• 3000-5000 yil sonrasi icin altini cizdigi bazi evrimsel ongorulerinin gerceklesecegine inandigim "another dead hero".

    en cok bilinen gosterilerinin ismi relentless ve reveleations'dir.

    siki hendrix'cidir.

    cocukluk kahramani jay leno ve letterman'dir. ama zamani geldiginde endustri adami olan her ikisine de ayarin kralini verir. letterman'in (yanilmiyorsam) programinin ulusal canli yayinda kesilmesine sebep olur.

    kendine muzisyen diyen adamin gerektigi takdirde sahnede "i hope you enjoyed the fuckin' show" dedikten sonra beynini seyircilerin onunde ucurmasi gerektigini savunur. uyusturucularin faydali olduguna inanmayan kesimin eve gidip butun "iyi muzik"lerini yakmasi gerektigini soyler.

    konu ile alakali verdigi ornek ise beatles'a ait olan "yellow submarine" adli sarkidir. hatta devaminda da soyle der:

    "....beatles were so high all the fukin time that they even let ringo sing a couple of tunes..."

    kadinlara yonelik ciddi seksist yaklasimlari vardir.

    siki pornocudur. hatta "oldukten sonra anneme birakabilecegim en anlamli hediye porno koleksiyonum olacak" der.
    en vurucu evrimsel ongorulerinden birisini su sekilde sebeplendirir:

    "i was with this woman once and she was giving me a blowjob... after like 30 seconds, she started to go up... i'm like pushing her head down but she's trying to come up... and i asked why don't you want to do it anymore?

    she said to me "i think you've had enough..."

    enough? baby i think you'll know* when i had enough... it's a pretty definite ending you know...

    then i asked her why she doesn't like to do it.

    she said "i think it's disgusting"

    i said "disgusting?... you didn't use the term disgusting when i was down between your legs baby, i don't think it's that much disgusting..."

    then she said "how do you know? have you ever tried it?"

    i said "yeah... almost broke my back.....""

    sonra seyirciye doner ve devam eder:

    " i swear to god i was this close, this close!!... just one vertabre.... and i seriously think that's going to be the next evolutionary step for humankind... and by the time men accomplish that, ladies, you're all going to be alone, mostly watching an empty stage...'"

    bunun disinda uyusturucular ile de sadece "bir donem" degil hayati boyunca ilgilenmis olan kisi. ozellikle marihuana, mantar ve lsd uzerine yogunlasmistir.

    cocuklardan hic hazzetmez. "ucaklarda sigara icmeyi yasakliyorlar ama cocuklar serbestce dolasabiliyor" seklinde sitemleri vardir.

    sigara icmeyenler ile guzel tasak gecer. (olumunden hemen once doktorlarin israri ile birakmis olsa da, olecegi kesinlestikten sonra tekrar baslamistir).

    "i have got news for non-smokers.....are you ready non-smokers????......ready, drum roll.....drrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr......non smokers die everyday ha-ha-ha. i'm sorry to wake you guys up from your dream of eternal life but you are, too going to die... "

    amerika'da ozellikle cumhuriyetcilerin ciddi ciddi seytana taptigini iddia eder.

    marketing'cilerin hepsinin bir an once -nasil oldugu muhim degil- intihar etmesi ve dunyayi pisliklerinden temizlemeleri gerektigini soyler.

    michael moore'in siki feyz aldigi ekolun en onemli isimlerindendir.

    ozellikle hristiyanlara yonelik olan "hem isa'nin geri donecegine inaniyorlar hem de hac takiyorlar. siz isa olsaniz tekrar hac gormek istermiydiniz" yaklasimi nacizanedir. ve hatta sirf bu yuzden isa'nin geri donusu ile alakali soyle bir ongorusu vardir.

    "jesus is back!!!.............but he's pissed offfff" (shotgun ile dunyaya donen isa dunyada hac takan herkesi tek tek vurur)

    etrafta ot birakan tanri esprisinin ozu ise soyledir:

    (marijuana'ya karsi olup siki dinci, cumhuriyetci olan kesime hitaben) -

    hem tanrinin muhtesemligine ve dunyayi 7 gun icerisinde yaratma kudretine inanip hemde dunya da "dogal" olarak yetisen otlarin gunah oldugunu savunuyorsunuz...

    (o sirada tanri dunyaya bakmaktadir)

    "here is my perfect, perffffect creation. now i can lay back and......? oh me*!.....i left pot eveywhere. shit!.....now the people might actually think that they're supposed to use them.... damn!!!.....i shouldn't have smoked that joint on the third day..... now i have to create the republicans...."

    kisaca erisilebilen butun show'larinin tekrarlarca izlenmesi gerekir nitekim amerikan toplumunun suratina vurdugu rezaletlerini buraya bir bir yazmak mumkun degildir.

    (bkz: goatboy)

    not: entry dahilinde bahsi gecen dialoglar anadili turkce olan yazarin aklinda kaldiklari olcude buraya aktarilmistir. gercekleri pek tabii ki cok daha doyurucudur.
  • bilinen birçok komedyenin aksine çok garip mimik ve jestleri olan kişi. bazen kendini yerden yere atıyor bazen de "aha bu sefer sıyırdı" diyebiliyorsunuz. mikrofonla yaptığı efektler de çok başarılıdır.

    tool'un third eye adlı şarkısındaki konuşmalarından biri şöyle gelişmektedir:

    "all my point is, there's a lot of ways to look at the world. why pick the way you learn over tv? 'cause it's usually wrong. did you ever see a good drug story in the news? never. news is supposed to be objective isn't it? but, every drug story is negative!... well hold it! i've had some killer fuckin' times on drugs! let's hear the whole story! same lsd story every time and we've all heard it: "young man on acid thought he could fly, jumped out of a building. what a tragedy..." .... .... what a dick! he thought he could fly, why didn't he take off from he ground and check it out first?! you don't see ducks lined up to catch elevators to fly south! he's an idiot, he's dead! good! means there's one less moron in the world! wow, what a fuckin' tragedy huh?...

    how about a positive lsd story? that would be newsworthy, don't you think?: "today a young man on acid realised that all matter is merely energy condensed to a slow vibration, that we are all one consciousness experiencing itself subjectively.there is no such thing as death, life is only a dream and we're the imagination of ourselves... ... here's tom with the weather!"

    kabaca çevirmek gerekirse:

    "söylemek istediğim, dünyaya bakmanın pek çok yolu var. neden televizyonun öğrettiği yolu seçelim ki? çünkü genelde yanlıştır. hiç haberlerde iyi bir uyuşturucu hikayesi izlediniz mi? asla. haberlerin objektif olması gerekir, öyle değil mi? ama bütün uyuşturucu haberleri kötümserdir.... durun bi dakika! ben uyuşturucu kullanırken harika zamanlar geçirdim! bir de olaya bu yönden bakalım! hep aynı lsd hikayesi ve bunu hepimiz duyduk: "uyuşturucu kullanan genç uçabileceğini zannedip kendini binanın tepesinden attı, ne büyük trajedi..." ... ... ne büyük salak! eğer uçabileceğini düşündüyse neden kontrol etmek için ilk önce yerden havalanmayı denemedi? ördeklerin güneye uçmak için asansörlerde kuyruk oluşturduğunu görmeyiz değil mi? adam aptalmış, öldü! süper! bu, dünyadan bir moron eksildiği anlamına gelir. vay, ne büyük trajedi, çok üzüldüm!..

    iyimser bir lsd hikayesine ne dersiniz? işte bu haber niteliği taşırdı, değil mi?:

    "bugün uyuşturucu kullanan genç bir adam, madde dediğimiz şeyin sadece yavaş bir titreşime yoğunlaşmış enerji olduğunu, insanların aslında kendi kendisini öznelce tecrübe eden tek bir bilinç olduğunun farkına vardı. ölüm diye birşey yoktur, hayat sadece bir rüyadır ve hepimiz birbirimizin hayaliyiz... .... şimdi hava durumu için tom'a bağlanıyoruz!"

    ders niyetine okutulması gereken bir insandır vesselam.
  • tanıyan pek yoktur bill hicks'i. kendisine adanan albümlerin kapaklarında adını resmini görüp ''kimmiş lan bu'' diyerek öylece bir bakılır ve o albümler dinlenmeye devam edilir.

    ama biliniz ki bill hicks yeryüzü üzerine bugüne kadar gelmiş en komik ve aynı zamanda en zeki insanlardan biridir. liseyi bitirir bitirmez los angeles arizona bay bölgesine 18 yaşında göç eden bill'in bir tek amacı vardır; rock yıldızı olmak. çocukken veli toplantılarında öğretmenleri kendisi için ''hahaha çok komik bir çocuk..ama siz onu biraz...nasıl derler..acaip yetiştirmişsiniz..biraz oğlunuzla ilgilenin'' derken bill yapacağını kafasına koyar ve lise biter bitmez vınnn. ailesi onu psikologlara götürürken psikologlar bill'in gayet iyi olduğunu söylerler. ama ailesine göre o, ''normal olmayan'' biridir. ki bu doğrudur. arizonada aralarında jay leno'nun da olduğu bir komedi grupları vardır. sağlam kankadırlar jay leno ve ekibiyle. daha sonra kendisini david letterman keşfeder ve kendi şovu için onunla çalışmaya başlar. daha 17 yaşında yazdığı flying saucer tour, volume 1 ile birlikte ortamların aranan insanlarından biri olur. daha 20 yaşındayken ciddi anlamda öfkesin kontrol etmekte zorlanır ve dinden, her türlü dogmadan yetiştiği protestan bölgesinde gördükleri sonucunda tiksinir. bill'in rock yıldızı olma hayalleri kendisinin komedi yeteneği sayesinde rafa kalkar.

    daha sonra david letterman'la çalışmanın verdiği gazla baya bir para kazanır. ancak tüm bu parayı bir tek yere yatırmaktadır; uyuşturucuya. 1989 yılında uyuşturucuyu bırakana dek bill tüm parasını kaybeder. ancak artık o senede 300 şova çıkan ünlü bir komedyendir. uyuşturucuyu, alkolü ve başka bir çok şeyi:) aynı anda bırakır. ancak o andan sonra şovlarında uyuşturucuyla ilgili kimsenin cesaret edemeyeceği esprileri kendi hayatından örnekler vererek yapmaya devam eder. hatta atalarımızın magic mushroom bularak evrildiğini ve bunun böyle gerçekleştiğini söyler. (bkz: third eye)

    dünyanın en öfkeli muhalif insanını mı görmek istiyorsunuz? işte bill hicks. en kısa yoldan söyleyeceğini söyler; george bush -bu baba olan- dünyaya gelmiş en şeytani insandır. şeytanın uşağıdır. reklamcılıkla ve parayla pulla uğraşanların hepsi şeytanın uşağıdırlar. şeytanın sikini ağızlarına alsınlar, der. hatta bu satan's cock esprileri sırasında kendinden geçer, yaptığı efektlerle durumu daha net anlatır.

    fundamentalist hristiyanlara göre dünya 12.000 yıl yaşındadır? nası lan der. hmmm evet biz incilde bahsedilen herkesin, ademle havvanın ve ondan sonra gelenlerin yaşına baktık hesapladık 12.000 yıl tuttu. e peki dinozorlar? onların kemiklerini tanrı bizi sınamak için koydu. yuh!!..gösterilerindeki alaycılık baştan aşağı mimikleriyle, ses tonuyla bezelidir.

    aradan geçen onlarca yıla rağmen john f. kennedy'nin suikastini her gösterisinde anar. amerikan hükümetinin yaptığı aldatmacaları öyle bir anlatır ki, gülmekle sinirlenmek arasında bir yere koyar sizi. amerikan televizyonlarında kendisinin zamanında yayınlanan gladyaörler yarışmasına kafayı takmıştır.

    eğer reklamcıysanız ya da parayla uğraşıyorsanız, kendinizi öldürün der. iyi olan herşeyin katili sizsiniz, dünyayı pislikle dolduran sizlersiniz, sikilmişsiniz ve dünyayı da kendinize benzetmeye çalışıyorsunuz der. ve bunu derken son derece ciddi olmasına rağmen insanlar kahkahalara boğulur. ancak o anda öfkesini görebilirsiniz. resmen sahnede delirir. alın izleyin;

    http://video.google.com/…%20hicks%20marketing&emb=0

    aslında tüm derdi insanların çok basit biçimde bir şeyleri çözebilecekleri açlık, sosyal güvenlik gibi sorunlarının sorumlusunu bulmuştur; para ve paraya tapanlar. iki yüzlüler. sıra kendilerine gelince toz kondurmayanlar. aslında sonn derece ciddi şeyler söylemektedir, ancak o sahneden bir ''komedyen'' olarak bulunduğu için insanlar gülmektedir. aslında gülünecek şeyler değildir söylediği çoğu şey.

    kendisinin ölmeden aylar önce londra'da yaptığı revelations gösterisi kanımca gelmiş geçmiş en mükemmel stand uplardan biridir. mc hammerdan vanilla ice'a, basic instinct'ten amerikan politikalarına, sansüre, amerikanın savaşı körükleyen politikalarına ''bir çocuğun doğumu aslında bir mucize ihihih'' diyen sevgi börtücüklerine kadar herkese ve herşeye giydirir.

    http://video.google.com/…&aq=f#q=bill%20hicks&emb=0

    hele ki amerikan hükümetini karşısındaki masum birine doğru yerden bir silah uzatan jack palance'a benzediğini, karşısındaki masum insan silahı yerden almak istemese bile ''pick up the gun...'' diyerek karşısındakini zorladığını, ardından da o masum insan silahı eline alınca anında vurulduğunu gösterir. sonra da jack palanca, yani amerikan hükümeti şöyle der; gördünüz işte, elinde silah vardı ben de onu vurdum...verdiği bu örnek, bugün amerikanın ırak ve afganistan politikasının kısacık ve acı dolu bir parodisidir sadece.

    kendisi, pankreaas kanseri olduktan sonra çekilmiş olan son görüntülerinde şöyle görünür; zayıflığını ve yüzündeki renksizliği gizlemek için bıraktığı sakallarıyla, normalden oldukça sakin ve durgun bir halde. konuk olduğu program bir rock programıdır ve bu son programda normalde gösterilerine göre oldukça naif ve sakindir. sanki her an öleceğini düşünüyormuş gibidir. ayrıca bu videosunda, o günlerde yani 1993 te sadece bir albümü olan tool'un hayranı olduğunu da söyler. yani tool'un kendisine olan hayranlığı tek taraflı değildir.

    http://video.google.com/…ill%20hicks&emb=0&start=10

    kendisinin bu solgun, sakallı ve zayıf halinin resmi, tool'un aenima albümünün kapağında yerini alır.

    bill, kimsenin söylemeyi aklından bile geçiremeyeceği gerçekleri, en keskin ve zeki biçimde söyleyebilen bu adam, günümüzde insanların durumlarını, saçmalıklarını, klişelerini, sıradanlıklarını 15 sene öncesinde söylemiş, bugün de geçerliliği devam edebilecek sözlerin sahibidir. kendisinin söylediklerine hakaret diyebilirsiniz, aşırı diyebilirsiniz, ama söylediklerinin muhattaplarını bir kere daha düşünün. bill hicks'in sözleri, hakedene hakettiğini verir,

    ölmeden bir kaç ay önce ailesinin yanına döner. orada konuşamayacak hale gelmeden bir hafta sonra acılar içinde ölür. onu, mississipiye doğduğu yere gömerler.

    eğer gerçekten farklı fikirler, uçuk bir insan, sağlam bir muhalefet, öfkesiyle ve alaycılığıyla insanı titretebilen birini görmek istiyorsanız, bill hicks'i izlemeye devam edin.

    another ''undead'' hero'yu.

    tıpkı chuck schuldiner gibi
    john f. kennedy gibi.
    john lennon gibi.
    martin luther king gibi.

    spiral out.
  • internetten ulasilabilen neyi varsa yillardir dinlerim; bayagi itici olan tipi, gicik ses tonu ve anlattigiyla veya tempoyla hic uymayan garip mimikleri bir araya gelince bazen zor dayaniyorum. ama huysuzluklarimi, dangalak bir dunyaya duydugum tepkilerimi baskasinda gormenin zevki agir basiyor. biraz masturbasyon tabii bu: "ben de zeki azinliktan biriyim, yalniz degilmisim, ne kadar salak olduklarinin dahi farkinda olmayanlarin neden olduklari leziz ironilere bakip gulelim de su hayatin manasizligini biraz unutalim" guclu bir uyusturucu sonucta, kotu bir "delivery" bile bunun cekiciligini azaltmiyor. seyircisini aykiri ve zeki hissettirmek sanirim sadik bir kitle olusturmanin en guzel yolu. bence izlemeyin, dinleyin. yahut benzer bir durusun ve icerigin daha iyi paketlenmis versiyonu olan george carlin izleyin.

    hristiyanlik: "eternal suffering awaits anyone who questions god's infinite love". ne guzel. bunlarla egleniyoruz iste 3.5-4 milyar monoteist dumbelegin arasinda.
  • bugun olumunun 14. yildonumu. daha 32 yasindayken ayrilmis aramizdan. 1988-1994 yillari arasinda yaptigi gosterilerde seyircisiyle paylastigi fikirlerinin, sundugu tezlerin ve elestirdigi hatta sanki karsisindaymis gibi kavga ettigi dusuncelerin bugun hala daha gecerliligini koruyor olmasi beni hem urkutuyor hem de hicks'e daha da fazla saygi duymama neden oluyor. o da bu ridein gercek olmadigini anlayanlardandi ama o susturulmadan terk etti bu lunaparki:

    the world is like a ride at an amusement park. and when you choose to go on it, you think it's real because that's how powerful our minds are. and the ride goes up and down and round and round. it has thrills and chills and it's very brightly coloured and it's very loud and it's fun, for a while. some people have been on the ride for a long time, and they begin to question: is this real, or is this just a ride? and other people have remembered, and they come back to us. they say, "hey, don't worry, don't be afraid ever, because – this is just a ride." and we … kill those people. "shut him up. we have a lot invested in this ride. shut him up. look at my furrows of worry. look at my big bank account and my family. this just has to be real." it's just a ride. but we always kill those good guys who try and tell us that, you ever notice that? and let the demons run amok. jesus, murdered; martin luther king, murdered; malcolm x, murdered; gandhi, murdered; john lennon, murdered; reagan … wounded. but it doesn't matter, because – it's just a ride. and we can change it any time we want. it's only a choice. no effort, no work, no job, no savings and money. a choice, right now, between fear and love. the eyes of fear want you to put bigger locks on your doors, buy guns, close yourself off. the eyes of love instead see all of us as one. here's what we can do to change the world, right now, to a better ride. take all that money we spend on weapons and defenses each year and instead spend it feeding and clothing and educating the poor of the world, which it would pay for many times over, not one human being excluded, and we could explore space, together, both inner and outer, forever, in peace.
    http://www.youtube.com/watch?v=q95kx_ep2nk

    meali, ama oncelikle (bkz: ride/#3623034)*

    bu dünya, lunaparktaki bir ride'a benziyor. ve bu ride'a binmeyi sectiginiz zaman gerçek oldugunu dusunuyorsunuz cunku beynimiz iste bu kadar guclu. ve bu ride asagi iniyor, yukari cikiyor, donup duruyor. heyecan yasatiyor, urkutuyor, cok parlak renkli, cok gurultulu ve cok eglenceli...bir sure icin. cok uzun zamandir bu ride'da olan bazi insanlar sorgulamaya basliyor: bu gercek mi, yoksa sadece bir ride'mi? ve hatirlayan diger insanlar bize geri donuyor. diyorlarki "hey, endiselenme, sakin korkma, cunku bu sadece bir ride." ve biz bu insanlari...olduruyoruz. "susturun onu. bu ride'a cok para yatirdik. susturun onu. endiseli gozlerime bakin. buyuk banka hesaplarima ve aileme bakin. bunlarin gercek olmasi lazim." bu sadece bir ride. ama biz her zaman bize bunu soylemeye calisan iyi insanlari olduruyoruz, farkinda misiniz? ve seytanlarin aramizda serbestce dolasmasina izin veriyoruz. isa, olduruldu; martin luther king, olduruldu; malcolm x, olduruldu; gandhi, olduruldu; john lennon, olduruldu; reagan ise…yaralandi. ama onemli degil- cunku bu sadece bir ride. ve onu istedigimiz zaman degistirebiliriz. bu sadece bir secim. caba gerektirmez, ugras gerektirmez, is gerektirmez, tasarruf ve para gerektirmez. bir tercih, hemen simdi, korku ve sevgi arasinda. korkunun gozleri kapilariniza daha buyuk kilitler koymanizi, silahlar almanizi, kendinizi kapamanizi istiyor. sevginin gozleri ise hepimizi bir olarak goruyor. dunyayi degistirip daha iyi bir ride haline getirmek icin hemen simdi sunu yapabiliriz: her yil silahlar ve savunma icin harcadigimiz butun parayi alin ve onun yerine fakir dunyanin beslenmesine, giyinmesine ve egitimine harcayin. bu para bu isin yapilmasina kat kat yeter, tek bir insanoglu bile disarda kalmaz ve hep beraber uzayi arastirabiliriz, hem ic hem de dis uzayi, sonsuza dek, baris icinde.

    sadece bir komedyen degil, bir filozof, bir dusunur, bir sanatciydi. cenette new kids on the block dinlemektense cehenneme gidip alev nehirleri uzerinde jimi hendrix dinleyip surf yapmayi tercih ediyordu. inaniyorum ki hendrix'le birlikte cennet'i salliyorlardir.
  • standup sanatinin nadir politik eylemcilerinden. kendisini maalesef 90'ların başında pankreatik kansere kaybettik. kendisini londra'daki channel 4'da yayınlanan lokal bir standup gösterisiyle tanıdım. internet hadisemizin de ortaya çıkmasıyla birçok kaydına sahip oldum. gel gelelim öldüğünü de takriben 9 yıl sonra öğrendim bu mubarek araçtan.

    kendisi austin, teksas'lıdır. bu da ilginçtir, çünkü çıktığı bölgenin genel olarak yerel halkından nefret eder. sağcı amerikan mentalitesine, kendi tabiriyle "yıllardır kafasını vurmaktadır". gençliğinde bol bol uyuşturucuyla muhatap olmuş ve "i've had some great fucking times on drugs" diyerek bu dönemine negatif bir damga bastırmamıştır. medyanın uyuşturucuya karşı verdiği savaşın olumsuz etkilerini de bu vesileyle eleştirmiştir.

    "tanrı: aman ben! her yerde ot bırakmışım. off off, şimdi cumhuriyetçi yaratmam gerekecek"

    --

    diğer birkaç inci:

    körfez savaşı:

    bush: ırak'ın inanılmaz silahları var, evet, kesinlikle inanılmaz silahlar bunlar.

    bill: nerden biliyorsunuz?

    bush: ımm, kem küm... faturaya baktık da. ve bu çek tahsil edilir edilmez saldırıyoruz. banka kaçta açılıyor, sekiz de mi? tamam dokuzda ordayız.

    orduda gay'ler:

    bill: insanlar bana soruyorlar, orduya gaylerin alınmaması hakkında ne düşünüyorsunuz diye. benim kanaatim şudur... hazır mısınız?: orduda olmak isteyecek kadar salak olan herkes orduya alınmalıdır.

    los angeles (veya hell-a):

    bill: bilmem bilir misiniz, los angeles'da yaya yol hakkı diye bir uygulama var. eger bir yaya herhangi bir anda karşıya geçmek isterse - yani o anda yürüyor ve birden "aa ben orada olmak istiyorum" diyor - yola adımını atıyor, ve kanun gereği tüm araçların gacıııırt diye durması gerekiyor.

    bu heriflerin bunu burada (ny) denemesini çok isterdim. yaya yola admını atar, bizse gaza biraz daha basıp silecekleri çalıştırırız.
  • erken olumu bir yana, geride cok az malzeme birakmis olmasi daha pis koyuyor be. toplam 3 tane resmi yayinlanmis gosterisi var (sane man, revelations ve relentless), onun haricinde uc-bes tane bootleg kayit, ve (cok sukur) bir kac tane audio album.

    internette dolasan butun gosterilerini -ve roportajlarini- ezberden okuyacak kadar iyi bilmeme, her gosterisinde bir sonraki repligi ses tonu ve vucut dili dahil olmak uzere hafizama kazimama ragmen kesfettigim gunden beri ortalama her gun bir videosunu oynattigim (ozellikle bulasik yikarken arka planda calmasi cok zevkli oluyor, tavsiye ederim) ve hala dibine kadar zevk aldigim bir adam bu bill hicks.
    daha once dedigim gibi, keske bir cennet olsa da oturup karsilikli piramitleri insa eden ufo'lari izlesek.
  • nedense bana komik gelmez. komedyenliği onun zorunlu mesleğidir. memuriyetidir. aslen bir "preacher"dır o. dini bir sözcü gibidir. ortalama insanların anlamayacağı, ürkeceği ve sonunda kızacağı şeyler söyler. sevgiden bahseder, ve aynı duyguları paylaşmayanların korkunç şekillerde ölmesini ister. ölen her ahmak onu mutlu eder.

    bütün bu sözlerinin başında ve sonunda birer espri yapar ki, kısa dönem hafızamızdaki stand up sanatçısı ünvanı bütünlüğünü korusun. ama izledikten sonra teker teker canlanır insanın zihninde anlattıkları.

    komedinin rock yıldızıdır, iyi ve doğru olanı söylemiş olandır. bu yüzden erken ölmüştür.
  • cem yılmaz'la zerre ilgisi olmayan hiciv ustası.
  • yıllardır kendisine tapıyorum, working class hero'yu dinlerken hissettiklerime benzer duygular canlanıyor içimde. ara ara aşka getirir beni sevgili william.

    benim için onunla yaşadığım iletişim, bu tahakküm, zorbalık, şizofreni, manyaklık, cehalet, sömürü, vahşet dünyasında, çıldırıp elime bir kalaşnikof alarak ortalığı kana bulamaktansa, kendi yolumda yürümemi sağlayan, beni anlayan bir insanın yaşamış olduğunu bilerek yeniden enerji ve dinginlik üreten bir olgu.

    bir şeyi bilmek, "politik doğru"ya angaje olmak gibi mevhumlara zaten deterministik yaklaşıyorum şahsen. benim yolum teoriden geçtiyse zekadan değil, doğru zamanda doğru yerde olmaktandır. nietzsche'yi bir kerede yazabilen üst insanlar için durum farklı tabi; oysa ben biraz reich ekolündenim işte. üst insan olduğum için değil, emek harcadığım için, aptal olanların değil, debil olanlar karşısında enerji veriyor.

    ara sıra girdiği o şekilsiz halini ve o garip mimiklerini ve hatta rahatsız eden aksiyonlarını o kadar çok seviyorum ki onun. hepimiz biraz semirmiş birer maymunuz bolca trip atsak da zaten; bazılarımız delirmemek için bill hicks izliyor, bazılarımız ego şişirmek için bill hicks dinliyor.

    olsun, hayat zenginlikleriyle güzel. hepimize yer var.
hesabın var mı? giriş yap