• geçenlerde anlatılanlara göre bu bölümden bir kıza doğumgünü hediyesi olarak naughty america t-shirtü almış erkek arkadaşlarından biri. kız da habersiz tabi giymiş bunu.hocalar bile görüp yarılmışlar.
  • bu fakülte için söylenecek en hafif söz; ömür törpüsüdür.
  • yeni başlayanlara tavsiyeler, mezunundan.

    yıllar sonra gelen zorunlu edit: üniversite ve fakülte tercihi dönemlerinde aşağıdaki entry'min genelde tekrar okunduğunu görüyorum - sevgili arkadaşlar, aşağıdaki entry'yi kaleme alalı on iki sene olmuş. ders içerikleri ve kurguları, fakülte yönetimi ve dersleri veren akademisyenler elbette defalarca değişti. aşağıdaki entry'mi bu yönü ile hiç güncellemedim, bu gözle değerlendirmenizi rica eder ancak bazı eklemelerde bulunmak isterim- stajımda da, on iki yıllık meslek hayatımda da bir defa dahi bu üniversitenin bu fakültesinden mezun olduğuma pişman olmadım. her dersine asistanın girdiği, dönüp dönüp aynı soruların sorulduğu bir hukuk fakültesinden muhakkak bir şekilde mezun olursunuz, derdiniz diploma almak ise zibilyon adet imkanınız var. bilkent'in hukuk fakültesi ise size kanun ezberletmez, hukuk nosyonu dediğimiz mefhumu kazandırır ki faydasını mezun olduktan sonra avukat da olsanız, akademisyen de olsanız, ticarete de atılsanız görürsünüz.

    üniversite ücretleri aldı başını gitti, benim kuşağımın okuduğu dönem ile kıyas dahi edilemez, ama eğer hukuk okumak istiyorsanız ve eğer bilkent'i burslu kazanabiliyorsanız veya ailenizin maddi durumu eğitim ücretini karşılayabilecek kadar şanslıysanız, ikinci kere düşünmeyin.

    1. sınıf
    peşinen uyaralım, ilk dönemde size kucağını açıp bekleyen medeni hukuk, anayasa hukuku, hukuka giriş dersleri lisede takılıp son saat tarihleri ezberleyip girdiğiniz sosyal bilgiler sınavlarına hiç ama hiç benzemiyor. derslere mutlaka girin, pratik çalışmaları takip edin, anlamadığınız her şeyi sorun. üniversitedesiniz, hocaların önemli bir çoğunluğu size dersi anlatmak, anlatabilmek için ter dökse de* yine de günün sonunda dersi anlayıp anlamamak sizin probleminiz; burada annenizi babanızı çağırıp "çalışsa yapar da, çalışmıyor" diyecekleri bir veli toplantısı yok. "çok okuyoruz yeaaa" diye de şimdiden söylenmeye başlamayın, daha bunun 3. sınıfı var, tadını çıkarın :)

    hukuk alanında olmayan istatistik, ekonomi, ingilizce gibi derslere gelince; çok planlı programlı çalışan, sosyal hayatından bol bol feda edip kendini derslere verebilen bir öğrenci değilseniz (ki ben değildim) bu dersler sizin 3. ve 4. sınıfta yavaştan düşmeye başlayacak ortalamanızı baştan yüksekte tutmak için tek çareniz. aynı zamanda bu derslerden çakarsanız ileride çok güzel program karmaşası yaratıp ders almanızı engelleyebiliyorlar. boşlamayın o yüzden, mümkünse geçebileceğiniz en yüksek not ile geçmeye çalışın.

    1. sınıfın ilk dönemi tempoyu oturtabilirseniz, 2. dönem biraz daha rahat edersiniz. 2. dönem sizi roma hukuku bekliyor. tarihe ilginiz varsa ve/veya hayatınızın bir evresinde rome total war oynadıysanız keyif alacağınız bir ders garip bir şekilde. bu dersle ilgili ufak bir tüyo; roma hukuku'nun borçlar hukuku kısmını sadece sınav için ezberlemek yerine anlamaya çaba gösterirseniz ileride başında "borçlar" geçen her şeyde çok rahat edersiniz.

    anayasa hukuku'nu erdal onar'dan alabilecek kadar şanslıysanız tek kişilik oyun tadında iki dönem sizi bekliyor bu senede.

    2. sınıf
    kendi bölümünüzdeki diğer dönemlerle karşılaştırıldığında en rahat olacağınız sene bu sene. yine de tekin akıllıoğlu ve turgut tan hocalar 800 sayfa okuma kitlediği zaman etrafta "abi inanabiliyo musun vizeye sosyal psikoloji için tam 200 sayfa okumam gerekiyor nasıl olur bu ya???" diye gezinen iktisatçı / işletmeci / siyaset bilimci arkadaşlarınıza kıl olacaksınız. sene "üç büyükler" senesi, borçlar hukuku, ceza hukuku ve idare hukuku çok temel dersler. özellikle ilk ikisini yine ezberlemek yerine anlamaya çalışırsanız sonraki iki senede hayatınızı kurtarır, bir çok temel derste buraya geri atıf yapılıyor çünkü. "kendi sınırlarımı zorlamak istiyorum" diyorsanız borçlar hukuku'nu erden kuntalp, ceza hukuku'nu tuğrul katoğlu hocadan almaya çalışın derim.

    yine bölüm dışı bir iki ders var. bunları da olabildiğince yüksek tutmaya çalışın, sallamayın, zira kalırsanız dönüp arkanızdan ısırıveriyorlar. aynı zamanda fakültenin en zor senesi olan 3. sınıf için de ortalamanızı biraz daha yükseltmiş olursunuz.

    3. sınıf
    cehenneme hoşgeldiniz. dönem başı fazlaca hukuk dersi + ilk dönem muhasebe, ikinci dönem finans sizi bekliyor. hukuk derslerinden neredeyse hiç biri ilk veya ikinci dönem çalıştığınız derslere benzemiyor. ister istemez zamanınızın önemli bir kısmının okumaya kaydığını fark edeceksiniz, zira diğer türlü vizeler size kayabiliyor. harry potter kitapları tadında uzayıp giden ticaret hukuku serisi, ticaret ve ekonomi az çok ilgi alanınıza giriyorsa eğlencelidir. çağlar manavgat hocadan ders alabiliyorsanız alın ve seriyi devam ettirin.

    şansınıza küsün, medeni usul hukuku dersini türkiye'nin en iyi hukukçusundan alma şansını kaçırdınız. yine de bu derse girdiğinizde mutlaka hocalardan birinin kendisine atıf yaptığını, andığını duyacaksınız. haluk konuralp hocanın bu efsanesinin altında dekan yardımcısı murat atalı "uçak düşmüş, uçakta çalıntı kolye varmış, miras davası söz konusuymuş, üzerine ölen kadın hamileymiş" gibi 1 a4 sayfa uzunluğunda ilginç usul hukuku problemleri bulmakla ünlüdür. eşya hukuku için ise lale sirmen başlığına bakmanız yeterlidir.

    seçmeli dersler konusunda ingilizcenize güveniyorsanız kesinlikle anglo-amerikan hukukuna giriş'i öncelikle tavsiye ederim. gönenç gürkaynak'tan ders alacaksınız ve kendisi kafanızda bu noktaya kadar oluşmuş geleneksel "avukat" tablosunun yerle bir olmasına neden olacak. ikinci dönem için ise sinan utku'dan amerikan sözleşmeler hukuku dersi tavsiyedir.

    4. sınıf
    bitti sandınız değil mi? başka bölümlerdeki arkadaşlarınız "3 dersim var lan son sınıfta, hem arapça hem rusça aldım o yüzden" diye dolanırken sizin ders yükünüz biraz daha artmış olacak. 4. sınıf dersleri, 3. sınıfa kıyasla o kadar da zor değil. yani zor, ama o belayı atlattıktan sonra yapıyorsunuz. efor gerektiren dersler, çalışmanız gerekiyor, maalesef hukuk fakültesi öğrencisine yatmak haram, ama 3. sınıftaki gibi hukuk transına girmeyeceksiniz. burada özellikle dikkat etmeniz gereken joker dersler fikri mülkiyet hukuku, avrupa birliği hukuku ve icra ve iflas hukuku. okulu uzatmak için gerçekten optimum dersler bunlar, o yüzden dikkatli olun.

    rekabet hukuku ayrı bir derya, gönenç ile osman hocanın ortak verdikleri bir ders, arada osman hoca dersi rekabet kurulu'ndan uzmanlarla süsler, ve evet, dersin başında ve sonunda "çocuklar bu davaları okuyun" dediği materyalleri okumanızı bekler. sınavı oldukça acımasızdır ve disiplinin niteliğine uygun olarak sınavda ceza hukuku, idare hukuku ve borçlar hukuku sorularıyla karşılaşabilirsiniz. zor ama inanılmaz eğlenceli bir derstir.

    seçmeliler konusunda tavsiyem, hangi ders sizi rahatlatacak, ortalamanızı yükseltecek gibiyse ona yönelmeniz.

    buraya kadar bitirebildiyseniz, stajyer avukatlığın dünyasına hoş geldiniz. bu ortamda zaten konu ile ilgili basit bir arama yaparak çekeceğiniz çileler hakkında bol bol malzeme edinebilirsiniz.

    gelelim genel tavsiyelere.

    ezber: hukuk fakülteleri ile ilgili yaygın kanının aksine, sizden çok bir şey ezberlemeniz beklenmiyor. kilit kanun maddelerini zaten tekrar göre göre aşina oluyorsunuz. doğru, ezberiniz çok kuvvetliyse ezberleyerek dersleri geçebilir, hatta oldukça yüksek notlar alabilirsiniz, ama ezber bir noktadan sonra uçup gittiği için son sınıflarda "bu neydi ya?" diye kalakalırsınız. sizden dersleri anlamanız, gerekirse ilave okumalar yapmanız, anlamadığınız yerlerde de hocalarınızın başının etini yemeniz bekleniyor. ezberleyerek mezun olursanız, mezuniyet sonrası girdiğiniz ortamda "bu mu lan bilkent hukuk mezunu" moduna girebilirsiniz, zaten bölüme bok atmak için malzeme çıksa diye bekleşenlerin isteklerini yerine getirmeyin, rica ediyorum.

    kulüp ve topluluklar: 4.0 ortalamalı ama mezun olduktan sonra dönem arkadaşlarınızın sadece ismen hatırladığı bir kişilik olmak istemiyorsanız, ileride adam akıllı bir işe girebilecek, gerektiğinde her konuda yardım isteyebileceğiniz bir çevreniz olmasını istiyorsanız, alt dönemleri de, üst dönemleri de tanımak istiyorsanız, kısacası az buçuk aklınız varsa bunlara katılın.

    tavisyem bilkent münazara topluluğu'nun ilk toplantısına koşarak gitmeniz, münazara süresince öğreneceğiniz argümantasyon, cevap verme, çürütme teknikleri emin olun girdiğiniz her sınavda çok işinize yarayacak. hem belli mi olur, belki karşılaşırız*

    debate'in yanında mun, hukuk topluluğu aktiviteleri de tavsiyedir.

    ingilizce: iki opsiyonunuz var. ya oturup adam gibi ingilizce öğreneceksiniz, ya da "hocam ingilizce çok zor dersler anlamıyoruz biz" diye osman hoca'ya gideceksiniz, kendisi de nasıl 0 almanca ile isviçre'de yüksek lisansa başlayıp almanca yüksek lisans tezi yazarak derecesini aldığına ilişkin küçük bir hikaye anlatıp sizi geri yollayacak. ingilizce, mezuniyetten sonra başvurmak istediğiniz işlerin çok çok büyük bir kısmında belirleyici bir faktör. bilkent mezunu olduğunuz için "bunun ingilizcesi kraldır" muamelesi yapılıyordu zamanında ama sizden önceki mezunlar bu unvanı zedeleyecek kadar çok epic fail yaşattıkları için artık biraz şüpheyle bakılıyor. yine de doğru düzgün ingilizce bilmeden mezun olursanız ayrı bir utanç kaynağı oluyorsunuz hem kendiniz, hem de bölümünüzün dışarıdan görünüşü için. essay'leri para verip yazdırmak yerine oturup kendiniz yazın, ileride çok faydasını göreceksiniz.

    almanca hukuk için ingilizce'den daha önemliymiş: değil. önce ingilice'nizi halledin, yabancı dergilerde çıkan makaleleri, mahkeme kararlarını, ab direktiflerini sözlük yardımı olmadan ve türkçe bir metni okuma hızınıza yakın bir şekilde okuyabilecek hale gelin, ondan sonra öğrenirsiniz. mezun olur olmaz almanya büyükelçiliği'nde hukuk müşaviri olarak çalışmaya başlayan arkadaşım henüz yok.

    fransızca hukuk için ingilizce'den daha önemliymiş: değil. yukarıya bakınız.

    erasmus: gidebiliyorsanız gidin. bir sene veya yarım dönem bambaşka bir ülkede tanıyacağınız insanlar, edineceğiniz çevre paha biçilemez. şansınızı denemeye değer.

    yaz stajı: buna da tavsiyem 3. sınıf sonunda gitmenizdir optimum verimi alabilmek için. nereye gideceğiniz çok da fark etmez, isim yapmış hukuk bürolarına yaz stajı için kabul olmanız sadece daha sonra benzer kalitede bir yere başvurursanız gireceğiniz mülakat sürecini kolaylaştırır. hukukçu kimliğiniz için adliyede dava açmak için nasıl koşturulur, kime yaranılır'ı bilmek de, kredi sözleşmesi'nin hangi sayfasına kaç imza attırılır'ı bilmek kadar önemlidir. 3. sınıfta abartıp yaz tatili boyunca staj yapan arkadaşlarınızı göreceksiniz, bence o kadar manyak olmaya gerek yok. ben illa hem adliye avukatlığı, hem de corporate avukatlık göreceğim diyorsanız ama tavsiyem 2. sınıfın sonunda adliye işi yapan bir büroda zaman geçirmeniz (çünkü mevcut bilginiz sadece adliye işi yapmaya müsait olacak), 3. sınıfın sonunda da az çok şirketler, banka finans, enerji ile uğraşan bürolara başvurmanız.

    yaz okulu: kaldığınız dersleri toplamak için birebilir, ancak çok boş beleş zannetmeyin, yaz okulunda ders alıp tekrar kalan insanların sayısı oldukça yüksek. yönetmelik ve programınız izin veriyorsa ve yaz okuluna kalmak durumdaysanız tavsiyem hem kaldığınız dersi, hem de üstten bir dersi almanız olur.

    yurtdışı yaz okulu: bunlara gidin işte. evet, ders saydıramayacaksınız, öğreneceğiniz hukuk bilgisi çok havada kalacak ama çevre yapmak ve en önemlisi ingilizce'nizi geliştirmek için birebir. bazı okullar "hukuk ingilizcesi" programları açar, bazıları da sadece hukuk dersleri verir. tercihinizi ingilizce seviyenize göre yapın. güzel bir yere de gidin ki gidebiliyorsanız, yaz tatilinizin bir ayını eğlenerek değerlendirmiş olun.

    ibranice hukuk için ingilizce'den daha önemliymiş: lan yine mi sen?

    `dünyanın dilleri değişmiş rusça arapça bilmek gerekmiş`: az çok doğruluk payı var. ben hiç "ama rusça bilmiyorsun" diye staj veya çalışma başvurusu geri çevirilen birine rastlamadım. olmazsa bir eksisi olmaz kesinlikle, ama olursa fayda sağlayacağı şüphesiz. yine de dil önceliği konusunda yukarıya bakınız.

    lan üniversite, eğlenecektik?: eğleneceksin koç. eğer az buçuk düzenli bir sistem oturtursan, her senede en azından cuma, cumartesi akşamları gezip tozmaya boş vakit kalıyor. ki eğlen, gez, çayyolu'na da git, bestekar'a da, sakarya'ya da, bol bol insan tanı, çünkü hem o kadar kitabın, yazının içinde yapayanlız oturursan hafiften delirmeye başlarsın (zaten deliriyorsun son senede o yüzden erken başlamaya gerek yok) hem de hukukçu olmaya çalışacaksın mezun olunca. işin insanlarla olacak, insan sarrafı olman beklenecek senden. hakimin suratından, karşı tarafın avukatının müzakere masasında gözlerinden, müvekkilinin sesinden bir şeyler kapman, üstü örtülü şeyleri fark etmen beklenecek. bu da evde oturup, üç beş arkadaş ile fakülteyi bitirmekle olmaz. tanıyabildiğin kadar insan tanıyacaksın, hepsinin karakter özelliklerini görecek, cinsliklerini, iyi yönlerini, takıntılarını keşfedeceksin ki insanlardan anlayabilesin. zaten kulüpler, akşam eğlenceleri, vizeler, finaller, staj derken bakmışsın ki bilkent odeon'dasın, ismin okunmuş, osman hoca gülümseyip eline diplomanı veriyor.

    iyi şanslar!
  • yeni önşart uygulamasıyla can yaktı bu bölüm. her ders birbirine bağlanır mı yazık değil mi bu gençlere diye soruyor insan.
  • ikinci sınıfında phil241 ve phil242 kodlu, güz ve bahar dönemi olarak ikiye bölünmüş, toplumsal ve siyasal felsefe dersi ingilizce olarak işlenen okuldur. bu ders anladığım kadarıyla diğer fakültelerdeki genel kamu hukuku dersini ikame etmek üzere konulmuştur. ancak bu ders hukuk hocaları tarafından verilmez. dersi biri felsefeci biri ingilizceci olmak üzere iki hoca koordineli şekilde yürütür. derste öğrenciler sokrates, platon, aristo, aquinas, machhiavelli, hobbes, locke, rousseau, bentham, mill, hume, marx, kant, nietzsche gibi filozofların siyasal felsefeye ilişkin özellikle devlet teorisine ilişkin yazmış oldukları en önemli metinlerden sorumludurlar ve 1 sene içinde bu filozofların tartıştıkları konular üzerine 4'ü güz döneminde, 4'ü bahar döneminde, her dönem 2'si ingilizceciye 2'si felsefeciye verilmek üzere toplam 8 adet essay ortaya koymaları beklenir. bunlara ek olarak 4-5 tane de sunum yapmaları beklenir. dersler tamamen ingilizce işlenir. zaten hocaların yarısı da yabancıdır. keza birinci sınıfta üniversitedeki bütün fakülteler için zorunlu olan eng101, eng102 vardır. bunlarda da öğrencilerin toplamda 4-5 essay ve 1 adet research paper yazması beklenir.

    yine ikinci sınıfta basic concepts of law dersinde medeni, ticaret, idare, ceza gibi temel dallardaki terimlerin ingilizce karşılıkları öğretilmektedir. ayrıca yine bu derste ingilizceden türkçeye, türkçeden ingilizceye hukuki metin çevirisi yapılmaktadır. ayrıca 4. sınıfta zorunlu dersler olan, avrupa birliği kurumsal hukuku ve uluslararası ticaret hukuku dersleri de ingilizce olarak işlenmektedir (ancak ab kurumsal bu sene ikinci sınıf dersi haline getirildi). ab kurumsal hukukunda ab'nin tarihsel gelişimi, ab hukukunun kaynakları, ab'nin yasama yürütme yargı işlevlerini yerine getiren organları, diğer yardımcı organlar, üye devlet hukukları ve ab hukuku arasında yetki meselesi ve abad'ın baktığı 8 temel dava işlenir. anayasa hukukuna benzer bir deneyimdir. uluslararası ticaret hukukunda cisg (türkiye de 1 senedir taraf), ab maddi hukuku (4 temel özgürlük, ayrıca ankara anlaşması ve bunla kurulan gümrük birliği sebebiyle bu özgürlüklerden malların serbest dolaşımı türkiye'yi de doğrudan ilgilendiriyor), incoterms 2010, letter of credit, bill of lading, uluslararası tahkim gibi meseleler işlenmektedir. bu derslerin sınavları da ingilizce olur. bu zorunlu derslere ek olarak gönenç gürkaynak ve sinan utku gibi isimlerin verdiği anglo amerikan hukukuna giriş, amerikan sözleşmeler hukuku gibi seçmeli olan ingilizce hukuk dersleri de mevcuttur. (sinan hocanın dersini almadım ama gönenç hoca şiddetle tavsiye edilir)

    son olarak türkçe işlenmelerine rağmen, anayasa hukuku, insan hakları hukuku, fikri ve sınai mülkiyet hukuku, rekabet hukuku gibi zorunlu derslerde öğrencilerin konuyla ilgili önemli aihm ve abad kararlarını okumaları beklenir. bu kararlar çoğu zaman vizelerde ve finallerde sorulur. her ne kadar aihm kararlarının türkçe çevirilerini çoğu zaman bulmak rahat olsa da (bilmeyen arkadaşlarımızı anadolu hukukun efsanevi sitesine buradan buyur edelim: https://ihami.anadolu.edu.tr/), aynı şey abad açısından söz konusu değildir.

    elbette ingilizce öğrenmek istemeyen bir öğrenci bu derslerden d, d+ gibi bir not alarak kurtulup gidebilir. bilkent hukukun bütün mezunları sular seller gibi ingilizce konuşuyor gibi bir algı oluşmasın, ingilizce büyük oranda bireysel çabaya bakıyor. öte yandan bilkent hukuk, en azından bence, bir hukuk öğrencisine kendisini ingilizce hukuk terminolojisinde geliştirmek açısından her türlü olanağı da sağlayan bir fakülte. zaten klasik hukuk alanlarına baktığımızda devletler genel dışındaki bir dersin ingilizce işlenmesi de doğru değil kanaatimce. medeni hukuk, ticaret hukuku, ceza hukuku, iş hukuku, idare hukuku, icra-iflas hukuku gibi dalları ingilizce öğrenen öğrenciler bu memlekette iş yapamaz, davaya çıkamazlar. koç hukuk bu metodu kurulduğu ilk birkaç sene denemişti, ancak şimdi bundan vazgeçtiler. temel derslerde onlar da türkçeye döndüler. çünkü dediğim gibi, türk medeni hukukunu ingilizce öğrenen biri ne yabancı ülkelerde iş yapabilir ne de türkiye'de iş yapabilir.

    bilgilendirme editi: ben bu entry'i yazdığım sırada bu başlıkta bilkent hukukta international law'dan başka ingilizce görülen ders olmadığını iddia eden bir entry vardı, şimdi yok
  • devam zorunluluğu karnına hançer gibi saplanan fakülte.

    bu uygulamadan en az öğrenciler kadar hocalardan da rahatsızlık duyan var. dahice bir icat!
  • geçen sene getirdiği devam zorunluluğu, fx,fz... 2vize 1 final saçmalıklarına ek olarak bağlı derslerin sayısını her gün arttıran,öğrencilerin şikayetlerine geri dönme ihtiyacı bile duymayan, yaptıklarını gerekçelendirmeyen , hukukun arkasından dolaşmayı adet haline getirmiş,öğrencilerini hayattan ve okuldan soğutan fakülte. şu aralar öğrencileri twitter'da #yeterbilkent tagiyle seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
  • öğrencileri artık kafayı sıyırma noktasına getirmiş fakültedir. neden mi? %70 devam zorunluluğu getirir, ders yükü o kadar fazladır ki lise gibi ders programı olur öğrencilerin bunun sonucu olarak 8 saat dersten çıkan öğrenciler 10 dakika sonraki vizeye girmek zorunda kalırlar.

    vize demişken öğrenciler bütünlemeyle geçemesin paniğiyle diğer fakültelere uysa da hukuk fakültesine uymayan 2 vize 1 final uygulaması getirir final notunu %40'a çeker bir de fz sınırı koyar ki vize sınavlarından 60 üzerinden 30 puan toplayamayan finale giremesin. e bu sayede 50 olan geçme notunu otomatikman 70'e çekmiştir bile zaten.

    bütün dersleri birbirine bağlarlar ki 1 dersten kalan öğrencinin okulu 1 sene uzasın. hatta bu bağlama işini bir önceki sene 115 kişinin kaldığı dersin vizesinden 1 gün önce yaparlar ki insanlar demoralize olup korkudan kalsınlar sınavdan.

    department elective diye bir akıllara zarar sistemi vardır bu fakültenin. departman dersi dışında elective alınmaz. uluslararası ilişkiler, işletme gibi bölümlerin derslerinden elective alıp kendini geliştiremesin öğrenciler diye herhalde.

    öğrencileri dinlemezler, şikayetlere cevap vermezler, asla ama asla açıklama yapmazlar "ben yaptım oldu" zihniyetindedirler.

    böyle muhteşem bir fakültedir.

    daha fazlası için twitter'da #yeterbilkent hashtag'ine bakabilirsiniz.
  • bünyesinde fazlaca güzel kız barındıran fakülte. biraz da fazla kokoşlar. her sabah aceleyle saç baş bir tarafta lab raporlarını çıkarmak üzere girdiğim b binasında bunları görünce soğuk kış gününde insanın yüzüne çarpılan soğuk su etkisini hissediyodum suratımda. insanlığımdan utanıyodum valla. ben altıma o eşofmanı giymeye zor yetişmişim abla saçını yapmış, yetmemiş üstüne makyaj yapmış falan. sabahları gönlümüz gözümüz açılsın diyorsanız bi tur atın fakültenin etrafında derim. benim gibilere tavsiyem ise ellerinden geldiğince uzak dursunlar akıl sağlıkları için.
hesabın var mı? giriş yap