bir ağaç olsaydın hangisi olurdun
-
tenere diye bir ağaç vardır. nijerin kuzeydoğusunda, sahra çölünde. en yakın arkadaşı 400km uzaklıkta.
-
(bkz: baobap)
-
-
aslına bakılırsa ağacın cinsi çok da önemli değildir zira;
ağaç olsam
insan değil ağaç olsam
dallarımın arasından rüzgarlar esse
yapraklarım, çiçeklerim, meyvelerim olsa
mevsimleri yaşasam...
köklerimle toprağın derinliklerine sarılsam.
kuşlar konsa dallarıma, yuva bile yapsalar...
böcekler, karıncalar yollansalar içime...
çürütseler oralarımı
ballarım sakızlarım olsa
gövdeme bir insan yaslanıp uyusa...
ben bunları hiç bilmesem; sadece ağaç olsam...
(bkz: erkan oğur) -
-
-
ben olmazdım ama bazıları oldu,
(bkz: incir ağacı) -
zeytin...
"fakat zeytin fidanları hâlâ fidan,
hâlâ çocuktur." -
çınar
dışı heybetli ama içten çürür.
halk türküsü sözündeki gibi;
“sana kutsal gelen bin yıllık çınar, fiske vuruşuyla yıkılır bir gün” -
(bkz: ıhlamur) her sonbahar yaprakları öleceğini bile bile her ilkbaharda tekrar çiçek açıyor. kışın karanlığını yapraklarını dökerek azaltıyor. yazın kavurucu sıcağında yaprakları ile seni koruyor/gölge yapıyor. bunun yanında her ilkbaharda bulunduğu yeri mis gibi kokutuyor. bana hep evi hatırlatıyor. (odamın penceresinin dibinde ıhlamur ağacı var. ne zaman ıhlamur kokusu duysam, kendimi yatağımda uzanırmış gibi huzurlu/mutlu/güvende hissederim.)
aslında istersek günün birinde istediğimiz ağaç olabiliriz. benim şahsen tek vasiyetim, öldükten sonra mezarımın başına bir ıhlamur ağacı dikilmesi. ben bir şekilde onda tekrar hayat bulmanın yolunu bulurum. atomlarım mavi gökyüzünü kucaklar. güneş yine benim parçalarımı ısıtır. çiçeklerimi kuşlar yer ve beni farklı diyarlara götürür. belki başka ülkelerde yeniden hayat bulurum. aslında fiziken ölüm denen bir şey yok. sadece hal değiştiriyoruz. bence reankarnasyon fikri de buradan geliyor.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap