• anladığım kadarıyla müşteriyi memnun edemeyen unlu mamül. bu demek değildir ki nimete sövelim, uyarana ayrı sövelim.
  • mikrodalgada ısıtınca yoklukta gideri olan katmer. gariban doyuran.
  • amerikan servisi olarak kullanılabilen ürün.
  • eğer inşaat işindeyseniz ve binanın ömrüne ömür katmak, torunlara tarihi eser bırakmak istiyorsanız bu malzemeden alın ve harcın içine bir güzel karıştırın.
    yok ama ben bunu alırım da yerim diyorsanız bir kaç kez daha düşünün...
  • sabah kahvaltım olan katmer.
    dün sabah yine 6'da uyanıyorum. yataktan sürüne sürüne kalkıp çay koyuyorum. (bkz: çaysız kalırsa ölecek hastalığı) sonra her zamanki gibi ekmek arası peynir domates yerim diye düşünüyorum ki o da ne? poşetin içinden, ev arkadaşımın geçen gün 3'te 1'ini yediği katmer bana gülümsüyor. hem de ne biçim gülümsüyor. adeta gel beni ye, nasıl da nefisim der gibi. tabi ben de bırakıyorum ekmeği falan, tutup çekiyorum katmeri. (bu arada buna katmer dendiğini de yeni öğrendim, yalnız nasıl da yakıştı ağzıma. sürekli katmer diyebilirim. katmer. evet.) ekmek muhtemelen arkamdan şöyle bana bakıyor fakat ben durur muyum, bakmıyorum bile. katmerimle çayımı kaptığım gibi yiyorum. tabi sabahın köründe midem bile daha büzüşük durduğu için minnacık bir parça yiyorum ve kahvaltı dediğim olay bitiyor. bu sabah da yine aynı senaryoyu yaşıyorum, bir farkla; katmer bayatlamış :(
  • ayrıca gerçek katmer söz konusu bebekten lezzetliyse bundan sonraki hayatım antep'te geçmeli.
  • ortalığı darma duman etmiş, özünde nimet olan katmer.
  • (bkz: bim katmeri)
  • üzerinde canlı organizmanın yerleşik hayata geçtiğine şahit olduğum yiyecek türüdür. bir beğeneni, alıcısı var yani. gerçi bahsi geçen markette paket içindeki ekmek türevlerinin genelinde bu tarz yaşam izlerine sıkça rastlamaktayız. tüketmemeyi tercih ediyor, bu kaçak yerleşimi gördüğümüzde görevli hanımkızlara-beyoğullara bilgi veriyoruz. duyarlıyız velhasıl.
hesabın var mı? giriş yap