• (bkz: hafızanın zayıflaması)
    ben kendimde çok bariz olarak etkilerini görüyorum. bir bilgi ile karşılaştığım zaman o anda bana lazım değilse içinde geçen sayılara isimlere vs. dikkat etmiyorum. sonra lazım olunca böyle birşey geçmişti ama neydi diyip internetten onu bulmaya çalışıyorum. evet buna beyni gereksiz şeylerle doldurmamak olarak da bakabilirsiniz ama ezber yapmayınca ezber kabiliyetin de köreliyor. (bkz: kullanılmayan organ körelir)
  • - hayatta artik neredeyse hicbir seyin heyecanlandirmamasi
    - surekli bir seyleri kaciriyorum hissi. bu, gun icinde asiri sekilde gerekli/gereksiz bilgiye maruz kalmanin yarattigi pseudo hizli yasam hissi.
    - kirli bilginin artmasi, akabinde asi karsitligi, 5g karsitligi gibi sacmaliklarin turemesi
    - tahsilin, gorgunun ve entelektuelligin itibarsizlasmasi. her an ulasilabilecek bilgilerle, cahilin, kendini okumusla potansiyel olarak ayni seviyede sanmasi.
    - insanlarin maruz kaldiklari bilgiyi kontrol etme cabasi sonucunda kendi yanki odalarini olusturmalari. karsit goruslerden soyutlanma. uzun vadeli sonucu olarak tahammulsuzluk.
  • son dönemde sözlükte sürekli kitap okumanın faydasını sorgulayan başlıklar açılıyor ve bu başlıklar bir hayli rağbet görüyor. demek ki bu konuda az ya da çok zihinlerde soru işaretleri var.

    bu noktada tartışma kitap okumaktan ne beklenmesi gerektiği ile kitapların niteliği ve türü üzerine yoğunlaşıyor. bu da bir faktör ama asıl daha temel düzeyde radikal bir değişimin etkileri var ve bu henüz tam tartışılmıyor.

    insanlık tarihinde bilgiye ulaşmak her zaman çok zordu. bu yüzden bilgi bazen ekstra hiçbir çaba dahi sarfetmeden size bazı imkanlar sunan bir araçtı. antik yunandan internetin olmadığı zamanlara dek dünya elbette dönüştü ama internet dünyayı değiştirdi. globalleşmenin etkisi sadece ulaşımda, iletişimde, ekonomide olmadı bilgide ve onu edinmede ve onu edinmenin getirisinde de oldu.

    bilgi hap formuna dönüştürüldü. internette her konuda listeler yayıldı. x'in hayatındaki en önemli 20 olay, y'nin mutlaka bilinmesi gereken 10 sözü, a'nın anlaşılması zor x kavramının ana hatları... sosyal medya veya kısaca internet bilgiyi her kesimden insana hap formunda sunuyor artık.

    bilgiyi bir meslek edinmede araç olarak kullanmak da yakın gelecekte çok daha kısıtlı olacak. muhasebe, hukuk, dış ticaret, tasarım gibi çok farklı alanlarda insanlar kendi işlerini görebilir seviyeye gelebiliyor. bugün bir genç evinden çin'den mal alıp rusya'ya satabiliyor, kod bilgisi gerekmeden internet sitesi kurulabiliyor. tüm bu alanlardaki gelişmelerin zamanla geleceği noktada bilgi meslek edinmenize katkı yapmayacak. -ki makinalaşma süreci ile bu durum bugün de gözlemlenebiliyor-

    dünyada belli noktalarda -örneğin teknoloji alanında silikon vadisi gibi- toplanmış küçük bir azınlığın daha doğrusu alanlarında en iyisi olan uzmanların bilgisi yeterli olacak belki de.

    bu noktada bilgi paylaşıldıkça değeri azalan ve yüzeyselleştirilmiş bir sohbet konusu veya hobi aracı olmaktan öteye gidemeyecek mi?

    okuduğumuz kitaplar iyi vakit geçirmekten, ruhsal doyum sağlamaktan fazla bir etkisi olmayan nesneler mi olacak?

    belki de hep bu kadardı. bilgi hep buydu. zamanla bir düzen kurduk. biz insanlar kurdu yani. bilgi ile maddi güç elde edilebildi. şimdi ise düzen yeniden değişiyor. ve bilgi özündeki değerden fazla bir getirisi olmayan bir araca yine dönüşüyor. o özündeki getirisi ise para ile, ünvan ile elde edemediğin o doyumdur belki. böylece bir denize baktığında, bir kuşa, gökyüzüne, kendine.. para ile alamadığın ruhsal doyumu sağlar belki. ya da tüm bunları söyleyenler de çok romantiktir bilemem.

    keywords: bilgi, bilmek, okumak.

    title: kitap okumanın bilinmeyen müthiş 20 etkisi.
  • her bokun bilgi sanılması.
  • toplumlardaki malumat sahibi insan sayısının arttığı bir gerçek fakat idrak sahibi insan sayısı için aynı şey geçerli olmadı. çünkü günümüz anlayışı insanı özünden koparmanın acısını ve açığını olabildiğince bilginin sarhoşluğuyla tolere etmeye çalışarak idrakten ve muhakeme yeteneğinden yoksun bozuk itikatlı toplumların oluşmasını sağladı. bu da feraset ve basiretten yoksun olan pozitivist bilgi obezlerinin sözcülüğünü yapanların pıtrak gibi türemesine sebep oldu.

    eğer bilgi sahibi olmak başlı başına yeterli bir şey olsaydı insanlık özellikle son yüzyıllarda bu denli felaketler yaşamak zorunda kalmadığı gibi, ahlaken bu kadar yozlaşıp dibi bulmazdı ve dünya bugünkü halinden çok daha başka bir yer olurdu.

    işte tam da bu yüzden bugün dünyanın geldiği halden sorumlu birilerini arayanlar bilgiyi tekelleştirenlere ve amaçları doğrultusunda kullananlara bakabilir, onların işaret ettiklerine değil.
  • o kadar karmaşıktır ki bu etkiler, nasıl sonuçlar oluşturacağını şimdiden kestirebilmek hakikaten çok çok zor.

    ancak en azından şu ana kadar gördüklerimizle, yapılan tespitlere katılıyorum kesinlikle.

    fakat kendi alanım olan siyaset perspektifinden bakmak istiyorum biraz. siyaset, meselelere güç dağılımı olarak bakar. çünkü siyasetin perspektifinden baktığınızda bir çok şey bu alana girer. elbette bu söylediğim, üzerinde müttefik olunmuş bir fikir değil. benim yorumum sadece.

    bu güç ilişkileri şunun için önemlidir. siyaset bilimi eninde sonunda yönetim denilen mekanizmayı didik didik didikleyen bir alan. yöneten, ya da daha geniş haliyle iktidar (ki burada iktidardan kasıt sadece iktidar partisi değil elbette, bir aile reisi de olur, şirkette üst pozisyonda bir kişi de olabilir) elindeki iktidar gücünü uygulayabilmek için her zaman yönetilene de ihtiyaç duyar.

    neden bunlara değiniyorum?

    çünkü dünyada iktidar ilişkileri ciddi şekilde değişti. bilgiye erişimin kolaylaşmasından biraz önce vuku bulan bu olay, bilgiye erişimin şeklini ve sonuçlarını da ciddi ölçüde etkiliyor. ve bu devirde yapılacak en büyük hata, şu anda olanların bundan sonra da hep böyle kalacağını zannetmek. dünya artık eskisinden çok daha hızlı bir şekilde dönüyor.

    evet, doğru. şu anda saf bilgiye ulaşmak (ki saf bilgi diye bir şey olsa olsa bir ütopyadır aslında), doğrudan insanlara bir kazanım getirmeyebilir. bu manada kitap okumak, önemli okullarda çok iyi bir eğitim almak da artık insanlara doğrudan bir kazanım getirmeyebilir. şu an içinde yaşadığımız dünyada gerçeklik de değerini ciddi ölçüde yitirmiş olabilir. bu şimdilik mi böyledir, yoksa bundan sonra böyle mi gidecek bu iş? asıl soru o.

    siyasete de bu yüzden girdim. çünkü siyaset perspektifinden baktığınızda şu an yaşanan değişimlerin yakın bir gelecekte çok ciddi değişimlere yol açabileceğini görüyorsunuz.

    basit bir örnek vereyim. elon musk kimdir? önemli bir girişimcidir, çok zeki bir insandır, şöyledir böyledir. bugün elon musk gibi bir çok bakımdan sıradan bir insan, dünyadaki pek çok insanın hayatını değiştirebilecek işlere imza atıyor, bunlarla uğraşıyor. ve bu bahsettiğim şey, aslında siyasetin ta kendisi. ama işin ilginç yönü, kendisi bir siyasetçi değil. trumpın danışmanı olması da kendi siyasetçi kimliği dolayısıyla vuku bulmuş bir olay değil.

    tabi elon musk burada görece hoş duran bir örnek. ama siz bu örneğe dev petrol şirketlerini ekleyin, otomotiv devlerini ekleyin, mc donalds'ı falan ekleyin... bu şirketler, insanlar, kısacası küçük insan gruplarının oluşturdukları entiteler, bugün türkiyedeki sıradan bir vatandaşın günlük hayatta kullandığı şekerin türünden tutun da, giyeceği kıyafetlerin kumaşlarına kadar pek çok şeye karar veriyorlar. ve biz bunlar için oy kullanmıyoruz. seçim falan yok. tamamen ellerindeki gücün getirdiği bir yönetim şekli bu ve bunlar olurken biz farkında bile olmuyoruz.

    işte güvenilir bilgiye erişmenin, okumanın, araştırmanın en temel getirisi de farkındalıktır. bu durum, bugün de değişmiş değil. bilgisiz insan, yönetilmeye her türlü muhtaçtır. bu insan, manipülasyona da her zaman açıktır.

    yöneten ile yönetilen arasındaki makas gün geçtikçe daha fazla açılıyor. üstelik bu fark artık paralarla, refah seviyesiyle falan da ölçülmüyor. sıradan bir adam, sırf bilgisayar denilen makineyle ilgili bilgi sahibi olduğu için ve iyi de bir girişimci olduğu için, facebook diye bir site kuruyor ve milyarlarca insanın pek çok bilgilerine ücretsiz olarak ve kanuni olarak erişim sağlayabiliyor. bu yolla da çok büyük paralar kazanıyor. düşünün, böyle bir iktidara ne napolyon, ne sultan süleyman, ne viktorya, ne de stalin ya da hitler sahip olamazdı.

    bilgi, bu farkındalıkları sağlar. bu farkındalık neye yarar sorusu kişisel bir sorudur. çünkü farkındalık sadece bir araçtır aslında. onu nasıl kullandığınıza göre değişir sorunun cevabı.

    misal, pek çok hayvan türü insanlar tarafından evcilleştirilmişler ve bugün et, süt, yumurta, kürk gibi şeyler için milyarlarcası insanlar tarafından kontrollü bir şekilde "üretilip" "tüketiliyorlar". şimdi şu soruyu sorun kendinize. neden sıradan bir inek bir çiftlikte, tamamen etinden, sütünden faydalanılmak üzere bu kadar kısıtlanmış bir hayatlar yaşıyorlarken biz, sıradan insanlar "özgür" bir şekilde yaşayabiliyoruz? bu soruyu yanıtladıktan sonra bir de şunu sorun kendinize. yarın bir gün ufak bir insan grubunun, tüm insanlığı tıpkı inekler ya da tavuklar gibi küresel bir kafese tıkıp, bir yığın insanı sistem için üreten ve yine sistem için tüketen sığırlar gibi kullanabilmesinin önüne ne geçebilir? böyle bir şey mümkün olabilir mi? eğer mümkünse, bunu nasıl engelleriz?

    ben cevabın farkındalıktan geçtiğini düşünüyorum. bunun için de, kısa vadeli faydalarına takılmaksızın okumak, araştırmak, öğrenmek gerek.
  • bilgiye değil enformasyona ulaşmanın kolaylaşmasıdır. ikisi farklı şeyler. bilginin özelliği yapılanmış olmasıdır. insanlar birçok konu hakkında enforme, yani malumat sahibi, ancak bu onların en fazla bir kanıya* ulaşmasını sağlıyor. bilgi*ise eleştirel düşünce süreçlerinden geçmeden bilince inmez, insanı bilgili kılmaz. kısacası, insanlar her zaman olduğu kadar bilgisiz, ancak görülmemiş şekilde her şey hakkında kanaat sahibi. değişen bu işte.

    - hatta foucault daha da ileri giderek, knowledge, yani bilgiyi, ingilizce'de olmayan ancak fransızca'da olan bir ayrıma dayanarak savoir ve connaissance diye iki şekilde kullanır ki, şimdi konumuz o olmadığından girmiyorum.
  • duraganlik
    hala ayni adam yonetiyor ulkeyi
    keske bilgiye erisim cahilligi azaltsa
  • yanıt için, sadece (bkz: sinema tarihinin en iyi repliği) başlığında yazılanlara ve seviyeye bakmak yeterli bence..
  • sorgulamayı öldürüyor. google'a yazıp, çıkan ilk siteden elde ettiği bilgiyi doğru kabul eden milyonlarca insan var.

    başka bir mesele de kitap okumayı azaltması (ben öyle düşünüyorum). azaltmasının sebebi; internetten hızlıca, en az maliyet ve enerji ile ulaşılabilmesidir. kitap için bir maliyet ve biraz da o kitabı bulmak için zaman ve enerji harcanıyor. asıl zaman ve enerji harcanımı kitabı okurken ve okuduktan sonra gerçekleşiyor. hal böyle olunca kitap okumak, sözlük/ansiklopedi karıştırmak zahmetli bir iş oluyor. "özetini okumak varken, dinlemek varken neden kitabın tamamını okuyalım?" diyenler oluyor.

    bu iki paragrafı da şu şekilde sentezlersek olayı kısaca tanımlamış oluruz; kitap okumak, kişiyi düşünmeye ve sorgulamaya sevk eder. sorgulamayan insan da birçok şeyi koşulsuz kabul eder. "bu neden böyledir?" sorusuna cevap veremez, zaten o soru da aklına gelmez. gelecek olsaydı kitap okurdu :)
hesabın var mı? giriş yap