• yaşadığımız dünyadaki ve bütün evrendeki gerçekleri öğrenebilmemiz için bilimden başka bir olgunun işimize yaramayacağı durum.

    belli başlı kuralları olan ve sorgulanamayan ya da sorgulansa da test veya sınayamadığımız düşünceleri, oluşumları, terimleri veren bir olguya güvenmektense bilgileri sınayarak ve belli testlerden geçirerek önümüze sunan ve sürekli kendi teorilerini, hipotezlerini çürütüp yerine, gerçeğe biraz daha yakın bir teori koyma gayretinde olan bir olguya güvenmek daha mantıklıdır. bunun dışında gerçeğe ulaşma konusunda güvenebileceğimiz bir şey göremiyorum. varsa da düşüncelerinizi gerçekten merak ediyorum.

    düşünüyorum sadece aklımıza güvensek, yani amprizm, bu seferde gözümüzün gördüğü şeyler yada duyduğumuz şeyler çok kolay manipüle edilebiliyor yada gerçeği yansıtmayabiliyor. mesela mor ötesi ışınları bir gerçektir ama gözümüz bunu görmüyor. eğer amprizm gerçekleri yansıtsaydı mor ötesi ışını diye bir şey olmayacaktı.

    dinleri ve mitolojileri derinden incelediğimizde de yine bir sonuca varamıyoruz. çünkü hiçbir şekilde mantıksal ve tutarlı bir olgu çıkmıyor karşımıza. tabii ki toplumsal düzeni sağlamak için dinlerin yeri önem sarfediyordu belli dönemlerde ama yine de gerçeğe ulaşma konusunda güvence sağlamıyor.

    bilim dışı diğer her şey ile kendimizce doğru olduğunu, mantıklı olduğunu ve bizi mutlu ettiğini biliriz. fakat bu sadece mutlu olmak için uydurduğumuz ve kolaya kaçtığımız gerçeğini değiştirmiyor.

    dolayısıyla bilimsel yöntemlerle araştırılmadan, test edilmeden, sınanmadan ortaya konan bilgilerin benim için hiçbir önemi yok.

    kaldı ki bilim dışı şeylerin çoğu kendini doğru olarak kabul eder fakat bilim, bir teoriyi çürütmeye çalışır. işte bilimi güzel ve güvenilir yapan budur. ne demiş einstein: "benim teorim, newton'ın teorisine göre gerçeğe biraz daha yaklaşmıştır. ama benimki de doğru değildir, ileride benim teorimi yanlışlayanlar ve gerçeğe daha da yaklaşan bir teori ortaya atanlar olacaktır."
  • içerden bildiriyorum, bilim adı altında ileri sürülen hiçbir şeye inanmayın.
  • pseudoscience tuzağına düşülmediği sürece yol göstericilerin en makulü bilimdir.
  • he he tabi! la bugün bile bir doktor et yemeyin diyor. diğeri de her gün yiyin diyor. ikisi de güya buna tıp bilmine dayanarak söylüyor. hangisine güveneceksin. hem bilmi yapan adam koşulsuz şartsız bilme güvenmez. şüpheyle bakar. şüpheyle bakmasa bilimde ilerleme olmazdı zaten. o nedenle saçma sapan bir tespit.
  • bayılıyorum şu bilim tribinde olanlara.tek gerçeklik veya doğru bilimden geçiyormuş gibi yaşamak sizce de eksik olmuyor mu?bilimin basamakları olması,sistemli ilerlemesi ,deney ve gözleme dayanması hakikaten bu denli sınırsız güveni nasıl hakeder? bilimin önce biz insanların uğraşısı olduğunu bilelim.sonra bilimde de yanilmalarin olduğunu anlamak zor olmayacak değil mi?elde ettiğimiz bilgi başlangıç aşamasında sıkıntılı olabilir , ispat sürecinde sıkıntılı olabilir veya ortaya çıkıp kanitlansa dahi yüzyıllar sonra çürüyebilir de.işte tüm bunları görmek lazım.mesela üstün zekalı tanımı yüzyıl evvel tek yönlü olarak ıq belirtirken şimdilerde çoklu zeka kuramından bahsedebiliyoruz değil mi? önceleri kanser önlenemezken şu an birçok tedavi yolu açılması peki?evet bilim kümülatif bir şekilde kolektif bir çalışmanın sonucunda ilerler.tarih için bile öyledir.şu an için yazıyı bulan icat eden vs. sümerler diyebiliriz ama bu demek değildir ki sümerler yazıyı kesin bulmuştur.evrim teorisinden tutun izafiyet teorisine kadar birçok teori dahil böyledir.bilim asla arkanıza aldığınız tek yol olamaz çünkü insan tek yönlü bir varlık hiç olmadı.edebiyat,felsefe,sanat,din,tarih, coğrafya, sosyoloji, psikoloji daha birçok dal tek merkezli bir anlayışı ortadan kaldırır. buna en güzel örnek freud un psikolojiyi cinsellik üzerine kurmasına jung un birden fazla faktörlerin olduğunu söyleyip karşı cikmasi örnek verilebilir. son olarak olabirlik felsefesini pek savunmasam da tam da bu konuya noktayı koyuyor.bireyin özgürlüğünü ve özünü savunan egzistansiyelist bakışın getirdiği bireyciliği harmanlayıp tek tek her bireyin önemi ile bize birçok faktörün hayatımızda etkili olduğunu ve tesir olarak da her şeyin mümkün olduğunu söylüyor olabilirlik felsefesi.yani bilimin dediği de doğru olabilir sanatın da dinin de .doğru bilgi var mıdır,gerçeklik nedir,doğru bilginin ölçütleri nedir,gercekliğin bir ölçütü var mıdır,bilginin varlığı mümkün müdür gibi birçok felsefe sorusu da temel olarak bilimin tek güvenilir kapı olmadığını birçok güvenilir kapı olduğu gibi hiç güvenemeyeceğimiz kapı da olmayabileceğini bize anlatmış olur .
hesabın var mı? giriş yap