• özgüvensiz yetiştirmektir.
  • kucuklukten beri oz guvensiz yetistirip kendinden suphe etmesine neden olmak

    edit: anlatim bozuklugu
  • duygusal olarak aç bırakması ve şiddet uygulaması bence en kötü iki şeydir. çocuğun tüm hayatının içine sıçar bırakır. çocuklarınıza sadece sevgi verin sadece. başka hiçbir şeye ihtiyaçları yok.
  • belirli maddi-manevi imkânlara sahip olmadığı halde fazlasıyla çocuk dünyaya getirip, hepsinin hayatından biraz çalınması. bununla paralel sorunlar, sevgisizlik, huzursuzluk, zorlu şartlar cabası.
  • kredi çektirip ödetmesi
  • daha ortada henüz freud, jung, lacan vs. yokken bir afrika kabilesi demiş ki;
    köyü tarafından ilgi görmeyen ve sevilmeyen çocuk,
    günü geldiğinde yoksun kaldığı sevginin sıcaklığını hissetmek için köyü yakar-mış...!
  • sen sevgisiz bırakıldın, sevgisizlikle olan bitenleri doğruymuş gibi düşünmeye sevk edildin, duygudaşlık kurulması icap eden her durumdan kaçınılan oldun. istenileni yapmaya zorlanan oldun. yapamadığında korkunç dayaklar yiyen, eziyet edilen oldun. senin yaptıklarının daha iyisini yapanlar kâbusların oldu, karşına dikildi. onlardan ölesiye korktun. korktuğunda bağırdın fakat onlar senin bağırtılarını pek duymadı. duyduklarında ise onlarda uyandırdığı tek etki, susturmak zorunda kaldıkları bu küçük yüreğin sesini kesmek için gerekli yaptırımların uygulanmasındaki üşengeçlikti. sonra onlardan kaçamayan oldun, kurtulamayınca onlara düşman oldun. onların yakınlarına düşman oldun. ilk düşmanlığın böyle başladı. küçük zihnine yer eden bu karmaşayı akletme gücüne de sahip değildin, seni anlıyorum.

    seninle asla yüz yüze tanışmadım ama senin kim olduğunu çok iyi biliyorum. ailen tarafından kompetitif yaşamaya henüz küçücük bir yürekken itildiğinde bu işe nasıl yaklaştığını, aklından geçenleri hiç şüphe duymaksızın gayet iyi biliyorum. sen, paraya tapınmanın sana geleceğinde sağlayacağı imkanların; seçeneklerin, şatafatın, saygınlığın, sözü geçerliliğin içine dolup taşmasıyla yetiştirildin. ailenin, idealize edip bu bağlamda -belki- duraksadığı şeyi dayandırdığı nedenin "fayda temelli" olduğu da biliyorum. öte yandan, aniden ruhunda belirenlere cesaret edip kalkıştığın için "salak" ya da "kusurlu" oldun. elindekini paylaşmak, hırslanmamak, sessiz olmak, gülümsemek gibi basit şeylerdi bunlar.

    sana, ailen tarafından gösterilen uzun süreli olumsuz tutumlar ya da sana uygun görülen canavarca cezalar, senin tüm heyecanlarını, arzularını, tutkularını hatta hayatının geri kalanına ait tüm benliğini belirledi. sen, sevgisizliği ilk olarak, ürünü olduklarından ve seninle aynı soydan olanlar tarafından gördün. sen, sevginin anlattığı şeyi anlamadan büyüdün, o yüzden sevgiyle ilintili bütün kavramlarda sırf bu bilgisizliğin varlığındaki hükmünden dolayı çılgınca bir zorluk yaşadın. büyüdükten sonra tüm ilişkilerinde, uğraşlarında ya da düşüncelerinde tek temel ve tek belirleyici olanın sevgi ile bir bağlantısı olmadı. dünyaya gelen her çocuk ailesinden sevgi alacaklı olarak doğar. ama sen, alman gerekenlerin yerine bambaşka şeyler aldın.

    umarım değişmişsindir çocuk.
  • "kendisine güvenli bir birey olsun" diye diye ortaya ego tavan + bencil insanlar yetiştirmiş olmaları. kötülük bu. çünkü böyle insanları, yok sayıyorum ben hayatımda.
    bu işin dozunu iyi ayarlamak lazım.
  • hayallerine engel olmak
    hayali olmayan insanın yaşama arzusu da kalmıyor
  • onları karakterlerinin gelişimini engelleyecek şekilde, dünyanın en özel insanları gibi birer prens ve prensescik gibi yetiştirmeleri.

    yeteneklerini desteklemek yerine dayanaksız şımartmaları...
hesabın var mı? giriş yap