• gözümün önünde çalsada oyum ona! diyen bir zihniyetten ümidi kestim artık.
  • şimdi iki kısım akp'li var, bir kısmı;

    'adam hizmet ediyor hacı en azından, eskiden başörtüyle üniversiteye girilmiyordu, adam yeri geldiğinde israil'e posta koyuyor, her yer duble yol oldu.'

    diğer kısmı ise bildiğimiz hüloooğ 'cu kesim;

    'herkes çaldı, gılıçdaroğlu allah belanı versin, otdülüler bi boktan anlamaz cahil köpekler, cehapeliler koyun bile güdemez, memleketi gomunislere mi bırakacaz vs.'

    ilk kesim akp'li için belki bir şeyler yapılabilir belki ama,

    bu ikinci kısıma tayyip çıkıp mitingte 'ananızı siktim' dese 'babaaaaaa' diye bağırmazlarsa yüzüme tükürün.
  • erdoğan'ı dünya lideri sanan, kendi ucağımızı ürettiğimize inanan bir kitleden bahsediyoruz.
    erdoğan yarın çıkıp; hafta sonu mars'a uzay mekiği gönderiyoruz dese buna bile inanırlar yeminle.
  • yiğit bulut gibi adamlar çıkıp amerika'dan rusya'dan sonra 3. büyük güç olmamızı çekemiyorlar onun için önümüzü kesiyorlar gibi salak saçma tezlerine inanan kitleden bahsediyoruz. neyin inandırması?
    bazıları için (bkz: imkansız)
  • hala "objektif hukuk mirciliri" "hani yazılı belge eheheeheh" diyen elemanları gördükçe boklarında boğulsunlar diyesim geliyor.
    o yüzden bir hayli zor.

    neyse ilk olarak şunu hatırlatalım: rüşvetin belgesi mi olur pezevenk (bu cümle tayyip erdoğan'ın milli görüş gömleğini henüz çıkarmadığı bir dönemde kurulmuştu.)

    ulan bir kere, şu en başta daşak geçtiğim şeyleri talep etmek için senin devletinde objektif hukuk mercileri olması gerekir.
    referandumla dağı göğü inletererek halka onaylattığı hsyk sistemi bir gecede değiştiren, hiper yetkili savcıları zort diye soruşturmalardan alabilen hiper yetkili bir adalet bakanı yaratan bir hükümetten bahsediyoruz. dalga mı geçiyorsun amk?

    bir de merak ediyorum: bu amına kodumun objektif mercilerine çok güveniyorsanız 17 aralık soruşturmalarını yapan elemanları niye sürdünüz? cevabını söyleyeyim: cemaat/paralel yapıııııı!!!!! e be amk o zaman ergenekon ve balyoz davaları sırasında bu adamları adaletin vücut bulmuş hali olarak tanımlayan nenem miydi? sizdiniz amk.
    e madem adalet bunlardı, ne sikime adamların yolsuzluk soruşturmasını engellediniz?

    yüzsüz, pislik herifler...
  • zordur. ama imkansız değildir, üstelik bir miktar da zaman ister. mutlaka ister. zaman çok önemli.

    bakın.
    ben de sevmiyorum, hiç bir zaman sevemedim ama şu anda, şimdi, siz bunu okurken, bu kadar rezalete rağmen bile recep tayyip erdoğan hala en sahici lider. sahicilik ve sevmek çok farklı bir iştir.

    çünkü sahicilik yanındaymış gibi demektir. sevmekse parasız pulsuz, çıkarsız bağlanmak demektir. o gibidir, sevgiliniz gibidir.

    hanginiz, kaçınız? yıllarca severek birlikte olduğunuz eski kız arkadaşınızın motor olduğuna hemen inandı da ayrılıverdi, kaç aldatılan ilk aldığı haberde önce bunu sevdiğine konduramayıp hemen siktir çekmedi, kaç kadın kocası onu ilk dövdüğünde boşanabildi?... rte işte böyle sevildi, hemen de vazgeçilemez. bu bir tür şoktur, psikolojiktir. yutkunmuak, boğazından "o şey"in geçmesi, çok zordur. zaman ister.

    akp seçmen kitlesine cahil dendi, takım tutar gibi dendi, çıkarcı dendi, yobaz dendi. yanıldığını kabul etmek oldukça iri bir erdemdir. e "fikrini değiştirmek", "yanıldığını kabul etmek" işinin zorluğu en çok da bu kişiler için doğru değil mi zaten, kitap bunu söylemiyor mu? akp'ye oy veren iç anadolu yobazından, "- haa pardon." derken entel olmasını bekliyor olmuyor musun böyle yaparak?

    dediğim gibi, zaman işte, uzatmayak!
  • kemikleşmiş zihniyetleri ve sabit fikirleri çözmek adına, belki de aşina oldukları bir kanaldan girmeyi gerektirir.

    "onlardan seni duyanlar vardır. onlar, hangi 'apaçık-belgeyi-mucizeyi' görseler, yine ona inanmazlar. öyle ki, o inkâr etmekte olanlar, sana geldiklerinde, seninle tartışmaya/çekişmeye girerek: "bu, öncekilerin uydurma masallarından başka bir şey değildir" derler."- "en'âm suresi 25. ayet tefsiri. kaynak.
  • mesele insanların yolsuzluğa inanması değil aslında, mesele insanların yolsuzluğu meşru görmeleri.

    bu en temelde memleketin neredeyse hepsinin sahip olduğu hemşericilik kültüründen kaynağını alıyor.ki bence ülkenin en kangren mevzusu da bu.

    ahmet akp gençlik kollarında olduğu için ayda 1000 lira burs alıyor,necati bey muhafazakar bir müteahit olduğu için belediye ihalelerinde en güzel arsaları alıyor,neriman teyze türbanlı olduğu için belediye tesisinde işe alınıyor,eh recep tayyip erdoğan da koskoca başbakan olduğu için en büyük lokmayı da o yiyor tabi.bunda şaşacak ne vardı?

    işin acı olan yanı şu:adam kayırmacılık,rüşvet,yolsuzluk akp hükümetiyle var olmadı.hep vardı,hep olacak.çünkü bu düzen toplumun her kesiminde var.sırf türbanlı diye bi kadının çaycı yapılmasıyla,başbakanın oğlunun ada alması arasında temelde hiç bir fark yok.ortada koskocaman bir pasta var bırakmak isterler mi sanıyorsunuz?çünkü çaycı neriman teyze biliyor belediye chp'ye geçince işinden olacağını,o yüzden bilal'in ada alması umrunda değil.hepsi aynı gemide aynı işin içinde çünkü.

    özel olarak muhafazakarları eleştirmiyorum.bugün chp iktidarda olsa yolsuzluk olayları ayyuka çıksa seçmen kitlesinden tepki göreceğini pek sanmıyorum.bu sefer de pasta onların önüne konacak çünkü.

    19 yaşında bir çocuk sokak ortasında dövülerek öldürüldü,yine akp seçmeninin umrunda olmadı.yolsuzluk olaylarına tepki göstermemelerine mi şaşırıyosunuz.adaletin olmadığı yerde insanların kör,sağır,dilsiz olmalarına şaşırmayın.

    kimse cahil değil inanin kimse cahil değil.bu ülkenin insanları katıksız merhametsiz,adaletsiz,vicdansız,hırsız.
  • gereksiz aktivitedir çünkü hepsi akp'nin yolsuzluk yaptığını zaten bilmektedir. yaptıkları sadece ve sadece "inkar" etmektir, içten içe gayet kabul etikleri halde.

    bu akp tarafgirliği kemikleşmiştir bu insanlarda. burada altı çizilmesi gereken, akp'ye oy veren herkesin bu sınıfa sokulamayacağıdır. bütünüyle ekonomik çıkarı için oy veren ve savunan hatırı sayılır bir kitle vardır ve hayatlarının tek gerçeğini para yapmış bu kitlenin akp'yi savunması doğal olduğu için ikna olmalarını beklememek gerekir. bir başka savunucu kitle şeriat yandaşlarıdır, onları da ikna etmeye çalışmak gereksizdir. ama burada bahsi geçenler zaten bu iki kitle değil.

    psikolojik ve sosyolojik olarak ele alınması gereken bir sorundur bu. akp'nin yıllardır oynadığı akıllıca oyunun sonucudur, o oyunun ne olduğunu buradaki herkes de yazmış. kutuplaştırma.

    söylemek ayıp veya suç değil; bu kitle gerçek anlamda cahildir ve akp'nin genel seçmen profilini oluşturur. cehalet, akp ile "ideoloji" haline gelmiştir. bu kitlenin sorunu tam olarak ideolojisine sıkı sıkıya bağlı olmaktır. ideal cehalet olunca, ona bağlı olmak "körü körüne" gibi bir deyimle anılamaz zira bu durumda oksimoron yapmış oluruz.

    ancak genel olarak yanıldığımız kısım, bu kitlenin çok olduğunu düşünmektir. çok değiller, sadece sesleri çok çıkıyor. efendilerinden emir almadıkça "kayıtlar montaj" bile diyemediler iki gün boyu, repliklerinin gelmesini beklediler. bir tanesini okumak veya dinlemek, hepsini okumak veya dinlemek demektir.
hesabın var mı? giriş yap