştım. müşterilerin bilinçsizliği ayrı, servis çalışanlarının dalyaraklığı ayrı bir meseleydi. bu bozuldu diyerek sadece monitörü kapıp gelen müşteri de gördüm. iki dakikalık işi olan bilgisayarı ertesi gün teslim et ki kazıklandığını hissetmesin diyen patronla da çalıştım. o yaşta tiksinmiştim servis işlerinden. tek faydası gerçek anlamda elektroniğe dair bir şeyler öğrenmem oldu.

    eğer az biraz bu işlerden anlıyorsanız, bu yeteneğinizi de kimseye anlatmamanız lazım. zira o noktadan sonra eş dost konu komşu sizi ücretsiz bir servis elemanı olarak görmeye başlıyor. beş sene önce tamir ettiğiniz bilgisayarı, en son sen bakmıştın şimdi çalışmıyor diyerek arayan oluyor. gençliğim birilerinin bilgisayarını tamir etmekle geçti. hatta size karşılaştığım abuk mevzulardan kısa bir potpori yapayım da ağzınız açık kalsın.

    - sene 2002, komşumun bilgisayarı bozulmuş. altı üstü windows yüklenecek. cd takmak için cd romu açmaya yeltenince komşu üzerime doğru koşarak sakın yapma! dedi. lan dedim içinde porno cd mi var nedir? neden bu kadar heyecanlandın dedim. içinde koruyucu cd var dedi. meğer benden önce çağırdığı servis elemanı 50 dolara anakartın driver diskini satıp bunu sakın çıkarma, bunun koruyucu özelliği var demiş. diski çıkarmak için zor ikna ettim.

    - sene 2004, profesyonel firmaya para vermemek için benim gibi öğrencilerden teknik destek alan bir kaç şirkete servise gidiyordum. hepsine haftada bir uğrayıp bakım yapıyorum. içlerinden birisi gece yarısı arıyor beni. evladım acil ofise gelmen lazım mikrofon çalışmıyor, yurt dışında müşteriyle görüşmem lazım dedi. abi mikrofonu doğru sokete taktığından emin misin? gece gece ebesinin fizanından geleceğim. yeae olm ben salak mıyım dedi. taksiyle gittim. tahmin edebileceğiniz gibi altı üstü iki tane deliği birbirine karıştırmış. kol gibi taksi ücretini ekledim hesabına ama hiç bir zaman ödenmedi.

    - sene 1999, depremden bir hafta önceydi. bir adam kucağında monitörle kan ter içinde servise geldi ve iki ay önce bunu sizden aldım şimdi çalışmıyor dedi. 21 inch crt monitör o zaman büyük lüks. televizyon gibi sırtlamış gelmiş. abi kasa nerede diyorum. sizde yok mu? diyor. abi o regülatör değil, asıl donanım orada dedim. küfür ederek gitti onu da aldı geldi. içini bir açtım. satıştaki donanımla arasında dağlar var. meğer bunlar servise güvenilmez diye birisini çağırmışlar. herif hem parayı hem bütün donanımı almış gitmiş. gerçi serviste de çalınacaktı ama en azından ekstra para vermezdi.

    - sene 2005, mahalleden bir tanıdık dizüstü bilgisayarını getirdi bıraktı. bir bakar mısın klavye düzgün çalışmıyor dedi. üzerine bir şey dökülmüş. klavyesini değiştirip geri verdim. parçanın parası haricinde bir şey de almadım. bir kaç gün sonra sen bunun içinden parça çalmışsın diyerek çıkıştı bana. bunu bir tornavida ile mahalle kahvehanesine götürüp herkesin gözü önünde monitörüne kadar söktüm. çünkü buna akıl veren gerizekalılar orada ikamet ediyor. çocuk sadece parça parasına iş yaptı deyince inanmayıp parça çalmıştır diye gazlıyorlar. en ufak parçasına kadar söktükten sonra aletin faturasında yazılan özelliklerine göre tek tek gerizekalıya anlatır gibi gösterdim parçalarını. haa o zaman kusuruma bakma ben yanlış anlamışım dedi. al şimdi götüne sok bunları diyerek toplamadan bıraktım.

    - sene 2000, serviste bir eleman gelen bilgisayarlardan sürekli parça araklıyor. gidip patrona söylüyorum. biliyorum ne yaptıklarını, müşteri şikayet etmiyorsa siktir et, zaten üç kuruşa çalışıyorlar. bırak buradan çıkarsınlar harçlıklarını dedi. o gün bıraktım işi. tanıdığım müşterilere de bilgilendirme yaptım. bu şerefsiz namussuz patronumun afrika'da elmasım var çıkaramıyorum mailine inanıp afrika'ya gitmesi ve orada rehin alınıp hayvan gibi fidye ile serbest kalması üzerine bir hikayesi var. instant karmanın tillahını gördü pezevenk ama onu başka bir başlığa saklıyorum.
  • edit: hiç ummazken çalakalem yazdıklarımla debeye girmişim, teşekkür ederim. mesajlar yoluyla edindiğim iki ricayı paylaşmak istiyorum.

    ilki sma hastalığının tedavisinin pahalı, zor olduğunu hepimiz biliyor; bilmesek de tek tıkla buna erişebiliyoruz. daha evvel sözlükte başlığı açılan (bkz: sma hastası gökalp'in kahramanı ol kampanyası)'nı buradan duyurmak istiyorum.

    ikincisi ise (bkz: 7 yıldır tacize uğramam*) isimli başlığa sahip korkunç bir eziyetin belgesi. doktor hacer'in peşini bir türlü bırakmayan potansiyel katilin yaptıklarının kanıtlarla yer aldığı ve ayrıntılı anlatıldığı bilgiselini ekliyorum şimdi: bilgisel #cebrailcankalaycıtutuklansın

    teşekkür ederim.

    ---

    ne yazık ki önemli bir kısmı hırsızdır. beş sene evvel yarışmadan kazandığım o dönem için yeni bir model sayılan lenovo marka bir bilgisayarım vardı. ikinci ay koltuktan düştü ve aniden kapandı, o sıralar daha önce alışveriş yaptığım ve o sıralar güvendiğim bilgisayar tamircisine verdim. soketinde sıkıntı olduğunu ve 70 liraya yapacağını söyledi. ancak soketin gelmesi için zamana gerek varmış. neredeyse her ay gittim, hiçbir ay soket gelmedi. sonrasında soket geldi, almak istedim ama bu sefer ekran kartında sıkıntı olduğu ve kart beklediklerini söylediler. aylarca gelmeyen soket'in fiyatı yurtdışından geldiği için gümrüktür, şudur budur derken 150 lira olmuşmuş. ekran kartıyla bana ne kadara patlar dediğimde ise 850 civarı bir hesap çıkardılar önüme. 70 lirayla kurtarabileceğim bilgisayarımı defalarca kez açıp kapattıkları için rezalet bir halde olduğunu da söylemem gerek. sanki üstünden çekiçle geçmişler gibi her yerinde çizikler ve ezikler var.

    ben en sonunda cinnet geçirip taktıkları her şeyi (soket hariç) sökmelerini isteyip bilgisayarımı ellerinden aldım. sonrasında çok yere götürdüm, kimse direkt ''içinden parça alınmış, parça değiştirilmiş.'' demese de bilgisayarın ''hurda'' olduğunu kibarca söylediler.

    kısacası iki ay kullanabildiğim ve hırsız, sahtekar, kepaze bilgisayar tamircisi yüzünden bilgisayarımın kaç senedir salonda ölü bir şekilde yattığı yetmezmiş gibi bir de üstüne masraf edip yeniden bilgisayar almak zorunda kaldım. kötü komşu insanı ev sahibi yapar dedikleri gibi ben de kırılan güvenim ve zarar gören malım nedeniyle bilgisayar tamiri ve bilgisayar sistemiyle ilgilenmeye başladım. tek olumlu yanı bu oldu.
  • yıllarca düşündüm. beko marka bir bilgisayarımız vardı. o döneme göre güzel oyunları başlangıçta güzelce açıyordu. sonra bir tamirciye gitti geldi zuma dışında oyun açmıyor desem yeriydi. sebebi şu an dank etti beynimde...

    edit:

    gerçi çamaşır makinesi gibiymiş bilgisayarım. ama yine de bozulmadan önce cod 2 ve fifa 06 gibi oyunları açıyordu.

    https://encrypted-tbn0.gstatic.com/…1tdyvw&usqp=cau
  • bilgisayar parçalarının seri numaralarını alıp bir kenara kaydetmek ve tamirden geri döndüğünde seri numarası kontrolü yaparak bir nebze güvenlik önlemi alarak aşılabilecek durum.
    ya da en basitinden bilgisayarın parçalarının belli başlı noktalarına asetat kalemiyle işaretler koyup, seri numaraları da dahil bu işlemleri video veya fotoğraf ile kayıt altına almak yeterli olacaktır. elinizde delil olur ve olası bir hırsızlık durumunda ilgili kişiyi mahkemeye verirsiniz.
    evet, geri kalmış ülkelerde bazı tamirciler makine içerisinden parça çalmayı veya değiştirmeyi en doğal hakları olarak görürler, öylesine bir pişkinlik vardır.

    bilgisayarın içini açmadan seri numarası kontrolü yapmak için şu siteyi inceleyebilirsiniz;
    https://muhammedyusufolgun.blogspot.com/…alarn.html

    linkle tıklamaya üşenenlere;
    bilgisayarınızın arama ikonuna tıklayıp, "cmd" yazın.
    1) sabit disklerinizin seri numarasını öğrenmek için;
    komut satırına "wmic diskdrive get serialnumber" kodunu yazıp, "enter" tuşuna basın.

    2) ram chiplerinin seri numarasını öğrenmek için;
    komut satırına "wmic memorychip get serialnumber" kodunu yazıp, "enter" tuşuna basın.

    3) anakart seri numaranızı öğrenmek için;
    komut satırına "wmic baseboard get serialnumber" kodunu yazıp, "enter" tuşuna basın.

    ekran kartlarıyla beraber bilgisayarlar özelinde "çalmaya" değer parçalar bunlardır, ekran kartlarının cmd üzerinden seri numarasını öğrenme yolu var mı bilmiyorum ama bilgisayarınızın parçalarının seri numaralarını kesinlikle bir yere kayıt edin.
    işlemci seri numaraları için ise maalesef ki belirli bir teknik bilgi gerekiyor çünkü işlemci fanını çıkartıp işlemci üzerinden seri numarasına bakmak gerekiyor. onun dışında işlemci bilgileriniz için şu komutu kullanabilirsiniz; "wmic cpu get name"

    hayati not: bilgisayarında özel bilgilerini barındıran bir insansanız(özellikle kadınlar) kesinlikle hdd veya ssd'lerinizi tamircilere teslim etmeyin, zaten bu parçaların donanımsal arızalarının* tamiri mümkün değildir. diskleriniz bozulduğunda çeşitli işlemler veya programlar ile dosyalarınızı geri getirilemeyecek şekilde silin eğer bunu yapamıyorsanız çekiçle parça parça edip öyle çöpe atın. geri dönüşüm kutusuna gönderilen dosyalar siz görmüyorsunuz diye silinmiş olmuyorlar. bu arada "ne olacak yeaağğ" diyen tipleri de göz ardı edin çünkü çok şey oluyor. internette dolaşan yerli ifşa videolarının hepsi eski sevgililerden intikam almak için yüklenmiyor.
  • sene 2007 veya 2008 olmalı yaşım da 13-14, vestel marka masaüstü bilgisayarım vardı. windows’un başlangıçta çökmesi nedeniyle garanti kapsamında yetkili servise vermiştim.

    pentium 4 işlemcili verdiğim bilgisayar celeron olarak döndü, evet bildiğimiz vestel yetkili servisinden hem de garanti kapsamında.

    buyurun size garantili ve yetkili hırsızlık.
  • neredeyse yarısı bilgisiz diğer yarısı da hırsız. çok az bir yüzde mevzuya hakim, nasıl güveneceksin?
  • sene 2005 kadıköy yazıcıoğlu iş hanında bilgisayarcıda iş bulmuşum neyse gel zaman git zaman işi öğreniyoruz bakıyorum. kapşonlu bir tip geliyor patron çıkıp gidiyor soruyorum yanımdaki arkadaşa bu olay nedir. boşver sen diyor sonra sonra öğreniyorum ki çalıntı laptop getiriyormuş. bir gün bir müşteri geldi laptop fanından çok ses geliyor dedi patron tamam yeni fan takarız dedi adam gitti içini açtı fanı temizledi bir süre sonra tamam yeni fan taktık dedi. yıllar sonra öğrendim ki bu motosiklet sevdalısı dolandırıcı patron bir motorsiklet kazasında sağ bacağını bariyerlerde bırakmış ben o bacağın kopmasını bu yaptıklarına yorumlarım.
  • hem hırsız hem de yalancı oldukları için güvenilmeyen tiplerdir.

    üç sene önce yazın, işim dolayısıyla iki aylığına başka şehre gitmek zorunda kaldım. bu tarihten yaklaşık beş ay önce imrenerek bir oyuncu bilgisayarı toplamıştım. giderkende babama sordum işin var mı diye bilgisayarda. o da "yok oğlum, tablet yetiyor" deyince arkadaki güç düğmesini kapatıp, fişi çektiydim. bir hafta sonra işi düşmüş babamın ve beni aradı. tarif ettim ancak açamadı. o anda oldukça yoğun olduğum için sonra bakarız dedim. güç düğmesi derken açma kapama olarak anlamış. bunu sonra anladım.

    alet açılmayınca birkaç cadde ötedeki tamirciye götürmüş. adamda almış iki gün sonra yapıp babama teslim etmiş. adam eve gelmiş açmış aleti. baktı açılıyor bana telefon etti ve tamirini yaptırdığını gururla anlatıyor. dedim bozuk değildi ki. arkadaki güç düğmesinin kapalı olduğunu söyledim. vaktim olduğundan dolayı görüntülü konuşarak anlattım durumu. güldük falan boşa çabaladığı için.

    aradan iki ay geçti, memlekete döndüm ve akşamına elder scrolls online oynayayım dedim. oyunu açar açmaz 120+ fps aldığım oyundan 40 fps almaya başladım. noluyoruz derken kasayı açıp bakmak geldi aklıma. bakın mübalağasız söylüyorum...

    ekran kartı değişmiş, ram'lerden birisi yok ve işlemci amd yerine intel gözüküyor. başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. babamı çağırdım ve durumu anlattım. ertesi gün apar topar babamla kasayı alarak tamirciye gittik. kapalıydı. cepten aradım açmadı. bir saat bekledik orada ve sonra telefon çaldı. sakinliğimi koruyarak tamir için geldiğimizi söyledim. adam 15 dk ya geldi. babamı görünce zaten anladı neyin ne olduğunu. abi hayırdır derken ben girdim araya ve adam gibi bir kere söyleyeceğim, düzgün cevap vermezsen polis ve avukatla uğraşırsın dedim. sonra içinden parça çalıp çalmadığını sordum. adam yemin billah yapmadığını söyledi.

    polisi aradım. durumu anlattım ve avukat arkadaşımı arayarak gelmesini söyledim. adam kıvırmaya başladı hemen. belki tamirde sökünce yanlış yere koymuşuzdur diye dükkana bakmayı teklif etti. bende değişen parçaların sürücülerinin yüklendiğini, çaldığın parçaların sürücülerinin hala yüklü olduğunu ve ıspat için fazlasıyla yeterli olduğunu söyledim. anında müslümanlıktan ve namazdan konuşmaya başladı. işte hepimiz müslümanız, namaz kılıyoruz, müslüman yalan söylemez vs.

    polis gelince durumu anlattım, polis herife dönüp "yinemi x abi, bıkmadınmı yahu" dedi. yani şahıs ilk defa yapmıyormuş bunu. böyle denilince adam hemen evini aradı ve oğlundan bilgisayarı getirmesini söyledi. pc geldi ve parçaları söküp geri verdi. avukat arkadaşımda gelince onada kısaca izah ettim durumu. şikayetçi olursan bir şey çıkmaz dedi bu işten. adam savunmasında sehven oldu derse ve parçalarıda geri aldığın için hakim yanlışlık olduğuna kanaat getirebilir ve durduk yere sinir olduğunla kalırsın dedi.

    herifin mekanı işlek caddede olduğu için dönüp avazım çıktığı kadar "bu adam hırsız" diyerekten bağıra bağıra anlattım durumu. çevre esnafıda zaten polis vs. görünce kapıya çıkmıştı. sonuç olarak geri aldığım parçaları evde kendim takarak eski haline getirdim. herif çocuğuna benim parçalarla yeni pc toplamış resmen.

    bir ay kadar sonra arabayla o caddeden geçerken gözüm ilişti mekana. kapanmıştı. allah belasını versin böylelerinin. yetkili servis harici vermeyin bilgisayarınızı.
  • lisede iken casper marka masaüstü bilgisayarımı power kutusu değişsin diye birine bırakmıştım. ne anlarım pc den...

    o zamanın oyunlarını cayır cayır oynatan pc çöp olmuştu. geç açılıyor, açılınca kendine gelmiyordu. gel zaman git zaman pc yi kaldırdım. üzerinden seneler geçti. yeğenim isteyince internete sörf yapsın diye ona verecektim. içindeki tozu temizliyim diye kasayı açtım. bide ne göreyim. ekran kartı, ram, cd rom yuvası komple yok. baba akü yok şaşkınlığı...

    çoğu hırsızdır efenim.

    edit: komple ram sökülünce pc yi nasıl çalıştırdın diyene cevabım, parmağımı soktum. allahın hikmeti çalıştı.

    büdüt: kendi pc mi kendim tamir ediyorum artık. dandik pc tamircilerini koruma ve yaşatma derneği üyeleri damlamayın yeşilime.
hesabın var mı? giriş yap