• kendinden sonra gelen nesilleri derinden etkilemek... dedigimizde, sayabilecegimiz ilk jazz piyanisti bud powell ise ikincisi bill (william john) evans dir. miles davis'in otobiyografisinde belirttigi gibi "piyanoyu calinmasi gerektigi gibi calan"dir. jazz piyanosuna kimselerin katamadigi boyutu katandir. romantizmle entelektuelizmin piyanoda vucut bulmus halidir. bir tarafta o vardir, ote tarafta geri kalan piyanistler. hayati kendine cehennem, sevenine cennet kilan ahir zaman peygamberidir. caldiginda zaman durur, acilar diner, yaralar sagalir, umutlar filizlenir. tekdir, essizdir. mekani gogun en ust katidir.
  • demek istediklerini müziğin derinine indikçe daha bir anlamaya başladığım çok büyük caz piyanisti. kendisinin de olduğu universal mind of bill evans isimli 45 dakikalık bir belgesel mevcuttur.
  • yalnız gecelerin huzuru, rüyaların yücelticisi, son on iki senede hayatımı değiştiren büyük usta.
  • otuz yıl önce geçirdiği bir mide kanaması sonu 51 yaşında hayata gözlerini kapadığında; içine kapalı kişiliğine rağmen arkasında kendine özgü, aldığı klasik eğitimin izlerini taşıyan bir çalış tarzı ve bu tarzını sürdürecek ünlü piyanistler ile, 6‘sı grammy ödülü almış çok sayıda kendi adına çıkan ve başta miles davis'in bir başyapıtı “kind of blue” (1959) olmak üzere pek çok sıra dışı grup ve caz müzisyeni ile ortak çalışmalarının albümlerini bırakmıştır.

    müzik hayatının başında birlikte çalıştığı miles davis’le, miles’in, tamamı siyahlardan oluşmuş beşlisi içinde altıncı ve beyaz olarak bunun ne işi var kaprisleri üzerine yolunu ayırması sonrasında, kendi grup liderliğinde scott lafaro (bas) ve paul motian (davul)’la birlikte oluşturduğu üçlü ile müzik çalışmalarına devam ederken, scott lafaro’nun genç yaşta (25) trafik kazasında hayatını kaybetmesi üzerine iyice içine kapanmış ve müzik çalışmalarına bir süre ara vermiştir.

    sonra, oluşturup liderliğini yaptığı çeşitli üçlü gruplarla müzik çalışmalarını sürdürmüştür.
    *
    önceki yıl, anısına, daha miles’le çalışmaya başlamadan kendi liderliğinde sam jones (bass) ve philly joe jones (davul) oluşan triosu ile 1958’de stüdyoda kayda alınan ünlü “everybody digs bill evans” (riverside) albümü, yine aynı yapımcı şirket tarafından master kayıtlarına dayanarak tekrar piyasaya sürmüştü.
  • piyanonun da bir hüviyeti olduğunu anlamamızı sağlamıştır, bununla beraber çalarken ikisi birdir. adeta yekpare bir vücut.
  • yeni yeni dinlemeye başladığım stan getz ile olan but beautiful albümü enfes olan piyanocu. albümü dinlemeye başladığımdan beri başka birşey dinlemez oldum sanki, çocukluk yıllarında eve gelip ultima online oynamak için yaşadığım heyecanı bir an önce bill evans dinlemek için yaadığımı söylesem abartmış olmam herhalde.

    özellikle internette günlük baktığın sitelerde gezerken müzik arkada kalır, ancak durduğunda hissedersin ya arkada müzik olduğunu, işte bu adamı dinlerken, okuduğun şeyi dikkatli okumadığını müziğe yoğunlaştığını hissediyorsun. funkellero dinlerken ellerin melodiye göre hareket ediyor, my foolish heartın * ortasında hiçbirşey yapmadan boş boş ekrana bakıp mavi rüyalara dalıyorsun.

    büyük adamsın bill evans.
  • piyanosunun sesini her duyduğumda gülümsediğim, ne dinleyeceğimi bilemediğim, ruh halimi tanımlayamadığımda hemen explorations albümüne giriştiğim büyük jazz müzisyeni.

    chick corea'dan, herbie hancock'a, kime sorsanız (bulursanız tabii), hepsi evans'tan derinden etkilendiğini söyler. o naif, kırılgan hali klasik müzikle, özellikle de geç romantik dönemle olan bağını da sergiler.

    ancak tıpkı müziği gibi zarif ve kırılgan kişiliği, bu büyük sanatçının önce eroin sonra da 70'lerde daha yaygınlaşan kokain bağımlısı olmasına yol açmış. hatta ölümü de uyuşturuclara bağımlı hastalıklardan olmuş. bir arkadaşının onun ardından "onun hayatı uzun bir intihar gibiydi" diye konuşması çok acı.

    en sevdiğim parçaları, israel, beautiful love, how deep is the ocean, i fall in love too easy ve autmn leaves. ya da aklıma gelenler bunlar şu an.
  • bud powell, ravel, chopin tarzı piyano çalışı ile oldukça süslemeli bir ballad yorumu ortaya koyan bill evans, adeta sessiz bir devrimcidir. ellilerin sonunda miles davis quintet'ın önemli üyelerinden biri oldu. geçtiğimiz haftalarda kaybetiğimiz veteran davulcu paul motian ve gencecik yaşta aramızdan ayrılan kontrbasçı scott lafaro ile ise bu kez altmışların başında kurduğu ortalığı sarsan triosu özgür bir grup improvizasyonu/interplay hakimiyeti ortaya çıkardı.

    yirmi dokuzda dünyaya gelmiştir büyük usta, plainfield, new jersey’de. klasik müziğe gözlerini açtığı louisiana üniversitesi'nde okurken birçok dixieland orkestrasında çalmaya, çevrelerce tanınmaya başlamıştı bile. ilk caz deneyimleri ise mundell lowe, *red mitchell, george russell ve cazın adeta tanımı olrak niteleyebileceğim charles mingus ile oldu. 1956'da kurallı -cello ile- doğaçlamaları ile kendine özgü harmonik ve melodik etkileşimleri öne çıkaran basçı scott lafaro ve davulcu paul motian'dan oluşan trio'sunu [esas bill evans trio da budur. yetmişlerdeki triolar da pek fena değildir, ancak bu üçlüyle kıyaslanamaz!] meşhur eden albümleri yayınlayacak olan riverside recordings ile bir anlaşma imzaladı. iki yıl sonra, örnek aldığı izlenimciler ravel ve debussy tutkunu olan miles davis ile çalışmaya başladı. bu hayranlıklarını en iyi şekilde ortaya koydukları 1959 yılının başyapıtı ve evans-miles tadına uygun blue in green opus magnumunun da yer aldığı kind of blue raftaki yerini aldı.

    miles davis ile yollarını ayırdıktan sonra, 1961 yılında scott lafaro’nun bir trafik kazası sonucu trajik bir şekilde ölümüne dek bill evans kendi trio'su ile çalıştı. altmışların sonu ve yetmişlerde jack dejohnette, eddie gomez ve marc johnson'ın yer aldığı birçok sıradışı üçlü/dörtlülere de liderlik yapmıştır. [burada fevkalade montreux konserinden bahsetmeden de olmaz pek tabi. gencecik dejohnette ve kıdemlenen eddie gomez ile elli dakikada dünyanın yüreğine iniverdiler.]

    bill evans titiz armonik düşünceleri ve pastel renklerde piyano çalış tarzıyla herbie hancock, chick corea ve keith jarrett gibi birçok piyanisti ve bu satırların yazarını etkilemiştir.

    [kaynaklar: boyutpedia "jazz" dergisi, miles davis'in otobiyografisi, wikipedia, ..]

    (bkz: sunday at the village vanguard)
    (bkz: at the montreux jazz festival)
    (bkz: the brilliant)
    (bkz: waltz for debby)
    (bkz: everybody digs bill evans)
  • b minor waltz (for ellaine) bestesi peşinizi bırakmaz bu şarkının ruhu olmadık bir yerden karsınıza çıkar
    mesela pat metheny den in her family şarkıısnda oldugu gibi...
  • dünya bir yana, o bir yanadır.
    tam anlamıyla bir efsanedir.
    onun müziği, en bedbaht ruh hallerimin ateş düşürücüsü,
    kendisi, bir insanı şahsen tanımaksızın sevebilmenin, hayranlık duymanın ispatıdır.
hesabın var mı? giriş yap